28 Temmuz 2009 Salı

Muharrem Demirbaş
Yılın değil “yılların babası”
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yılda bir kez, Haziran ayının haftalarından birinde, “Babalar Günü” kutlanıp geçiyor, geçiştiriliyor.
Öyle babalar var ki, bir yıl değil, “yılların babaları” olarak ilan edilmeliler, kabul edilmeliler.
Ankara’da bu örneklerimizin içinde yer alan, başında yer alan, şair-yazar ve araştırmacı Muharrem Demirbaş örnek olarak gösterilebilir.2009 yılı itibariyle 67 yaşının içinde olan Demirbaş, Bağ-Kur emeklisi.Biri özürlü beş çocuk sahibi. Dört yıldır bakmakta olduğu annesi kanser hastası. Eşini 8 ay önce kaybetmiş.
Geride bakmakla yükümlü olduğu 98 yaşında bir annesi ve yirmili yaşlarda özürlü bir kızı var.
Üstelik Muharrem Demirbaş beş yıldır prostat kanseriyle mücadele ediyor. Bu konuda, “Ölüm Allah’ın emri. Benim tek derdim; öldükten sonra annemin ve kızımın zor durumda kalmaları.” diyor.
Muharrem Demirbaş, yıllardır yaşadığı zor ve çetin hayatını, Allah’ın bir sınavı olarak görüyor, böyle kabul ediyor.Asla yakınmıyor, dert yanmıyor. Aksine arkadaşı olan merhum Haluk Nurbaki ‘nin dediği gibi; Allah’ın kendisine cenneti kazanması için verdiği bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Şiir kitapları bulunan Muharrem Demirbaş, değişik dergi ve gazetelerdeki yazı ve şiirleriyle dikkat çeken isim ve imzalarımız arasında yer alıyor. 2009 yılında, memleketi Çankırı’nın dernekler konfederasyonu tarafından “yılın örnek babası” seçilmesi dolayısıyla, gururlu ve burukluk içinde görünen Muharrem Demirbaş, ödülünü alırken hem üzüntülü, hem sevinçliydi.
Muharrem hocayla sohbete başladınız mı, hayatın anlamını daha net ve açık görür hissedersiniz. O annesi için, “Osmanlı çınarı” deyimini kullanıyor. Sağlık sorunları, nedeniyle abdest almada zorlanan annesinin abdest suyunu döken Muharrem Demirbaş, annesinin ayaklarını yıkarken, “Oğlan çocuğunun kadına hizmet etmesi doğru değil evladım ama ne yapayım.” demesi üzerine Muharrem hoca annesi üzülmesin diye;
-”Anne ben sana abdest aldırmakla sevap kazanıyorum. Aslında sana değil, ben kendime hizmet etmiş oluyorum. Senin hayır duanı alayım yeter. Ama benim için en büyük mükafat senin hayır duandır. Sen, benim Allah’ın rızasını kazanmamı istemez misin?” diye cevap veriyor.
Muharrem Demirbaş’ın 5 çocuğundan biri olan küçük kızı menenjit hastalığı geçirmiş ve özürlü hale gelmiş. İhtiyaçlarını kendisi karşılayamıyor. Tuvalet ve diğer ihtuyaçlarını da babasının yardımıyla gideriyor. Aşırı gürültülü ortamlardan rahatsızlık duyuyor ve mahallenin çocuklarını kıskanıyor. Zeka yaşı 5 yaşındaki bir çocuğunkiyle aynı.
Muharrem Demirbaş’ı sadece kutlamak yetmez. O’nu anlamak, O’nun yanında yer almak gerekli. Bu yüzden, Muharrem Demirbaş’ın bir yıl için değil, yıllar için “yılların babası” olduğunu ilan ediyorum efendim. Tebrikler Muharrem hoca, tebrikler. Seni seviyoruz, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz. Sen örnek ve sürekli alkışlanacak bir babasın.
***
Yozgat
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yerleşim birimlerimizle, il ve ilçelerimizle, belde ve köylerimizle ilgili araştırma, yorum ve değerlendirmeler, eldeki, masa üstündeki yayınlarla, yapılıyor, yapılabiliyor.
Yozgat ilimiz için, “yiğidin harman olduğu yer” ifadesi, yorumu kullanılıyor. Coğrafi açıdan baktığımızda Yozgat; İç Anadolu Bölgesinin orta kızılırmak bölümünde yer almaktadır.Kuzeyinde Çorum, Amasya ve Tokat, doğusunda Sivas,batısında Kırıkkale ve Kırşehir, güneyinde Kayseri ve Nevşehir illeriyle çevrilidir.
10. Sürmeli Festivali kapsamında 04 Temmuz 2009 tarihinde Yozgat merkezinde, Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği’nin koordinatörlüğünde, Valilik ve Belediye Başkanlığı’nın katkılarıyla gerçekleştirilen “Şiir şöleni” sırasında bana ulaştırılan ve genellikle Yozgat Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü imzasının taşıyıcısı yayın ve dökümanlara bakıyorum.Bunlar:

1-Yozgat Kent Tarihi (240 sayfa)
2-Termal kaplıcalarıyla Yozgat,
3-Bozok diyarı (Yozgat’la ilgili tarihi fotoğraflar-siyah-beyaz)
4- Yozgat antik kentleri,
5-Yozgat,
6-Kazankaya Kanyonu Yozgat-Aydıncık,
7-Yozgat il haritası,
8-Yozgat balgeseli (cd)
9-Yozgatlı şair Salim Gülbahçe’nin şiir kitabı
10-Şehriyar, aylık kültür,sanat,edebiyat ve aktüalite dergisi, sayı: 13,2009.
64 sayfalık bu derginin sahibi: Derviş Tavşancıoğlu. Keyseri’de basılıyor. Yozgat’ta irtibat bürosu var.
Yozgat’ın tarihçesine baktığımızda gördüklerimizden:
-Yozgat’ın tarihi ve arkeolojik araştırmalarına halen devam ediliyor.Yozgat’ta ilk yerleşim izleri M.Ö 3 bine kadar iniyor. Anadolu’nun ilk merkezi devletini ve imparatorluğunu kurmuş olan Hititler döneminde Yozgat’ın başkent Boğazköy’e yakınlığı ve Alişar gibi önemli bir merkezi sınırları içerisinde bulundurması, M.Ö 2 bin yılda Anadolu’nun merkezinde, ne kadar öneme sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Yozgat, Sürmeli ve Ziya türküleri başta olmak üzere pek çok ünlü türkünün çıkış yeridir.
Ziya türküsünün öyküsü veriliyor Yozgat Kent Tarihi’nin 187 nci sayfasında.Ziya’nın yakışıklı bir delikanlı olduğu anlatılıyor. Yozgat’ın Karacalar köyünde yaşayan Ziya aynı köyden Fikriye adlı bir kızı sever. Fikriye’nin babası Karacalar Köyü’nün imamı Ali Hocadır. Ali Hoca Kızıltepe Köyü’ne imam olur. Ziya sık sık nişanlısını görmek için at üstünde gider. Ziya bir gün ekin sularken üşütmüştür. Karın ağrısı nedeniyle doktora gider. Fayda bulamaz. Bir hafta sonra ölür.
Ziya için bir başka söylenti vardır: İyi at binen, cirit oynayan Ziya, iki köy arasında oynanan ciritte attan düşer, orada ölür. Fikriye nişanlısının ani ölümü karşısında duyduğu acıyı şiire döker. Türkü ortaya çıkar. Ağıdın tamamı 30 kıtadır. Bu türkünün bir dörtlügü:
Çamlığın başında tüter bir tütün,
Acı görmeyenin yürüğü bütün,
Ziya’mın atını pazara tutun,
Gelen geçen Ziyam ölmüş desinler.
GÜNÜN HABERİ:
Burdur ilimize bağlı Bucak ilçemizde günlük yayınlanan “Oğuzeli Gazetesi“nce yayınlanacak. „Oğuzeli Gözüyle Burdur“ adlı kitabın yayın çalışmaları sürdürülüyor.
***
Kültürümüz içindeki
Burdur doğumlulardan (1)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Edebiyatımız içinde, Burdur çıkışlı isim ve imzalar olarak bilinen ve edebiyatımıza katkılarıyla onur ve gurur duyduklarımız vardır. Bunlardan bazıları şöyle sıralanmakta:
1-Şeyh Sinani Rumi Burduri: Burdur’un yetiştirdiği büyük bilginlerdendir. Bursa’da Ahmet Paşa Medresesinde müderris olarak görev yaptı. 1505 yılında vefat etti.Tepe mezarlığında toprağa verildi. Elyazması dört eseriyle biliniyor.
2-Fedayi Mehmet Dede: 16. yüzyıl tasavvuf şairi olarak biliniyor. Divan-ı Fedayi adıyla yazdığı divan, Milli kütüphanede bulunmaktadır. Ölümü 1577 olarak kaydediliyor.
3-Molla Sinan Burduri: Hamit ilinin Burdur beldesinden olan Molla Sinan efendi, Bursa’da Beyazıtpaşa, Edirne’de Taşlık Medreselerinde müderrislik yaptı. 1627’de Medine-i Münevvere’de mollalığı ihsan olundu. Mısır’dan gemi ile Yembu iskelesine çıkarak yola devam ederken, yolda vefat etti. Cenazesi Medine’ye getirilerek Cennetül-Bekada toprağa verildi.
4-Servi ya da Derviş Servi: Divan şairi olarak 16. yüzyılda yaşadığı biliniyor.Servi adı takma addır.1597 yılında vefat etti.
5-Halil Hamit Paşa: 1736 yılında doğdu. 1785 yılında vefat etti. Tezkerecilik, Reisül küttaplık ve sadaret Kehtüdalığı (içişleri bakanlığı) yaptı. 1782’de Sadrazam oldu. Daha sonra Cidde ve Habeşistan Valiliği’ne atanması üzerine, görevine giderken Bozcaada’da başı kesilerek öldürüldü.
6-Halil Efendi Burduri(Muhaddis): Sayılı bilginlerden olan Muhaddis Halil Efendi, Burdur ili Gölhisar ilçesi Kızıllar köyündendir. Müderris olarak pek çok talebe yetiştirdi. 1852 yılında Burdur’da vefat etti, Demircioğlu mezarlığında toprağa verildi.
7-Küçük Şeyh Mustafa Efendi: Burdur Müftülüğü yapan Mustafa Efendi 1824 yılında medrese içinde yeniden yaptırdığı Kütüphaneye 500 ciltlik kitap koyarak vakfetti. 1827 yılında vefatla aramızdan ayrıldı. Yaptırdığı kütüphane binasının güneyinde toprağa verildi. 8-Hattat Osman: 18. yüzyılda yaşadı. Kendisiyle ilgili fazla bilgi bulunamamıştır.
9-Hattat Kayışzade Hafız Osman Efendi: Burdur medeselerinde yetişti. Hayatını, Kur’an-ı Kerim yazmakla geçirdi. 106 Kur’an-ı Kerim yazdı. İstanbul Merkez Efendi mezarlığındaki kabir taşına (M.1984) yılı kaydedilmiştir.
10-Mehmet Öğütçü (Hatip Hoca): Açık fikirli, yenilik taraftarı değerli bir din adamı olan Mehmet Ögütçü, “İslam Dini” adında bir kitap yayınladı. 20 Ekim 1945 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
11-Ömer Rıza Doğrul: 1893 yılında doğdu. Mehmet Akif Ersoy’un damadı olan Ömer Rıza Doğrul, kuvvetli kalemiyle, Türk kütüphanesine önemli hizmetlerde bulundu. “Asrı Saadet” adındaki büyük islam tarihi “Tanrı Buyruğu” adındaki Kur’an-ı Kerim tercümesi başta olmak üzere telif ve tercüme 70’den fazla eser yazdı. 13 Mart 1952 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
12-Mehmet Hatiboğlu: 1877 yılında Burdur’da, vaizlik ve müftülük yaptı. “Ana Kaynaklarına Göre İslam Dini” ve “Usul ve Tatbikat” adlı kitapları yayınlandı. 23 Ekim 1945 tarihinde vefat etti.
13- A. Hamdi Kasapoğlu: 1907 yılında Burdur’da doğdu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda, Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliği ve başkanlığı görevlerinde bulundu. “Halka Din Rehberi” adlı kitap başta olmak üzere değişik kitaplar yayınladı.19.05.1986 tarihinde vefat etti.
***
Kültürümüz içindeki
Burdur doğumlulardan (2)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
14-Prof. Dr. Halil İbrahim Kafesoğlu: 1914 yılında Tefenni ilçesinde doğdu. 1940 yılında Ankara DTCF’den mezun oldu. Değişik üniversitelerde Türk Tarihi profesörlüğü yaptı. İ.Ü Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi kürsüsü başta olmak üzere bu alanda değişik yerlerde hizmet verdi. 1965 yılında Kültür Ocağı Başkanı, İstanbul Milliyetçi Öğretmenler Birliği Başkanı oldu. 1976 yılında Altan Deliorman ile birlikte Lise 1 ve 2 tarih ders kitaplarını yazdı. Bazı kaynaklara göre 17 Ağustos 1984 bazı kaynaklara göre de 1987 yılında vefat etti. Tefenni Lisesinin adı 1990 yılında “İbrahim Kafesoğlu Lisesi” olarak değiştirildi.
15-İbrahim Zeki Burdurlu: 1922 yılında Burdur’da doğdu. Gazi Terbiye Enstitüsü’nden mezun oldu. Lise ve Eğitim Enstitülerinde, Türkçe, Edebiyat öğretmenliği yaptı. Burdur Ortaokulu’yla, Burdur Lisesi’nde Türkçe öğretmeni olarak çalıştı. İlk kitabı “Toprak İnsanları”nı 1945 yılında yayınladı. Şiir ve araştırmalarının yanısıra, masallar ve oyunlar da yazdı.
İbahim Zeki Burdurlu’nun “Burdur” adlı şiiri, burayı ince desenli halıları, zeybeği, türküleri, üzümleriyle anlatmaktadır. 1984 yılında İzmir’de vefat etti.
16-Fakir Bayburt: 1929 yılında Yeşilova’ya bağlı Akçaköy’de doğdu. 1948 yılında Gönen Köy Enstitüsü’nü bitirdi. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde ve bir yıl ABD Indiana Üniversitesi’nde okudu. Köy öğretmenliği başta olmak üzere değişik görevlerde bulundu.
Sanata şiirle başlayan Fakir Bayburt, köy gerçeklerini işleyen romanlar, öyküler, makaleler, film metinleri, romanlar, yazdı.Yılanların öcü, Tırpan, Irazcanın Dirliği kitaplarından bazıları olarak sayılıyor. Değişik gazetelerde yazıları da yayınlanan Fakir Baykurt, 12 Ekim 1999 tarihinde vefatla aramızdan ayrıldı.
17-Hüseyin Akbaş: 1927 yılında Burdur’da doğdu. Gönen Köy Enstitüsü’nde okudu. Anılarını “Gerçek Düşünce ve Eğitim” adlı kitapta topladı.
18-Halit Asım Demirsoy: 1918 yılında doğdu. 1941 yılında vefatla aramızdan ayrıldı. Ölüm temini işleyen şiirlerini “Ölüm” adlı kitapta topladı.
19-Azime (Karabulut) Korkmazgil: 1933 yılında Burdur Ağlasun’da doğdu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Değişik eğitim kurumlarında son olarak da Ankara Eğitim Enstitüsünde öğretmen ve yönetici olarak görev yaptı. Öykü yazarı ve ozan Hasan Hüseyin Kokmazgil’in eşi olan Azime (Karabulut) Korkmazgil 1986 yılından bu yana Ağlasun’da yaşıyor.
20-Özgül Özgüven: 1935 yılında Burdur’da doğdu. Ankara Tıp Fakültesi’ni bitirdi. “Yağmur Tutan Güzellik” adlı dördüncü şiir kitabını yayınladı.
21-Muammer Susuzlu: 04 Temmuz 1935 tarihinde Burdur’da doğdu. Orta ve lise eğitimini Burdur Lisesi’nde tamamladı. Değişik alanlarda çalıştı. “Yaşam” isimli şiir kitabıyla “Gülşen” adlı bir sanat dergisi yayınladı.20.07.2009 tarihinde vefat etti.
22-Prof. Dr.Ethem Ruhi Fığlalı: 08.12.1937 tarihinde Burdur’da doğdu. AÜ İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Muğla Üniversitesi’nde rektörlük yapan Fığla’lı çeşitli ansiklopedilere, ihtisas alanında 50 dolayında madde yazdı.
23-Mustafa Asoğlu: 1943 yılında Yeşilova ilçesinin Kayadibi köyünde doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünden mezun oldu. Van, Burdur ve Bingöl Sanat Enstitülerinde öğretmenlik yaptı. İlk kitabı, “Et, Ekmek-Karanfil” adıyla yayınlandı. “Ulusu” adlı kitabı milliyet yayınları arasında günyüzü gördü.
***
Kültürümüz içindeki
Burdur doğumlulardan (3)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
23-a) -İsa Kayacan: 20 Eylül 1943 tarihinde Burdur ili Tefenni ilçesi’ne bağlı Ece Köyü’nde doğdu. Ortaokulu Tefenni’de, Liseyi Ankara’da, Lisans eğitimini de AÖF Halkla İlişkiler bölümünde tamamladı.
Gazetecilik yaptı. Değişik alanlarda 126 ayrı kitap, Ece adlı bir sanat dergisini 28 sayı yayınladı. 3 bin 450 ayrı gazete ve dergide 31.12.2008 tarihi itibariyle 40 bin 350 makalesi yayınlandı.
Azerbaycan’dan iki fahri doktora, bir fahri profesörlük payesi alan Kayacan, 11 ayrı bakanın basan danışmanlığını yaptı. Doğum yeri Ece Köyünde, 8 bin dolayında kitap ve derginin yer aldığı “İsa Kayacan Kütüphanesi”nin kuruluşunu gerçekleştirdi.
Özellikle, Burdur’a yönelik “Burdur Hatırlamaları” ve “Burdur’un Saz ve Söz Ustaları” adlı kitaplarıyla, ilgili çevrelerin dikkatini çekti.
İsa Kayacan 21 Mayıs 2009 tarihi itibariyle buraya bir not koymak istiyor:
-Mayıs 2004’te yayınladığım 20 bölümden oluşan 720 sayfalık “İşte Hayatım” adlı kitabımda belirttiğim, resmi görevlerimin yanında, gazete, dergi ve kitaplarla fazla uğraştığım için, çevreme, aileme fazla vakit ayıramadığımı bu nedenle sıklıkla eleştirildiğimi, bir gün rahmetli eşimin, Bakanlarla çalıştığım dönemlerden birinde sıklıkla geç geldiğim günlerden birinde, evdeki çalışma masama; “Karın olarak, bazı konuları görüşmek üzere, senden randevu istiyorum” kelimelerinin bulunduğu not bıraktığını üzüntüyle ama bir gerçek olarak hatırlarken;
21 Mayıs 2009 tarihinde, ilköğretim 4 üncü sınıfa giden torunum Nazlı Aykut’un buz pateni çalışması sonunda oradan çıkarken; “Dede, sen kitap yazmayı, gazetelerde yazmayı bırak artık. Emekli oldun. Herkesin dedesinin o kadar vakti var ki, onlar sevdikleriyle ilgileniyorlar..Sen, sevdiklerinle ilgilenemiyorsun.Ben seni daha fazla görmek istiyorum.” deyişini, ciddi bir ikaz olarak kabul ettim.Ama, neyi, nasıl yapabilecektim, Nazlı’nın eleştiri ve ikazının temelindeki gerekçeleri, beklentileri nasıl cevap verebilecektim!..
23-b) Osman Oktay: 1951 yılında Bucak ilçesinde doğdu. 1974 yılında AÜ DTCF’den mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’yla TRT’nin değişik kademelerinde görev yaptı.Değişik ödüller alan Osman Oktay, çocuk edebiyatıyla ilgili yazı ve yayınlarıyla dikkat çekti.Pek çok senaryonun altına imza koyan Oktay’ın Bilge Kağan, Manas Destanı, Göç Destanı adlı kitapları başta olmak üzere pek çok kitabı yayınlandı.
24-Arslan Özbey:1956 yılında Tefenni’de doğdu. AÜ- Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Ankara Radyosunda, eğitim ve kültür programları hazırladı, metin yazarlığı yanında, değişik ilçelerde Kaymakamlık görevinde bulundu.
25-Abdullah Aşçı: 06 Haziran 1921 tarihinde Burdur’da doğdu. İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu. Hikaye, düz yazı ve şiirleriyle dikkat çeken Aşçı, 1960 yılında ilk kitabı “Bekar Adam”ı yayınladı. Abdullah Aşçı; “Yazar oldum. Gün gelir satar da olurum.” görüşüyle dikkat çekti.
26-Binnur Şener: 14 Aralık 1947 tarihinde Burdur’de doğdu. Annesinin istememesi üzerine ortaokuldan ayrıldı. Koyu bir Fakir Baykurt hayranı olan Binnur Şener ilk kitabını “Fakirin Kıyısında” adıyla yayınladı.
27-Atila Özer: 1949 yılında Burdur’da doğdu. Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinin İnşaat bölümünden mezun oldu. Anadolu Üniversitesi Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda Yrd. Doç. ve Açıköğretim Fakültesi Televizyonunda Grafik Bölümü Başkanlığı görevlerinde çalıştı. 1973 yılında karikatür çizmeye başladı.
Yurtiçi ve yurtdışında pek çok sergi açtı. Yarışmalarda birincilik, ikincilik, üçüncülük olanları başka olmak üzere değişik ödüller aldı.
28- Mustafa Balbay: 08.08.1960 tarihinde Yelişova’nın Güney kasabasında doğdu. Ege Ü.İleşitim Fakültesinden mezun oldu. Değişik gazetelerde yazarlık yaptı. Cumhuriyet Gazetesinin Ankara Temsilcisi olarak çalıştı. “Ülkelere değil savaşlara Düşmanım” adlı ilk kitabını yayınladı.
29- Dr. İrfan Akay: 1944 yılında Gölhisar ilçesinin Armutlu köyünde doğdu. 1961 yılında İ.Ü.Tıp Fakültesine girdi. Askeri Tıbbiye’ye başvurarak, öğrenimi askeri Tıbbiye’li olarak yaptı. Değişik kuruluşlarda çalıştı. Burdur Devlet Hastanesinde görev yaptı. Burdur Türk Ocağı Başkanlığı görevini yürüttü. Değişik gazetelerde sosyo-kültürel ağırlıklı yazılarıyla dikkat çekti.
***
Kültürümüz içindeki
Burdur doğumlulardan (4)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
30-Gülbahar Ünlü: 1963 yılında, Tefenni ilçesinin Yuvalak köyünde doğdu. İktisat fakültesinden mezun olduktan sonra değişik alanlarda çalıştı. Şiire olan aşkı yüzünden sekreterlik, hizmetçilik, seyyar satıcılık yaptı. Uzun süre İstanbul’da yaşayan Gülbahar Ünlü ilk kitabı olan “Tutkunun Gönüllü Sürgünleri”ni 1996 yılında yayınladı.
31-Sebahat Gümüş:14 Mart 1954 tarihinde Yeşilova ilçesinin Akçaköy’ünde doğdu. Liseyi öğretmen okulunda, yüksekolulu AÖF’de tamamladı. Değişik okullarda öğretmenlik yaptı. Merkezi Burdur’da bulunan Araştırmacı,Yazar ve Şairler Derneğinin Başkanlığı görevini yürüten Sebahat Gümüş, ilk şiir kitabı “Gizemli Duygular”ı yayınladı.
32-Müzeyyen Düdük: 1929 yılında İzmir’de doğdu. 12 yaşında şiir yazmaya başlayan Müzeyyen Düdük 2004 yılında “Gönüllerden Gönüllere” adlı ilk şiir kitabını yayınladı.
33-Ahmet Ali Bilgen: 1946 yılının son günlerinde Ağlasun ilçesinin Mamak köyünde doğdu. Muğla İlk Öğretmen Okulu’nu, arkasından Ankara Gazi Orta Öğretmen ve Eğitim Enstitüsü’nü bitirdi.
Gümüşhane’den Uşak’a Ankara’dan Burdur’a değişik yörelerdeki okullarda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak 28 yıl çalıştıktan sonra emekli oldu. Ahmet Ali Bilgen değişik gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.
34-Hanım Akçay: Burdur ilimizin Kemer ilçesinde dünyaya geldi. “Erkek çocuğu bekleyen aileme 1 Nisan şakası gibi, kız çocuğu olarak dünyaya gelmişim” diyen Hanım Akçay, Burdur Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde masa tenisi antrenörü olarak çalıştı. Müzik öğretmenliği yapan Hanım Akçay’ın gazete ve dergilerde şiirleri ve köy çıkışlı roman denemeleri yayınladı.
HALK ŞAİRLERİ VE OZANLARI
1-Vecai(Aşık Vecai): 1794 yılında Burdur’da doğdu. Lirik ve halk şairi olarak tanındı.Yaşadığı dönemde eserlerini bağlama eşliğinde seslendirdiği biliniyor.
2-Haki: Hakkında fazla bilgi yoktur. “İnsanoğlu” adlı koşmasının sonunda, kendini tanıtma imzasından, “Haki hal olduğu andır-Haki yeksan olunca” sözünden bu mısraların Haki’ye ait olduğu anlaşılıyor.
3-Şemsi Baba: Burdur’un Konak mahallesinden bir halk şairidir.Torunu Mustafa Şemsi de dedesi gibi halk şairi olup saz ve ud çalmıştır.Şemsi Baba, saz çalan ve muamma açan irticalen şiir söyleyen bir halk şairidir.
4-Kemali Baba: Burdurlu olduğu sanılmaktadır. Burdur’da yaşamış bir halk şairi olan Kemali Baba’nın üstüne fazla bilgi yoktur.Burdur’da yaşamış evliyalar hakkında bir”methiye”si bulunmaktadır.
5-Hayri Sine(Aşık Enis): 1931 yılında Burdur’da doğdu. Uzun süre “Aşık Enis” mahlasını kullandı.Değişik kuruluşlarda çalıştı, reji ve operatör asistanlıklarında bulundu. Kendi matbaasında el pedalıyla “Gurbet Öyle Acı ki” adlı kitabını yayınladı.
6-Osman Akkoç: 1944 yılında Gölhisar ilçesinde doğdu.Değişik kuruluşlarda çalıştı. Orman Genel Müdürlüğü kuruluşlarında Orman Muhafaza Memuru olarak görev yaptı. Bilinmeyen yöre türkülerinin hikaye ve sözlerini toparladı.Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitimi Müdürlüğü, Burdur İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce şiirlerinin yer aldığı “Gölhisarlı Halk Şairi Osman Akkoç” adlı şiir kitabı günyüzü gördü.
7-Memiş Acar (Feryadi): 1945 yılında Yeşilova, Armutlu köyünde doğdu.(Feryadi) mahlasını kullandı.Değişik yerlerde polis olarak görev yaptı. “Yedikapılı” adlı ilk şiir kitabını 2004 yılında yayınladı.
8-Ali İrşi(Ozan İrşadi): 1951 yılında Burdur’da doğdu. Düzce Orman Tekniker Okulunu 1970 yılında bitirdi.Ankara Meslek Yüksekokulundan mezuniyetiyle Yüksek Tekniker olan Ali İrşi’nin yayınlanmış kitapları var.
9-İbrahim Can(Aşık Sarı): 05 Ekim 1953 tarihinde Yeşilova ilçesinin Büyükyaka köyünde doğdu.13 yaşında bağlama çalmaya başladı. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde çalışan İbrahim Can, 1979 yılında I.İnsuyu Festivalinde seslendirdiği ”Tezgahında Dokur Halı” türküsüyle tanındı.
10-Aşık Ömer Erkan: 1957 yılında Dirmil’de (Altınyayla’da) doğdu. Kadir Turan, Mahmut Kılınç,Aziz Karakaya,Mehmet Yıldıran,Ali Tekin gibi ustalarla çalıştı.Bağlama, Sipsi, zurna ve davul çalan Aşık Ömer Erkan’ın kendisine ait türküleri bulunmaktadır.
***
Kültürümüz içindeki
Burdur doğumlulardan (5)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
TÜRK HALK ve SANAT MÜZİĞİ ALANINDA
1-Ahmet Yamacı:1926 yılında Tefenni illçesinde doğdu.Gönen İlköğretmen okulunda okudu.1944 yılında Ankara Radyosunda açılan imtihanda bağlama dalında birinci oldu. 1954 yılında İstanbul Radyosu Yurttan Sesler Korosu şefliğine atandı. TRT’de Bilimsel Araştırma ve repertuar kurulu üyeliği yaptı.Binden fazla türkü ve oyun havası derledi.
Tefenni Teke Zortlatması’nı, Tefenni yöresinin deyimiyle “Şelpeyi” radyoda ilk lanse eden Ahmet Yamacı 21.03.1987 tarihinde İstanbul’da vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
2-Hamit Çine: 04 Nisan 1926 tarihinde Burdur’da doğdu.Lise tahsilini İstanbul Haydarpaşa Lisesinde yatılı olarak tamamladı.14 yaşında bağlama çalmaya başladı.Liseyi bitirdikten sonra Hukuk Fakültesinde bir yıl okudu.Sonra, İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Sanayi İşletmeciliği bölümünden mezun oldu. Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Burdur valiliği yayınları arasında günyüzü gören “Burdur’dan damlalar” adlı kitabı, teke yöresi folklorunun ansiklopedisi niteliğindedir.
3-Salih Urhan: 1926 yılında Yeşilova ilçesinde doğdu.Babası Ali Urhan yöresinin en iyi bağlama çalanlarından olduğu için, küçük yaşta bağlamayı tanıdı.1939-1945 yılları arasında Isparta Gönen Köy Enstitüsünde okudu.
1969 yılında TRT’nin açmış olduğu yetişmiş sanatçı sınavına kabak kemane ile katılan Salih Urhan başarılı bulundu ve yıllarca TRT’de kabak kemanesiyle görev yaptı.2004 yılında yayınladığı “Öyküleri ve Notalarıyla Gurbet Havaları” adlı kitabıyla dikkat cakti.
4-Sümer Ezgü: Annesi Burdurlu babası Trabzonlu bir öğretmendir. Sümer Ezgü 1960 yılında dünyaya geldi. Çocukluğu, Burdur ilimizin Bucak kasabasında geçti.
Ortaokulu Bucak’ta liseyi Burdur’da okudu. Sümer Ezgü 1977 yılında başladığı 19 Mayıs Gençlik ve Spor Akademisinin Hentbol bölümünden mezun oldu.Halk oyunları ve Türk Halk Müziği koro çalışmalarında bulundu. TRT Ankara radyosunun açtığı ses sanatçısı sınavını kazanarak göreve başladı. “Bağlamada tavır” dersleri aldı.
1981 yılında TRT’ye profesyonel ses sanatçısı olarak girdi. TRT başta olmak üzere değişik TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu. Ankara Ü. DTCF Fakültesinde halk müziği dersleri verdi.
5-Rahmi Uğur:1907 yılında Burdur’da doğdu.Devletin değişik kademelerinde çalıştı. Müzik, folklor ve tarih alanlarındaki araştırmalarıyla dikkat çekti. Burdur tarihini yazdı. Burdur folkloru içinde yer alan halk kültürü ve oyun havalarını, gelenek ve göreneklerini yansıtan önemlilerini , notaya almak suretiyle derleyerek bir eserde topladı.
6-Kemal Caner: 31.12.1951 tarihinde Yeşilova’da doğdu.1976 yılında Elektrik Mühendisi oldu.TRT’nin açtığı TSM sınavını kazanarak Ankaralı oldu. Sonraki yıllarda TRT’nin İstanbul Radyosunda çalışmaya başlayan Kemal Caner, pek çok bestesiyle TRT repertuarının zenginleşmesini sağlayanlar arasında yer aldı.
7-Şahin Akay: 01.05.1960 tarihinde Gölhisar’ın Hisarardı köyünde doğdu.Lise eğitimini Gölhisar’da tamamladı. 1981 yılında TRT’nin açtığı ses ve saz sanatçısı sınavına sipsi dalında katıldı ve başarılı oldu.1987 yılında kaval dalında gösterdiği başarısıyla TRT İzmir Radyosu sanatçıları arasında yer aldı.
8-Ferhat Erdem: 1963 yılında Gölhisar Çatak köyünde doğdu. Liseyi Gölhisar’da bitirdi. Konya Kültür ve Turizm Müdürlüğünde Folklor Araştırmacısı olarak çalıştı.TRT Ankara Radyosunda açılan yetişmiş ses sanatçısı sınavlarındaki başarısından sonra, “Sipsi ve kaval sanatçısı” olarak çalışmaya başladı.
***
Aşık Ali Anbarcı’dan
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Halk ozanlarımız, şairlerimiz, yazarlarımız, kısacası sanat ve edebiyatımızın içinde yer alanlardan gelenler hiç azalmıyor maşallah..Bir ara yorulduğum, kırıldığım için “azalma olsun Allah’ım diye” dua etmiştim..Ama duamın kabul olmadığı yönünde ciddi belirtiler var. AŞIK ALİ ANBARCI
Adana ilimiz merkezinden sesleniyor. Benimle ilgili yazdıkları, yayınladıkları var. Bunlardan birisi, bir yenisi şöyle:(Adana-13.10.2008)
ÜSTAT Dr. İSA KAYACAN
Gönüller dostu, kültür aşığı
Edebiyat yolu parlak ışığı
Sevginin yumağı, muhabbet beşiği
Üstadlar üstadı Dr. İsa Kayacan
*
Yarını düşünür, yönü ileri
Canı tende iken kesilmez feri
Düşmana aslandır, sevenin yari
Üstadlar üstadı Dr. İsa Kayacan
*
Kaynağı özünde, çağlar sellerle
İkrardır kelamı, tatlı dillerle
Barıştadır ilkesi, bütün ellerle
Üstadlar üstadı Dr. İsa Kayacan
*
Umudu yarına gelen yıllara
Ayrım gayrım yapmaz çağdaş kullara
Azim bayrağıyla çıkmış yollara
Üstadlar üstadı Dr. İsa Kayacan
*
Benliği hiç sevmez, gerçektir sözü
Soğan ekmek yese istemez kazı
Karacaoğlan soyu çok sever sazı
Üstadlar üstadı Dr. İsa Kayacan
*
Gelecek nesile miras kalemi
Dert edinmez, gam-gasevet elemi
Aşık alim onda sözün sağlamı
Üstadlar üstadı Dr. İsa Kayacan
*
Çukurovalı halk ozanı, Aşık Ali ANBARCI (Adana-13.10.2008)
Sonra efendim, Aşık Ali Anbarcı’nın “Ankara” adlı, başlıklı bir şiiri var elimizde. Dört dörtlükten meydana gelen bu şiirin, iki dörtlüğü:
*
-Yıllardır ayakta koca kalesi
Goncadır gülleri, güzel lalesi
Yüreklerde yanar aşk meş’alesi
Sevginin, saygının seli Ankara...
*
Aşık Ali söyler güzel ecdadım
Cihanda sulh ister her dem feryadım
Dadaloğlu, Karacaoğlan üstadım
Sazımın mızrabı, teli Ankara...
***
Dört kadın şairden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şairlerimiz, şairelerimiz.Kadın şairlerimizden dördünün şiirlerinden mısra ve bölüm örnekleri efendim.Sırayla:
NURTEN EMRE
Bursa ilimiz merkezinden sesleniyor Nurten Emre.Yazdıkları, yayınladıkları, bize gönderdikleri var şiirlerinden.Bunlardan, “Sensiz Hayat” adlı, başlıklı şiirinden:
-Baharda güller açar
Bülbüller neşe saçar
Sen olmazsan yanımda
Mutluluk benden kaçar..
Mutluluk tek kişiyle yaratılmıyor, şekillendirilemiyor..Mutlaka iki kişinin olması ve anlaşılabilmeleri gerekiyor değil mi?
MELAHAT ECEVİT
Isparta ilimiz merkezinden sesleniyor Melahat Ecevit.Beş dörtlükten meydana gelen “Öyle Git” başlıklı şiiri var elimizde. Bu şiirin bir dörtlüğü:
Nerde aşka körük çeken sözlerin?
Hani canevimi yakan gözlerin?
Ben sana hastayım, ciğer közlerim
Tenimi çarmıha gerde öyle git...
Gidebilmek için, istenilen, beklenilenlerin yerine getirilmesi öyle kolay olmuyor.Gitmelerde öyle kolay olmuyor.
FATMA UÇARLAR
Isparta ilimiz merkezinden seslenen şairelerimizden, şairlerimizden biri Fatma Uçarlar.”Bitmedi Yasın” başlıklı şiiri üç dörtlükten meydana geliyor.Bu şiirin bir dörtlüğü şöyle efendim:
-Sen yanımda olunca ağlamaz gözüm
Ellerimi tutunca, hep güler yüzüm
Bir de gözüme baksan, savrulur hüzün
Acılarla yoğruldum, bitmedi yasın...
ZEYNEP AYLA SÜTÇÜ
Konya ilimiz merkezinden seslenen şairelerimizden, şairlerimizden biri.”Gel gönül gül olalım seninle” başlıklı şiiri var beş dörtlükten meydana gelen.Anılan şiir efendim:
-Gel gönül gel, gül olalım seninle/İster dost koklasın,isterse düşman/Diken gibi batmayalım eline/İster dost toplasın, isterse düşman.
*

Tomurcuk kalma, açıl cihana
Doyur gönülleri sen kana kana
Mum gibi eri hep yana yana
İster dost ışısın, isterse düşman
*
Ekmek ol da, açlar doysun seninle
Su ol da gönüller kansın seninle
Yol olursan, kullar varır menzile
İster dost yürüsün, isterse düşman
*
Torpak ol da kuruyan sende dirilsin
Gönüller hakka sende vurulsun
Bereketli sofralar sende kurulsun
İster dost yesin, isterse düşman
*
Can evimi aç da hakkı görsünler
Niçin dünyaya geldik bilsinler
Çağır cümle alemi duysunlar
İster dost yesin, isterse düşman
***
Azerbaycan’dan toparlayarak
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Türk dünyasının gür sesi, Kerküklü arkadaşım Şemsettin Küzeci, bir Azerbaycan seyahati sonunda, bana bir hayli yayın getirdi. Kitaplar, dergiler, gazeteler. Bu çerçevede gelen kitaplardan üçü efendim:
GECE GÖZLÜ HAYAT
Hayat Şemi’nin Azerbaycan’da 136 sayfayla basılan kitabının adı: Gece Gözlü Hayat. Kitabın bana imzalanış tarihi: 23.05.2009.Hayat hanım; “Sayın Prof Dr.İsa Kayacan beye sevgi, saygı ve dostça” dedikten sonra, ikinci bir not var imza sayfasında.Şöyle:
-”Sayın Dr. İsa Kayacan beyefendi; size Türkiye’de yayınlanan kitabıma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür edirem.Tanrı sizin gibi insanları korusun.” Ben de teşekkür ediyorum efendim.
Hayat Şemi, uzun soluklu şiirleri yanında, kısa ve öz görünümlü, içerikli şiirleriyle de dikkat çekiyor.Kısa şiirlerinden (sayfa.5 ‘den):
-Yadına üşür
Orucunu gözyaşınla açtığın gün
Samovarın sızıltısı salır yadına
Gaynadıkça üşüdür seni... (Dua’dan)
Bir Azerbaycan kimliğinden söz ediyor şairemiz.Yaşadığı şehirle igili duygularını dile getirir”yazığım gelir bu şehirde” diye başlayan duygu aktarımıdır bunlar.
ÇANAKKALE’DE YÜKSELENLER
Vehbi Vakkasoğlu’nun 64 sayfalık kısa kısa anlatımları.Türk dilinden Azerbaycan diline çeviren: Sevraz Hüseyinoğlu. Meslehetçi ve redaktoru:Ganire Paşayeva(Milletvekili)
-”Çanakkale’de yaşananlar sadece gururlu bir savaş kelimesiyle açıklanabilmez. Orada yaşananlara ancak bir milletin yükselişi deyilebilir.Türk evlatları olan igid esgerler yüreklerindeki iman gücüyle dünyanın süper güçlerine meydan okumuşdular Çanakkale’de” denişi, kitabın içeriği ve genel zenginliği hakkında bilgi veriyor.
Başlıklardan: Çanakkale Akif beyin şiirleriyle gönüllere doldu, Aman ayağımı kesmeyin, Mustafa Kemal ve Seyid Onbaşı, Düşmanı hayran eden merhamed vd.
DAĞ KOLANI DESTANI
Namık Hacıheyderli’nin 32 sayfalık destanlaştırdığı anlatımı. Şiirle, düz yazıyla verilmiş. Kitap Vektor yayınları arasında günyüzü görmüş. Hacı Seyfeddin Geniyev’in görüşleri var kitap üstüne. Müellifin görüşleri yer alıyor ayrıca. Kitabın sonundaki sayfalarda fotoğraflar yer alıyor bir düzenleme içinde.
Namık Hacıheyderli: 1975 yılında Salyan rayonun Varlı kendinde doğdu. Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi’nden mezun oldu.

Hiç yorum yok: