11 Haziran 2011 Cumartesi

28 Mayıs & 13 Haziran

Erciyes Dergisi 400. sayısıyla çınarlaştı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerimiz, gazetelerimiz, geçen yıllarla birlikte, büyür, olgunlaşır, çınarlaşırlar.
            Kayseri ilimiz merkezinde; Nevzat Türkten ve Ali Gerçel tarafından aylık yayınlanan Erciyes Dergisi 34 ncü yayın yılı içindeki genel görüntüsüyle, Nisan 2011’de 400 ncü sayısına ulaştı ve bir çınar görünümünde karşımıza çıktı.
            Öncelikle, Erciyes Dergisinin bugüne gelişinde emeği bulunanlardan, Nevzat Türkten ve Alim Gerçel dostlarımı kutlamak, alkışlamak istiyorum.
            Erciyes Dergisiyle birlikte, değişik dergi-gazete ve kitaplar da geliyor bana. Erciyes’in özel sayısıyla birlikte gelenler:
            Kayseri Türkocağı Dergisinin 115 nci sayısı, İstiklal Gazetesinin 81 nci sayısı. Bu iki yayın organının da kendi alanlarında getirdikleri ve geleceğe ışık tutan görüntüleri beni sevindiriyor. Kutluyorum efendim.
            Aylık fikir ve sanat dergisi Erciyes’in 400 ncü sayısının sayfalarına dönelim buyurun: Kapakta: Opr. Dr. Seyfi Şahin (18.03.1948 - ) fotoğraf ve bilgi görünümü yer alıyor. Özel sayı için görüşlerini ortaya koyanlar var. (özel sayıyla ilgili bilginin bana ulaştığında, görüş-yazı bekleme süresinin dolduğunu gördüğüm için yazamadım).
            Özel sayıda imzası bulunanlardan bazılarının sıralanışı: Nevzat Türkten, Sabir Rüstemhanlı, Adnan Şahin, Prof.Dr. Ramazan Demir, Durdu Şahin, Fatih Zeyrek, Prof.Dr.Tuncer Gülensoy, Dr.Yaşar Kalafat, Abdulkadir Güler, İhsan Kurt, Prof.Dr.Kemal Göde, İsmail Özmel, Hayrettin İvgin, Mehmet Nuri Parmaksız, Nail Tan, Yavuz Bülent Bakiler, Bekir Oğuzbaşaran, Mustafa Bilir, Osman Oktay, Arslan Bayır, Recep Çalkaner, Alim Gerçel, Ergün Veren, H. İbrahim Sağır.
            Bazı görüşler verelim imzalarıyla:
1- Erciyes’in ilk neşri 1910 yılındadır. Bazen gazete, bazen dergi olarak 1912’ye kadar neşredilmiş; 1938–1950 yılları arasında da Kayseri Halkevi Dergisi olarak yayınlanmıştır. Buna göre, 101 yaşında olan Erciyes’in neşir hayatı Dr. Seyfi Şahin’in desteği ile kapanmaktan kurtulmuştur. Kendine kültürümüz adına ne kadar teşekkür etsek azdır (Nevzat Türkten),
2- 1910 yılından bu tarafa yayınlanan Erciyes Dergisi, değişik dönemlerde ve sayılarda yayınını sürdürmüş, en son dönemi ise 1978 Ocak ayından itibaren yayına başlamış, Anadolu’nun en uzun ömürlü ve istikrarlı Dergisi olarak 34. yılında 400. sayıya ulaşmıştır (Alim Gerçel),
3- Erciyes Dergisi’nin yayın hayatına başladığı 1978 yılında ben de yayıncılık yapıyordum. 1972 yılında, Ankara’da Töre, Devlet ve Bozkurt Dergilerinin hizmetine girmiştim ve bu hizmetim devam ediyordu. O yılları bilenler bilir (Osman Oktay).
Teşekkür Belgesi: Erciyes, Aylık Fikir ve Sanat dergisi: 34. yılda 400. sayıya ulaşmanın mutluluğu ile Erciyes Ailesinin değerli mensubu Sayın Prof. İsa Kayacan’a teşekkürlerimizle.. Nisan 2001 (İnş. Müh.Alim Gerçel, Genel Yayın Müdürü, Av. Nevzat Türkten, Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü).
***
Azerbaycanlı, Pervane Namıkgızı’ndan:
Kerbelâ’ya Giden Yol
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Pervane Namıkgızı, Azerbaycan’ın Bakü şehrinden sesleniyor. O’nun yaşı henüz gençlik döneminin görüntüsü olarak karşımıza çıkıyor. Pervane, “Anneannem gibi büyüklerle yüzyüze, sizin gibi büyüklerle söz söze dertleşen insan mutlaka büyük gibi düşünmelidir” diyor, gönderdiği kitabıyla bana ulaşan mektubunun bir yerinde. Bu sözün doğru olduğunu kabul ediyor, altına kocaman bir imza atıyorum Pervane.
            Pervane Namıkgızı “Kerbelâ’ya Giden Yol” adlı kitabının ilk sayfasına; “Vefalı ve ‘mucize insan’ İsa Kayacan’a çok büyük ihtiramla, 27.04.2011” notuyla, ifadesiyle imza koymuş.
            Kitap 136 sayfadan meydana geliyor. Kapakta, Pervane’nin anneannesinin sevimli bir fotoğrafı yeralıyor. Kitabın ithaf bölümünde, sayfasında; “Bu kitap, Kerbela şehidlerine, Garabağ şehitlerimize, Ürzüyye neneme ve nenemin timsalında cemi garip ölen köçkünlerimize ehsandır” deniyor, ithaf ediliyor.
            Şair-publirist German imzalı bir sunuş, Müellifden başlıklı önsöz dikkat çekiyor ilk sayfalarda. Pervane bu kitabın yazılmasında, anneannesinin ruhunun etkili olduğunu anlatıyor.
            Kitap içinde, işlenen, anlatılan konularla ilgili yer yer görüntüler de konulmuş, sayfalar zenginleştirilmiş. Pervane’nin anlatımları kısa, öz. Anlatacaklarını kısa cümlelerle dile getiriyor, sayfalara aktarıyor. İleride, bu anlatış, yorumlayış, naklediş özellikleri daha bir olgunlaşacak, berraklaşıp, netleşecektir. Anlattıklarının, yazdıklarının sonlarına “Hadisler”den örnekler de vermiş, zenginleştirmiş. Sayfa 28’den”Gül” başlığı altında verilenlerden:
            -“Yalnız Tanrının onun alnına yazdığı gederi tanıyan nenem yazı-pozu bilmezdi. Yalnız haberlere gulag asar, yangılı, aşık musikisini dinledikçe dinlerdi. Şiirlerimi tez tez ona okuyordum. Divanın üstünde oturup çok ciddi tarzda başını yelliyerdi, şeriyyeti tam anlayan şairler kimi.
            “Kerbelâ’ya Geden Yol” adlı kitabın bir yarısı da, Pervane Namıkgızı’nın şiirlerinden meydana gelmiş. Sayfa 108’deki “Şehid özü” adlı, başlıklı şiirden; “Ay ana, gözünde yaşa dönmüşem/Toprağa sancılan daşa dönmüşem/Ben seni görürem sen görmesen de/Sanki üzüyünde gaşa dönmüşem”.
            Yedi ayrı yayınlanmış kitabı bulunan Pervane Namıkgızı’nın mektubunun ortalarında yeralanlardan: Sayın İsa Kayacan; Sizin ilk defa 1956 yılında yayımlanan “Merhaba” şiirinizi hatırladım: “Bizim köyün adı Ece/Karanlıktır her gece/Eşeler dağına giden/Oduncu emmiler, dayılar/Merhaba”
            Sizin bu şiirinize nazire olarak aklıma bir şiir geliyor: Bizim yurdun adı Ağdam/Kara görür onu adam/Göçmen ölen kariblere/O yurdu giden ruhlara / Merhaba!...
***
Osmaniye’den: Bir Gazete, bir Dergi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Gazeteler, dergiler. Getirdikleriyle takdir görüyor veya bir kenara konuluyorlar.
Osmaniye ilimiz merkezinden gelen bir gazete, bir dergi var gündemimde. Bunlar:
HABERDE ÖNDER GAZETESİ
Osmaniye ilimiz merkezinde 16 büyük sayfayla haftalık yayınlanıyor. 601 nci sayısı masamda bu gazetenin. İmtiyaz sahibi: Hasan Bölük, Sorumlu yazı işleri müdürü: Ali Keskin, Genel Koordinatör:Mehmet Aksoy, Haber Müdürü: Bahattin Kurnaz, Teknik Yönetmen: Şenol Öztürk.
Yazışma adresi: Atatürk Cad. No: 201, Kat 3 Osmaniye.
Haberde Önder Gazetesi, Türk dünyasına ilişkin haber ve yayınlarıyla dikkat çekiyor. 601 nci sayının manşeti: Her 10 çiftçiden 3’ü icra takibinde, şeklindeydi.
Gazetenin sayfalarından aldığımız bazı haber başlıkları:
-Rusya ile tarihi işbirliği/Genç nüfusumuz zenginliğimizdir/Sigara ve alkolle savaş başlıyor/Afetlere karşı dirençli olmalıyız/32 meyve için festivalimiz var/Şikeye 12 yıl hapis geliyor vd.
YENİSES DERGİSİ
Osmaniye’de aylık yayınlanıyor. 173 ncü sayısı bize ulaştı. Aylık siyasi dergi olarak getirdikleriyle takdir toplayan bir dergi Yenises.
Mayıs 2010 ayına ait 173 ncü sayısı 48 sayfayla şekillenmiş, yayınlanmış.
Yenises’in sahibi: Hasan Bölük, Sorumlu yazı işleri müdürü: Ali Keskin.
Dergi içinde yeralanların başlıklarından bazıları:
-TBMM’de Türklük açılımı gerçekleştirildi/Medya toplumu yönlendirme yerine bilgilendirmeli (nerde o günler?), /Yurtdışındaki beyinler Türkiye’ye dönüyor/Olumlu düşünce insanı başarıya götürür/Türklerin peygamber sevgisi/Prof. Dr. Ahmet Akgün ile röportaj vd.
İmzalarıyla Yenises Dergisi sayfalarında yeralanlardan bazılarının sıralanışı da şöyle: Ahu Şenler, Şenol Öztürk, Mustafa Karagöz, Prof. Dr. Mehmet Çelik, Hasan Kılıç, Ali Keskin, Mehmet Yücel Kumandaş, Hakan Çelik, Sinan Atçeken, Betül Güngör, Hamdi Gökçen, Mehmet Demir Atmalı, Ahmet Metin, Prof. Dr. Feyzullah Eroğlu, Cumali Temiz vd.
Yenises Dergisinin 11 nci sayfasında Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinin “Dünya sana kalır değil” adlı, başlıklı şiiri var 7 dörtlükten oluşan. Bir dörtlüğü bu şiirin:
Dünyaya verme gönül,
Dünya sana kalır değil,
Dünya seven dost katına,
Yüz akıyla varır değil.
***
İki şairden, iki imzadan birer şiir
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şiirleriyle dikkat çekenler. Şairler, şiirlerin imza sahipleri. Bunlar; İzmir ilimiz merkezinden T. Turan Atasever, Isparta ilimiz merkezinden Melahat Ecevit.
                Bu iki şairimizin, bu imzamızın yazdıklarından, şiirlerinden birer örnek vermek istiyoruz efendim. Buyurun:
ATA’YA ŞÜKRAN. (T. Turan Atasever)
Direklerde yarıya çekildi; Ay –Yıldız’lar;
Milletinden ATA’ya minnet, şükran, saygı var!.
“Hedefimiz Akdeniz!.”sözü kulakta çınlar,
Emri, sel olup taşan ATA’yı anıyoruz,
Bu gün yeniden O’na, O’na uzanıyoruz!...
Kalbimize gömülü, yaşıyor özümüzde;
İzinde yürüyoruz, durarak sözümüzde..
Adı ile dudakta ve her an gözümüzde;
Yüceleşen, dağlaşan ATA’yı anıyoruz..
Anmayanlar adına bizler utanıyoruz!..
O’na dil uzatanlar, birer zehirli yılan;
Bu ezan, bu hürriyet bize ATA’dan kalan..
“Ne mutlu Türk’üm!. “diye gücü milletten alan;
Yurt için engel aşan ATA’yı anıyoruz,
O’nun ilkelerine, O’na uzanıyoruz!..
Zor günde kulak  verdi, milletin feryadına;
Uçuruma düşerken, yetişdi imdadına..
Kurtardı Yurdumuzu, ATATÜRK dedik O’na!.
Türk’üm!” diyerek taşan ATA’yı anıyoruz,
Biz O’nu, bu Milletin ATA’sı tanıyoruz!..
Bizi O kavuşturdu, aydınlık bir sabaha;
Yakınımıza gelir, O her gün biraz daha..
Ruhu şad olsun diye, el açarak Allah’a,
Sevgisiyle çığlaşan ATA’yı anıyoruz,
O’nun ayrılığına milletçe yanıyoruz!..
Bir “Milli Kahraman’dı”, İstiklâl Savaşı’nda;
O’nun damgası vardır, Yurdun temel taşında..
Ay-Yıldız’lı Bayrağın al renkli kumaşında,
Asır değil, çağlaşan ATA’yı anıyoruz;
O’na dil uzatanı, birlikte kınıyoruz..
Biz O’nu Türk ATA’sı, ATA’mız tanıyoruz!..

BENİ DÜŞÜNME (Melâhat Ecevit)
Bir mesaj çekmişsin nasılsın diye
Kendine dikkat et üşürsün diye
Yüreğim çınladı bilmem ki niye?
Kendine iyi bak beni düşünme..
*
Dün yine o günler aklıma esti
Beraber gezerdik her akşam üstü
Bizi çekemeyen dostlarım küstü
Kendine iyi bak beni düşünme..
*
Saçlarına karlar yağdı mı şimdi?
Nostalji ceketin eski mi şimdi?
Yüzüne çizgiler düştü mü şimdi?
Kendine iyi bak beni düşünme..
*
Bitecek sanmıştım hasret nöbetim
Seninle bir ömür vardı niyetim
Ölümden öteye severim dedim
Kendine iyi bak beni düşünme..
                *
En büyük mutluluk geldiğin gündür
O bir çift kelime ne ilk ne sondur
Mektubun içine bir buse kondur
Kendine iyi bak beni düşünme..
***
Dergiler ve gazetelerden bir sıralama
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergilerimiz, gazetelerimiz. Bunların içinden bize ulaşanlar. Bunların sayfalarındaki mini gezintilerimizle ortaya çıkan genel görüntü:
            DENİZ TİCARETİ DERGİSİ: İstanbul’da aylık yayınlanan İMEAK DTO adına Metin Kalkavan’ın sahibi, Bahri Mete’nin sorumlu yazı işleri müdürlüğü görevini yürüttüğü büyük boy 96 sayfalık bir dergi. Adresi: Meclis-i Mebusan Cad. No: 22 Salıpazarı-Beyoğlu İstanbul.
            VAKIFRİZE DERGİSİ: Merkezi İstanbul’da bulunan, Rize Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın mevsim itibariyle yayınlanan büyük boy, 144 sayfalık bir dergisi. Zümrüt Rize Gazetesinin sahibi Faik Bakoğlu dostumun gönderdiği “VakıfRize”nin yaz ve kış sayıları (44) vardı masamda. Vakıf adına imtiyaz sahibi: Orhan Keçeli, Yazı İşleri Müdürü Yılmaz Ekşi. Yönetim yeri: Çayırbaşı Cad.No:48 Büyükdere-Sarıyer-İstanbul.
            ZÜMRÜT RİZE GAZETESİ: Günlük olarak yayınlanıyor. 61 nci yayın yılı içerisinde olan Zümrüt Rize Gazetesinin sahibi: Faik Bakoğlu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Duygu Bakoğlu. Gazete ortalama sekiz sayfayla yayınlanıyor. Bazen sayfaları artıyor.
            TAKA GAZETESİ: Günlük yayınlanıyor. Sahibi: Ahmet Sancak. Trabzon’da okurlarının karşısına çıkan, çıkarılan Taka Gazetesi 16 sayfayla yayınlanıyor.
            BELEDİYENİN SESİ GAZETESİ: Rize Belediyesince aylık yayınlanıyor. Belediye adına sahibi: Fahrettin Kaya, Yazı İşleri Müdürü: Ahmet Yavuz Dal.
            YESEVİ DERGİSİ: İstanbul’da aylık sevgi dergisi olarak yayınlanıyor. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Erdoğan Aslıyüce. 2011 yılına ait 206 ncı sayısı yayınlanan “Yesevi” Dergisinin yazışma adresi: P.K.30 Beyazıt-İstanbul. Yesevi’nin bu sayısında imzaları bulunanlardan: Erdoğan Aslıyüce, A. Vehbi Ecer, Musa Serin, Çağla Gül Yesevi, Şükrü Karaca, Ahmet Özdemir vd.
            ÇAĞDAŞ EĞİTİM DERGİSİ: Ankara’da Hüseyin Hüsnü Tekışık’ın sahipliği, Betül Işık Turan’ın Genel Yayın Koordinatörlüğü ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğünde aylık yayınlanan bir dergi. Eğitim-öğretim ağırlıklı içeriğiyle dikkat çekiyor. Danışma ve Hakem kurulları var. İdare merkezi: Kâzım Karabekir Cad. Öğün Han No:40-85 Ulus/Ankara, olarak görülüyor. 35 nci yıl içinde bulunan Çağdaş Eğitimin 381 nci sayısı masamdaydı.
            ANADOLU GAZETESİ:1981 yılında, rahmetli Ali Abdülkerimoğlu ağabeyimizin kurduğu Anadolu Gazetesi Simav’da 15 günde bir yayınlanmaya devam ediyor. Oğul Arslan Abdülkerimoğlu’nun yayınladığı Anadolu Gazetesinde, baba Ali Abdülkerimoğlu’nun yıllarca hazırlayıp sunduğu, yönettiği sanat ve edebiyat sayfası, oğul Arslan Abdülkerimoğlu tarafından “Şiir Bahçesi” adıyla sürdürülüyor, değişik şairlerin şiirleri bu sayfada yeralmaya devam ediyor.
            SERVER BÜLTENİ: Merkezi Ankara’da bulunan, Server Basın-Yayın İlim ve Sosyal Dayanışma Vakfının yayınorganı. 17 nci sayısı bana ulaştı. Kitap boyutunda 14 sayfayla okurlarının karşısına çıkıyor.
Sahibi (Vakıf adına) Mehmet Ali Bulut. Yazışma: GMK Bulv No: 24-8 Kızılay-Ankara
***
Okuya okuya
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Bana ulaşan yayınların sayfaları, satırları veya bu yayınlardaki şiirlerin mısraları arasındaki gezintilerimi sürdürüyorum.
            Simav ilçemiz merkezinde yayınlanan Anadolu Gazetesinde, Arslan Abdülkerimoğlu’nun hazırlayıp yayınladığı “Şiir Bahçesi”nden seçtiğim üç ayrı şiir.
            Birinci şiir, rahmetli Ali Abdülkerimoğlu ağabeyimizin. İkinci şiir Mehmet Cem Yiğit’in, üçüncü şiir ise, Asım Kısbet’in efendim:

SENDEN USANMAZ GÖNÜL (Ali Abdülkerimoğlu)
Seninle cehenneme girse de yanmaz gönül
Senin ateşin ile yanmaya kanmaz gönül
Bitmeyen, tükenmeyen servetlerden vazgeçer,
Her nimetten usanır, senden usanmaz gönül.
*
Cennetteki huriler senden güzel olamaz
Kimse senin dünyada emsalini bulamaz
Harun kalksa mezardan, verse bütün varını
Tırnağının kirini bile benden alamaz.

UYKUSUZ GECELER (Mehmet Cem Yiğit)
Güzelim dilinle sev, avut beni
Sevince anladım güzel olanı
Dokunsam, uyutsan dizinde beni
Bir tanem, uykusuz geceler başka.
*
Birbirimiz için yaratılmışken
Aşkımıza tuzak kuruldu erken
Eskimiş mektuplar mazi olurken
Bir tanem, uykusuz geceler başka.
*
Gözlerim seçmişti elâ gözünü
Tutar oldun şimdi eller sözünü
Görmez oldum bana dönük yüzünü
Bir tanem, uykusuz geceler başka.
*
Sevginin iklimi değişti birden
Belirsiz kusurlar oluştu erken
Sevgimiz en güzel yerde dururken
Bir tanem, uykusuz geceler başka.

BAŞIM DERTTE (Asım Kısbet)
Köreldi duygularım yorgunum
İklimler küskün bana nerdesin?
Baharlar hazan oldu vurgunum
Çilemle başım dertte nerdesin?
*
Soluyor yalnızlığım gözlerde
Çaresiz yanıyorum közlerde
Sevdamız yoksun diye sözlerde
Elemle başım dertte nerdesin?
***
Memiş Acar’ın yeni şiirlerinden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Denizli ilimizde yaşayan, Burdurlu hemşehrim Memiş Acar (Feryadi)den yeni şiirler aldım. Hecevezniyle yazdığı, sayfalara aktardığı şiirlerinin adları; Seher yelimiz, Burdur güzeli, Hoş değilem, Gören olmadı, Düşürdü beni, Küle döndürdü, Gurbet, şeklinde sıralanıyor.
            Hecevezni türündeki Memiş Acar şiirleri, genelde sevgiye dayanıyor. Toplumsal olanlarla da karşılaştığımız oluyor. Altı dörtlükten meydana gelen “Burdur Güzeli”nden:
Gelin dostlar bugün söze girelim,
Burdur ilimizde güzel derelim.
Nasıl güzelimiş bizde görelim,
Boylu poslu olur Burdur güzeli.
            Ve “Gören Olmadı”da diyecekleri var hemşehrimizin, Memiş Acar’ın: “Bülbül gibi kondum gonca güllere/Bir yâr için düştüm halden hallere/Yârden haber sordum esen yellere/Perişan halimi gören olmadı” dan sonra, nasıl “küle dönmüş”  bakalım:
Feryadi’yim güzel oldu güllerim,
Bir güzel uğruna yandı dillerim,
Aşıklara ibret olsun hallerim,
Yaktı güzel beni küle döndürdü.
            Arkasından “Düşürdü beni” diye sesleniyor Memiş Acar, Aşık Feryadi. Bu şiirden: “Feryadi’yim aklım aldı başımdan/Geceleri çakmaz oldu düşümden/Salına salına gelir peşimden/Güzel halden hale düşürdü beni…
            Ve gurbete çıkıyor Aşık Feryadi, Memiş Acar. Altı dörtlükten meydana gelen “Gurbet” den:
Gurbet elde garip kaldım,
Türlü türlü derde daldım,
Böyle derdi nerden aldım,
Eyvah derde ağlar gönül..
            Ve son şiirleri Memiş Acar’ın: Seher yelimiz ve Hoş değilim. Bu şiirlerden de birer dörtlük. Önce Seher yelimiz’den, sonra hoş değilem’den:
1- Feryadiyim, ne söylesem az gelir/Seher vakti gönlümüze kaz gelir/Karakışlar biter bahar tez gelir/baharı getirdi seher yelimiz.
2- Feryadi’yem derdim bitmez/Yazam desem ömrüm yetmez/Elem keder bizden gitmez/İçim dolu hoş değilem.

            GÜNÜN HABERİ:
            Necdet Çelikdönmez yönetiminde Isparta’da yayına başlayıp, Elâzığ’da yayınına devam eden “Paye, Edebiyat, Kültür, Sanat Bülteni” 20. yayın yılını geride bıraktı. Tebriklerimizi ve başarı dileklerimizi sunuyoruz. 
***     
Mısraların içinden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şiirlerin mısralarının içinden seçtiklerimiz. Dörtlüklerin arasındaki gezintilerimiz sırasında ayırdıklarımız, sıraladıklarımız:

DÖRTLÜK (Ali Abdülkerimoğlu)
Cennetteki huriler senden güzel olamaz,
Kimse senin dünyada emsalini bulamaz,
Harun kalksa mezardan, verse bütün varını,
Tırnağının kirini bile benden alamaz.
NE OLDUN? (Ali Abdülkerimoğlu)
Başın yıldızlarda hiç eğilmiyor,
Acaba evrene hakan mı oldun?.
Ateşin kalbimden hiç silinmiyor,
Gönüller dağlayan volkan mı oldun?
                *
Suratın hep asık hiç gülmüyorsun,
Halimi bilmiyor ve sormuyorsun,
Alemler görüyor, sen görmüyorsun,
Körler ülkesine sultan mı oldun?.
Ali Gözütok, Antalya’da yaşayan Burdur’lu hemşehrilerimden biri. Önde geleni, takdir edileni. Gülce edebiyat akımıyla ilgili ciddi araştırma ve çalışmaları, araştırma ve yayınları var. Ankara’daki bir toplantıda bana verdiği “Beyaz” adlı, Gülce-bahçe türüyle kaleme aldığı beş ayrı dörtlükten, bölümden meydana gelen şiiri. Bu şiirin tamamı efendim:

BEYAZ (Gülce Bahçe – Ali Gözütok)
..Ben beyaza hayranım,
..Beyaz temiz, beyaz saf,
..Beyaz arı!..
..Bak nasıl da boyuyor,
..Baharda bozkırları
*
Beyaz can, beyaz canan, güler erik dalında,
Karda kışta tozutur, söyler hasret türküsü,
Şeref iffet namustur, destandır her alında,
Beyaz dostluk çağrısı, barıştırır her küsü.
                *
Gece zifirinde son, güneş ışığında öz,
Ak saçlarda olgunluk, gönüllerde gören göz,
Her sabahta bir umut, gergefte sevda dokur.
Işık ışık yayılır, siyaha meydan okur.
*
..(B)eyaz bulutta serin, yağmurda karda arık,
..R(E)nk cümbüşünde hoppa, birazcıkta şımarık.
..Ba(Y)ram gününde sevinç, neşe bayram yerinde,
..Şaf(A)ğında günaydın, günaydın göz ferinde,
..Beya(Z) her zaman güzel, son evin mermerinde.
*
Beyaz oyada sabır, kahkaha papatyada,
Beyaz pamukta ılık, sedefte nurdan oda.
Mahyalarda bir dua, mabette huzurdan iz.
Beyaz ana sütünde, Meryemde daha temiz.
***
Cumhur Turan’dan: Taç için!
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Maşallah, yayınladığı kitaplarının sayısının nerelerde olduğunu tespit edemediğimiz Cumhur Turan hocanın yeni bir kitabı.
            Merkezi Ankara’da bulunan Payda Yayıncılık, yayınları arasında günyüzü gören, okurlarıyla buluşturulan “Masal” kitabı Taç için! 46 sayfalık bir kitap.
            Bölümler halinde verilmiş, anlatımlar sayfalara aktarılmış. Şiirsel bir anlatımla gerçekleştirilen, yayınlanan “Taç İçin” dokuz bölümden oluşmuş, sayfalarda birer ayırım çizgisi oluşturulmuş.
            İlk bölüm 5 nci sayfada başlıyor. Girişinden bir aktarmayla devam edelim:

Gece gündüz,
Gündüz gece,
Düşünmenin bir yerinde,
Kararını verdi.
Gün doğumunu muştularken,
Güneşin ışınları,
Çağırdı oğullarını.
Üç oğul,
Koşup geldiler hemen..

            Cumhur Turan hocanın anlatımlarından oluşan, kitaplarının sayfalarında gezerken eliniz, kolunuz bağlı gezmiyorsunuz. Sağa bakıyorsunuz gördükleriniz var, sola bakıyorsunuz tebessüm ettikleriniz var, güler yüzle sizi karşılayanlar var. İşte bu ve öteki anlatımlar, anlatılacaklarla Cumhur Turan başarıya ulaşmıştır diyebilme rahatlığı içine giriyor, girebiliyor insan.
            Sayfa 32’deki yedinci bölüme bakalım, ilk mısralar ne söyleyecek bize:

Büyük oğul gördü ilkin,
Ağarırken şafak,
Yıldızlar silinirken birbir,
Yarı aydınlık bir perde de,
Bir masal devi gibi ürkütücü,
Dev bir kaya kütlesi belirmişti,
Üstünde tek bir ağaç yok idi,
Gökyüzüne değen başı ile,
Demirkazık dağı bu idi.
            ***
Simav çıkışlı şiirlerden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Simav ilçemiz çıkışlı şiirler. Şairleriyle gündemimize gelenler, gündemimizde kalanlar.
            Rahmetli Ali Abdülkerimoğlu ağabeyimizle Simav’da yaşamını sürdüren Asım Kısbet arkadaşımızın şiirlerinden efendim.

BIRAKIP GİTTİN YA (Ali Abdülkerimoğlu)
Bırakıp gittin ya öyle nedensiz,
Bari rahat mısın orada bensiz?
Sen yoksun yıkıldı gönül mihrabım,
İnancım yok oldu, mabudem sensiz.

HASRETİ SEVDİM (Asım Kısbet)
Umutların senle gittiği yerde
Lâl olan dilimde hasreti sevdim
Her şeyimin bir bir bittiği yerde
Uslanmaz gönlümde geceyi sevdim.
*
Ömründen ömrümü sildiğin yerde
Boş yere kinini döktüğün yerde
Sevda güllerini söktüğün yerde
Lal olan dilimde geceyi sevdim.
*
Bensiz asla iflâh olmaz demişsin
Çilesine hasret yetmez demişsin
Sevdamın üstüne sevmez demişsin
Sensiz yaşamımda niceyi sevdim.

YAĞMUR (Asım Kısbet)
Ey yağan yağmur
Bir dileğim var
Kabul eyle ne olur
Onu bana getir
Ne olursun yağmur
Düşen her damlacığın
O, olsun
Delice yağ yağmur
Onu ellerime, saçlarıma
Gözlerinin esiri olan
Benliğime düşür
O da bunu isterdi
Ama kaybettim onu,
Ne olursun yağmur
O, sen ol.
            ***
Sevginin Bilge Şairi: Fikret Sezgin
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Mustafa Emre’nin hazırladığı, “Sevginin Bilge Şairi Fikret Sezgin” adlı kitapta, Fikret Sezgin hocanın yaşamı, sanatı ve yapıtlarıyla ilgili yapılan inceleme, değerlendirme, Mustafa Emre’nin hazırlamasıyla sayfalara aktarılmış, kitaplaştırılmış.
226 sayfalık kitabın kapağında, Fikret Sezgin hocanın yakışıklı bir fotoğrafı var. Fikret Sezgin vefalı insanlardan biri… Kitaplarıyla ilgili yazıp, yayınlayıp gazete gönderdiğinizde, hemen size dönüyor ve “teşekkür” ediyor. Pek çok şair ve yazarda göremediğimiz, olması gereken önemli bir özellik, kişilik. Tebriklerimi sunuyorum öncelikle.
Elimdeki kitabın içindekiler bölümünde gördüklerimden: Öncelikle, Fikret Sezgin imzalı kitaplardan söz edilmiş, sonra sayın Sezgin’in kitaplarıyla ilgili yazılanlardan (imza sahipleriyle) örnekler verilmiş, bir sıralama yapılmış. Buradaki isimlerden bazılarının sıralanışı:
Ahmet Özdemir, M. Halistin Kukul, İsa Kayacan, Ünal Şöhret Dirlik, Mustafa Emre, T. Abbashanlı, Hülya Ekmekçi vd.
Sonraki sayfalarda, Fikret Sezgin’e mektuplar, Fikret Sezgin için yazılan şiirler, Fikret Sezgin ile söyleşiler, Torunlarının diliyle “Dede” Fikret Sezgin, Basından aktarmalar, Fikret Sezgin’in fotoğraf albümünden.
“Ne olursun Atam” adlı, başlıklı şiir 7 nci sayfada. Bu şiirden:

Ben susuz dere, dumanlı dağ,
Evvela selâm eder ellerinden öperim.
Halimizi görüyorsun,
Sabaha yok mecalimiz,
Ne olursun uyan derim..

Mustafa Emre’nin iki sayfalık bir önsözü, anlatımı var Fikret sezgin hocayla ilgili. Bir yerinde:
“Fikret Sezgin’in gönül dünyasında yatan şairlik onu her zaman besleyen bir güç olmuştu. Çocukluğunda anasından dinlediği masallar ve çevreden edindiği halk kültürü yeteneğini mayalar. Sevgiyle baktığı dünya onu şiirle gülümser” diyor.
Fikret Sezgin: 1928 yılında Kayseri’de doğdu. 1951 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. 1955 yılında Ankara Hukuk Fakültesinde fark imtihanını verdi. 1956 yılında Avukatlık yapmaya başladı. Adana’da Avukatlık mesleğini sürdürüyor.
***
Kırklareli’nden: Nişikli Travel Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Bazen şahıslar, bazen kuruluşlar ortaya çıkıp, dergi ve gazete yayınlıyorlar. Bunların ne kadarı kalıcı oluyor, ne kadarı kaybolup gidiyor bir değerlendirmemiz, bir istatiğimiz yok.
Tekirdağ’daki Kiraz Festivali (etkinlikleri) sırasında bana ulaştırılan yayınlardan, Dergilerden biri “Nişikli Travel” adının taşıyıcısı.
1974 yılında (Kırklareli’nde) faaliyete geçirilen, Nişikli Turizm Sanayi Ticaret A.Ş’nin yayın organı olan “Nişikli Travel”in sahibi: Erdinç Nişikli, Koordinatör: Muhsin Nişikli, Reklam tasarım: İsmail Ustaoğlu, Katkıda bulunanlar var 13 isim ve imzadan oluşan (Bunlar arasında Savaş Erdem dostumuz da var).
Adres yerine telefon numaraları yazılmış. Baskının yapıldığı Fark Tanıtım Matbaacılık’ın adresi şöyle: Yeni Sanayi Sit. 5. Blok Lüleburgaz/Kırklareli, adresi kaydedilmiş.
Editör’den başlığı altında Muhsin Nişikli’nin yazdıklarından:
“Nişikli Turizm Uluslararası ve Şehirlerarası Otobüs İşletmesi olarak sizlere hizmetin en güzelini vermeye çalıştık” diyor.
Dergi içindeki imzalara bakıyoruz. Gördüklerimizden; Mustafa Karaca, Münür Saygın, İsmail Ustaoğlu, Mustafa Aliev Mustafov, Önder Pakdemir, Kırklareli Mahalli İdareler Müdürü olan Alaeddin İkican arkadaşımızın “Yayla Mahallesi” adlı şiiri var görüntüler içinde ilk sayfalarda yeralmış. Bu şiirden:

Benim içimden çıkmayan sevdam,
Hani hergün anımsadığım,
Parklarında ıhlamur topladığım,
Hani şu yayla var ya yayla..
*
İşte ben oralıyım,
Trakya’nın Kırklar’ında,
Kırklar’ın yaylasında,
Hani şu yaylalar var ya yayla.

Anadolu Üniversitesi İl Temsilcisi Öğr. Gör. Münür Saygın’ın Dünyada ormanların;
1-Doğal Parklar,
2-Tabiatı Koruma alanı,
3-Biyosfer rezervi projesi, şeklinde korunduğuna ilişkin yazı dikkat çekiciydi.
***
Yine Kayseri “Erciyes” postasından gelenler
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kayseri ilimiz merkezinde, aylık, fikir ve sanat dergisi olarak 33 yıldır yayınlanan 390’ncı sayısına ulaşan “Erciyes” Dergisinin postasıyla gelenlerin sayfalarında gezmeyi sürdürüyorum.
Erciyes Dergisi 390 ncı sayısıyla 33 sayfalık genel görünümüyle dikkat çekmeye devam ediyor.
Erciyes’in sahibi: Nevzat Türkten, Genel Yayın Müdürü: Alim Gerçel. Değişik araştırmalar yanında, yer yer (sayfa sayfa) şiirlerle de karşılaşılıyor Erciyes dergisi sayfalarında.

YENİDEN DİRİLİŞ DERGİSİ
Kültür dergisi olarak, ince uzun boyuyla (boyutuyla) Alim Gerçel’in sahip ve yazı işleri müdürlüğünde yayınlanmaya devam ediyor. 66 ncı sayısı bize ulaştı bu derginin.
Kayseri Basınının 100. yılında, Türkçü gazeteci Yunus Bekir; Yaşar Elden’in yazısının konusu.
Emin Zeyrek, Zehra Birsen Yamak şiirlerinden örnekler veriyor yazısında, araştırmasında. Zehra hanımın “Şiire şiir” başlıklı şiirinden bir dörtlük nakledelim:

Hem kuru dal ucunda, hem de yeşil yaprakta,
Böylesine tezada nasıl saklanmaktasın?
Sen şiirsin güzelim kimbilir kaç toprakta
Yeşerip de serpilen güller koklamaktasın!.

KAYSERİ TÜRKOCAĞI
Dilde, fikirde, işte birlik anlayışından yola çıkılarak yayınlanan, Türk Ocakları Kayseri Şubesinin yayın organı, ayda bir yayınlanan dergi. Sahibi: Prof. Dr. Abdülkadir Yuvalı, Yazı işleri müdürü: Satılmış Başaran. 110 ncu sayısı masamda bu derginin.
Anılan sayıda yazıları yeralanların sıralanışı: Cihan Dura, A.Vehbi Ecer, Mustafa Öztürk, Nevzat Özkan, Nejat Çoğal, Osman Çeviksoy, Fazıl Ahmet Bahadır, Bayram Durbilmez. (Ozantürk).

İSTİKLÂL GAZETESİ
16 sayfalık, aylık siyasi, bağımsız olarak aylık yayınlanan bir gazete. Sahibi ve yazı işleri müdürü: Mehmet Emin Batur. Genel yayın yönetmeni: Abdulmecit Avşar. Kayseri’den 71 nci sayısıyla bizimle selamlaştı, merhabalaştı İstiklâl Gazetesi.
         ***
Prof. Dr. Saim Sakaoğlu hocadan gelen dört kitap
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Edebiyat dünyamızın önde gelen, bilinen tanınan ve sevilen hocalarından Prof. Dr. Saim Sakaoğlu hocamızdan dört ayrı kitap geldi. Bunlar sırasıyla:
1- DOSTLARA MEKTUP: Saim Sakaoğlu imzasıyla 240 sayfayla şekillenmiş, 1991- 2010 yılları (bu yıllar arasındakiler) kayıtlı Saim Sakaoğlu hocanın yazdığı mektuplar bunlar.
1999 yılında bana gelen 2 bin 68 mektubu “Bana Gelen Mektuplar” adlı 352 sayfalık kitapta yayınladığım için biliyorum, mektupların kitaplarla kamuoyuna duyurulması doğru oluyor, yerinde oluyor.
Saim Sakaoğlu hocanın birinci mektubu Aralık 1991 tarihinin taşıyıcısı. Yetmişinci yaş mektubu var kitap içinde.
2- DOSTLAR BENİ HATIRLADI: Saim Sakaoğlu hocanın hazırladığı, yayınladığı 144 sayfalık kitap. 2009 yılında Günyüzü görmüş. Yedi bölümle şekillenen kitap içindeki bölümlerde; Saim Sakaoğlu için yazılan şiirler, Sakaoğlu ailesi için yazılan şiirler, Saim Sakaoğlu’na ithaf edilen şiirler, Şairlerin ithaf ettiği şiirler, Kutlama şiirler, Ramazan manileri, Bağımsız dörtlükler gibi bölüm başlıkları dikkat çekiyor.
Abdülkadir Güler’in Saim Sakaoğlu hoca için yazdığı şiir, kitabın 64 ncü sayfasında yeralıyor. Beş ayrı dörtlükten meydana gelen “Selçukya’da” başlıklı, Abdülkadir Güler imzalı şiirden:.
Konya’da selâm güncedir,
Selçukya’da bilmecedir.
Folklorda hece hecedir,
Hocam Saim Sakaoğlu.
3- KONYALI HATTAT HAFIZ MEHMET SAKAOĞLU: Saim Sakaoğlu, Mehmet İhsan Kayseri ikilisince hazırlanan, yayınlanan 150 sayfalık bir kitap. Kömen Yayınları arasında günyüzü görmüş.
İlk bölümde Mehmet Sakaoğlu, değişik yönleriyle anlatılıyor. Ekler bölümünde yeni hatıralar var.
4- BİR KADININ KALEMİNDEN ŞEMS VE MEVLÂNA: Yelda Karataş’ın 84 sayfalık şiir kitabı. İki önemli ismin, iki önemli görüşü var ilk sayfalarda. Bunlar:
- Kalbim bana Rabbim’den haber veriyor, diyecek yok mu (Şems),
- Seninle benim aramda ne sen varsın, ne de ben (Mevlâna).
            Kitabın 65 nci sayfasında yer alan “Korku” adlı, başlıklı şiirden bir bölüm, giriş bölümü efendim:
Bugün aramıyorsam seni,
Korkum içindir,
Büyük hiçliğinden
İki yana eğik boynum,
Kendine varamayan çığlığın.
***
Fethiye “Belediyemiz”
Dergisinin farklı sayısı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Bir çalışkan Belediye Başkanı: Behçet Saatcı. Fethiye’nin güler yüzü: Behçet Saatcı. Hizmetleriyle göz dolduran, Fethiye’nin çehresini değiştirip, yepyeni görüntülere imza atan adam: Behçet Saatcı. Fethiye Belediyesinin yayın organı: Belediyemiz Dergisi. Fethiye Belediyesinin resmi yayın organı. 26 ncı sayısıyla, farklı bir görünümü, sayfa fazlalığı, görüntü farklılığıyla bize ulaşan, yeni ve yüksekliği değişik boyutluluğuyla sevimli bir yüz olarak bize ulaşan, ulaştırılan “Belediyemiz” Dergisi.
            Belediyemiz Dergisinin Fethiye Belediyesi adına sahibi: Behçet Saatcı. Genel Yayın Yönetmeni: Mehmet Divarcı. Sayfa düzeni: Gençay Güngör. Daha pek çok isim ve imza var derginin yayınında katkıda bulunanlar olarak görülen.
1- Başlıklara bakıyoruz: Fethiye Sevdası ağır bastı. Milletvekilliği adaylığı için görevinden istifa edip etmemesi merakla beklenen Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, istifa etmeyerek görevine devam etme kararı aldı.
2- Sonraki sayfalardan: Ülkemizde bir çok belediye ödenek yetersizliği nedeniyle personel maaşını bile zamanında ödemeyecek durumdayken, Fethiye Belediyesi’ne sigorta borcu olmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanından teşekkür yazısı gönderildi.
3- “Ayağınız çamura basmayacak” demiştik.. Hedefimiz bu çalışmaları tüm mahallelerimizde uygulamak..
4- Menteşeoğlu Mahallesi yağmur suyundan kurtuluyor: Göz boyamaya yönelik çalışmalar yapmıyoruz,
5- Dispanser Caddesini tanıyamayacaksınız, Kordona 11 günde tekne atık alım sistemi kurduk.
6- Kooperatif Başkanı Yılmaz: Buna rağmen denize atık su basılacağına ihtimal vermiyorum,
7- Başkan Saatcı: Yüzümü kara çıkartmayan çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.
8- Yeni araçları oynayarak teslim aldılar: 16 yeni araç hizmete girdi, Fethiye trafiği yeni kavşaklarla rahatlıyor, Kavşak için kendi binalarını yıktılar,
9- Şehir mezarlığına mescit ve şadırvan yapılıyor, Park sayımız 86’ya ulaştı, Sivrisineğin kökünü kazıdık.
10- Sahil Bandı’yla ilgili soruşturma iznini Danıştay iptal etti,
11- Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı: Şikâyet acziyettir,
12- Başbakan’ı çiçeklerle karşıladık. Mavi kapak’ta Türkiye rekoru kırıldı. Boş pilleri çöpe atmayın. 100 ton atık yağ toplandı, Gürültü denetlemeleri başladı. Engellilerimize 144 akülü araç.
13- Kadın Meclisleri Fethiye’de buluştu, Kadınların % 30’u şiddet görüyor, Türk Dünyasından gençler Fethiye’de buluştu, Toplu iş sözleşmesi yenilendi, Personele sağlıklı yaşam semineri, Zamanı iyi kullanma eğitimi, Kıyı günü Fethiye’de kutlandı, Hayata engelsiz bağlandılar, Şehidimizi andık, Şampiyonlar Başkan’ı ziyaret etti.
            ***
Kayseri’den “Çıngı” Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kayseri ilimiz (merkezi) sanat ve edebiyat alanında önemli ve kalıcı hizmetlerin verildiği merkezlerimizden biri. Önde geleni.
            Bana ulaşan dergilerden biri, Kayseri Yazarlar, Şairler ve Sanatçılar Derneği KAYSADER’in yayın organı “Çıngı” eğitim, kültür, sanat ve edebiyat Dergisi olarak yayınlanıyor.
            İki ayda bir günyüzü gören “Çıngı”nın Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Süleyman Karacabey. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Dr. Rasim Deniz. Genel Koordinatör: Deniz Dengiz Şimşek. Reklam ve Halkla ilişkiler sorumlusu: Hikmet Saadet Çakıcı, Sanat Danışmanı: Hasan Gürpınar, 12 kişilik Yazı Danışma Kurulu dikkat çekiyor.
            Bir başyazı, yayın kurulu imzalı. Girişinde; “Çıngı’mızı nefeslerimizle alevlendirip, karanlıkları aydınlatmak, üşüyen yürekleri ısıtmak kararlılığıyla yolumuza devam ediyoruz” deniliyor.
            Yazışma adresi: P.K. 212, Kayseri olan (0536 – 338 10 09) Çıngı’nın sayfalarına şöyle bir göz atalım efendim:
            Kayserili halk şairi Aşık Vahdeti (Dr. Rasim Deniz), Hunat Oteli (D. Dengiz Şimşek), Abayıkoğlu Hasan Ağa Vak’ası Destanı (A. Emin Güven), Ahmet Tevfik Ozan’ın şiirlerinde Kayseri (Sait Özer), İşaret parmağı (Dr. Mesut Özbek), Bayraktar (Nurkal Kumsuz), Hürriyet yoluna koydum başımı – Duran Tamer (Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı), Pencere (Kadriye Gül), Nurkal Kumsuz ile edebiyat üzerine görüşme (Röp.Süleyman Karacabey), Bahçelerden bir demet (M. İrem Bantı), Nurkal Kumsuz; Sadece yazar (Adnan Büyükbaş), Nurkal Kumsuz ve eserleri (Ali Rıza Navruz), Sanalda sallanan dil (Mehmet Kürşat), Şiir Tahlili: Fatih Kandemir’in “Gönül arzu eder” şiirinin tahlili (Çelebi Öztürk).
            Kayseri’de ve ülkemizde yeni bir soluk, edebiyat alanındaki yeni bir gayret olarak gördüğüm Çıngı Dergisi, gelecekte kendini geliştirecek, önemli yayın organlarımız, dergilerimiz arasındaki yerini kısa zamanda alacaktır.
            Çıngı’nın sayfalarında şiirleriyle karşımıza çıkan isim ve imzalarda var. Bunlar: Aldulkadir Göçmen, Mücella Pakdemir, Hikmet Durgut, Köksal Akçalı, Sera Bakır, Hava Köseoğlu, Mustafa Ayvalı. Sayfa 38’deki “Alev bile kıskanır” başlıklı Hava Köseoğlu şiirinden bir dörtlük alarak, noktamızı koyalım efendim:
Sırça bakışlarından düştüğüm gün yerlere,
Anlatırsa aşkları bensiz olan tek hecen,
Bil ki sustuğum andır, göm beni seherlere,
Olurum ömür boyu çözülmeyen bilmecen.

Hiç yorum yok: