23 Kasım 2012 Cuma

31 EKİM - 22 KASIM 2012

Ünal Şöhret Dirlik’in: Sanat’ta 60 Yıl Dost Şiirleri
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şairler, yazarlar, kısacası insanlar, sevildikleri oranda toplumda ilgi görüyorlar. Kendileriyle ilgili yapılan değerlendirmeler, onlarla ilgili yazılanlar, ortaya konulanlar bir anlam taşıyor, önem taşıyor.
Edebiyatımızın güney temsilcisi, eğitimci, şair, yazar, araştırmacı, yayıncı değerli dostum Ünal Şöhret Dirlik Fethiye’den seslenmeye, yazdıklarını yayınlamaya, kitaplarıyla karşımıza çıkmaya devam ediyor.
Yenilerde yeni bir kitabı daha geldi Ünal Şöhret Dirlik hocanın. Adı: Sanat’ta 60 Yıl Dost Şiirleri.. Kendisiyle ilgili yazılan şiirlerin bir araya getirildiği 44 sayfalık sevimli bir kitap bize ulaşan.
Ünal Şöhret Dirlik, edebiyatımızın her alanında 25 ayrı kitap yayınlamış, değişik sempozyumlarda bildiriler sunmuş, gazetelerdeki, dergilerdeki, antolojilerdeki imzalarıyla, yazdıklarıyla takdir toplayıp, alkışlanmış, alkışlanmaya devam eden, sayıları çok ‘az’ lara düşen birkaç dostumdan, dostlarımdan birisidir.
Yanlış saymadıysam, kitap içinde 30 şair Ünal Şöhret Dirlik hocayla ilgili görüşlerini şiirleştirmiş. Bunlardan bazıları: Mustafa Enhoş, Oktay Kuşkonmaz, Abdülkadir Güler, Karozan (İsmail Kara), Ali Abdülkerimoğlu, Birdal Can Tüfekçi, Hüseyin Tamer, Muhsin Durucan, İsa Kayacan, Cahit Yargıcı, Mithat Makal, Recai Şahin, Fevzi Halıcı, Ali Gözütok, Kazım Poyraz vd.
Sayfa 29’da yeralan “Fevzi Halıcı Yazdı” başlığı altındaki açıklamadan sonra, şu dörtlük yer alıyor:

Her işin başında gönül birliği,
Sağlar zaman boyu beraberliği,
Fethiye’nin destanlaşan evladı,
Kutluyorum, Ünal Şöhret Dirlik’i.

Bu satırların yazarı İsa Kayacan’ın “Burdur Destanı-Bensiz Olmaz” adlı kitabının 281. sayfasında yeralan Ünal Şöhret Dirlik anlatımı, şiiri, Ünal Şöhret Dirlik hocanın kitabının 17 nci sayfasındaki İsa Kayacan fotoğrafıyla zaten öteki şairlerin de şiirleri fotoğraflarıyla birlikte verilmiş) İsa Kayacan’ın Ünal Şöhret Dirlik mısraları:

Fethiye kültürünün,
Zirvesinde seslenen,
Burdur’u, Burdurluyu seven,
İsa Kayacan’ı yıllardır yazıp,
Yayınlayıp, dillendiren,
Fethiyeli Ünal Şöhret Dirlik,
Benim.. Bensiz olmaz.

GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Bir iyiliği yapan değil, iyiliği gören hatırlamalıdır. (Cicero)
2. İnsanlığın başına ne geldiyse eşitlik olmaması yüzünden geldi. (Pierre Leroux)
3. Her zaman kalp kıran adam, ayakkabı içindeki taşa benzeyen bir arkadaştır. (Elbert Hubbard)
4. Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında kalmaktan ve ezilmekten yakınmamalıdırlar. (Kant)
***
Dr. Şemsettin Küzeci’den: Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Araştırmalar, getirdikleriyle önem kazanıyor. Dr. Şemsettin Küzeci’nin, Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci, adlı araştırması, getirdikleriyle önem kazanan yayınlardan biri.
416 büyük sayfalık kitap, merkezi Ankara’da bulunan Türkmeneli İşbirli ve Kültür Vakfı yayınlarının 8. olarak Günyüzü gördü.
Araştırma 5 ayrı bölümden meydana gelmiş. Bu kitapla, “Abdülvahit Küzecioğlu” yani soyadaki (oğlu) eki ortadan kalkıyor. Abdülvahit Küzeci doğrusu ortaya konuluyor. Kitap içinde, bugüne kadar Abdülvahit Küzeci ve eserleriyle ilgili süregelen onlarca yanlışlık ortadan kaldırılıyor, doğrular en yetkili ağız, en yetkili kalem yeğen Dr. Şemsettin küzeci tarafından sayfalara aktarılıyor, yanlış yapanların sorumsuzlukları ortaya konuluyor. Bu gerçekler, Dr. Şemsettin Küzeci olmasaydı, ortaya çıkarılamayacak mıydı acaba diye kendi kendimle konuştum. Bulduğum cevap ve cevaplar oldukça düşündürücüydü.
Birinci Bölüm: Abdülvahit Küzeci’nin hayatı, kişiliği ve sanatı. İkinci bölüm: Abdülhvahit Küzeci’nin okuduğu anonim türküler, Üçüncü Bölüm: Abdülvahit Küzeci’nin bestelediği ve okuduğu türküler, Dördüncü Bölüm: Abdülvahit Küzeci’nin okuduğu uzun havalar (Makam, gazel. Divan, hoyrat), Beşinci Bölüm: Sanat dostlarının ağzından Abdülvahit Küzeci. Örnekleriyle veriliyor.
Sunuş, Türkmeneli Vakfı Kültür Merkezi Başkanı Dr. Mustafa Ziya’nın, Önsöz Dr. Şemsettin Küzeci’nin. Küzeci önsözünün bir yerinde: “Karkük Türkülerini incelediğimizde gerek TRT arşivinde, gerekse Abdülvahit Küzeci hakkında yazılan kitaplarda yazım bakımından bazı hataların olduğunu tespit ettik. Kitabın içerisinde yer alan türkülerin, müzik, söz, bestecisi hakkında vermiş olduğumuz gerçek bilgiler doğrultusunda, hem trt repertuarındaki notaların düzeltilmesinin, hem de bundan sonra sanatçılar tarafından türkülerin yeni düzeltilmiş haliyle okunmasının bir kültür hizmeti olduğuna inanıyoruz” denilişi dikkat çekicidir.
Abdülvahit Küzeci’nin okuduğu türküler, yöresi, makamı, notalayanı isimler itibariyle, türkülerin notalarıyla sayfalara aktarılmış. Çok önemli bir belgelendirme, bilgilendirme görevi yerine getirilmiş. Dr. Şemsettin Küzeci, rahmetli Abdülvahit Küzeci’nin yeğeni olunca, birinci dereceden yakını ve araştırmacısı olması bakımından, çalışmaların güvenilirlikleri, kalıcılıkları ortaya konulmuş. Burada tebriklerimi sunmak istiyorum.
Beşinci bölümdeki, sanat dostlarının ağzından Abdülvahit Küzeci başlığı altında isim ve imzaları sıralananlar arasında, bu satırların yazarı İsa Kayacan’ın isminin bulunduğunu kaydederek, noktamı koymak istiyorum efendim.
***
Gençlerin örnek alacağı eğitimci Mithat erden anıları
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            İnsanların pek çoğu, doğar, yaşar ve aramızdan ayrılıp giderken, geride ne bir eser, ne bir isim bırakmaz.
            Bazı insanlar doğumundan kısa süre sonra başlayan, toplumla bütünleşmesi, toplumdan bir şeyler alması, topluma bir şeyler vermesi gibi özellikleriyle, güzellikleriyle dikkat çekmeye başlarlar.
            Değişik zamanlarda, kendisinden, araştırma ve şiirlerinden sıklıkla sözettiğim Efsane eğitimci “Koca Müdür” Mithat Erden hocanın beklenen arıları kitaplaştırıldı.
            Cumhuriyetimizin ilk öğretmenlerinden 04 Nisan 1921 Siirt doğumlu Mithat Erden hocanın, tarihi değeri yüksek, örnek alınması gereken onlarca anısı var, merkezi Ankara’da bulunan Pusula Yayıncılık, yayını olarak 280 sayfayla Günyüzü gören “Mithat erden Cumhuriyetin İlk Öğretmenlerinden Anılar” adlı kitap içerisinde.
            Beşinci sayfada, mini bir önsöz var, “90 yılı aşan yoğun ve hareketli yaşamımı; Türkiye’nin en ücra köşelerinden, en büyük kentlerine kadar eğitimcilikle başlayıp, proje yöneticiliğine uzanan bir yaşam öyküsünü sizlere sunmak istedim” denilen. Önsözün bir bölümü bu.
            İçindekiler bölümüne bakdtığımızda, fotoğraflarla anılar başlığı hariç 43 ayrı başlık altında anlatılan, sayfalara aktarılan anıların bulunduğunu görüyoruz. Bunlar dan bazı başlıklar:
            Ayşegül’ün komposizyon ödevi, Eruh alevler içinde, Kur’an kursu, Sırıktaki insan kelleleri, Cumhuriyet İlkokulu, Siirt’in ışık serüveni, Halkevleri-Kemal dersleri, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ahmet Kutsi Tecer, Orhan Veli ve Behçet Kemal hocalarım, Akçadağ Köy Enstitüsü, Alevilikle tanışma, Biraz da siyaset, Karaköse Ortaokulu ve İsviçre, Sandıklı, Tefenni Ortaokulları, Göçmen Ali Usta, Osmaneli Ortaokulu, Türk Hava Yollarının kuruluşu, Politikaya özenme, ODTÜ öğrenci yurtları, Mescit hikayesi vd.
            Sayfa 11’de başlayan “Eruh alevler içinde” başlığı altındaki anlatıma bakalım, Mithat erden hoca nasıl söze başlıyor:
            -“Beleğimin en derin köşesinde saklı ilk acı anı: Yıl 1927. Henüz altı yaşındayım. Babam Siirt’ten Eruh’a Özel İdare Memuru olarak (Eski adıyla Muhasebe-i Hususiye memuru) naklen tayin edilmişti. Siirt’te 16 nüfuslu aile büyüklerim, sabaha kadar telaş içinde pılı pırtı denecek ev eşyasını toplamak için çığrıştı, koşuştu”..
            Mithat Erden hocanın, masamda bulunan bu kitabının bütünlüğünü yayın öncesi inceleme fırsatı buldum. Her yönüyle hayran kaldığım Mithat Erden hafızası ve kalemi birleşerek, anıların harikalaşmasını sağlamışlar. Kutluyor, tebriklerimle, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim
***
‘Zümrüt Rize’ Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Anadolu Basını içerisinde yeralıp, bana ulaşan gazetelerin sayfalarında yaptığım gezintimi sürdürüyorum. Bugün sütun konuğum gazete, 8 normal sayfayla günlük olarak okurlarının karşısına çıkan, çıkarılan 63. yayın yılı içindeki yayınlarıyla takdir gören ‘Zümrüt Rize’ Gazetesinin öncelikle kimliğine bakıyorum:
            05 Mayıs 1950 tarihinde yayın hayatına başlayan Zümrüt Rize Gazetesinin İmtiyaz sahibi: Faik Bakoğlu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Duygu Bakoğlu, Yazı ailesi, Yayın kurulu ve muhabirler: Faik Bakoğlu (Başkan), Duygu Bakoğlu, Ali Gökay Bakoğlu, İmönü Bakoğlu, Ömer Faruk Bakoğlu, Bayram Ali Kavalcı, Akın Avcı, Mustafa Köseoğlu, F. Başyazar: İsmet Köseoğlu Rize Merkez ve Rize ilçelerinde fahri hukuk danışmanları var. Zümrüt Rize Gazetesinin kurucusu rahmetli: Mustafa Ardal. Tlf: 0464-217 31 47.
            Zümrüt Rize Gazetesinin 21 bin 131-21bin172. sayıları ve bu sayılar arasındaki nüshaları masamda. Önce, gazete sayfalarında makale yazarı olarak görülenlerin yazılarıyla okurlarının karşısına çıkanların (masamdaki sayılarda) isimleri şöyle sıralanıyor:
            Karikatürleriyle güncel mesajların vericisi: Hikmet Aksoy, Yazarlar: İsmet Köseoğlu, İsa Kayacan, Mahiye Morgül, M. Nevruz Sınacı, B.Ali Kavalcı, N.Çağlar Tüfekçi, Tuncer Ergüven, Av.C.Can Bıçakçı, Burhan Okutan, G. Özen Çolakoğlu, Rafet Suyabatmaz, R.Ali Aksoylu, İ.Hakkı Zırh, Eyüp Bektaş, Vahap Munyar, Osman Yazıcı, Ela Karasu, Hakan Güveli, Yalçın Bayer, Orhan Yazıcılar. Şairler: Ömer Yılmaz, Celal Cebir.
            Şimdi bu yazarların yazılarından bazı cümleler alarak devam edelim:
1.Bir zamanlar ünlü bir söz vardı: Okullar olmasa Maarif Bakanlığını ne güzel idare ederdim. Bugün Rize’de yaşananlar aynen bu söze benziyor (İsmet Köseoğlu)
1935 yılından beri vadilerimizdeki sellerin büyüklüğünü, hacmini vadilerde yaşayan yurttaşlarımız bilirler (Tuncer Ergüven)
2.27 Mayıs cinayetleri: İhtilalden sonra radyodan duyduklarımız ve gazetelerden okuduklarımız bizim ailenin olduğu gibi birçok kişinin de midesini bulandırıyordu (Av.Cemil Can Bıçakçı)
3.Eğer fen ve kültür derslerini İmam Hatip Okullarından çıkartırsanız, sadece din öğretimi veren, din okulları açırsınız. (Mahiye Morgül)
4.Gazetelerimizin sayfalarındaki gezintilerimizle gördüklerimiz, genel bir değerlendirmeyle, gazetelerimiz hakkında vermeye çalıştığımız bilgilerimiz. Merkezi Ankara’da bulunan ulusal bir gazetemiz Anayurt (İsa Kayacan)
5.“Adalet mülkün temelidir” sözü, Istılahta millet mülkü, devlet düzeni, esası adalet ahlakı olan rejim anlamına gelir (Mustafa Nevruz Sınacı)
Zümrüt Rize Gazetesinin masamdaki sayılarında yeralan haberlerden bazı başlıklar:
-Türk çayında konserojen madde yoktur/Yıldızlar kayarken büyüledi/Tarih ve dostlukla dolu bir Erzurum gezisi/Minikler marifetlerini sergilediler/Kaçak çay bir Güneydoğuyu değil, tüm ülkeyi sardı/Çayeli’nde ‘en iyi çay demleme yarışması’/Rize Adliyesinin çevre düzenleme çalışmaları bir türlü bitmiyor/Rize’li gençler Seyyah Ulu Çınar’ın izinde vd,,
***
Türkmen Ozanı Süleyman Özçelik’ten:
Ankara yolculuğu
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Hatay ilimizin, İskenderun ilçesinde yaşayan Türkmen Ozanı Süleyman Özçelik, bir Ankara ziyareti, yolculuğu sırasında tespitlerini mısralara dökmüş, şiirleştirmiş. Süleyman Özçelik’in “Ankara Yolculuğum” adlı, başlıklı şiiri şöyle:

İskeleden çıktım cihan düzüne,
Ağladıkça, kan, yaş dolar gözüme,
Benden selam edin Türkmen kızına,
Yüreğimin içi yaralı dağlar.

Seyhan, Ceyhan nehirleri bulanık akar,
Çukurova sıcağı yüzümü yakar,
Bu yolculuk benim boynumu büker,
Gönlüm hasret dolu, töreli dağlar.

Adana’dan öte Karaisalı,
Akşam oldu toroslardan aşalı,
Tekir yaylasına reyhan döşeli,
Ne güzel görünür yöreli dağlar.

Gülek Boazının serindir yeli,
Miskiamber kokar Çamardı yolu,
Baharda açılır tomurcuk gülü,
Cenneti andırır sıralı dağlar.

Hasan Dağdan öte bir uzun yazı,
Issıza bürünmüş niye Bor düzü?
Bembeyaz görünür Tuzgölü tuzu,
Ondan sonra gelir aralı dağlar.

Şereflikoçhisar’a varınca,
Otobüsümüz çay molası verince,
Güneş doğar tan yerine erinci,
Tam bir gece oldu varalı dağlar.

Türkmen ozanıyım, altmış yaşında,
Ne hayaller kurar idim düşümde,
Ben kendi halimde, kendi işimde,
Yüreğim kan ağlar, pareli dağlar.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1.Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz. (Victor Hugo)
2. Önce elimize, sonra dilimize düşen gerçek öyle kılık değiştiriyor ki, kısa bir süre sonra tanımak imkansız oluyor. (Pitigrilli)
3. İş adamın en çok ihtiyacı olduğu şey, her an yardıma hazır bir belleğe sahip olmasıdır. (E.B. Gown)
4. Dostluk, toprak bir maşrapa gibidir, önemsiz bir nedenden birdenbire kırılır ve bir daha kullanılmaz. (Çicero)
**
Dr. Yusuf Ekinci’den: Ahilik’in yeni baskısı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Hemsehrim, 20. dönem Burdur Milletvekili, eğitimci, yazar ve araştırmacı Dr. Yusuf Ekinci’nin ‘Ahilik’ adlı kitabının II. Baskısı masamda. Bu kitap, bir masaüstü yayını olarak, yıllardır beğeniliyor, alkışlanıyor.
            414 büyük sayfalık, genişletilmiş ve gözden geçirilmiş, ilaveli hale getirilip II. Baskılı olarak ilgililerin, okurların karşısına çıkarılmış. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı sunmak istiyorum öncelikle.
            Kapakta Ahi Evran imzalı iki mısra var: Bunlar: Hak ile sabır dileyip, bize gelen bizdendir/İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçin bizdendir.
            Şu iki mısranın, sözlerin zenginliğine bakınız. İnsanın ibret almaması mümkün mü?. 3. sayfada Dr. Yusuf Ekinci hocanın bir önsözü var. Bir yerinde: “Kitabı yeniden düzenlerken, eleştirileri ve önerileri değerlendirdim. Ahi Birliklerini günümüzle daha fazla ilişkilendirmeye çalıştım. Bu baskıda diğerlerinden farklı olarak Toplam Kalite Yönetimi (TKY), Kalite ve Standardizasyon ile Ahilik sisteminin karşılaştırmasına yer verdim” denildiğini görmekteyiz.
            İçindekiler sayfalarına baktığımızda, ana başlıklar olarak gördüklerimiz şöyle karşımıza çıkıyor Ahiliğin vizyonu, misyonu, kavramlar, Ahilik, Ahi Evran, Günümüzde Ahiliğe bakış, Ahilik Birlikleri, Ahi Birliklerinin kuruluşu, Ahi Birliklerinin yapısı, Ahilikte Osmanlı esnaf ve sanatkârların faaliyetlerinin düzenlenmesi, Ahi Birliklerinin çözülmesi, TKY-Standardizasyon, Kalite, Kalite, Standart ve Ahilik, Ahi Birliklerin de eğitim, Ahilik ile ilgili konuşma ve makaleler, Ahilikte meslekler ve meslek pirleri, Dünyanın bugünkü anlamda ilk standardı, Bir ustalık merasimi vd.
            Ahinin üç şeyi açık, üç şeyi kapalı olmalıdır, başlıkları altında yer alanlara bakıyoruz:
            Açık olanlar: 1-Eli açık olmalı: Yani cömert olmalı, 2- Kapısı açık olmalı: Yani konuksever olmalı, 3-Sofrası açık olmalı: Yani aç geleni tok döndürmeli,
            Kapalı olanlar: 1- Gözü kapalı olmalı: Kimseye kötü bakmamalı, kimsenin ayıbını görmemeli, 2- Dili bağlı olmalı: Yani kimseye kötü söz söylememeli, 3- Beli bağlı olmalı: Yani kimsenin ırzına, namusuna, haysiyetine ve şerefine göz dikmemeli.
            Ahilik: Türk esnafının hayat anlayışına ve dünya görüşüne en uygun olması sebebiyle, daha çok esnaf arasında gelişimi olmakla birlikte, esnaf dışından da çeşitli meslek erbabını bünyesinde barındıran, Ahi Evran-ı Veli önderliğinde Anadolu’da güç ve önem kazanan, Anadolu dışında Balkanlar, Orta Doğu ve Kafkaslara kadar yayılan sivil bir yapılanmanın adı olarak ifade ediliyor.
            Yıllardır dikkatle izlemeye çalıştığım Ahilikle ilgili, detaylı bilgi sahibi olan Dr. Yusuf Ekinci hemşehrimi, bu önemli araştırma, çalışma ve yayınlarından dolayı kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim.
***
Ceyhan’dan ‘İleri’ Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Anadolu’da yayınlanan gazetelerimizle ilgili inceleme ve değerlendirmelerimi sürdürüyorum. Bu gazetelerin bana ulaşanları arasından yaptığım bir sıralamayla gerçekleştiriliyor bu araştırma ve tanıtım serisi.
            Bugün sütun konuğum gazete, 19 Temmuz 1949 tarihinde kurulan (Mehmet Selçuk: 1914-1987, A. Osman Selçuk: 1947-1999), günlük yayınlanışıyla 63. yayın yılı içerisinde bulunan Adana ilimize bağlı Ceyhan İlçemizde okurlarıyla buluşmaya devam eden İleri Gazetesi.
            Altı normal sayfalık İleri Gazetesinin kimliğine bakalım: İmtiyaz Sahibi: A.Halit Selçuk, Yazı İşleri Müdürü: Alper Satılmış, Tlf: 0322-613 11 50. İleri Gazetesinin 18 bin 604 ve 18 bin 627. sayıları ve bu sayılar arasındaki nüshaları masamda.
            İleri Gazetesinde, İmran Eren imzalı analizler var. Değişik konuların ele alındığı, detaylandırıldığı görülen analizler bunlar. Ayrıca ‘Günün Sözleri’de anlamlı biçimde veriliyor. Şimdi, İleri Gazetesinin sayfalarında yeralan, siyasi olmayan sosyal içerikli haberlerden seçmeler, daha doğrusu haber başlıklarıyla devam etmek istiyorum efendim:
- Karşılıksız çeklerde ürküten artış/Sirkeli Kazıları yeniden başladı, Çukurova tarihine ışık tutuyor/Fevzi Özkan bu sezonda Adanaspor’da /Söğüt gölgesindeki çadırlarda deniz keyfi,
- Demirspor yönetimi görev dağılımını yaptı/Borçlu dolmuşçulara Mobese şoku/Adanaspor İlkem ile yeniden anlaştı/Ceyhan türküleri albüm oluyor,
- Küçükbaş hayvancılık masaya yatırıldı/110 sürücünün ehliyetine el konuldu/Başarılı sporculara madalya,
- Dünya kan verme rekoru denemesine Ceyhan’dan destek/Ceyhan Belediye’ye Letonyalı oyun kurucu/Çocukların tarlada ekmek savaşı,
- Çeşitli suçlardan 4 bin 884 kişi yakalandı/Seyyarlar zabıtaya kızdı, karpuzları yola döktü/Adana Demirspor’da kılıçlar çekildi,
- Polisten sokak sineması/Adanaspor’da çalışmalar sürüyor/Çukurova patates üreticisi fiyattan memnun değil,
- Görme engelli gaziye davet/Çevre Koruma Derneği, yürüme engelli vatandaşı sevindirdi/Bin 225 hektarda 30 bin istihdam,
- Demirspor’da liste yarışı/Ceyhan’da eğitime hayırsever desteği/Serdal Adanalı’dan Adanaspor Başkanı Dura’ya ziyaret,
-          İsken, Cto ve İşkur’dan mesleki eğitim alanında işbirliği/Adana’da bisiklet festivali, festivale 200 sporcu katıldı,
-          Türk mühendislerinin geliştirdiği mısır tohumu verimi yüzde 50 artırıyor/Sondaj çalışmasından Aşk Tanrısı Eros çıktı/Atilla Keskin: Hedefimiz iyi basketbol oynamak/Anavarza mozaikleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya vd.
***
Anılarda Dr. Tahir Kutsi Makal
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            İki vefalı isim, imza. Ünal Şöhret Dirlik ve Mithat Makal, ‘Anılarda Dr. Tahir Kutsi Makal’ adlı 200 sayfalık, bir Tahir Kutsi Makal Ansiklopedisi gerçekleştirmişler. Rahmetli Dr. Tahir Kutsi Makal’la ilgili yazılanlar, onlarca dostunun kalemiyle geleceğe taşınmış.
            Mithat Makal, Dr. Tahir Kutsi Makal’ın kardeşi. Denizli’de yaşıyor, Oğuz Ofset Matbaacılık’ın sahibi. Ünal Şöhret Dirlik, edebiyatımızın güney temsilcisi, Fethiye’de yaşıyor. Bu iki isim, kafa kafaya vermişler, Dr. Tahir Kutsi Makal hakkında yazılanları bir araya toplayarak kitaplaştırmışlar, anıtlaştırmışlar, kalıcılığını sağlamışlar.  Her ikisini de kutluyorum.
            Bol fotoğraflı sayfalarla zenginleşen kitabın 3 ncü sayfasındaki yazısında, sunuşunda giriş olarak Ünal Şöhret Dirlik; “Dr. Tahir Kutsi Makal için yazılanları bir araya getirdiğim bu kitaba başlarken, hayli üzüldüğümü söylersem inanın sevgili dostlar, delikanlılık çağımızda tanıştık, orta yaşlarımız geçti, ihtiyarlık çağımızda buluştuk ve ayrıldık, 1999’da buldu bizi. Dr.Tahir Kutsi Makal için su katılmamış bir köylü olarak yaşadı, dersem inanın. Pırıl pırıl bir köy çocuğu” diyor.
            Mithat Makal, bu kitapta merhum ağabeyi Dr. Tahir Kutsi Makal’la ilgili yazı ve şiirleri bulunanlara teşekkür ediyor. Ayrıca kitabın 4 ncü sayfasında, rahmetli Hacı Mehmet Makal (Oğuzlu hoca 1902–1983) dan söz ediliyor.
            Dr. Tahir Kutsi Makal ve çalışmalarıyla ilgili yazıları yer alanların sayısı 120’nin üzerinde. Bu satırların yazarı İsa Kayacan’ın, “Tarla Dergisi’nin Dr. Tahir Kutsi Makal özel sayısı” başlıklı yazısı kitabın 24 ncü sayfasında yer alıyor. Dr. Tahir Kutsi Makal benim için “Ece köylü” derdi. Hemşehri olduğumuz için sevgimiz ayrı boyutlarda, ulaşılması zor olan, sevgiye dayalı boyutlardaydı. Özellikle Son Havadis Gazetesinde çalıştığı yıllarda, her Ankara’ya gelişinde hasret giderme fırsatı bulurduk. Ünal Şöhret Dirlik ve Mithat Makal’ı bu kadirliklerinden dolayı kutluyor, tebriklerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Şimdi, Mayıs 2007 ‘de yayınladığım “Aramızdan Ayrılanlar” adlı kitabımın 46. sayfasında fotoğraflı yer alan, Dr. Tahir Kutsi Makal biyografisini sunuyorum:
            Dr. Tahir Kutsi Makal: 1937 yılında Denizli-Acıpayam’ın Oğuzlar köyünde doğdu. Hacı Mehmet hocanın 13 çocuğundan üçüncüsü olan Dr. Tahir Kutsi Makal, Denizli  lisesinden sonra, İstanbul’da Gazetecilik eğitimi gördü. Denizli Tan, Yeni Gazete, Dünya, Vatan, Ekspres, Tasvir, Son Havadis, Her gün, Ortadoğu, Güneş ve Sabah gazetelerinde muhabir, haber müdürü, yazar, sekreter, Yazı İşleri Müdürü ve Genel Yayın Müdürü olarak çalıştı.
            Yüze yakın şiir kitabı ve romanı bulunan, gazetecilik yıllarında pek çok ödül alan, 1962-1963’te “İç Göç” dizi röportajıyla “Yılın Gazetecisi” seçilen Makal, Petek, Yelken, Maya, İnanç, Tarla Dergilerini yönetti. Son olarak Ortadoğu Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü ve Yazarlık yapan Dr. Tahir Kutsi Makal, 15 Haziran 1999 tarihinde vefat etti.
***
Babaeski Söz Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
    Gazetelerin sayfalarındaki inceleme ve değerlendirme yayın çalışmamı sürdürüyorum. Bugün sütun konuğum gazete, Kırklareli ilimizin Babaeski ilçesinde Salı ve Perşembe günleri haftada iki gün sevimli bir görünümle, sekiz sayfa yayınlanarak okurlarının karşısına çıkan Babaeski Söz Gazetesi.
    Babaeski Söz Gazetesi 09 Nisan 1974 tarihinde kurulmuş. Bugün 39. yayın yılı içerisinde. Elimde, masamda 2 bin 431 ve 2 bin 438. sayıları ve bu sayılar arasındaki nüshaları var. Her zaman olduğu gibi, Babaeski Söz Gazetesinin Kimliğine bakarak devam etmek istiyorum:
    Sahibi: Mürvetin Geyik, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ayçin Candan, Muhabir: Ercan Ülger, Sayfa Editörü: Nurşen Arslan. Gazetenin yayımında, Nevzat San dostumun da önemli katkılarının olduğunu biliyorum.
    Babaeski Söz Gazetesinde değişik makale yazarlarıyla, değişik şairlerin imzalarıyla yer aldıklarını görüyorum. Yazarlar: Prof. Dr. İsa Kayacan, İsmet Aday, Nevzat San, Emre Yurdakul, vd.
    Şimdi bu yazarların yazılarından aldığım birer-ikişer cümle sunmak istiyorum:
1- Dünya gençleri 1991 yılı sonundan itibaren yapılanmaya başlayarak “Dünya Türk Gençleri Birliği”nin kurulmasını karar vermişlerdir. Dünya Türk Gençleri Birliği o günden günümüze kadar pek çok kurultay, konferans ve benzeri organizasyonların altına imza atarak, sesini duyurma yönünde oldukça önemli mesafe almıştır (İsa Kayacan),
2- İletişim ağlarının sürekli gelişmesi sayesinde sınırların her anlamda kalktığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu değişimin kendini en çok hissettirdiği alan iş dünyasıdır (Emre Yurdakul)
3- Okul çağındaki yavrunuz her gün bir yığın dersle baş etmek zorunda. Ona bu zorlu dönemde ihtiyacı olan desteği vermenin ilk şartı ise kuşkusuz doğru beslenmesi (Ayçin Candan).
Şairler: Alaeddin İkican, Erol Alyanak, Turgay Akbulut vd. Şimdi, Babaeski Söz Gazetesi sayfalarında yeralan, siyasi olmayan, sosyal içerikli haberlerden birkaç örnek sunmak istiyorum:
    -Köy Muhtarlarını bilgilendirme toplantısı /Kırklareli Valisi Yaman’ın açılışını yaptığı tesislerle Pehlivanköy’ün çehresi değişiyor/ Kadirşinaslık örneği. Kırklareli’de basın emekçilerine plaket (Nevzat San)/Makedonya’da Trakya Günleri-Kırklareli, etkinliği sona erdi/Babaeski ‘Avrupa Kenti’ olma yolunda vd.
GAZETECİLER CEMİYETİ GAZETESİ
Kırklareli Gazeteciler Cemiyetinin gazetesi “Gazeteciler Cemiyeti”nin 105. sayısı masamda. Sekiz normal sayfalık boyutuyla yayınlanan gazetenin İmtiyaz Sahibi: Başkan; Selim Turan. Haber Müdürü: Metin Karakuş, Yazı İşleri Müdürü: Oğuz Tiran. Reklam ve Mali Sorumlu: Mustafa Şumnulu, Genel Yayın Yönetmeni: Nadir Alp, Başyazar: Nevzat San.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Ey hayat! Ölüme şükret, seni, onun yüzünden seviyorum. (Seneca)
2. Bir sözün ardından koşmamalıyız, söz bizim ardımızdan koşmalı, bize hizmet etmeli. (Montaigne)
3. Şen adam güneşe benzer, girdiği yeri aydınlatmış olur. (Cenap Şehabettin)
4. Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir. (Seneca)
**
‘Erciyes Dergisi’ postası daha kalabalıktı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Kayseri ilimiz merkezinde 35 yıldır aralıksız yayınlanan, aylık, fikir ve sanat dergisi Erciyes’in daha doğrusu bu dergimiz yöneticilerinin gönderdikleri artarak bize ulaşıyor
            Erciyes dergisinin 413,414 ve 415. sayıları. Kayseri Türk Ocağı Dergisinin 120. sayısı. Çıngı Dergisinin 13. sayısı. Kayseri ilimiz merkezinde yayınlanan Nevzuhur Dergisinin 28. sayısı, Erciyes Dergisi postasıyla birlikte bize ulaşanlar olarak görülüyorlardı.
            Erciyes Dergisi, her sayısında, kapağında bir şair ve yazarın fotoğraf ve bilgileriyle veya önemli bir görüntüyü gözler önüne seriyor.
            Erciyes Dergisinin 413. sayısında: Peyami Sefa (D.1899-Ö.15 Haziran 1961),
            414. sayısının kapağında: Ahlat mezarlığında hece taşları,
            415. sayısında: Abdurrahim Karakoç (1932-07 Haziran 2012)
Tekrarlamak istiyorum: Erciyes dergisinin sahibi: Nevzat Türkten, Genel Yayın Müdürü: Alim Gerçel. Hakem Heyeti bulunan Erciyes Dergisinin her sayısı dolu, dopdolu kültürel ağırlıklı yazılarla karşımıza çıkıyor. Şiirlerin de dengeli biçimde dergi sayfalarında yeraldığı görülüyor.
            Erciyes Dergisinin 415. sayısında, sayfa 12’de Bedrettin Keleştimur, “Abdurrahim Karakoç’u uğurladık” başlığı altındaki yazısının bir yerinde: “Karakoç, dünyaya teslim olmadı!. Dünyanın geçici zevkini aldanmadı. Yürekli bir bahadır olarak karşımıza çıktı. İçindeki fırtınalar dışarıya taştı.. Her türlü aymazlığa, savaş açtı. 80 yılının sözünü 12 kitaba sığdırdı. Bu sözler, gönlümün fermadı dedi” diyordu.
            Kayseri Türk Ocağı Dergisinin masamda bulunan 120. sayısının 22. sayfasında yeralan Ozantürk’ün (Doç. Dr. Bayram Durbilmez’in) Yeter Be! Başlıklı şiiri 11 ayrı beşlikten meydana geliyor. Bu şiirden aldıklarımız:

Bitsin bu gözyaşı, bitsin bu terör!
Son verilsin artık akan kanlara..
Siz vampir cellatlar, vicdanları kör,
Nasıl kıyarsınız, nasıl canlara!
Yakışır mı ölüm genç fidanlara?..

İşitsin bu sesi bütün yerküre!
Teröristle asla yok müzakere!
Dur/bilmez haykırır binlerce kere;
Bu vatan minnettardır kahramanlara!
Yakışır mı ölüm genç fidanlara?
***
Kurtuluş Altunbaş’dan: Kırmızı Beyaz Çiçekler
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Eğitimci, şair, yazar, araştırmacı ve yayıncı Osman Baş arkadaşımızdan bir roman geldi. Adı: Kırmızı Beyaz Çiçekler. Yazarı: Kurtuluş Altunbaş.
            Kitap İstanbul’da basılmış. Bilgeoğuz yayınları arasında Günyüzü görmüş. Tarihler konarak anlatımların başladığı, başlatıldığı görülüyor.
            Beşinci sayfada Nisan 1919 tarihi itibariyle başlayan sözler:
            -Akşam hafif hafif yağmaya başlayan yağmur, gece şiddetlenmiş; sabaha karşı durmuştu. Ayşe Kadın, gece boyu tavandan damlayan sulara kap yetiştirmekle uğraşmış, uykusuz kalmıştı. Küçük Ali’si uyuyordu. Onu yağmur damlalarından korumak için birkaç kez yatağın yerini değiştirmiş, Ali farkına bile varmamıştı. Bir ara yorgunluktan adeta yığılıverdi Ayşe Kadın yatağın başucunda. Küçük Ali’si uyuyordu. Onu yağmur damlalarından korumak için birkaç kez yatağın yerini değiştirmiş, Ali farkına bile varmamıştı. Bir ara yorgunluktan adeta yığılıverdi Ayşe Kadın yatağın başucunda. Küçük Ali’yi hayranlıkla seyre koyuldu. Ali, nasıl da mışıl mışıl uyuyordu. Ayşe Kadın, bir süre bakakaldı Ali’ye..
            Buradan anlıyor ve değerlendiriyoruz ki, Kurtuluş Altınbaş’ın dili yumuşak, konu veya konular üzerine doğru giderken, değerlendirmelerde bulunurken, anlaşılır bir üslup kullanıyor. Doğayla barışık, kendisiyle barışık bir dünya bakışı var yazarımızın.
            İkinci bölümün, ikinci anlatımın başlangıcında yine yağmur, yine bardaktan boşanırcasına yağan yağmur ve getirdikleri var. Bu yağmur, dereleri coşturuyor, kıyametler koparıyor. Yağmurla gelen fırtına ağaçları yerlere fırlatıyor, sonra gökyüzü açılıyor.
            Mayıs 1919 başları. Yine Ayşe Kadın.. Bu kez bir akşam üstü kıyılan nikahtan sözediyor. Ayşe Kadın kıyılan nikahdan sonra, apar topar evine geliyor. Çift kanatlı kapıdan içeri girince geniş nar ağaçlarıyla ve güllerle dolu bir avlu karşılıyordu insanı.. Sağ tarafta bir kuyu vardı. Tüm karşıda kale surları üzerine inşa edilmiş iki katlı bir ev duruyordu.
            Mayıs 1919’un ikinci hafta başlarına geliniyor. Ayşe Kadın akşam yemeğini hazırlamış, sofrayı kurmuş, Ahmet’i bekliyordu. Çocuklarda sofranın etrafına kurulmuştu. Kapı çaldı. Gelen Ahmet’ti. Ayşe Kadın Ahmet’in elindeki ekmekleri aldı, ikisini sofraya bıraktı, diğerlerini mutfağa götürdü. Ahmet’te bu arada ellerini yıkamıştı. Koltuk değneklerini kapının girişine bıraktı, tek ayağı üzerinde zıplayarak sofraya geçti.
            Ve sayfalar ilerliyor.. Romanın akışı sürüyor. Sayfa 81 deki 13 Haziran 1919 tarihi altına bakıyoruz:
            Sabah saat dokuza geliyordu. Bir grup toplanmış, Mustafa Kemal Paşayı görmek için Saraydüzü kışlasının yolunu tutmuştu. İçlerinde parti temsilcileri de vardı.
            Mustafa Kemal Paşa, gelenlerle tek tek tokalaşıp hatırlarını sordu, buyur etti. Masaya geçtiler. Haritayı açtı. Harita üzerinde memleketin durumunu uzun uzun anlattı. Kurtuluş Altunbaş’ın, Kırmızı Beyaz Çiçekler adlı romanı 26 Haziran 1919 tarihinin altındaki satırlarla bitiyor. Buradan: Mustafa Kemal Paşa gece boyu telgrafları ve notlarını toplamış, hazırlık yapmış, bir iki saat kadar kestirmişti. Amasya’ya geldiğinden beri her gece odasındaki gaz lambasının ölgün ışığı dışarı vurduğundan Paşa’nın Amasya’dan ayrılacağını kimse sezmemişti bile!
***
‘Yeni Söke’ Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Anadolu Basını içerisinde yeralan ve bana ulaşan gazetelerin sayfalarındaki gezintimi sürdürüyorum. Bugün sütun konuğum, Aydın ilimizin Söke ilçesinde 01 Aralık 1993 tarihinde kurularak 4 normal sayfayla günlük yayınlanan 19. yayın yılı içinde bulunan ‘Yeni Söke’ Gazetesi
            Önce, her zaman olduğu gibi, Yeni Söke Gazetesinin kimliğine bir göz atacağım: Sahibi: Hasan Hüseyin Yavaşoğlu, Genel Yayın Yönetmeni: Şakir Aksayım, Yazı İşleri Müdür: Muzaffer Yavaşoğlu, Yazarlar: Mustafa Uluçay, Yaşar Çağbayır, Latif Yalçın, Mesut Şen, M. Nezir Aygün, Mustafa Genç. Tlf: 0256-518 58 50
            Elimde, masamda 5 bin 552. sayısıyla 5 bin 571. sayıları ve bu sayılar arasındaki sayıları bulunan Yeni Söke Gazetesinin sayfalarında bir gezinti yapacağım: Önce makale yazarlarından bir yazardan birkaç cümle:
            -Sevgili okurlarım; Türkiyedeki basını sevmiyorum desem, bilmem  bana ne kadar katılırsınız?. Katılmayı bırakın da, sende kim oluyorsun diyenleri duyar gibi oluyorum. Elbette herkesin kendine göre haklı sebepleri vardır (Mustafa Uluçay)
            Şimdi Yeni Söke Gazetesinin sayfalarında yeralan siyasi olmayan, sosyal içerikli haberlerden bazı seçmeler yapmak istiyorum:
            -Söke’de muhtarlar, kadına şiddet yasası hakkında bilgilendirildi/Yazar Abdülkadir Güler’den bir kitap daha/Söke şehir stadyumu için ödenek tamam sıra ihalede,
            -Kaygıllı’da zeytinlik yolları heyecan yaratıyor/Çocuğunuz televizyon izlerken yanında bulunan/TARİP Pamuk 39. sıraya yükseldi,
            -İtfaiye faciayı önledi/Altın Güvercin’de çıta yükseldi/Hayrına bir vatandaş otoparkı temizlesin/Aydın’da buğday anızına doğrudan pamuk ekildi,
            -İsim benzerliği nedeniyle, trafik cezası Sökeli Yusuf’un peşini bırakmıyor/Söke Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi doğalgaza kavuşuyor,
            -Yörük Ali efenin kızanlarının başarısı iktidarla muhalefeti kucaklaştırdı/Kara ve Deniz avcıları buluştu/Özdemir: Çölleşme yoksulluğun hem nedeni hem de sonucudur/Aydın caddesi esnafı Belediyeye tepkili,
            -Çete Ayşe’nin filmi için yeniden girişim başlatıldı/İki Kardeş de sağlıkçı olmayı istedi/Bedesten’de seramik sergisi açıldı/Sökeli canlı Kan Bankası Tevfik Kardan rekora koşuyor/Söke’de asansörler denetleniyor/Resmi yazışma kuralları eğitim semineri verildi/Özcan Bilgi Çiçek gelirini iki okula paylaştırdı vd.
            -Kızılay soda talebine yetişemiyor/Söke ovasında sılajlık mısır ekimi yaygınlaşıyor/Kaygıllı’da 3800 adet delice aşısı yapıldı/Aydın Caddesi’nde 2.defa doğalgaz çalışması yapıldı/Pamuklarda gelişim yüz güldürüyor vd.
***
Serhad Artvin Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Gazetelerimizin sayfalarındaki gezintimi sürdürüyorum. Bugün sütun konuğum Serhad Artvin Gazetesi. 16 Nisan 1962 tarihinde kurulan, 51. yayın yılı içerisinde bulunan Serhad Artvin Gazetesinin 10 bin 438 ve 10 bin 456. sayıları ve bu sayılar arasındaki gazete sayfalarında yapacağım gezinti, Serhad Artvin Gazetesinin kimliğine bakarak başlıyor:
            İmtiyaz sahibi: Rıdvan Şengün, Sorumlu Müdür: Orhan Şengün, Sayfa Editörü: Demet Şengün, Muhabirler: Ayten Öztürk, Gülten Koçak, Göksel Taşkan. Tlf:04662121129 12 normal sayfayla okurlarının karşısına çıkan, çıkarılan Serhad Artvin Gazetesi sayfalarında makale yazarları, şairler, araştırmacılar okurlarıyla buluşuyorlar.
            Yazarlar: Osman Demir, Ömer Yerlikaya, Şairler: Oktay Şenol, Aşık Zülfikar Devrani. Şimdi bu imzaların ortaya koyduklarından örnekler verelim:
1-                 Rahatsızlık kötü bir durumdur. Adam uçağımızı düşürür bunu kınamak bir yana, o uçağın orada ne işi vardı? Sözleri ile haykırmak ne kötü bir durumdur (Ömer Yerlikaya)
2-                 Mübarek geceler; Allaha kendimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı hatırlatmaktır (Osman Demir)
3-                 Bu şans benimdir, hiç bilemedim/Sevgi denizine ben eremedim/Kimseden, yakınlık, dostluk göremedim/Bunları yazmakta bir riyamıdır?(Oktay Şenol),
4-                 Sabahtan çıktın işe/Akşama gelirsin aşa/Ağzındaki sedef dişe/Ey benim fedekar babam (Aşık Zülfikar Devrani)
Serhat Artvin Gazetesindeki haberlerin hemen hemen tamamı, yerel, yöresel haberlerden meydana geliyor. Sosyal içerikli, (Siyasi olmayan)Serhad Artvin Gazetesi sayfalarında yeralan haberlerden bazı başlık örnekleri:
-Yeni Artvin-Yusufeli-Erzurum karayolunda çalışmalar devam ediyor/32. Artvin Kafkasör kültür, turizm ve sanat festivali/Kaçkar Dağlarının eteklerinde bulunan Yüncüler Köyü yaylasında olumsuzluklar ve doğal afetlerden korunmak için kurbanlar kesildi,
-‘Beleşçi’ ayılar, üreticiyi mucit yaptı/Türkiye’nin en Doğal Müzesi Artvin/Hopalı atlet Esra Gaz, Ukrayna’dan birincilikle döndü/Türkiye Gazeteciler Federasyonu 38. Başkanlar Konseyi toplantısına ilimiz ev sahipliği yapıyor/Başkanlar Konseyi toplantıları sona erdi,
-Köylülere verilen eğitim, kaçakçılığı önledi/Arhavi Devlet Hastanesinin temel atma töreni yapıldı/Kızılay Artvin Şubesi Dünya Kan Günü münasebetiyle madalya ve ödül töreni gerçekleştirdi/Şoförler Odası Başkanı Ahmet Alparslan’dan Özel İdare’ye teşekkür,
-1.Borçka-Karagöl doğa yürüyüşü yapıldı/Gençlik Projesi ilimizde uygulanacak/Hasta ve refakatçiliği kursu başladı/Karadeniz Turizm ağı Artvin’de tanıtıldı/Karagöl, doğa güzelliğiyle büyüyor,
-Artvin’e Bitki Müzesi kuruldu/Halk oyunları topluluğu, finallere gidiyor/Kırmızıgül Hopa’da 80 bölümlük dizi çekecek vd.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Bir iş adamının yeteneği; bir malı çok olduğu yerden değerli olduğu yere getirebilmektir. (Emerson)
2. Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da çatışırlar.  (Daniel Webster)
3. Mutluluk, gençlikte beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda aranır. (P. Courty)
4. Dinlerseniz, size her zaman doğru yolu gösteren bir sesin var olduğunu unutmazsınız. (Thomas Hughes)
**
Dergiden dergiye ses var
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Dedik ya: Dergiden dergiye yol gider. Dergiden dergiye ses var. Dergilerin sayfa sütunlarında gezintilerimiz var sürüp gelen:
1-     AYIN TARİHİ: Basın-Yayın ve enformasyon Genel Müdürlüğünce üç ayda bir yayınlanıyor. Bir kitap sayfa zenginliğinde, olayların tarihi tesbitlerinin yapıldığı görülen bir yayın.
2-     YENİ ULUS DERGİSİ: Antalya’da Kamil Söker’in sahipliğinde yayınlanıyor. 16 ncı sayısı bize ulaştı Yeni Ulus’un.
3-     KIBATEK BÜLTENİ: Merkezi İzmir’de bulunan, Kıbrıs, Balkanlar, Avrasya, Türk Edebiyatları Kurumunun yayınladığı “KIBATEK BÜLTENİ”nin 54 ve 55. sayıları yayınlandı. Bültenin sahibi: Leyla Işık.
4-     YENİSES DERGİSİ: İstanbul’da, Isparta, Yalvaç, Sücüllü ağırlıklı olarak Ekrem Ünal’ın sahipliğinde yayınlanıyor.
5-     MAKİ DERGİSİ: Mersin Şairler ve Yazarlar Derneğince yayınlanıyor. Sahibi: Abidin Güneyli. Maki’nin 83. sayısı yayınlandı.
6-     BÜTÜN DÜNYA DERGİSİ: Ankara’da Başkent Üniversitesi Kültür yayını olarak aylık çıkıyor. 2012 yılına ait 7 nci sayısı yayınlanan Bütün Dünya Dergisinin sahibi: Prof.Dr. Mehmet Haberal.
7-     ALKIŞ DERGİSİ: Kahramanmaraş’ta iki ayda bir yayınlanıyor. 64 ncü sayısı bize ulaşan Alkış’ın sahibi: Dr. Oğuz Paköz.
8-     NEVRUZ DERGİSİ: Antalya’da aylık yayınlanıyor. 28 nci sayısı bize ulaşan Nevzuhur’un sahibi: Mustafa Akbaba.
9-     TUNA BOYU DERGİSİ: Bulgaristan’da yayınlanan “Tuna Boyu” Dergisinin 73 ve 74. sayıları ayrı ayrı yayınlandı ve bize ulaştı. Derginin sahibi: İsmail İ. Kelov.
10- KARINCA DERGİSİ: Türk Kooperatifçilik Kurumu tarafından Ankara’da aylık yayınlanıyor. 906 ncı sayısı bize ulaşan Karınca’nın Kurum adına sahibi: prof. Dr. Nevzat Akpek.
11- PUSULA GAZETESİ: Rize’den Faik Bakoğlu dostumun gönderdiği gazetelerden biri olan Pusula Gazetesi 20 büyük sayfayla Erzurum’da yayınlanıyor. Sahibi: A. Metin Karadayı.
12- ERZURUM HAKİMİYET GAZETESİ: Faik Bakoğlu dostumun gönderdiği gazetelerden bir başkası “Erzurum Hakimiyet” 12 sayfayla yayınlanıyor. Sahibi: Yaşar Çelik.
13- KÜMBET ALTINDA DERGİSİ: Tokat’ta üç ayda bir yayınlanıyor. Sahibi İrfan Yıldız olan Derginin 49. sayısı Günyüzü gördü.
14- YESEVİ DERGİSİ: İstanbul’da aylık yayınlanıyor. Sahibi Erdoğan Aslıyüce olan Derginin 223. sayısı çıktı.
15- YENİSES DERGİSİ: Osmaniye’de aylık yayınlanıyor. Sahibi Hasan Bölük olan Derginin 199. sayısı okurlarıyla buluştu, buluşturuldu.

GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Bir iş adamının yeteneği; bir malı çok olduğu yerden değerli olduğu yere getirebilmektir. (Emerson)
2. Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da çatışırlar.  (Daniel Webster)
3. Mutluluk, gençlikte beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda aranır. (P. Courty)
4. Dinlerseniz, size her zaman doğru yolu gösteren bir sesin var olduğunu unutmazsınız. (Thomas Hughes)
***
Tekirdağ Yeni İnan Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Gazetelerin sayfalarındaki gezimin devamı olan seri araştırma-yazılarımı sürdürüyorum. Bugün sütunumun konuğu, 8 normal sayfayla Tekirdağ’da günlük yayınlanmakta olan “Tekirdağ Yeni İnan Gazetesi.
            Tekirdağ Yeni İnan rahmetli Cahit Çelebi dostumun uzun süre yayınladığı, Anadolu Basını içerisinde önemli bir yeri olan gazetelerimizden biri, başında geleni.
            Tekirdağ Yeni İnan Gazetesi’nin 17bin 347 – 17 bin 363. sayıları arasındaki sayıları var masamda. Şimdi bu sayıların sayfalarında gezip, tespitlerimi ortaya koyacağım:
            Önce Gazetenin kimliğine bakıyorum: Sahibi Ayten Çelebi, Yazı İşleri Müdürü: Recep Nahit Çelebi, Yazarlar: Hakkı Sarıgül, Mehmet Serez, Sayfa Editörü: Saadet Aysel, Muhaberler: Necla Atakan, Hasan Sezer Hakan Baba, Yılmaz Mehmet Genç, Mustafa Çetin, Gülcan erim. Tlf:0282-261 19 93
            Tekirdağ Yeni İnan Gazetesi sayfalarında yazıları yayınlananlar, kimlik bölümünde ismi geçenlerle sınırlı değil. Bunlardan bazı isim sıralaması yapmak istiyorum:
            Rahmetli Cahit Çelebi dostumun “Kıssadan Hisse” köşesinin yeni adı: “Söz Keserse”, Makale yazarları: recep Nahit Çelebi,  N. Durak Başbuoğlu, Muhsin Durucan, Mustafa Çetin, Prof.Dr. Poyraz Ülger, Hasan Akarsu, Adem Altın, Nazif Karacam, Mahmut Gerlen, Hüseyin Bayol, Prof.Dr. Nail Yılmaz, İbrahim Uzun, Ahmed Şahin, Cahide Ulaş Aytar.
            Şimdi bu isim ve imzalardan bazılarının yazdıklarından kısa alıntılar yapmak istiyorum.
1-                 Önümüzdeki zaman, şehrimiz için önemli. Şehrimiz kısmetse Büyükşehir olacak. (Recep Nahit Çelebi)
2-                 Atalarımız ‘Yılanın başı küçükken ezilir” demir. Demiş de kim dinlemiş. Minicik yılanlar, çiyanlar zaman içinde büyüdükçe büyümüş ve bizi yutar hale gelivermişler (Mustafa Çetin)
3-                 Yunus Emre, geniş yelpazede tüm insanların gönlünde yeri olan ve sevilen bir candır (Muhsin Durucan)
4-                 Ne güzeldir dört gözle beklediğin bir haberin gelişi. Ağrının dinmesi. Yıllar sonra bir gün, bir yerde çocukluğ4unda eninin senin için yaptığı kurabiyelere rastlamak (Cahide ulaş AYtar)
Şimdi, Tekirdağ Yeni İnan Gazetesinin sayfalarına dönelim, siyasi olmayan bazı haber başlıkları aktaralım:
-Diplomasını torunundan aldı/Rekolteyi artırmak için: Kiraz Eylem Planı/Fas toprakları, Tekirdağ’da üretilen makinelarla ekilecek/Tekirdağ Limanından ihracat devam ediyor/Alt yapı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor,
-En çok mavi kapak, konserlerden sonra toplanıyor/Madde bağımlılığı ile mücadele şart/Tekirdağ Belediyesi Halkoyunları Ekibi, AKçay’da birinci oldu/14 Bakan eskiten Kültür Merkezi inşaatı hızlandı,
-İtfaiyemiz can kurtardı/İş Dünyası çekte sıkıntılı günler yaşıyor/Kentsel dönüşüm başlıyor/Başkan Dalgıç, en başarılı 4. Belediye Başkanı oldu vd.