29 Nisan 2010 Perşembe

KONUK YAZAR:
ECE KÖYÜ’NÜN ESE’Sİ (*)
Cahit YARGICI
***Saygıdeğer hocam; Araştırmacı, Şair - Yazar Prof. Dr İsa Kayacan’a gönlümün mektubu:
Değerli hocam, sizi Saygıdeğer Ağabeyim Araştırmacı Şair-Yazar Ünal Şöhret DİRLİK sayesinde önce eserlerinizle tanıdım, sonra Burdur-Tefenni’ye bağlı köyünüz Ece Köyü’nde adınıza açılan kütüphanenizin açılışında kısa bir birlikteliğimiz oldu. Ondan sonrası da yazılarınızla, eserlerinizle devam etti ve size gönül bağım böylelikle arttı. Gönül bağım diyorum, çünkü gönlüm sevdi sizi.
Sevdi, çünkü: Emeği, araştırmayı, çalışkanlığı, engin hoşgörüyü, köklerine bağlılığı, vefayı, bir işte bir zerrecik katkısı olanlar için desteği ve yüreklendirmeyi gördüm ve yaşadım sizde. Tıpkı Ünal Şöhret Dirlik Hocam’da olduğu gibi. Ben bütün bunları, emekli olup Fethiye’ye yerleştiğimde Ünal Hocamda bulmuştum. Engin hoşgörüyü, yüreklendirmeyi, sarıp sarmalamayı, yancağızında yer açıp zerrecikleri değerlendirmeyi Ünal Hocamda bulmuştum. Bu erdemler büyük insanlarda oluyor demekki. Büyük insan bulmak da zor. Ben, bu yüzden kendimi şanslı sayıyorum.
Saygıdeğer Hocam, tanıştığımızdan bugüne kadar zaman zaman yüreğim sizinle dolar taşar. Ne zaman size dair bir şey okusam, adınız bir yerde geçse, yüreğimle sizinle konuşurum. Hele eserlerim “İçimdeki Irmak” ve “Martıların Çığlığı” için yazdıklarınızı çeşitli yerlerde okuyunca sizinle yüreğimdeki sohbetim, yüreğime sığmadı ve şu dizeleri oluşturuverdi. Beğeninize sunuyorum.
ECE KÖYÜ’NÜN ESE’Sİ
Okumuş olsaydım seni,
Duygularımla baş başa kalamazdım.
Seni böyle anlatamazdım.
Yazamazdı kalemim böyle.
Diyemezdim sana Ece Köyü'nün Ese’si,
Ese işte, Ese
Ece Köyü'nün Ese’si.
* *
Lastik ayakkabılarına çamurlar bulanan,
Gökgürültülü yağmurlarda ıslanan,
Bez toplarla oyunlar oynayan,
Kış soğuklarını soluyan,
Çamurlu sokaklarda kayan,
Ağaçlara ustaca tırmanan,
Komşu bahçelerden meyve çalan,
Ece Köyü'nün Ese’si işte.
* *
Ekmeği yoğurtla katıklayan,
Varlığı, yokluğu çocuklukta anlayan,
Kara önlük, beyaz yakalıkla ilkokula yollanan,
Yollarda dağlara bir türkü tutturan,
Ece Köyü'nün Ese’si işte.
* *
Koyun, kuzu meleyişini,
Kurdun açlıktan delirişini,
İyi atın kişneyişini,
Büyüğe saygı, küçüğe sevginin
En iyisini,
Her kuşun ötüşünü bilir, İsa Kayacan.
* *
Yaşam pişirmiş İsa Kayacan’ı,
Veren almış yakınlarını,
Katlanmış acıları,
Yaşlanmış sabır ağaçları,
Her acıyı görmüş İsa Kayacan.
* *
Herkesin derdi, derdi olmuş,
Herkese derman bulmuş,
Yazdığı kitaplar yüzler olmuş,
Bir çizgiye bile kul olmuş,
Kendini aşmış İsa Kayacan.
* *
Güzel ülkemin, güzel insanı,
Sen de sevdin bu canı,
İnsanın kamil olanını ,
Bilir, İsa Kayacan.
* *
Bir gün vakit gelirse,
Azrail “yolcusun işte” derse,
Eğer ışığın sönecekse,
Bedenler değiştirilebilse,
Bu can, sana kurban İsa Kayacan.
(*) Burdur, Tefenni-Ece Köyü'nde, İsa Kayacan'ın ismi, "ESE" olarak anılmakta ve söylenmektedir.

Hiç yorum yok: