23 Haziran 2011 Perşembe

15 - 24 HAZİRAN 2011


Asuman Soydan Atasayar’dan:
Kahraman ve Öncü Kadınlarımız
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Son yıllarda dikkat çeken edebi çalışmaların başında, merkezi Antalya’da bulunan, şair, yazar, araştırmacı Mustafa Ceylan’ın koordinatörlüğünde yürütülen, yeniçağın, yeni edebiyat akımı “Gülce’nin” ayak sesleri, kulaklara kadar gelen yankılanma duyumları giderek artan bir görüntüyle karşımıza çıkıyor.
Bu, Gülce Edebiyat akımının çalışkan, araştırmacı, iddialı ve çalışmalarıyla inandırıcı üyeleri, neferleri var. Bu neferlerden biri, İstanbul’dan seslenen Asuman Soydan Atasayar. Anlattıklarını dinlemeye başladınız mı, zaman zaman şaşırıyorsunuz, dinledikçe dinlemek istiyorsunuz.
Asuman Soydan Atasayar’ın, “Zirvede Gül Yağmuru..Kahraman ve Öncü Kadınlarımız” adlı 200 sayfalık kitabı yenilerde bana ulaştı. Bu kitap, yeni çağın yeni edebiyat akımı “Gülce”nin 2010 yılı projelerinden biri olarak Asuman Soydan Atasayar tarafından gerçekleştirilmiş, Gölkitap Yayıncılık yayınları arasında Günyüzü görmüş. Şöyle baktığımızda, kahraman ve öncü kadınlarımızdan 22 si kitabın sayfalarına taşınarak, Türkiye’de bir “ilk”e imza atılmış. Kurtuluş savaşında erkeğiyle omuz omuza mücadele eden analarımızla, mesleklerinde “ilk” olan hanımlarımız bunlar. Gülce tarzıyla şiirleştirilen hayatların anlatıldığı kitabın ön kapağında yeralan at üzerindeki kadın resmi, Asuman Soydan Atasayar imzasının taşıyıcısı. Tam burada bir tebrik, alkış gerekiyor Asuman hanım için.
Önsöz Mustafa Ceylan’a ait. Bir yerinde Mustafa Ceylan; “Bu eser; şairimiz Asuman Soydan Atasayar’ın baştan sona bir yıl süren ve üzerinde titizlikle durduğu, her bir konu için geniş araştırmalar yaptığı, yürek sesi ile dokuduğu bir eserdir” diyor. Hayatları Gülce edebiyat akımının şiir türüyle anlatılan, kahraman ve öncü kadınlarımızın isim olarak sıralanışlarını şöyle görmekteyiz:
1-Aziziye kahramanı Nene Hatun,
2-Halide’ydi Edip’ti,
3-Kastamonulu Şerife Bacı,
4-Erzurumlu Kara Fatma,
5-Maraşlı Senem Ayşe,
6-Atamızın annesi Zübeyde Hanım,
7-Gök kızı Sabiha Gökçen
8-İlk kadın Mühendis-Voleybolcu Sabiha (Rıfat) Gürayman,
9-Cumhuriyetin ilk kadın öğretmeni Refet Angın,
10-Efsane ses Hamiyet Yüceses,
11-İlk kadın kimyagerimiz Remziye Hisar,
12-İlk İstiklâl Madalya Sahibi Nezahat Onbaşı,
13-İlk kadın Doktorumuz Safiye Ali,
14-İlk kadın Muhtarımız Gül Esin Aydın,
15-İlk kadın Şair Zeynep Hatun,
16-İlk kadın Ressamımız Müfide Kadri,
17-İlk Türk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu,
18-İlk Türk Hemşire Safiye Hüseyin Elbi,
19-İlk kadın Vaiz Beyza Bilgin,
20-İlk Hükümdar Kadın Tomris Hatun,
21-İlk kadın Belediye Başkanımız Müfide İlhan,
22-İlk kadın Diplomatımız Adile Ayda, şeklinde sıralanıyor.
Yukarıda ismi geçenlerin fotoğrafları, biyografileri bir düzen içinde verilmiş. Sonra, Gülce Edebiyat Akımının şiir türüyle, şiirsel anlatımla mısralarla dile getirilmiş, anlatılmış. Tebriklerimi sunuyorum efendim.
Asuman Soydan Atasayar: 1959 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. AÜFF Matematik Bölümünde okudu. Resim, diksiyon, İngilizce, Osmanlıca kurslarına katıldı. 100’e yakın yağlı boya tablosu bulunuyor, karakalem çalışmalarıyla ortaya koydukları önem taşıyor. “Üçüncü Mevsimdeyim” adlı şiir kitabı yayınlanan Asuman Soydan Atasayar, İstanbul’da yaşıyor.
***
Bekir Yalçınkaya’dan: Kepçe Kulak Reşad
Şair - Yazar Bekir YALÇINKAYA
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yılların gerilerine gidiyorum.. Bir Bekir Yalçınkaya’yla karşılaşıyorum dostlarım arasında. Değişik gazetelerdeki köşeleriyle, tv yayınlarındaki röportajları ve yapımlarıyla, dikkat çeken, alkışlanan bir Bekir Yalçınkaya.
Şimdilerde “Kepçe Kulak Reşad” adlı şiir kitabıyla bana ulaştı. İnce uzun boy 96 sayfalık bir şiir kitabı. Takdim yazısı Bekir Yalçınkaya’nın. Bir yerinde:
“Bu kitaba; kesinlikle hecesiz, ölçüsüz, kafiyesiz ve redifsiz hiçbir şiir girmedi, giremez. Bu kitapta; Masum, mağdur, mazlum bir dünya insanlığının hüznünü paylaşmayan ister seviyesi refahta, ister hali sefalette olsun, kendi gençliğine milli ve manevi ruh aşılamayan hiçbir söz yer almadı, alamaz” deniyor.. Kitabın içeriği hakkında verilen bilgiler, teminat, Bekir Yalçınkaya sözü.
Bekir Yalçınkaya ve eserleriyle ilgili yazılanlardan (isimleriyle)bazı örnekler verilmiş.
Görüyoruz ki, Bekir Yalçınkaya, konu seçiminde zorluk çekmediği gibi, bunların işleniş, sayfalara, sütunlara aktarılışında da aynı başarıyı gösteriyor ve örnek alınabilecek çalışmalara imza atıyor.
Benim “Kim anlar?, Siz beni anlayamaz sınız!” dediğim gibi, kendi anlayışıyla Bekir Yalçınkaya “Beni kim anlar?” diye soruyor, cevaplarını da yine kendisi sıralıyor. 9 ncu sayfada kitabın ilk şiiri. İlk dörtlüğü bu şiirin:

Ben Hâkim değilim, savcı değilim,
Ceza ile suçu nerden bileyim?,
Eli silah tutan avcı değilim,
Gez-göz denen üçü nerden bileyim?

Bekir Yalçınkaya, kulun hakk rabıtasından sözediyor uzunca. “Bana ecel arama” diye uyarıda bulunuyor. Dostlarına ithaf ettiği şiirleriyle karşımıza çıkıyor. Rabia Gölbaşa’na ithaf ettiği “Bana biraz ömür” adlı, başlıklı şiirinin bir dörtlüğünde şöyle sesleniyor:

Gönül yanmayınca kuru söz ile,
Sevgiyi anlamak güçtür Rabia’m,
Maraz yatağında çekilen çile,
Bir dost selamıyla hiçtir Rabia’m.

Bekir Yalçınkaya: Isparta, Şarkikaraağaç – Yeniköy’de 1949 yılında doğdu. 7 yaşlarında iken aynı ilçenin Çeltek Köyü’ne yerleştiler. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümünü tamamlamadan öğretimine ara verdi. 1961 yılından itibaren çeşitli yerel ve günlük gazete ile dergilerde yazmaya başladı.
         ***
İki isim için yazılanlardan
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Şairlerimiz, ozanlarımız, takdir ettikleri, saygı duydukları isim ve imzalar için, kalem sahipleri için, şiirle duygularını anlatırlar. Develili Aşık Ali Çatak’ın Hayrettin İvgin için, Aşık Kul Ahmet’in Hayrettin İvgin ve Nail Tan için yazdığı şiirler var aşağıda. Buyurun birlikte okuyalım:

BAŞKANIM HAYRETTİN İVGİN’E (Develili Aşık Ali Çatak)
Aldım mektubunu açtım okudum,
Hastanın gönlünü alan Başkanım.
İnceden eğirdim sıktan dokudum,
Beni ilhamlara salan Başkanım.

Kültür çevresinden ismimi silin,
Ben tükendim bittim böylece bilin,
Hayranı olmuştum sazdaki telin,
Gönül seyrangâhım ta’lan  Başkanım.

Beyhude yerlere kendimi yordum,
Gönül pazarımı dertlere kurdum,
Her kimi gördümse devasın sordum,
Çıkmadı yardımcı olan Başkanım.

Çile kazanında kaynadım piştim,
Kader yazısında dertleri seçtim,
Kendi elim ile mezarım eştim,
Anladım ki dünya yalan Başkanım.

Âşık Çatak işin kaldı Allah’a,
Harcadın ömrünü tükendi aha,
Yazılan çekilir bil ki Ervah’a,
Gelsin cenazemi kılan Başkanım.

İVGİN İLE TAN (Aşık Kul Ahmet)
Kültür Bakanlığın simgesi olan,
Bir Hayrettin İvgin, biri Nail Tan,
Şairlere yakın sevgisi olan,
Bir Hayrettin İvgin, biri Nail Tan.

Kırkbeşlere gelmiş ömür yaşları,
Edebiyat ile hayal düşleri, 
Kültür Bakanlığın temel taşları,
Bir Hayrettin İvgin, biri Nail Tan.

Folklor bulutuyla şimşekler çakan,
Tatlı meşrebiyle gönüller yakan,
Sanatçıya şevkat aşkıyla bakan,
Bir Hayrettin İvgin, biri Nail Tan.

Manzumenin duygusuyla ünleyen,
Ozanların ezgisiyle inleyen,
Garip Kul Ahmet’i bazen dinleyen,
Bir Hayrettin İvgin, biri Nail Tan.
            ***
Dergilerin içinden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerin sayfalarından, isim ve kimliklerinden söz ettiğimiz yazılarımız. Bunlardan bazıları efendim:
1- NEVZUHUR: Antalya’da edebiyat, kültür, sanat dergisi olarak yayınlanıyor. 19 ncu sayısı masamda. Sahibi: Mustafa Akbaba, Genel Yayın Yönetmeni: Ali Demirel. Yazışma adresi: Atatürk Cad. 1306 sk. Akbaba Apt. No: 1-2 Antalya. Nevzuhur’un elimdeki, masamdaki sayısı Antalya özel sayısı olarak hazırlanmış ve yayınlanmıştı efendim. Mustafa Akbaba’nın Vefa şiirinden:

Göbeğim sende gömülü,
Babamın ve anamın da,
Havanı ettim teneffüs, 
Gezindim sokaklarında.

2- MAGAZİN DEUTSCHLAND. DE: Almanya’da Türkçe olarak yayınlanıyor. 2010 yılının 6. sayısı masamda bu derginin. 66 sayfada renkli ve Türkçe olrak farklı konular ve haberler getiriliyor.
3- IHLAMUR DERGİSİ: Konya’da kültür, sanat ve edebiyat dergisi olarak yayınlanıyor. 5 nci sayısı masamda bu derginin. Ihlamur’un bu sayısında dosya konusu olarak.Puşkin Edebiyat Ödülü sahibi Hayrettin İvgin kapak ve iç sayfaların konusuydu. Ihlamur’un sahibi: Hakan Sarı, Genel Koordinatör: Fatma Hıdıroğlu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Seval Oğuz, Yayın yönetmeni: Yasin Altunbay. Yazışma: P.K.5 Kampüs- Konya.
4- ÖZKAYNAK DERGİSİ: Ankara’da yayınlanıyor. 102 nci sayısı masamda bu derginin. Sahibi: Oğuz Altın, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Neslihan Başbuğ. Yönetim yeri: Ataç-1, Sk. No:5-3 Yenişehir-Ankara. Özkaynak dergisi içinden bir cümle: Doğruyu delille arayacağına, vakıfların sürmesini ara, a kardeşim!..
5- TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ BÜLTENİ: 88 sayfalık bir dergi. 85 nci sayısı masamda bu yayının. Şubeden haberler, kent ve ülke gündemi, eğitim, gibi konular yanında, öyküler, mesleki uygulama, söyleşi, bilinmeyen Ankara gibi başlık altında verilenler dikkat çekiyordu. Ayrıca, “Dosya” adında bir ikinci dergi de yayınlanıyor. 22 nci dosyanın içindekiler dergi olarak veriliyordu efendim. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Fatih Söyler olarak kaydediliyor. Adresleri: Konur Sk.No:4-3 Kızılay-Ankara
6- ORTANCA DERGİSİ: Sanat ve edebiyat dergisi olarak Ankara’da (Samsun Yolu 25.km. Kantar mevkii No:12 Lalahan-Ankara) İbrahim Engin’in sahip ve yazı işleri müdürlüğünde orta boy 64 sayfayla yayınlanıyor. İmzası bulunanlardan: Mehmet Nuri Parmaksız, Prof. Dr. Nurullah Çetin, İbrahim Engin, Yurdanur Bilgin, Esat Anık, Zeki Çelik, Engin Çır, Vedat Fidanboy, Ahmet Canbaba, Yanık Ahmet, Deniz Şahinoğlu vd.
            ***
Emine Şahman’dan iki şiir
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Ankara’lı şairlerden (denemeleriyle de görünmeye başladı) Murat Duman aracılığıyla bana ulaşan iki şiir Emine Şahman’ın
Bu isim ve imzayla yenilerde karşılaştığımı belirtmeliyim öncelikle. Emine Şahman hanımın iki şiiri var masamda. Bunlar, Beni benden çalana bakın ve Kar taneleri, adlı şiirler bunlar. Önce ilk şiir:
Başlığının “Beni benden çalana bakın” olduğunu yukarıda kaydettik. Şiir altı dörtlükten meydana geliyor. Bu şiirin mısralarından bir dörtlük:

Düşürüp aşkımı, halden hallere,
Karşıma geçip de gülene bakın.
Leyla edip beni saldı çöllere,
Kalbimde her zaman kalana bakın.

Sonraki mısralarında bu şiirin; Hüzün bahçesinde gönül eyleyişin varlığı, gönlünün bağında kalsa olmaz mı? Sorusunun soruluşu, sevgiye bakışının yetmediğinin anlatılışı, ruhunun yönünü aşka döndürmesine karşın, sıkıntıların olduğu anlatılıyor. Ve sonunda şöyle sesleniliyor:

Ruhumun yönünü aşka döndürdüm,
Yargıladım her gün bine böldürdüm,
Bitmeyen sevdamla seni öldürdüm,
Hayalden sildiğim yalana bakın.

İkinci Emine Şahman şiiri. Başlığı: Kar taneleri. “Aşkın kar tanesi değmedi bana” mısrasıyla başlıyor. “Görmeden eridi yüreğim sana/ Güzümden yaşlarım aksada cana/Kirletmez ki sevdasını sevenler” mısralarıyla sona eren ilk dörtlük.  
İkinci şiirin beş ayrı dörtlükten meydana geldiğini kaydettikten sonra, ilk dörtlük dışındakilere bakmaya devam edelim efendim:
Getirse de beni en son nefese/Firardaki gönlüm girmez kafese/Kulak ver sevdiğim sen bu sese/Sevdasına zulmetmez ki sevenler… Bu mısralardan sonra anlatılanların, mısralara dökülen duyguların genel görünümü:
Emine Şahman, ruhunun deli oluşunu, her şeye rağmen yüreğinin küsmediğini, aşkının kar tanesinde saklı olduğunu söyledikten, belirtip kaydettikten sonra, bu şiirin son dörtlüğünde şöyle sesleniyor:

Bekledim yolunu, gelirsin diye,
Mektuplar yolladım, alırsın diye,
Emine kıymetin bilirsin diye,
Vazgeçmez sevdandan dönersin diye..
            ***
Konya’dan bir Buluşma
Prof. Dr. İSA KAYACAN
1966 yılında yayınladığım “Ece Şairler Toplaşması”nı hatırladım “Buluşma” adlı antoloji bana ulaşınca.
Hayrettin İvgin dostumun bana ulaştırdığı bir kitap, bir yayın, bir “Buluşma” var masamda. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Konya Büyükşehir  Belediyesinin ortaklaşa yayınladıkları 286 sayfalık “Buluşma”yı, I.Uluslararası Şairler Buluşması Antolojisi olarak yayınlamışlar. Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü düzenleyen kuruluşlar arasında yeralıyor.
Anılan “Buluşma” 2 nci buluşma. İsim sıralı olarak antoloji içinde görülen, biyografileri, fotoğrafları ve şiirlerinden bazı örnekler verilmiş. Bu şairlerimizden bazılarının isimlerinden sözedelim:
Abdulkadir İnaltekin, Cezmi Ersöz, Prof. Dr. Elçin İskenderzade, Galip Kurdoğlu, Harid Fedai, Prof.Dr.Himmet Karazeybek, Hayrettin Evgin, İlkan San, Mustafa Ceylan, Sabir Rüstemhanlı, Prof.Dr.Saim Sakaoğlu, Şevki Dinçal,Şükrü Öksüz, Yavuz Bülent Bakiler, Yekta Güngör Özden vd.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Mustafa Çıpan’ın Takdimi, Organizasyon Komitesi Başkanı Hakan Sarı’nın bir önsözü dikkat çekiyor.
Sayfa 55 de Prof.Dr.Elçin İskenderzade hocamız yeralıyor. Bu sayfadaki biyografisinden sonra “Bir aşkın senfonik bestesi “başlıklı şiiri, melodi-bölümler halinde veriliyor. Buradan bir bölüm (birinci bölüm):

Melodi:1
Senin numaranı tuşlayıp,
Telefonun ahizesinde,
Duysam kederli sesini ansızın;
O geçen günler döner geri,
Geçen günlere dönerim ben,
Güz yağmurları da,
Teklik ve yalnızlık da,
Bir saz havası gibi,
Eğlendirir gönlümü..

GÖR (Mustafa Ceylan)
Özlem ateşiyle yanmışım deme,
Ayaz gecelerde ocak ol da gör.
Has gül bahçesinden öte gideme,
Öksüze, yetime kucak ol da gör.

SİTEM (Yekta Güngör Özden)
Geceler getirir düşünceleri,
Düşüncelerimde büyür..büyürsün,
Kül renkli bulutlar taşır özlemi,
Kim bilir nerdesin, ne düşünürsün?.

O ŞARKILAR (Hayrettin İvgin)
O şarkıyı söyleme benim yanımda,
Sakın ha,
O şarkı beni deli-divane ediyor.
İçimi kemiren vehim,
Sanki bu şarkıdır diyor.
         ***
Ihlamur Dergisinin iki sayısı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Konya ilimiz merkezinde yayınlanan, kültür, sanat ve edebiyat dergisi Ihlamur’un iki yeni sayısı var masamda. Bunların “Dosya” isimleri, 6 ncı sayının İskender Pala, 7. sayının Prof. Dr. Saim Sakaoğlu.

İSKENDER PALA

Divan şiirini sevdiren adam olarak biliniyor. Kendi kaleminden anlatılan, sayfalara aktarılanlar var. Sonra, Mehmet Nuri Yardım, Mehmet Nuri Parmaksız, Prof. Dr. Ömür Ceylan, İsa Kocakaplan, Mustafa Çıpan, Yrd. Doç. Dr. Hacer Gülşen, Hande Büyükkaya Yeşiltaş, Nagihan Gür, M. Onur Hasdedeoğlu, Yusuf Kenan imzalarıyla İskender Pala dosyası açılmış, gözler önüne serilip, Ihlamur sayfalarına aktarılmış.
Ihlamur Dergisinin sayfalarında, başka konular ve başka imzalar yazdıklarıyla bizimle selamlaşıyorlar.
İskender Pala hocadan bir cümle: Yıllarım kitap satırlarının arasından süzülürken, Ömer Seyfeddin, Refik Halid, Reşat Ekrem ve diğerleri birer dönem benim hit’lerim oldular.
Öteki imzaların görüşlerinden:
-İskender Pala’nın ömrü gazelle, şiirle ve bülbülle geçmişti, hayatının merkezinde gazel vardı (Mehmet Nuri Yardım),
-İskender Bey; gazete, dergi makaleleri ve kitaplarıyla, son yirmi yılın hemen tüm Türkoloji öğrencileri için şüphesiz bir “Hoca” dır (Prof. Dr. Ömür Ceylan),
-İskender Pala’nın dergi yazıları, kitapları kadar önemlidir. Zaten bu yazılar daha sonra konularına göre toparlanarak kitap haline getirilmiştir (İsa Kacakaplan).

Prof. Dr. SAİM SAKAOĞLU

Ihlamur Dergisinin 7 nci sayısının dosyası içinde, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu hoca var. Bu dosyanın içinde yazılarıyla, Saim Sakaoğlu hocayla ilgili yazılarıyla dikkat çeken isim ve imzaların sıralanışı: Hakan Sarı, Hüsamettin Olgun, Güven Tanyeri, Doç. Dr. Hasan Köksal, Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, İsmail Detseli, Şeref Yılmaz, Mehmet Ali Uz, Prof. Dr.Ali Berat Alptekin, Atiye Nazlı, Halil Karabulut, Nail Tan, Prof. Dr.Esma Şimşek, Hayrettin İvgin, Doç.Dr. Nesrin Tağızade Karaca, Prof.Dr.Mevlüt Mülayim, Doç.Dr.Bilgehan Atsız Gökdağ, Ali Işık, Recai Kıcıkoğlu, Doç.Dr.Dilaver Düzgün, Mestan Karabacak, Nesrin Albayrak. Görüşlerden:
-Kitapları, makaleleri ve bildirileri aynı kıtalarda İngilizce, Almanca, Fransızca, Makedonca ve Japoncaya çevrilmiştir (Hakan Sarı),
-Hoca’yı Erzurum’a Mehmet Kaplan gibi mesleğimizin ve bölümümüzün aksakalı sayılabilecek bir otorite göndermişi (Şeref Yılmaz)
-1973 yılından beri dostluğumuzun, meslek arkadaşlığımızın sürdüğü Prof.Dr.Saim Sakaoğlu,tanıdığım bilim adamları içinde en ciddi, herkesle ne kadar mesafeli durmasını çok iyi bilen bir akademisyendir (Nail Tan)
            ***
Alanya’dan: Güncel Sanat
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerimiz var, gazetelerimiz var, getirdikleriyle takdir topluyorlar.
Güncel Sanat..Kültür, sanat, edebiyat dergisi olarak iki ayda bir okurlarının, sanat ve edebiyat severlerin karşısına çıkıyor.
Güncel Sanat dergisi, Antalya merkez ve Alanya çıkışlı. Antalya Güncel’den hareketle yayınının sürdürdüğünü de kaydedelim.
Sahibi Ali Cem Çon, Hasan Hüseyin Bayır olarak görülüyor. Sanat Danışmanı: Arslan Bayır. Yazışma: P.K.66 Alanya, Adres: Yeşilbahçe M.Metin Kasapoğlu Cad. Beytaş Sit. K–6–15 Antalya.
Güncel Sanat Dergisinin 7 nci sayısı masamda. 48 büyük sayfalık dergi sayfalarında imzalarıyla yeralanların sayısı (maşallah) bir hayli fazla. Bunlardan bazı isimlerle devam edelim: M.Kemal Yılmaz, Ahmet Çelik, Tamer Abuşoğlu, Ahmet Canbaba, Arslan Bayır, Mehmet Aydın, Arzu Kök, Abdülkadir Güler, Nevin Konak, Halise Tek baş, Münevver Düver.
Güncel Sanat imzalı, başyazının-sunuşun bir yerinde: “Derginiz kısa öykü ve yöremizin şairlerinden kaygusuz Abdal adına şiir yaşırması açmayı görev bildi” deniyor.
Sayfa 18’de yeralan Ahmet Canbaba’nın “Kalbimin” adlı şiirinden bir dörtlük:

Aşka giden yolda sevda bulmuşum,
Minnet duygusundan yoksun kalmışım,
Ben dilinde çoktan hece olmuşum,
Ne yazık ki gözü gördü kalbimin.

Güncel Sanat’ın sayfalarındaki gezintimiz sürüyor. Sayfaların çift sütun düzenleme ve tekniğiyle şekillendirildiği dergi içeriğindekilerin mizampajı göz yormuyor. Şiirler sütunlarda yer değiştirerek okurlarının karşısına çıkıyor, çıkarılıyor.
İki imzanın şiirlerinden seçtiğimiz bölümlere bakarsak, gördüklerimiz şöyle karşımıza çıkıyor efendim:

HABERİNİZ VARMI? (Arzu Kök)

Haberiniz var mı?
Gözünü bağlamışlar,
İdam sehpasına götürüyorlar dünyayı,
Suçu ne ki?.

ÇOCUKLUĞUMDA İSTANBUL (Nevin Konuk)

Benim çocukluğumda,
Anneannemin bahçesi yasemin kokardı,
Ortancalar vardı, pembe, mor,
Kocaman açarlardı,
Geceleri ışıl ışıl,
Ateş böcekleri uçardı.
            ***
Hikmet Okuyar’dan:
Türkiye Sevdası
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Hikmet Okuyar, Şebinkarahisar’dan sesleniyor. İlçesinin, ilinin, bölgesinin, Türkiye’nin tanıtımı için gece-gündüz çalışan, gayret gösteren şair, yazar, araştırmacı, gazeteci olan Hikmet Okuyar, yayınları, düzenlediği yarışmalarla dikkat çekiyor.
Tekirdağ ilimiz merkezindeki bir festival çerçevesindeki toplantıda, bir göründü, bir kayboldu Hikmet Okuyar..Ama, “Türkiye Sevdası” adlı, tanıtım, turizm, kültür, sanat eseri yayınını (Dergisini) verip gitti. Bir daha görüşemedik.
Hikmet Okuyar’ın hazırladığı, 38 sayfayla bir dergi görünümü ve düzenlemesiyle yayınlaştırılan bu eser, bu çalışma-yayın içinde yeralanlara bakıyoruz, karşılaştığımız imzalardan bazıları:
Hikmet Okuyar, Vahit Kaya, Dr.Nedim Uçar, Aşık Nurşah, (Durşen Mert), Ahmet Sargın, Şebingüllü Alyazmalı, Bahri Çavuşoğlu, Salim Gülbahçe, Nevriye Uğurluel, Sinem Şanlı, Sadi Teltik, Rabia Barış, Hülya Sönmez, Şükrü Öksüz, İlknur Mersin, Zübeyde Gökbulut vd.
Hikmet Okuyar’ın “Hakk’a ve halka hizmet aşkı” adlı şiirinden, mısralar bütününden aldıklarımız:

Sevdalı gönüllerde kalacaksa iz,
Abide Şahsiyetlere bir bak.
Kalemin elinden düşmesin, yaz, çiz,
Üretken ol, başar, güçlen, bir ışık yak,
Giderken ardında bir eser bırak.

Yer yer, sayfa sayfa fotoğraflarla da zenginleştirilen yayın içindekilerden bilgilenip, genel bir değerlendirme içine girdiğiniz oluyor. Tanıdık isim ve imzalarla karşılaşıyorsunuz. Yeni isim ve imzalar var isimlerini hiç duymadığınız. Hikmet Okuyar ödüllerinden söz ediliyor bazı sayfalarda.
Şairlerimiz illerimizle ilgili “güzellemeler” yazmışlar. Şükrü Öksüz’ün Manisa Güzellemesi, Sabiha Serin’in Sinop Güzellemesi gibi. Sabiha Serin Sinop Güzellemesinin girişindeki dörtlüğünde şöyle sesleniyor:

Boztepe burnunda Kalekent şehri,
Tarihlerden gelen anıdır Sinop,
Limanı, balığı, masmavi nehri..
Görmeyene özde tanıdır Sinop.

Malatya’dan Bahri Çavuşoğlu “Çankırı Güzellemesi”yle okurlarının karşısına çıkıyor. Buradan bir dörtlükle noktamızı koyalım:

Eldivan’ın kirazları bal gibi,
Bahçeler elmadır, nardır Çankırı,
Kızlarının yanakları al gibi,
           Düştükleri ateş hardır Çankırı

Hiç yorum yok: