8 Mart 2013 Cuma

Konuk Yazarlar: Kemal Petricli & İsmail Kara

KONUK YAZAR:
Zamana Değer Katan Adam:
İsa Kayacan
Kemal PETRİCLİ
İnsan’da bir değer varsa zamanda insandan bir değer  kazanır. Zamanın nasıl geçtiğini biz hep zamana bıraktık anlatma değeri onda kalsın istedik. İşte bir 2013 zamanı. Gidenleri’de aratır halde geldi...  Herşeyi eksilte eksilte,yaşlarıda yükselte yükselte geldiği gibi’de götürmeyi unutmadı.
Yazıyoruz, çiziyoruz, velhasılı kelam kullanıyoruz .., Öyle ya’da böyle,,, Yaşantımıza  becerilerimizi katıyoruz. Sevenlerimizi çoğaltıyoruz. Gönlümüzü sevgisiz bırakmıyoruz. Ruhumuzu sıcak tutuyoruz. Çünkü nazarımızda, insanları her şeye lâyık olarak onları kendimize değil, kendilerini baştacılığa lâyık bir yere getirdiğimizle gururlanıyoruz..
Varsın zaman’da değer kalmasın.ama insan’da zamana bir değer bırakıyor. Meselâ elimizdeki kalemle çok zamanlar bizi değerin üstüne insanlar çıkarıyor. Diğer yazarların da değer taşıyanlar olduğunu unutmuş değiliz. Zaman’da katılan değerleri kendi dünyasında okutmak için dört bir yana dağıtıp yardımını esiregemiyor. 
Zaten, doğru, iyi ve sevilen insanları zaman hep taktir etmiştir. Hayatta kimse ne Kemal Petricli olabilirdi ne’de İsa Kayacan... Her insanın kendine öz bir değeri, bir yaşantısı vardır. Çünkü, bütün başarı kazanmış insanlar birer tektir. 
Ben sayın İsa Kayacan’ın, benden çok sayıda, daha üstün olduğunu bildiğim için onu vatan sevgisiyle dolu büyük bir yazar olarak telâkki etmişim. Sayın İsa Kayacan hayatının içine yardım severliği’de işlemiş, sevgiyi gözlerindeki bakışla insan ayırmadan dağıtmayı bir insani görev saymış, dünyaya nadir gelmiş insanlardan biridir.
***
KONUK YAZAR:
İsa Kayacan’dan 130. Kitap;
Burdur’un Saz ve Söz Ustaları-2
İsmail KARA
Kayacan’dan Önemli Bir Eser Daha: 130. Kitap:
“Burdur’un Saz Ve Söz Ustalari-2”
Prof. Dr. İsa Kayacan’ı, yaklaşık yarım yüzyıldır; başta Anadolu basınıyla uğraşanların çoğu yakından tanımaktadır. Sanıyorum ki, Anadolu’da yazı ya da şiirinin yayınlanmadığı gazete ve dergi yoktur. Bu bakımdan kişisel olarak tanımayanlar olabilir ama O’nu en azından bir isim olarak bilirler.
Kayacan, geçmişte uzun yıllarını “Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü” nde geçirmiş ve onbir bakanın da basın danışmanlığını yapmış deneyimli bir gazetecidir. Şairdir, yazardır, araştırmacı yazardır. Benim de kırk yıllık arkadaşımdır. Bu sürede onunla arkadaşlığımızın bozulduğu görülmemiştir. Kısacası hani “Adam gibi adam” deriz ya, bence öyledir. Sözün bu kısmını fazla uzattım. Bilinen şeyleri yinelemenin anlamı olmaz.
Şimdi, fırından yeni çıkmış taze ekmek gibi elime aldığım ve “Araştırmacı yazar” kimliği ile hazırladığı en son eserinden söz etmek istiyorum. “Burdur’un Saz ve Söz Ustaları-2” adıyla yayınlanan eser, tam 792 sayfa… Çok güzel bir estetiği var. Sayfa ve bölüm düzenleri harika… Kapak üstünde “Gölhisar Yarenler Gecesi”nden bir resim konulmuş. En üstte “T.C. Burdur Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü” yazıyor. Yazının solundaki armada “T.C. Burdur Valiliği”, sağında ise “T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı” yazılı… Ben dostum Kayacan’ı öncelikle kutluyorum amma böyle güzel bir eseri hazırlamakta katkısı olanları da yürekten kutluyorum. 
Burdur Valiliğini nasıl kutlayacağımı ise bilemiyorum. Kendi yörelerinden çıkan bir sanatçıya (hem de onun sağlığında) ve eserine sahip çıkmalarını ne kadar övsek az gelir. Yetkililere buradan saygılarımı gönderiyorum.
Bu gün evinde kendisiyle görüştüğümde, hastalığını unutmuş gibi bir hava vardı. Yeni bir çocuğu doğmuş babayı andırıyordu yüzündeki gülümseyiş… Elbette bu durum olağan bir şey… Sanatçıların her yeni eseri, dünyaya yeni gelmiş çocuklarından farklı değildir.
Eseri inceleyince dedim ki kendi kendime; “Ya Burdur, ne kadar çok sanatçı yetiştirmiş, yöre ve Anadolu kültürüne ne kadar çok katkı sağlamış”. Kayacan, bu eserinde yalnız saz ve söz ustalarıyla kalmamış; Burdur’un hemen hemen tüm kültürel ve yöresel özelliklerini, gözlerimizin önüne sermiş.
Üstelik, kitabın arka kapağından anlaşılıyor ki, yazarın 2005 yılında yayınladığı “Burdur’un Saz ve Söz Ustaları-1” adlı eserde adı geçen saz ve söz ustaları bu eserde yer almamış.
Kitabın 2.sayfasındaki şu ibare de dikkatimi çekti; “İsa Kayacan’ın 130 uncu kitabı olan bu eser, Kayacan’ın 70.yaşı anısına yayımlanmıştır”. 130 kitap yayınlamak, dile kolay… Neredeyse yaşamının her yılına iki kitap düşüyor. Bu bakımdan da kendisini kutluyorum. Çünkü, başlı başına bir rekor örneğidir.
Ben daha fazla söylemiyorum. Kayacan’ın bu eserini inceleyenler, umarım ki yukarıdaki sözlerime katılacaklardır.
O’nun yeni gayretlerini ve yeni eserlerini bekliyor, kendisini tekrar kutluyor, savaştığı rahatsızlığı için de acil şifalar diliyorum.    

Hiç yorum yok: