Zamana
Değer Katan Adam:
İsa
Kayacan
Kemal
PETRİCLİ
İnsan’da bir değer varsa zamanda insandan bir değer kazanır. Zamanın nasıl geçtiğini biz hep zamana
bıraktık anlatma değeri onda kalsın istedik. İşte bir 2013 zamanı. Gidenleri’de
aratır halde geldi... Herşeyi eksilte eksilte,yaşlarıda
yükselte yükselte geldiği gibi’de götürmeyi unutmadı.
Yazıyoruz, çiziyoruz, velhasılı kelam kullanıyoruz .., Öyle
ya’da böyle,,, Yaşantımıza becerilerimizi
katıyoruz. Sevenlerimizi çoğaltıyoruz. Gönlümüzü sevgisiz bırakmıyoruz. Ruhumuzu
sıcak tutuyoruz. Çünkü nazarımızda, insanları her şeye lâyık olarak onları
kendimize değil, kendilerini baştacılığa lâyık bir yere getirdiğimizle
gururlanıyoruz..
Varsın zaman’da değer kalmasın.ama insan’da zamana bir değer
bırakıyor. Meselâ elimizdeki kalemle çok zamanlar bizi değerin üstüne insanlar
çıkarıyor. Diğer yazarların da değer taşıyanlar olduğunu unutmuş değiliz. Zaman’da
katılan değerleri kendi dünyasında okutmak için dört bir yana dağıtıp yardımını
esiregemiyor.
Zaten, doğru, iyi ve sevilen insanları zaman hep taktir
etmiştir. Hayatta kimse ne Kemal Petricli olabilirdi ne’de İsa Kayacan... Her
insanın kendine öz bir değeri, bir yaşantısı vardır. Çünkü, bütün başarı
kazanmış insanlar birer tektir.
Ben sayın İsa Kayacan’ın, benden çok sayıda, daha üstün
olduğunu bildiğim için onu vatan sevgisiyle dolu büyük bir yazar olarak telâkki
etmişim. Sayın İsa Kayacan hayatının içine yardım severliği’de işlemiş, sevgiyi
gözlerindeki bakışla insan ayırmadan dağıtmayı bir insani görev saymış, dünyaya
nadir gelmiş insanlardan biridir.
***
KONUK YAZAR:
İsa
Kayacan’dan 130. Kitap;
Burdur’un
Saz ve Söz Ustaları-2
İsmail
KARA
Kayacan’dan Önemli Bir Eser Daha: 130. Kitap:
“Burdur’un Saz Ve Söz Ustalari-2”
Prof. Dr. İsa Kayacan’ı, yaklaşık yarım yüzyıldır; başta
Anadolu basınıyla uğraşanların çoğu yakından tanımaktadır. Sanıyorum ki,
Anadolu’da yazı ya da şiirinin yayınlanmadığı gazete ve dergi yoktur. Bu
bakımdan kişisel olarak tanımayanlar olabilir ama O’nu en azından bir isim
olarak bilirler.
Kayacan, geçmişte uzun yıllarını “Basın Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürlüğü” nde geçirmiş ve onbir bakanın da basın danışmanlığını yapmış
deneyimli bir gazetecidir. Şairdir, yazardır, araştırmacı yazardır. Benim de
kırk yıllık arkadaşımdır. Bu sürede onunla arkadaşlığımızın bozulduğu
görülmemiştir. Kısacası hani “Adam gibi adam” deriz ya, bence öyledir. Sözün bu
kısmını fazla uzattım. Bilinen şeyleri yinelemenin anlamı olmaz.
Şimdi,
fırından yeni çıkmış taze ekmek gibi elime aldığım ve “Araştırmacı yazar”
kimliği ile hazırladığı en son eserinden söz etmek istiyorum. “Burdur’un Saz ve
Söz Ustaları-2” adıyla yayınlanan eser, tam 792 sayfa… Çok güzel bir estetiği
var. Sayfa ve bölüm düzenleri harika… Kapak üstünde “Gölhisar Yarenler
Gecesi”nden bir resim konulmuş. En üstte “T.C. Burdur Valiliği İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü” yazıyor. Yazının solundaki armada “T.C. Burdur Valiliği”,
sağında ise “T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı” yazılı… Ben dostum Kayacan’ı
öncelikle kutluyorum amma böyle güzel bir eseri hazırlamakta katkısı olanları
da yürekten kutluyorum.
Burdur Valiliğini nasıl kutlayacağımı ise bilemiyorum. Kendi
yörelerinden çıkan bir sanatçıya (hem de onun sağlığında) ve eserine sahip
çıkmalarını ne kadar övsek az gelir. Yetkililere buradan saygılarımı
gönderiyorum.
Bu gün evinde kendisiyle görüştüğümde, hastalığını unutmuş
gibi bir hava vardı. Yeni bir çocuğu doğmuş babayı andırıyordu yüzündeki
gülümseyiş… Elbette bu durum olağan bir şey… Sanatçıların her yeni eseri,
dünyaya yeni gelmiş çocuklarından farklı değildir.
Eseri inceleyince dedim ki kendi kendime; “Ya Burdur, ne
kadar çok sanatçı yetiştirmiş, yöre ve Anadolu kültürüne ne kadar çok katkı
sağlamış”. Kayacan, bu eserinde yalnız saz ve söz ustalarıyla kalmamış;
Burdur’un hemen hemen tüm kültürel ve yöresel özelliklerini,
gözlerimizin önüne sermiş.
Üstelik, kitabın arka kapağından anlaşılıyor ki, yazarın
2005 yılında yayınladığı “Burdur’un Saz ve Söz Ustaları-1” adlı eserde adı
geçen saz ve söz ustaları bu eserde yer almamış.
Kitabın 2.sayfasındaki şu ibare de dikkatimi çekti; “İsa
Kayacan’ın 130 uncu kitabı olan bu eser, Kayacan’ın 70.yaşı anısına yayımlanmıştır”. 130
kitap yayınlamak, dile kolay… Neredeyse yaşamının her yılına iki kitap düşüyor.
Bu bakımdan da kendisini kutluyorum. Çünkü, başlı başına bir rekor örneğidir.
Ben daha fazla söylemiyorum. Kayacan’ın bu eserini
inceleyenler, umarım ki yukarıdaki sözlerime katılacaklardır.
O’nun yeni gayretlerini ve yeni eserlerini bekliyor,
kendisini tekrar kutluyor, savaştığı rahatsızlığı için de acil şifalar
diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder