22 Haziran 2011 Çarşamba

Ahmet Tufan Şentürk,

“Ahmet Tufan Şentürk, Türk Şiirine Hizmet Ödülleri”nasıl başladı, nasıl devam etti, nasıl sona erdi:
Prof. Dr. İSA KAYACAN
 Mayıs 2007’de 160 sayfayla, vefatla aramızdan ayrılan 464 kişiye duyulan, sevgi ve saygının yerine getirilmesi çalışması olarak yayınlandığım “Aramızdan Ayrılanlar” adlı kitabımın 94,95 ve 96 ncı sayfalarında, (1924-2005) biyografisi ve yazdığım bir yazı metninin yer aldığı Ahmet Tufan Şentürk ağabeyimizle ilgili “Türk şiirinin beş yıldızlı çınarı Ahmet Tufan Şentürk sonsuzluğa uğurlandı” başlıklı, Ahmet abimizi, Karaman- Sarıveliler, Esentepe Köyünde toprağa verdikten sonra, yazdığım yazının sonunda:
- “Köyündeki, Ahmet Tufan Şentürk Caddesi” tabelasının önünden geçtik. Cenaze arabasıyla, ben, Mustafa Ceylan ve Cevat Uygur, Ankara’ya dönmek üzere Ahmet Tufan Şentürk ağabeyimizle, yakınlarıyla köylüleriyle vedalaştık.
11.05.2005 Çarşamba, gün ışırken Ankara’daydık. Ama Ahmet Tufan Şentürk Ankara’da yoktu artık. Biz onsuzduk. Bunun bir gerçek olduğunu düşünmeye, inanmaya başlamıştık, başlamıştık artık” diye yazdığımı hatırlıyorum, kitap sayfalarında görüyorum.
09 Mayıs 2005 tarihinde kaybettiğimiz, 10 Mayıs 2005 tarihinde, Esentepe köyünde toprağa verdiğimiz Ahmet Tufan Şentürk ağabeyimizin vefatı bizleri çok üzmüştü.
2006 yılı Mayıs ayında, Kütahya- Simav’da düzenlenen Şairler Şöleninden, Mustafa Ceylan’la birlikte Simav- Uşak üzerinden ben Burdur’a, Mustafa Ceylan Antalya’ya dönerken otobüste konuşmaya, düşünmeye başladık, Ahmet Tufan Şentürk Ağabeyimiz adına ne yapabilirdik, bir ödül çalışması gerçekleştirebilir miydik?.
Sonunda karar verdik, “Ahmet Tufan Şentürk, Türk Şiirine Hizmet Ödülleri” çalışmalarını başlatabilmek için ilk adımı atarak bir jüri oluşturmalıydık. Burdur’a varmadan, jüri üyelerinin isimlerini, Ahmet Tufan’ın yakınlarından oluşturup,  Ankara’ya varınca kendilerine duyurduk. Bu isimleri şöyle sıraladık:
Jüri Başkanı: Prof. Dr. İsa Kayacan, Genel Koordinatör: Mustafa Ceylan, Jüri Üyeleri, Prof. Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Prof. Dr. İbrahim Agâh Çubukçu, Güzide Taranoğlu, Mehmet Zeki Akdağ, Dr. Ünal Yürekli, Yekta Güngör Özden, Ahmet Özdemir, Ünal Şöhret Dirlik. 11 kişilik jüri üyelerinin koordinesinde zorluklarla karşılaşılmaya başlandığı belirtileri, ilk yıldan sonra hissedilmeye görülmeye başlandı.
Mustafa Ceylan’la yalnız kaldığımız gerçeğiyle yüzyüze gelirken, Anayurt Gazetesi Sahibi Naci Alan ve Dr. Şemsettin Küzeci gibi Ahmet Tufan Şentürk severlerden gördüğümüz ilgi, yakınlık ve katkılarla yetinmeye başladık. Mustafa Ceylan’ın Antalya’da oluşu, benim Ankara’da yalnız kalmam, severek, içtenlikle gerçekleştirmeye çalıştığımız; “Ahmet Tufan Şentürk Türk Şiirine Hizmet Ödülleri” çalışmalarımızın sıkıntılarının giderek artacağını o günden gösterir gibiydi, sinyallerini verir gibiydi.
İlk iş olarak bir ödül yönetmelik - şartname hazırladık. Sonraki çalışmalarımızda, ödül gerekçelerini de açıkladık. “Ahmet Tufan Şentürk, Türk Şiirine Hizmet Ödülleri”nin verileceğine ilişkin haberler gazetelerde, dergilerde yayınlandı. 
2007 yılı için yapılan başvurular değerlendirildi ve ödüller;
Birinci; Hikmet Elitaş- (Karaman), İkinci: Birdal Can Tüfekçi (Dalaman), Üçüncü: Nevin Kurular (Ankara), Seçici Kurul Özel ödülleri: Ahmet Ayaz (Gaziantep), Emine Sevinç Öksüzoğlu (Ankara), Gürsel Güveloğlu (Kadirli), Mine Ömer (İzmir), Ayşenur Ökten İzgin (İzmir), Durmuş Kaya (Isparta) şeklinde verilirken, Onur ödüllerinin sahipleri:, Abdülkadir Güler (Söke), İsmet Bora Binatlı (Ankara), İsmail Kara (Ankara) olarak belirlendi.
Ödüllerin ilki (2007 yılı) 07- 09 Kasım 2008 tarihlerinde Kemer- Göynük Otıum ART Otel’de Mustafa Ceylan Koordinatörlüğünde gerçekleştirilen 5.Antalya Şairler Buluşması programı içerisinde sahiplerine verilirken “mutluluk duyduğumu” gazetelerde yazmışım.
Plaketlerde, ilk iki yıl, Ahmet Tufan Şentürk’ün papyon kravatlı fotoğrafı, ödül cümleleri, ödül alanın adı, ödül yılı, derecesi ve altında, Prof. Dr. İsa Kayacan (Seçici kurul Başkanı), Mustafa Ceylan (Genel Koordinatör) yazıları yer aldı.
Üçüncü yılda, ödül logosu yapıldı, broşürde, haberlerde ve plâketler üzerlerinde kullanıldı.
2008 yılında ödüller verilmedi. 2009 yılı ödülleri, 08 Mayıs 2010 tarihinde İLESAM salonunda; Birincilik Selçuk Alparslan’a (Ankara), İkincilik Özkan Gönlüm’e (Ankara) Üçüncülük Murat Duman’a (Ankara), Onur Ödülü T.Turan Atasever’e (İzmir) verildi.
2009 yılında da ödül veremedik. 2010 yılı ödülleri; Birincilik Mehmet Nuri Parmaksız (Ankara), İkincilik: Vedat Fidanboy (Ankara), Üçüncülük: Mehmet Ali Kalkan (Eskişehir), Seçici Kurul Özel Ödülleri: Rasim Köroğlu (Eskişehir) Harun Yiğit (Antalya), Dr. Şemsettin Küzeci (Ankara-Irak), Ali Gözütok (Antalya) şeklinde sıralanırken Onur Ödülleri: Güzide Gülpınar Taranoğlu (Ankara), Prof. Dr. Elçin İskenderzade (Azerbaycan), Prof. Dr. Hayrettin İvgin (Ankara ), Dr. Osman Oktay (Ankara), Ahmet Sevgi (Ankara) şeklinde ortaya çıktı.
Dr. Şemsettin Küzeci’nin hazırladığı, Ahmet Tufan Şentürk albümünden seçilmiş fotoğraf görüntüleri, Semih Sergen’in seslendirdiği iki Ahmet Tufan Şentürk  şiirini seslendirmesi ve hazırlanan Ahmet Tufan Şentürk bilgilerinin yer aldığı bir broşürle, 3 ncü Ahmet Tufan Şentürk ödüllerini, logo düzenlemesiyle hazırlanan plaketler, İLESAM Genel Merkezindeki Salonda sahiplerine verildi. Katılım azdı, ödül alanların yarısı gelmemişti, gelememişti. Ödül dağıtım haberleri; Anayurt (01 Haziran 2011), 24 Saat Gazetesi (02 Haziran 2011)tarihli sayılarında fotoğraflarla, yarım ve tam sayfa olarak yayınlandı.
Ahmet Tufan Şentürk’ü bir defa uzaktan görenlerce, bu törenlerin daha geniş katılımlarla yapılması gerektiğini anlatanların üzerlerine vazife edinenlerin konuşmaları da hayret ve üzüntülerle karşılandı. Üçüncü ödül dağıtım töreninde Ahmet Tufan Şentürk’ün Ankara’daki yeğenleri, Nuran Şentürk Karakılıç, Yücel Şentürk ve (Konya’da bulunan) Mustafa Şengül, İzmir’de bir yakınlarının vefatı nedeniyle katılamadılar. Zaten, bu yeğenlerin katkı ve ilgilerinin giderek azalmaya başladığı gözleniyordu. Ödül dağıtım çalışmalarının yapılamadığı 2008- 2009 yıllarında, yine Ahmet Tufan Şentürk anma programları yapıldı. 09 Mayıs 2008 tarihinde, Ahmet Tufan Şentürk’ün Ankara Seyranbağlarındaki evinde, 09 Mayıs 2009 tarihinde, İLESAM’ın cumartesi toplantıları içinde Vakıflar Genel Müdürlüğü salonunda Ahmet Tufan Şentürk anıldı, anılmaya çalışıldı.
19 Mayıs 2008 tarihli Anayurt Gazetesindeki yazımda; “Şiirimizin beş yıldızlı çınarı Ahmet Tufan Şentürk’ü andık” başlığıyla, Ankara 24 Saat Gazetesinin 23 Mayıs 2009 tarihli sayısında “Ahmet Tufan Şentürk”ü saygıyla andık” başlıklarıyla anma toplantılarının değerlendirilişini yapmışım.
Gerek ödül tespit çalışmalarında, gerek anma toplantılarının düzenlenmesinde, plaketlerin hazırlanmasında yaşanan sıkıntılar giderek artıyordu.
Ahmet Tufan Şentürk’ün sağlığında evinden çıkmayan, Ahmet Tufan’ın etrafında dolaşan pek çok “bal dudak” şairin de Ankara’da oldukları halde, toplantılara katılmayışları, düşündürücü noktalara ulaşmasıyla, yalnız kaldığımı hissetmeye, görmeye başladım.
Ben, bir vefa duygusunu yaşatmaya, Ahmet Tufan Şentürk’e karşı olan, sevgimi ve saygımı ortaya koymaya çalışıyordum. Ama, bu konunun içinde veya bir yerinde yeralması gerekenler, uzak duruyorlardı, gündemlerinde Ahmet Tufan Şentürk yoktu onların. Öte yandan, kendileriyle çalışma olanağı bulunmayanlardan bazıları “çatlak ses” olmaya devam ediyorlardı! Peki ben tek başıma ne yapmak istiyordum.? Ahmet Tufan Şentürk için ne anlam ifade ediyordum?
31 Mayıs 2011 tarihinde oturup, Ahmet abimin yeğenleri Nuran Şentürk Karakılıç, Mustafa Şengül’e ve bilgi içinde Mustafa Ceylan’a birer mektup yazarak;, “Ahmet Tufan Şentürk Türk Şiirine Hizmet Ödülleri” çalışmalarıyla anma programları düzenlemesinde sıkıntılar yaşadığımı, bazı hoş olmayan konuşmalar duyduğumu ilgisizlikler gözlediğimi (birkaç Ahmet Tufan Şentürk severi hariç) bir vefa borcumun yerine getirilmesi çalışmalarında yalnız kaldığımı görmekten, yaşamaktan son derece üzüldüğümü belirterek, bazı konuların görüşülmesi gerektiği düşüncelerimi ilettim.
02 Haziran 2011 tarihinde, bir lokantada, Nuran Şentürk Karakılıç ve Yücel Şentürk’le bir araya gelindi. Konuşmalar ve değerlendirmeler sonunda; “Ahmet Tufan Şentürk Türk Şiirine Hizmet Ödülleri” çalışmalarına “yardımcı olmada zorlandıkları” ifade edilince bu çalışmanın devam edemeyeceği sonucu ortaya çıktı.
Konya, Karaman, Ermenek, Sarıveliler cenahından da fazla ilgi görmeyen iyi niyetle, sevgi ve saygı varlığının sonucunda ortaya çıkan bir ödül tespit ve dağıtım çalışmaları da böylece sona ermiş, tarihteki yerini almış oldu. Gönlüm, bu ödül tespit ve dağıtım çalışmalarının genişleyerek sürmesi ve uluslar arası boyutlara ulaşması yönünde düşüncelerle doluydu.. Ama olmadı, sürmedi, sürdürülemedi..Önümüzdeki yıllarda belki birileri çıkar, bizden (benden) daha güzel, geniş kapsamlı ödül dağıtım çalışmaları yapar da, ben de onlara yardımcı olmaya çalışırım, diye düşünüyorum. Ahmet Tufan Şentürk ağabeyim, bizi- beni affetsin, mekânı cennet olmaya devam etsin.

Hiç yorum yok: