18 Nisan 2012 Çarşamba

28 Mart - 18 Nisan 2012

Emekli Vali, Şair- yazar ve hatip Rızâ Akdemir’de dünyasını değiştirdi.
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Vefatla aramızdan ayrılanlar, dünyalarını değiştirenler, sevdiklerimiz, saydıklarımız, aradıklarımız, aramaya devam edeceklerimiz bir bir sıralanırken, içimiz yanıyor, yüreğimiz burkuluyor.
            Son olarak dünyasını değiştiren, aramızdan ayrılan emekli Vali, şair – yazar ve hatip Rıza Akdemir bizleri yalnız bırakıp gitti. Vakti gelen, sırası gelen gidiyor. Durdurulması mümkün değil. Allahın yazdığı, vakit saat geldi mi her şey bahane oluyor, böyle kabul ediliyor.
            Rızâ Akdemir, bir İstanbul beyefendisi… Konuşmaları ilgiyle izlenir, alkışlanırdı. O “ “Hanımefendileri, beyefendileri saygıyla, sevgiyle” selamlayarak söze başladı mı, herkes pür-dikkat dinler, dinler, uzun uzun alkışlardı.
Rıza Akdemir’in beyefendiliği, sakinliği, kimseyi kırmayan tutum ve davranışı gönüllerde akıllardadır. Bunlar böyle kalacaklardır. Rahmetli eşini kaybettikten sonra dünyasındaki yıkımı zor kabullendi ama rahmetli eşini fazla bekletmeden yanına koştu, gitti. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun efendim.
            RIZA AKDEMİR.
            1930 yılında Rize’nin İkizdere ilçesinde doğdu. İlk orta ve Lise öğrenimini Samsun’da tamamladı. Sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin idari şubesini bitirdi.1960’ta Samsun’da maiyet memuru olarak devlet hizmetine girdi.,Çorum’un Ortaköy ilçesine kaymakam olarak atandı. Daha sonra Almanya Hükümetinin davetlisi olarak, Federal Almanya’da mahalli idareler üzerinde araştırmalar yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra sırasıyla Sarız, Olur, Niksar kaymakamlıklarında bulundu.1975 yılında Siirt valiliğini müteakiben, İçişleri Bakanlığı’nda Özlük İşleri Genel Müdürlüğü, Müsteşar yardımcılığı vazifelerini yerine getirdi. 1982 yılında kanunsuz ve haksız bir tasarrufla takdirname verilerek 36 Vali arkadaşı ile birlikte emekliye sevk edildi. Büyük Türkiye Partisinin ve daha sonra Doğru Yol Partisinin kurucusu oldu.
            ANAP Hükümetinin iş başına gelmesiyle, tekrar İçişleri Bakanlığına döndü. Müşteşar Yardımcılığı görevinde bulundu. Balıkesir Valiliğine tayin edildi ve 1995 yılında emekliye ayrıldı.
            Evli ve 2 çocuk babası olan yayınlanmış 25 ayrı kitabı bulunan, Kaymakamlık anılarını yazan, İLESAM Genel Başkanlığı görevinde de bulunan Rıza Akdemir, 09 Nisan 2012 tarihinde vefat etti. 10 Nisan 2012 tarihinde Kocatepe Camiinde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra, Ankara Karşıyaka Mezarlığında toprağa verildi.
Balıkesir Valisi iken, o günün Balıkesir Milletvekili Hüseyin Balyalı’yla aralarında bir fikir mücadelesi geçmişti. Bu olaydan çok üzülen Rıza Akdemir, dimdik duruşuyla 6 dörtlükten meydana gelen şiirle cevap vermiş, bu şiir 09.09.1995 tarihli Hürriyet Gazetesinde “Şiirli Kavga Savaşına dönüştü.” başlığıyla yayınlanmıştı. Bu şiirin iki dörtlüğü:
Nara atarak çıkma meydana/ Ben gölgemi bile çiğnetmem sana/ Dinle sözlerimi atma yabana/ Öyle kuru sıkı vız gelir bana.
Umurumda değil mebusu, beyi/ Unumu eleyip astım eleği/ Bana çifte atan yaban eşeği/ Ayağımın altında toz gelir bana.***
Burdur- Tefenni Belediye Başkanı Bayram Kavak:
Önceliğimiz alt yapı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Doğum yerim olan, Burdur İlinin, Tefenni ilçesine bağlı Ece Köyünden yola çıkarak, Burdur ve ilçeleri, Tefenni İlçesiyle ilgili haberler beni hep etkiler, haber detaylarıyla yüz yüze gelmek isterim, gelirim.
            Burdur ilimiz merkezinde haftalık; Abdurrahman Kızılkaya’nın sahip ve yönetiminde 16 normal sayfayla günyüzü gören, yayınlanan Gazete Detay’ın 117 nci sayısının ilk sayfasında anonsu verilen, orta iki sayfada, ‘Detay Özel Haberi’ Tefenni Belediye Başkanı Bayram Kavak hocayla yapılan bir röportaj vardı.
            Bayram Kavak hocanın Başkan seçildikten bugüne kadar yaptıkları geride kalan üç yıllık sürede yapacakları anlatılıyordu.
Gazete Detay’ın Burdur’un ilçelerindeki Belediye Başkanlıyla bir düzen içinde görüşmesi, Belediye Başkanlarımızın anlatacaklarını sayfa ve sütunlarına taşıması önemli ve kalıcılığı olan bir gazetecilik olayıdır. Öncelikle kutluyorum.
            Başkan Bayram Kavak; Tefenni’nin nüfusunun 4800 olmasından kaynaklanan, (200 eksiğiyle) 5 bin olmamasından kaynaklanan, İller Bankasının uyguladığı nüfus değerlendirmesine göre; Tefenni’nin beldelerle aynı statüye tabi tutulduğunu üzülerek anlatıyor.
            4800 rakamının TÜİK tarafından yanlış tespit edildiğini, değişik liselerin yurtlarında kalan öğrencilerin, Meslek Yüksek Okulunda öğrenim gören öğrencilerin Tefenni’de yaşamalarına rağmen, kayıtlarının memleketlerinde gösterildiğini, yine Tefenni’li olup da Antalya, Denizli gibi illerimizde yaşayan Tefennili hemşerilerimizin nüfus genel rakamına dahil edilmeyişinin anlaşılamadığını dikkat çekiyor.
            Tefenni Belediye Başkanı Bayram Kavak, önümüzdeki 30-40 yılına hitap edecek alt yapı çalışmalarını tamamlayacaklarını, içme suyu kaynaklarıyla ilgili sıkıntıların çözüldüğünü de polara kadar temiz suyun geldiğini, anlatıyor.
Tefenni’nin 40-50 yıllık alt yapı ihtiyacının, ilçe nüfusunun 50 bin olacağı düşünülerek hareket edileceğini anlatırken, “Ya alt yapı beni sandığa gömecek, ya ben alt yapıyı” diyor.
            Tefenni Belediye Başkanı Bayram Kavak; TEDAŞ’la görüşmelerinin sürdürüldüğünü, TOKİ hamlesinden Tefenni’nin de yararlandığını, eski Belediye binasının tadilatından sonra oraya taşınılacağını, Tefenni Yüksek Okul Öğrencilerinin barınmalarıyla ilgili çalışmalara önem verdiklerini;, Önceki yıllarda başlatılan İlçe Emniyet Müdürlüğü inşaatının sürdürüldüğünü, Baraj suyunun yeraltına alınması ve dere ıslah çalışmalarıyla, Mahalle Çocuk Parkları için çalışmalarının önemli noktalara geldiğini, yeni iş makinalarını Tefenni’ye kazandıklarını söyleyerek, “Tefenni Şantiye’ye döndü” değerlendirmesinde bulunuyor.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Sadece iki büyük günah vardır. Diğer tüm günahlar bunlardan türer: Sabırsızlık ve tembellik (Franz Kafka)
2. Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünellerle birlikte ışığı vede gelecek treni görür. (J. Harris)
3. Bırakın “ senin için öldüm “ lafını. Önce kendiniz için yaşamayı öğrenin, sonra başkası için ölürsünüz (Can Yücel)
4. Bulunduğunuz odadaki en önemli kişi, bir sonraki adımın ne olduğunu bilendir. (James L.Webb)
5. Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Ama uyumuyor da uyuyor gibi yapıyorsa, ne yapsanız nafile, asla uyandıramazsınız (Gandhi***
Azerbaycanlı Feride Leman’dan:
Gılınckendi Destanı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den gelen kitapların sayfalarındaki gezintimizin sayısı hızla artıyor. Bunun temelinde Azerbaycanlı dostlarımın, hocalarımın gayretleri büyük.
Türkiye Azerbaycan arasındaki muhkem köprünün sahibi, değerli hocam, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr.Tamilla Aliyeva  (Abbashalı’nın) nın payının büyük olduğunu kaydetmeliyim.
Yenilerde Tamilla hoca aracılığıyla gelen kitaplardan biri Feride Leman imzalı “Gılınckendi Destanı” adlı olanı. Tamilla hoca kitapla birlikte yazdığı notunda;
_”Doç.Dr.Feride Leman size selam ve kitabını gönderdi. Bu kitapta önemli meseleleri yazıp. Onun doğduğu şehir Azerbaycan’ın batı sınırında Ermenistan ve Gürcistan’la sınırdadır. Sovyet döneminde Ermenistan Ruslara yalakalık yaparak, Feride’nin doğduğu Gazah ve onun yakınındaki Akstafa kentlerinden topraklar almışlar zorla. Bu kitapta o olaylar anlatılır ve Rusya dönemindeki dosyalar var. Feride Leman onları arşivlerden toplayarak kitabına koymuştur. Ermeniler her zaman Rusların eliyle Azerbaycan toprağını parça parca koparıp almışlar. Çünkü Azerbaycan toprağı düzengâhlıktır, verimlidir. Onlarınki ise dağlık, taşlıktır, mahsuldar değil” diyerek, adeta kitabın özetini anlatmış. Bundan sonra ben ne yazabilirim ki, ne yapabilirim ki?.
Gılıckendi Destanı adlı kitap 112 sayfayla şekillenmiş, bitirilmiş. Doç.Dr. Feride Leman hanım, kitabının iç kapağında bendeniz için şöyle yazıyor: “Çok değerli İsa Kayacan hocam; Sizin devlet, millet için çarpan yüreğinize sağlık diliyorum, karşınızda baş eğiyorum. Türk halkı sizin gibi fedekâr oğullarıyla gurur duyuyor. Yolunuz açık olsun (Doç.Dr. Feride Leman, 07 Şubat 2012, Bakü – Azerbaycan).
Gılınckendi Destanı’nın Reşçisi: Budağ Budagov, Redaktor: Tamilla Abbashanlı, Bedii Redaktor: Pervane Nizameddi. Yer yer şiirler, yer yer değişik isim ve imzaların Feride Leman hınımla ilgili görüşleri yeralıyor. Ön kapakta yeralan bir dörtlük var geriye dönüp bakalım:
Ağacların yaşıl gözü yaş ağlayar,
Gayaların mamır gözü daş ağlayar,
Ayrılığa dözmez ürek, Gılınckendim,
Zirve ağlar, tepe ağlar, gaş ağlar.
Sayfa 40’daki “Bu kitabı kişiler yazmalıydı” başlığı altındaki görüşlerden: “Şair Jurnalist Lebanın Publisistik bir kitabı ‘Toprağın Yaddaşı’ kitabını okudum. Ve hakikatleri okuya okuya düşündüm ki, doğrudan da toprağın yaddaşı itidir, ağırdır, hagsızlığı unudan deyil. Müellifin od tuta-tuta, yana yana yazdığı önsözden sonsöze kadar ben de yana-yana okudum. (Davud Nesib, 08 Mart 2006)
Buna benzer yazılanlar. Kitap içinde yer alanların sayıları bir hayli fazla. Tebriklerimi sunuyorum efendim. ***
Fidanlarımızı toprakla buluşturan: Gülser Bülbül’den
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Ağaç ve ormanla ilgili söylenen yüzlerce sözümüz var. Hepsi anlamlı, hepsi birbirinden değerli...
            Orman Bakanlığı’nın 35, bendenizin 103.kitabım olarak Mart 1997’de yayınladığımız “Ağaç ve Orman Kültürü” adlı kitabın bölümlerinden biri, “Ağaç ve Ormanla ilgili Özlü Sözler” olarak verildi. Burada yer alan yüzlerce sözden bazıları:
Ağacı bol alan yerin yağmuru eksik olmaz / Ağaç, ağaç içinde büyür / Ağacın yemişini ye, kabuğunu soyma / Bir ağaç bin ayıp örter. / Dağ çökünce çam devrilir. / Dal budağıyla gürler, / Her ağacın altında yatılmaz / Her kütükten çıra çıkmaz / Kuru ağaç eğilmez,  kurumuş kiriş düğümlenmez / Orman avcılığın temelidir / Orman bir memleketin hem güzelliği, hem de bereket kaynağıdır. / Ormanı bekçi değil, sevgi korur / Ormanı yakacak maddesi olmaktan kurtarmak şarttır / Ormansız ülke, dermansız ülke olmağa mahkûmdur / Taşa çıkan keçinin, ağacı çıkan oğlağı olur vd.
            Gülser Bülbül bir idealist. Ağaç sevgisi, toprak sevgisi, vatan sevgisiyle dopdolu bir isim ve imza. TEMA Vakfı Burdur İl Temsilcisi. Burdur’daki etkinlikleriyle dikkat çekiyor. Toprakla fidanlarımız arasında aracılık ediyor, köprü görevi yapıyor. Burdur halkıyla, Burdur’daki öğrencilerle iç içe olan çalışmalarıyla, ağacı, ormanı sevdirme gayretleri ürün veriyor, sonuç veriyor.
            Gülser Bülbül; “Yeşili kaybeden yaşamı kaybeder” gerçeğinden yola çıkıyor, hareket noktası yapıyor; “Ülkemizde her yıl 743 milyon ton toprağımızı erozyonla kaybediyoruz. Ancak, Türkiye’de bu ciddi tehdide rağmen, orman alanlarına evler yapılıp, meralar amacı dışında kullanılarak, 1. sınıf tarım topraklarına evler yapılıp, sanayi tesisleri kurumaktadır” diyerek, feryat ediyor, uyarılarda bulunuyor. Dikkat çeken mesajlar vermeye devam ediyor.
            TEMA gönüllülerinin yaptığı, ortaya koyduğu önemli, anlamlı görevlerin neler olduğunu anlatırken, ifade ederken Gülser Bülbül; “Başta topraklarımız olmak üzere havanın, suyun, yeşil örtünün, tüm doğal varlıkların korunması gerektiğine inanıyor, bu amaç doğrultusunda çalışmalar yaparak çevre sorunlarını, bir zincirin halkaları gibi bir bütün olarak görüyor, sularımızı, topraklarımızı koruyan mevcut ormanlarımıza sahip çıkarak yenilerini dikmeliyiz” diye hatırlatmalarda bulunuyor.
            Ve Gülser Bülbül ilave ediyor: Ben ağacı, doğayı seviyorum, demek yetmez. Sevmek kuru kuruya olmaz. Ona hizmet etmeye gönüllü olmalıyız. Unutmayalım; Yeşili kaybeden, toprağı kaybeden, yaşamı kaybeder.. ***
Türkmeneli bilgileri
                                                    Prof. Dr. İSA KAYACAN         
            Ankara’da faaliyet gösteren, Türkmeneli kuruluşları var. Bu kuruluşların isimlerini, Irak-Kerkük sevdalısı, Türkmenlerin “özel temsilcisi” yayınlarıyla, yazdıklarıyla dikkat çeken isim ve imzaların başında gelen Dr. Şemsettin Küzeci’nin yılbaşına doğru bana ulaştırdığı “Türkmeneli Bilgi Takvimi” nin sayfalarına dönerek, oradan bazı bilgiler aktarmak istiyorum efendim:
            TÜRKMENELİ İŞBİRLİĞİ VE KÜLTÜR VAKFI
            Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre, hükümetler dışı sivil bir toplum örgütü (NGO) olarak 18 Mayıs 1996 tarihinde Ankara’da kurulmuştur. Bu Vakfın hizmetleri:
1-Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Türkmeneli Kültür Merkezi,
2-Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM)
3-Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM)
4-Irak Temsilciliği, aracılığıyla gerçekleştiriyor.
            Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı; İnsan hakları alanında, İnsani yardım ve sağlık alanlarında, Kültür, sanat ve eğitim alanlarında faaliyet gösteriyor.
            TÜRKMENELİ VAKFI KÜLTÜR MERKEZİ
            Türkmeneli Vakfına bağlı bir birim olan Türkmeneli Kültür Merkezi 2001 yılının Kasım ayında Ankara’da kuruldu. Merkez, başta eğitim ve öğretim olmak üzere çeşitli kültürel projelerle ırak Türklerine destek vermeyi hedeflemektedir. Irak’ta yaşayan Türk gençlerini yetiştirmek için maddi ve manevi yardımlarda bulunan Türkmeneli Kültür Merkezi, başta Türkiye olmakla Kıbrıs, Azerbaycan ve Kazakistan Üniversitelerinde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitim programlarını organize etmektedir. Ayrıca merkez düzenlediği konferans, bilgilendirme toplantıları ve gezilerle öğrencilerin daha iyi yetişmelerini sağlamaktadır.
Irak’ta Türkçe eğitim veren okullarda ders kitapları ve materyallerin hazırlanması, Türkmeneli Kültür Merkezinin eğitim konusunda Iraklı Türklere verdiği bir diğer destektir. Türkmeneli Kültür Merkezi, Irak’taki eğitim kuruluşlarında çalışan personelin gelişimine yönelik çeşitli eğitim programları düzenlemektedir.
            Iraklı Türkmenlerin bugünkü durumlarını, tarihlerini ve kültürlerini daha iyi tanımak amacıyla faaliyetler gerçekleştiren merkez, bu kapsamda çeşitli sergi ve kültürel tanıtım organizasyonlarına da imza atmaktadır.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Sevgiye ve tutkuya açık bir kalp kadar dünyada değerli bir şey yoktur. ( J. Wolfgang von Goethe)
2. Size zamanını ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın. (Charles Bukowski)
3. Bulunduğunuz odadaki en önemli kişi, bir sonraki adımın ne olduğunu bilendir. (James L.Webb).
4. Dünya bize atalarımızdan kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık (Kızıldereli Atasözü)
5. Bir insana sırrınızı verdiğinizde, özgürlüğünüzü verirsiniz (Fernando de Rojas)
            ***
Mehmet Cem Yiğit’in yeni Şiirlerinden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Şairlerimizin yeni şiirlerinden, bize ulaşanlar arasındaki seçimlerimizle şekillendirdiklerimiz, sütunlarımıza aldıklarımız. Konya ilimizin Akşehir ilçesinden Mehmet Cem Yiğit imzasının yeni şiirlerinden:
SEVGİYİ BESLEYEN SEHERİN YELİ (Mehmet Cem Yiğit)
Sevgiyi besleyen seherin yeli
Baharla açan erguvan çiçeği
Şifadır yaraya dokunan eli
Bakışı gülüşü sevda gerçeği.

Göğsünde açan gül bir bahçe gibi
Dağlardan taşlardan coşmuş sel gibi
Gülüşü gelişi esmiş yel gibi
Bakışı gülüşü sevda gerçeği.

Gözler bir olunca diller konuşur
Hasretlik bitince eller buluşur
Sevenler elbette er geç kavuşur
Bakışı gülüşü sevda gerçeği.

Dillere destandır güzelin adı
Bir ömre bedeldir verdiği tadı
Sevdayı kuşatan sevincin adı
Bakışı gülüşü sevda gerçeği.
CANIM GÜL YÜZLÜM, GÜL YÜZLÜM
Yıllar geçse de aradan
Güzel yaratmış yaradan
Gitme sakın hiç buradan
Canım gül yüzlüm, gül yüzlüm.

Öyle masum bakıyorsun
Yüreğimde atıyorsun
Beni benden alıyorsun
Canım gül yüzlüm, gül yüzlüm.

Ellerine kınalar yakın
Saçlarına teller takın
Seni benden alma sakın
Canım gül yüzlüm, gül yüzlüm.
GÖNLÜN GÖZÜ SEVİNÇ DOLU
Gönlün gözü sevinç dolu
Güzellikte aşkın yolu
Sevenler de olur mutlu
Sevmek insana yaraşır.

Gonca gonca açan sensin
Burcu burcu kokan sensin
Daldan dala konan sensin
Sevmek insana yaraşır.

Gönül bir sel gibi coştun
Bulut gibi dağı aştın
Koşup ta hep yorgun düştün
Sevmek insana yaraşır.
***
Mehmet Kıyat’dan: Tilki uykusunda
                                                                                              Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Bazı, şair ve yazarlarımız vardır. Birbiri ardına yayınladıkları kitaplarıyla dikkat çekerler. Bu kitaplar içindekilerle okurlarının, sanat ve edebiyat severlerin sevgisini, takdirini kazanırlar.
            Mehmet Kıyat vermek istediğimiz örneklerden biri, önce gelenidir. İki kitabı daha geldi. Bunlardan birinin adı: Tilki Uykusunda. 96 sayfalık şiir kitabı bu.
            Merkezi Ankara’da bulunan, Mutluson Yayınlarının şiir dizisinde yeralan bir şiir kitabı: Tilki Uykusunda yeralan şiirler, Mehmet Kıyat farkıyla sayfalara aktarılanlar.
            Tek mısralık, iki mısralık (beyitlik) şiirler bile var. Beşinci sayfada yeralanlardan:
-Su ve Ses: Suya ses katarak büyüdü gençliğim.
-Gölgesiz: Gölgesini yitirmiş bu adamlarla,
            Çağımızın öyküsünü yazamayız,
-Karşıt: Karşıtlığın diline çalışarak,
            Bilincine bilinç kattım geleceğin.
            Bunlar vermek istediğimiz Mehmet Kıyat örnekleriydi. Kitabın adı olan şiir var yedinci sayfada “Tilki uykusunda” başlığıyla karşımıza çıkan. Süprüntü bir sessizlikten, yol yordam bilmeyenlerden söz ediliyor. Tilki uykusuna yatan kötülüklerden, kapı önündeki artıklara sarılmaların (fotoğraf) görüntüsü aktarılıyor. Bu şiirin sonunda da, şöyle deniliyor:
Düzmece kimliklerde çalımlar satarak,
Bizi bizden uzaklaştıran bir aymazlıkla,
Yapma çiçek aldatılarında boylanan,
Buzdan bir sessizlik var aramızda.
            Mehmed Kemal, Necati Cumali, Samim Kocagöz, Hasan İzettin Dinamo, Mahmut Makal, Remzi İnanç, Ateş Nesin, Aydın Hatipoğlu, Gültekin Emre gibi ünlü isim ve imzaların Mehmet Kıyat’ın kişiliği, sanat ve edebiyat alanındaki çalışmalarıyla ilgili görüşleri dikkat çekiyor kitabın arka kapağında. Sayfa 77’deki “Avaz avaz” dan:
Düzmece bir çıkarın peşinde,
Sinsi kurgulara takılarak,
Çanak yayıcı bencilliği bayrak yapıp,
Sulandırılmış tutkular..
            Mehmet Kıyat şiirimizin kilometre taşlarından biridir. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim.
            ***
Erciyes’den dergi gelir, gazete gelir
                                                                                              Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Kayseri’den, Erciyes yüksekliğinden, Erciyes Dergisi postaları arasında, dergi gelir, gazete gelir, kitap gelir.
            Bu çerçevede bize ulaşanlar, Erciyes Dergisi gönderimiyle. Bunlar sırasıyla;
            ERCİYES DERGİSİ: Aylık, fikir ve sanat dergisi olarak 400’lerin üzerindeki sayılarıyla, çınarlaşan sayılarıyla bize ulaşması, sevincimizi, gururumuzu artırıyor. Erciyes Dergisinin kimliğine bakıyoruz: Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Nevzat Türkten. Genel Yayın Müdürü: Alim Gerçel, Hakem heyeti var 10 isim ve imzadan oluşan.
            Erciyes Dergisinin 401,402,403 ncü sayıları masamda. Kapak görüntüleri: 401- Mehmet Çınarlı (1925-1999), 402-Çanakkale geçilmez, 403 -1453 İstanbul’un Fethi.
            Erciyes Dergisi titiz bir çalışmayla, sayfalara aktarılanlar seçimindeki titizlikle şekilleniyor, okurlarının, sanat ve edebiyat severlerin karşısına çıkarılıyor. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı yinelemek istiyorum efendim. Elimizdeki her üç sayının ilk sayfalardaki imzaların yazılarının başlıklarına bakalım:
            401-Mustafa Kemal’in Seccadesi (Prof. Dr. Ramazan Demir),
            402- Çanakkale (Bedrettin Keleştimur)
            403- Mehmet Akif’e göre Kavmiyetçilik ve milliyetçilik meselesi (Prof. Dr. Nurullah Çetin.
            YENİDEN DİRİLİŞ DERGİSİ: İnce uzun boyutuyla, yakışıklı görünümüyle, Erciyes Dergisi postaları arasında bana ulaşan, kültür dergisi. Aylık yayınlanıyor. Sahibi ve yazı işleri Müdürü: Alim Gerçel, Genel Yayın Müdürü: Alparslan Gerçel. Yeniden Diriliş Dergisinin 76,77,78 nci sayıları masamda. Tebriklerimi sunuyorum.
            ÇEMEN DERGİSİ: Kayseri’de şiir dergisi olarak aylık yayınlanıyor. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Alim Gerçel, Genel Yayın Yönetmeni: Köksal Akçalı. Çemen Dergisinin 120. sayısı masamdaydı. Teşekkürlerimi sunuyorum.
            KAYSERİ TÜRK OCAĞI DERGİSİ: Dilde, fikirde, işte birlik sloganıyla Kayseri Türk Ocağı şebesince ayda bir yayınlanıyor. Bu derginin sahibi: Prof. Dr. Abdülkadir Yuvalı, Yazı İşleri Müdürü: Satılmış Başaran, dört isim ve imzadan oluşan yayın kurulu var, Kayseri Türk Ocağı Dergisinin 116 ncı sayısında. Kapak metni: “Çanakkale şehitlerini minnetle anıyoruz”du.
            İSTİKLÂL GAZETESİ: 16 sayfalık normal boyutuyla aylık siyasi bağımsız gazete olarak yayınlanıyor. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Mehmet Emin Batur, Genel Yayın Yönetmeni: Abdulmecit Avşar. İstiklâl Gazetesinin 83 ve 84 ncü sayıları bana ulaşmıştı. Tebriklerimi sunuyorum.
            Not: Faruk Tokluman’ın “Büyülü sözler Bahçesi” adlı kitabından ayrı bir yazımda söz edeceğim inşallah.
            ***
Dergilerden bir demet daha
                                               Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Dergilerimiz değişik konularla, bu konuların toparlanışı, bir araya getirilişiyle ilgili yayın yapan dergilerimiz. Bunlardan bir demet daha efendim:
1-                 GÜNCEL SANAT DERGİSİ: Antalya-Alanya merkezli bir yayın içinde olan, kültür sanat edebiyat Dergisi. İki aylık, yerel süreli yayın ayarımıyla okurlarının, sanat ve edebiyat severlerin karşısına çıkıyor, çıkarılıyor. Sahibi: Hasan Hüseyin Bayır, Yazı İşleri Müdürü: Mehtap Üzümcü, Genel Yayın Yönetmeni; Arslan Bayır. Yazışma: P.K. 66 Alanya-Antalya. Temmuz-Ağustos 2011 sayısı büyük boy 72 sayfa yayınlandı.
2-                 VAKIF RİZE DERGİSİ: Merkezi İstanbul’da bulunan Rize Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfınca üç ayda bir yayınlanan, pırıl pırıl baskılı 128 sayfalık bir  dergi. 2011 yaz dönemi sayısı okurlarıyla buluştu, buluşturuldu bu derginin.
3-                 YESEVİ DERGİSİ: İstanbul’da aylık yayınlanıyor. Yesevi Yayıncılık tarafından yayınlanan derginin, sahibi ve yazı işleri Müdürü: Erdoğan Aslıyüce. 212 nci sayısı masamızdaydı Yesevi Dergisinin.
4-                 MAGAZİN DEUTSCHLAND. DE. DERGİSİ: Almanya’dan geliyor. Türkçe olarak pırıl pırıl bir baskıyla bize ulaşan derginin, politika, kültür ve ekonomi alanlarındaki yazılarla dikkat çektiği görülüyor. 2011 yılının 2 nci sayısı masamdaydı, anılan derginin.
5-                 KAYSERİ TÜRK OCAĞI DERGİSİ: Türk Ocakları Şubesi tarafından ayda bir yayınlanıyor. Sahibi: Prof.Dr.Abdülkadir Yuvalı, Yazı İşleri Müdürü: Satılmış Başaran. 116. sayısı bize ulaştı bu  derginin.
6-                 ÇEMEN DERGİSİ: Kayseri’de aylık yayınlanıyor. Şiir dergisi olan Çemen’in Sahibi ve yazı işleri müdürü: Alim Gerçel. 120 nci sayısı bize ulaştı Çemen’in
7-                 YENİDEN DİRİLİŞ DERGİSİ: Kayseri’de kültür dergisi olarak ayda bir yayınlanıyor. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Alim Gerçel. 76,77,78 nci sayıları ayrı ayrı bize ulaştı bu derginin.
8-                 ERCİYES DERGİSİ: Kayseri’de, aylık fikir ve sanat dergisi olarak yayınlanıyor. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Nevzat Türkten, Genel Yayın Müdürü: Alim Gerçel. 401,402,403 ncü sayıları ayrı ayrı yayınlanarak bize ulaştı Erciyes’in.
9-                 KARINCA DERGİSİ: Kooperatif Postası Karınca Dergisinin 895 nci sayısı bize ulaştı. Türk Kooperatifçilik Kurumu’nun aylık dergisi olarak Ankara’da yayınlanan Karınca, alanındaki “Çınarlığı”nı koruyor.
10-             YENİSES DERGİSİ: Osmaniye ilimiz merkezinde aylık yayınlanan “Yenises” Dergisinin yedi ayrı sayısı masamda. İmtiyaz sahibi: Hasan Bölük Yazı İşleri Müdürü: Ali Keskin olan “Yenises”in, 175,183,184, 185,186,187 ve188 nci sayıları baskı kalitesi, zengin içeriğiyle Türk Dünyasının yayın aynası niteliğindeki görünümleriyle göz dolduruyor.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Ne an yaklaştımsa ittiniz ve ne zaman geldimse gittiniz. Siz hep büyük ve önce idiniz. Gerçekten öyle oldu, önce siz bittiniz (Özdemir Asaf)
2. Hiç kimse izlemiyormuş gibi dans et. Hiç incinmemiş gibi sev. Hiç kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyle ve Dünya cennetmiş gibi yaşa (Mark Twain)
3. Kendini yönetirsen, dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin (Eflatun)
4. Unutma ki, ağzında bal olan arının, kuyruğunda da iğnesi vardır (John Lyly)
5. Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır (Afrika Atasözü)
***
Sabahattin Yalkın’dan: Renk şiirleri
                                                                                              Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Ankara’da, Gülağ Öz dostumun bana ulaştırdığı bir şiir kitabı. Sabahattin Yalkın hocanın “Renk Şiirleri” adlı kitap efendim.
            Sabahattin Yalkın, yıllardır ilgiyle izlediğim bir şair, yazar, araştırmacı. “Renk Şiirleri” adlı kitap 152 sayfayla şekillenmiş, yayınlanmış. Okurlarıyla buluşan buluşturulan kitabın ilk (iç) sayfasında Sabahattin Yalkın hocanın kısa bir biyografisi yer alıyor.
            Kitap üç bölümle şekillenmiş. Bu bölümleri; Benim rengim doğu, Sevdanın rengi kan, Ölümün rengi olmaz.
            Şiirler kısa anlatımlarla şekillenmiş, yayınlanmış, kitap sayfalarındaki yerlerinden bizimle selamlaşıyorlar.
            Tek mısralık anlatımlar, şiirler var. Sayfa 14’deki “Mor ya da yalkın katı” adlı başlıklı anlatım,  tek mısralık: “Ölüm ölmez”.
            Sabahattin Yalkın kendine özgü bir anlatımıyla, bundan öncede olaylara bakışı, yorumlayışı, değerlendirilip, bir araya getirişi,  sonuçta ortaya koyuşu, yayınlayışı farklı tablolar ortaya koyuyor.
            Sayfa 21’deki “Mor-düşsel bir sevda” ara başlığı altındaki mısralara bakalım:
Eski bir resim büyüyor,
Ne cevahir yüklü katırlar,
Ne de kervanın nazar boncuğu,
Yollar bir türlü yetmiyor gecelere,
Ecel görünmeyen bir pusu mu?..
            Şiirlerin yazılış tarihleri ve yerleri kaydedilmiş alt kısımlara.
            Sabahattin Yalkın: (Hatay) Antakya doğumlu. Yüksek eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesinde tamamladı. Devlet Su işleri (DSİ), Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nde (EİE) Daire Başkanlığına kadar değişik görevlerde Yüksek Mühendis-Hidrolojist olarak çalıştı. 1993 yılında Daire Başkanlığından emekli oldu.
            Macaristan’da, Hollanda’da Hidroloji (su) konusunda Uluslararası düzeyde eğitim gördü.
            Sabahattin Yalkın, edebiyata, şiire lise yıllarında başladı. Yerel gazetelerle, başlayan yayıncılığı, şiirlerinin yayınlanışı, Yelken, Yeditepe, Türk Dili, Dost, İmece gibi dergilerde “Topaloğlu” soyadıyla yayınlandı. 13 ayrı kitabı gün yüzü gördü.
            ***
Bekir Oğuzbaşaran’dan: Bir Gül Düştü
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kayseri ilimiz merkezinden seslenen, yıllar önceye dayanan bir seslenişle, Bekir Oğuzbaşaran olarak gönlümüzdeki yerinde kıdemlileşen bir arkadaşımız.
Bekir Oğuzbaşaran, şiirimizin, edebiyatımızın diğer alanlarının kıdemli neferlerindendir. O’nun yazdıkları aranır, okunur ve beklenir.
Erciyes Dergisi postası içinde gelen, Bekir Oğuzbaşaran’ın 104 sayfalık “Bir Gül Düştü” adlı şiir kitabı, sevimli bir kapakla okurlarına ulaşmış, ulaştırılmış. Sayın Oğuzbaşaran; “Üretken kalem İsa Kayacan’a muhabbetle” diye imzalamış. Teşekkürlerimi sunuyorum öncelikle.
İlk iki sayfada, Bekir Oğuzbaşaran hakkında bilgiler veriliyor. Biyografisiyle ilgili bilgiler bunlar.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, “Türkçem benim ses bayrağım” görüşünden hareketle yazdığı, Ses Bayrağımız, adlı şiir üç ayrı sayfaya serpiştirilmiş. Bu uzunca şiirden aldığımız dörtlükler:

Senin için kanlar döktüm,
Dalgalan ses bayrağımız,
Dünyaya seninle baktım,
Dalgalan ses bayrağımız.

Hem konuşur, hem  yazarım,
Onunla şair, yazarım,
Şenlenir Çarşı pazarım,
Dalgalan ses bayrağımız.

Bekir Oğuzbaşaran’ın “Aşık Oğuz” mahlasıyla da okurlarının karşısına çıktığını görmekteyiz bu şiirin bitiminde. 79 ncu sayfada başlayan “Ölümsüzler” den:

İstiklâlin güzelini,
Kanlarıyla ödediler.
Cennetlerin bedelini,
Canlarıyla ödediler.

Bekir Oğuzbaşaran: 01 Eylül 1946 tarihinde Kayseri’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu.1975 yılında başladığı, Türkçe-Edebiyat Öğretmeni ve öğretim görevlisi çalışmalarını, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümünde, Yeni Türk Edebiyatı Öğretim Görevlisi olarak sürdüren Bekir Oğuzbaşaran’ın şiirleri, yazıları pek çok gazete ve dergide yayınlandı yayınlanmaya devam ediyor.
***
Yenises Dergisinin yedi ayrı sayısı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Osmaniye ilimiz merkezinde aylık yayınlanan, “Yeni bir dünyaya doğru” sloganıyla Türk dünyasının aynası niteliğindeki zengin içeriği ve genel görünümü, pırıl pırıl baskısıyla, anlamlı kapak anonsları ve görüntüleriyle; beğenilen, aranılan bir dergi olan “Yenises” her sayısında önemli, anlamlı yenilikleriyle dikkat çekmeye devam ediyor.
Bu dergimizin yedi  ayrı sayısı masamda. “Yenises”in masamdaki sayıları, 175, 183, 184,185,186, 187 ve 188 olarak görülüyor.
Yenises’in imtiyaz sahibi: Hasan Bölük, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ali Keskin, Genel Koordinatör: Mehmet Aksoy, Haber Müdürü: Bahattin Kurnaz, Teknik yönetmen: Şenol Öztürk. İdare yeri: Atatürk Cad. No: 201 Kat. 3 Osmaniye. Tlf: 0328 812 37 87.
Yenises sayfaları dolu, dopdolu. Sayfa düzeni mizanpajı güzel. Okuyucunun sıkılmasını önleyen bir anlayışla, düzenle yapılıyor. İlk sayfalar, Türkiye’den haberlerle başlıyor. Masamdaki, Yenises sayfalarından bazı başlık örnekleri vermek istiyorum.
1-Milletimizin hayatiyet sırlarının sembolleri; Türk bayrağımız ve İstiklâl marşımız (sayı:183)
2-Müslüman-Türk düşmanı tetikçi kriptolar (Sayı:183)
3-Osmaniye’den Şanlıurfa’ya kültür köprüsü (Sayı:183)
4-2011 yılında Türkiye ve dünya (Sayı: 184)
5-Neo Osmanlılık üzerine bir deneme (Sayı:184)
6-Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u şükranla andık (Sayı: 185)
7-Türkistan’da muhteşem Türk mimarisi (Sayı:185)
8-Nursultan Nazarbayev yeniden Kazakistan Cumhurbaşkanı seçildi (Sayı: 186)
9-Çağımız insanının yalnızlığı ve bahtsızlığı (Sayı: 187)
Yenises Dergisinin 188 nci sayısının 33 ncü sayfasına bakıyorum. Başlık: “Milli hayata güç katan dergilerimiz ve Erciyes”..İmza sahibi Ahmet Metin. Buradan bazı cümleler aktaralım:
-“Milli hayatla fikir, sanat hareketleri, milli edebiyat arasında sıkı bir ilişki vardır. Erciyes, Yenises, Türk Yurdu gibi dergiler, milli kültürümüze ve milli hayatımızı renklendirerek düşünce, sanat ve edebiyatımıza uzun yıllar hizmet ettiler ve etmekteler. Yüzlerce sanatkâr, şair, yazar, araştırmacı, seçkin imzayı onların sayfalarında tanıdık”..
Sayın Ahmet Metin’in tespitleri doğrudur, yerindedir. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim.
***
Yine dergilerden
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Yine dergilerden bir demet.. Yine o dergilerin önemli bilgileriyle ilgili bazı aktarmalar:
            1-ALKIŞ DERGİSİ: Kahramanmaraş Kültür Sanat Evi yayın organı olarak iki ayda bir yayınlanıyor. Sahibi: Dr.Oğuz Paköz. 61 nci sayısı okurlarıyla buluşturuldu Alkış’ın.
            2-YESEVİ DERGİSİ: İstanbul’da Aylık yayınlanıyor. 217 nci sayısı okurlarıyla buluşturuldu Yesevi’nin. Yesevi’nin sahibi: Erdoğan Aslıyüce.
            3-YENİSES DERGİSİ: Osmaniye’de aylık yayınlanan ve 193 ve 194 ncü sayıları ayrı ayrı günyüzü gören Yenises Dergisinin sahibi Hasan Bölük.
            4-ÇAĞRI DERGİSİ: Ankara’da aylık yayınlanıyor. 626 ncı sayısı Günyüzü gören Çağrı’nın Sahibi: Emrehan Halıcı.
            5-NEVZUHUR DERGİSİ: Antalya’da aylık yayınlanıyor. 25 nci sayısı masamda olan Nevzuhur’un sahibi: Mustafa Akbaba.
            6-KIBATEK BÜLTENİ: İzmir’den geliyor. Kıbrıs, Balkanlar, Avrasya, Türk Edebiyatları Kurumu KIBATEK’in mevsimsel yayınladığı bülten. 52 nci sayısı bize ulaştı. Sahibi: Leyla Işık.
            7-DÜNYADA KİLİS BÜLTENİ: İstanbul Kilis Vakfı’nın yayınorganı. İki ayda bir yayınlanıyor, Sahibi: Yaşar Aktürk. 145 nci sayısı bize ulaştı bu bültenin.
            8-ANADOLU’NUN SESİ GAZETESİ: Ankara’da, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce aylık yayınlanıyor. 303 ncü sayısı bize ulaştı. Sahibi: Murat Karakaya.
            9-MAGAZİN DEUTSCHLAND.DE DERGİSİ: Almanya’dan geliyor. Türkçe yayınıyla 2011 yılının 4 ncü sayısı bize ulaştı bu derginin.
            10-FEYZ DERGİSİ: Ankara’da aylık yayınlanan bu derginin sahibi: Şenol İlhan. 247 ve 248 nci sayıları ayrı bize ulaştı bu derginin.
            11-DİPLO ATLAS DERGİSİ: Ankara’da Kaya Dorsan’ın sahip ve yazı işleri müdürlüğünde yayınlanıyor. 15 nci sayısı bize ulaştı bu derginin.
            12-BÜTÜN DÜNYA DERGİSİ: Başkent Üniversitesi kültür yayını olarak aylık yayınlanıyor. Sahibi Prof. Dr. Mehmet Haberal olan Bütün Dünya’nın 2012/2 nci sayısı bize ulaştı.
            13-ŞAVŞAT DERGİSİ: Merkezi Ankara’da bulunan Şavşat Derneğinin yayınorganı olarak üç ayda bir yayınlanıyor. Sahibi: Necmettin Ermişoğlu olan bu derginin 36 ncı sayısı bize ulaştı.
            14-KARINCA DERGİSİ: Merkezi Ankara’da bulunan Türk Kooperatifçilik Kurumunun aylık yayın organı. 901 nci sayısı yayınlanan bu derginin sahibi: Prof. Dr. Nevzat Aypek.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Öğrenmek pahalıdır ama bilmemek çok daha pahalı (H.Clausen)
2. Hayat bir kuşku kabarcığıdır ve uyku içinde uykudur (Emerson)
3. Çok yalan söyleyenin ettiği yemin de çok olur (Alfieri)
4. Açlık en akıllı balıkları bile oltaya getirir (Goethe)
5. Can sıkıntısı, dünyaya tembellikle birlikte gelmiştir (La Bruyere)
            ***
Çiftçi ve Köy Dünyası Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kısa adı TZOB olan Türkiye Ziraat Odaları Birliğince, Ankara’da aylık yayınlanan bir dergi var. Adı Çiftci ve Köy Dünyası. Büyük boy 64 sayfayla, renkli pırıl pırıl baskılı bir dergi olan Çiftci ve Köy Dünyasının TZOB adına sahibi: Ş. Şemsi Bayraktar, Genel Yayın Müdürü: Nizamettin Aydiş, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Aysun Çilingiroğlu. Derginin yönetim yeri GMK Blv. No: 25 Demirtepe – Ankara.
Çiftçi ve Köy Dünyası Dergisinin 316 ve 317 nci sayıları masamda. Editörden imzasıyla bir başyazı var derginin her sayısında. 25. olağan genel kurulun yapıldığına ilişkin haber, ağırlıklı olarak ilk sayfalardaki yerinden bizimle selamlaşıyor.
TZOB Genel Başkanı Ş.Şemsi Bayraktar’ın, 317 nci sayı içindeki, sayfalardaki görüşleri var dikkat çekici. Bu görüşlerden:
            1-Üreticilerin örgütlerine sahip çıkmaları ve örgütlerini desteklemeleri, kendilerinin olduğu kadar, ülkenin geleceğinin de en büyük güvencesi olacaktır.
            2-Tarım, stratejik bir sektördür. Tarım, önemli bir istihdam alanı olduğu gibi, nüfusumuzun önemli bir bölümünün geçimini sağlayan bir sektör durumundadır.
            3-2010 yılı sonu itibariyle 60 odamız çiftçimize danışmanlık hizmeti vermekte ve teknik personel istihdamına da katkı sağlamaktadır.
            25. Olağan Genel Kurulda, protokol konuşmaları çerçevesinde ortaya konulanlar, geniş biçimde ve detaylı olarak dergi sayfalarında yeralıyor. İl temsilcilerinin konuşmaları var ayrıca yine dergi sayfalarında.
            Bu arada, 15-44 yıl arası hizmeti bulunan Ziraat Odası Başkanlarına, onur plaketleri verilmiş, tören sırasında tespit edilen görüntüler dergi sayfalarına aktarılmış.
Basında TZOB ana başlığı altında, basında yer alan TZOB haberleri, Genel Başkan Şemsi Bayraktar ağırlıklı olarak görüntüleriyle sayfalara aktarılmış. Bu haberlerin hangi yayın organlarında yer aldığı logoları itibariyle de verilse daha doğru olur diye düşünmeliyiz.
Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin çiftçimizin hizmetinde başarılı ve onurlu 47 yılı geride bıraktığını öğreniyor, gururlanıyoruz.
Devletimizin kurucusu, yüce Atatürk’ün bir görüşü var derginin son sayfalarından birinde. Bu söz şöyle:
Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkanlarını asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız (Kemal Atatürk).
Not:
1-Türk Çiftçisinin Sesi “Ziraat Odaları” Gazetesi aylık yayınlanışıyla 35. sayısına ulaştı.
2-Çiftçi ve Köy Dünyası Dergisi’nin 323.sayısında; Genel Yayın Müdürü: B. Şinasi Özdemir, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: E. Mine Esen’dir. 
***
İki şairden Mısralar
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            İki şairimizin birer şiirinden, bu şiirlerin mısralarından örnekler vermek istiyorum efendim.
İlk şairimiz Mustafa Kemal Yılmaz. Şiirinin adı: Sevgili şehitlerimiz.
İkinci şairimiz, ozanımız Osman Akkoç. Şiirinin adı: Yörük güzeli yaylada. Yedi ayrı bölümden oluşan Mustafa Kemal Yılmaz şiirinden üç bölüm:

SEVGİLİ ŞEHİTLERİMİZ (Mustafa Kemal Yılmaz)
Adamı boşuna almazlar askere,
Bazen tez gelir,
Bazen hiç gelmez o teskere…

Kocamaz her dem genç,
Her dem taptaze bu şehit…
Her dem kahraman o,
Ve de yiğit mi yiğit…

Mataramda suyum donuk, 
Karakış bu.. Soğuk mu soğuk..
Akar karlar üstüne oluk oluk
Süzülür toprağa

Bereket bereket kanım
Örter üstümü albayrak,
Okşar sarar beni Vatanım..

YÖRÜK GÜZELİ YAYLADA (Osman Akkoç)
9 ayrı dörtlükten meydana geliyor Osman Akkoç şiiri. Bu şiirin üç ayrı dörtlüğü şöyle karşımıza çıkıyor:

Gölge etmiş bulutlar, o kızın gerdanına,
Yeni kalkmış uykudan, varılmıyor yanına,
Yaylanın soğuk yeli tak etmişte canına,
Yayla zamanı geçmiş, sahile gitmek gerek.

Çavdır, Avşar, Gölhisar ayağının altında,
Her taraf görünüyor, şöylece bir batkımda,
Ondan ayrılıyorum, bir ikindi vaktinde,
Bir keçi kesilecek, bıçağı sürtmek gerek.

Osman Akkoç yaylaya, piknik yapmaya gitti,
Altı saat kaldıda, yaylanın işi bitti,
Oralarda oturmak, beni çok memnun etti,
Hava birden soğudu, bir şeyler giymek gerek.
            ***
Dergiden dergiye
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Dergiden dergiye giden, ulaşan yollar vardır. Bu genel değerlendirme ve anlatım içinde bize ulaşan dergilerden bazılarının genel görüntüleri efendim:
1- BİZ 39 DERGİSİ: Kırklareli Şair Yazar ve Sanatçılar Derneğinin eğitim ve kültür-sanat dergisi olarak, iki ayda bir yayınlanarak 12 nci sayısına ulaşan Biz 39 Dergisinin sahibi: Mustafa Ermiş, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ümeyra Aras. Yazışma: M.Kemal Bulv. Kültür Pasajı No:33 Kırklareli.
2- TÜBİTAK BÜLTENİ: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, TÜBİTAK Bülteni 112 nci sayısıyla dikkat çekti.
3- ÇİFTCİ VE KÖY DÜNYASI DERGİSİ: Ankara’da, Türkiye Ziraat Odaları Birliğince aylık yayınlanan Çiftci ve Köy Dünyası Dergisinin 316 ve 317 nci sayıları bize ulaştı. Derginin sahibi: Ş.Şemsi Bayraktar, Genel Yayın Müdürü: Nizamettin Aydiş, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Aysun Çilingiroğlu. Yönetim Yeri GMK Blv.No: 25 Demirtepe-Ankara.
4- KUMRU DERGİSİ: Gaziantep’de, Abdülhadi Bay’ın sahipliğinde, Mehmet Nacar’ın Yazı İşleri Müdürlüğünde üç ayda bir yayınlanan, Tarih, kültür, sanat ve edebiyat dergisi. 6 ncı sayısı bize ulaştı. Yazışma: Düğmeci Mhl. Sabuncu Cad. Ali-Veli İşh. Kat 4-502 Şahinbay-Gaziantep.
5- DÜNYADA KİLİS BÜLTENİ: İstanbul Kilis Vakfı’nın yayınorganı olarak 2 ayda bir yayınlanıyor. 142 nci sayısı bize ulaşan, Dünyada Kilis’in yazışma adresi: Topkapı Mhl. Kürkçü Bostanı Sk. No:1 Şehremini – Fatih-İstanbul.
6- SARIZEYBEK DERGİSİ: Söke ilçemiz merkezinde, Söke Şairler ve Yazarlar Derneğince iki ayda bir yayınlanıyor. Dernek adına sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü: Tülay Sarayköylü. Sarızeybek’in 49 ncu sayısı bana ulaştı.
7- AYDIN EFESİ DERGİSİ: Aydın ilimiz merkezinde, Aydın Yazarlar ve Şairler Derneği tarafından iki ayda bir yayınlanıyor. Dernek adına sahibi ve genel yayın yönetmeni: Şükrü Öksüz. Sorumlu yazı işleri müdürü: Güner Dokuyucu. Aydın Efesi Dergisinin 3 ncü sayısı bana ulaştı.
8- KARINCA DERGİSİ: Merkezi Ankara’da bulunan, Türk Kooperatifçilik Kurumu’nun aylık yayınladığı derginin 896 ncı sayısı masamda. Dergiciliğimizin çınarlarından olan Karınca Dergisinin Kurum adına sahibi: Prof. Dr. Nevzat Aypek, Yazı İşleri Müdürü: Prof. Dr. Rasih Demirci.
9- ALKIŞ DERGİSİ: Kahramanmaraş Kültür ve Sanat Evi’nin yayın organı olarak 2 aylık kültür ve sanat dergisi olarak yayınlanıyor.59.ncu sayısı masamda bu derginin. Sahibi: Dr. Oğuz Paköz, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Nihat Yücel.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Pırıl Pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmuru yaşamak gerekir (Fransız Atasözü)
2. Yalnız erdemi bilmek yetmez, ona sahip olmak, onu yapmak da gerekir (Aristoteles)
3. Hayat, biz gelecek planlar yaparken, başımızdan geçenlerdir (John Lennon)
4. Yaşamın sırrı, bilgili olmak değil, harekete geçebilmektir (Thomas Huxley)
5. Utanç gençlerin süsü, yaşlıların yüz karasıdır (Aristoteles)
***
Yüreği ve dünyası aydın,
Mehmet Aydın hocadan yedi kitap
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Cumhuriyetimizin aydın öğretmenlerinden, yüreği ve dünyası aydın, eğitimci, şair ve yazar Mehmet Aydın hocanın yedi ayrı kitabı var masamda. Bunlar sırasıyla:
1-GÜNEŞİ PAYAŞMAK: Toplumsal şiirler. Beş yüz sayfalık, Mehmet Aydın hocanın toplumsal şiirlerinden oluşan bir Antoloji. Mustafa Kademoğlu’nun anlamlı duyguların cümlerinden oluşan bir önsöz dikkat çekiyor. Özgürlüğe açılan ellerden bir dörtlük:
Sevgiyle yiğitliğin bayrağını,
Diktim en yüce tepelere.
Gölgesi yansır yayılır alca,
Köylere, bucaklara, kentlere.
2-ÇAĞDAŞ YAZINIMIZIN USTALARI: Mehmet Aydın hocanın 208 sayfalık, araştırma, değerlendirme yayını. Kitap içinde, Nazım Hikmet, Rıfat Ilgaz, Attila İlhan gibi pek çok ustanın yazın edebiyatımızdaki yerleri ve şiirlerinden, ürünlerinden örnekler verilmiş.
3-BİR MAVİ AYDINLIK MEHMET AYDIN: Mustafa Emre’nin hazırladığı, Mehmet Aydın hocanın yaşamı, sanatı ve yapıtlarıyla ilgili değerlendirmelerin yeraldığı 144 sayfalık bir kitap. Bir Cumhuriyet çınarı olarak bakılan, ifade edilen, anlatılan Mehmet Aydın hocanın, çocukluğundan günümüze gelen yaşam serüveni sayfalara aktarılmış.
4-OĞUZ VE TÜRKMEN KÜLTÜR ŞÖLENİ: Afyonkarahisar’ın Bayat ilçesinde geçtiğimiz yıllardan birinde gerçekleştirilen Oğuz ve Türkmen Kültür Şöleni, detaylı bir biçimde 82 sayfayla Mehmet Aydın hocanın hazırlamasıyla kitaplaştırılmış. Mustafa Özel imzalı uzunca bir şiir “Bayatlı mısın?” başlığıyla 80,81,82 ve 83 ncü sayfalarda karşımıza çıkıyor. Bu şiirlerden bir beşlik...
Çarıkta, salıncakta satıldın mı?,
Allı pullu giyinip kız başına katıldın mı?,
Başın öğüp al kınalar yakındın mı?
Dirliği tatlı, kınası kutlu musun?.
Kız anam kız, sen de Bayatlı mısın?
5-SANCILI EZGİ: Mehmet Aydın hocanın şiirlerinden yapılan seçmelerle yayınlanan 80 sayfalık bir kitap.
6-BAYAT VE AFYONKARAHİSAR ÇEVRESİ SÖYLENCELERİ: Mehmet Aydın hocanın 78 sayfalık bir başka kitabı. Araştırmaların bir araya getirilişi ve değerlendirilişi yapılmış.
7-ŞİİR ÜLKESİNDE YALNIZ DOLAŞMAK: Mehmet Aydın hocanın şiirlerinin bir araya getirildiği bir başka kitabı. 80 sayfayla şekillenmiş. Sayfa 78’daki “Hasret bitti” den:
Tutup kurşuna dizdiler,
Sevgiyi alanlarda.
Bağladılar kollarını,
Sallandırmak için aşkı,
Soğuk darağacında.
***
Mehmet Cem Yiğit şiirlerinden mısra mısra
Prof. Dr. İSA KAYACAN
            Konya ilimizin Akşehir ilçesinden seslenen Mehmet Cem Yiğit arkadaşımızın bize ulaşan şiirlerinden, bu şiirler arasındaki seçimlerimizle ortaya çıkanlar. Bir sıralama ile sunduklarımız:

BİR DÜNYA DÜŞÜNÜYORUM
Bir dünya düşünüyorum çağdaş
Öyle günlük güneşlik
Sevinçlerle dolu ümitlerle beslenmiş
Kapıları kin ve nefrete kapalı
Güler yüzlü, çocuk öpüşlü
Bir dünya düşünüyorum çağdaş
Filmleri aktörsüz, rejisiz
Tüm renkleri fişekli
Rüzgârları saçlarımızı okşayan
Mevsimleri akıcı renk renk
Bir dünya düşünüyorum çağdaş
Amaçları kardeşlik kokan
Öylesine iyilik, barış, müjdeden oluşan
Masallar diyarı
Yürekleri alkış tutan
Bir dünya düşünüyorum çağdaş
Amaçları kardeşlik kokan
Öylesine iyilik, barış, müjdeden oluşan
Masallar diyarı
Yürekleri alkış tutan
Bir dünya düşünüyorum çağdaş
Kapıları sonuna değin
Özgürlüğe, dostluğa açık
Kelebek hafifliğinde
Bir dünya düşünüyorum çağdaş.

ŞIKIDIMLI GÜNLER
KIZIM,
Cilve, naz yapmalısın,
Sosyeteye katılmalısın,
Edebiyat yapmalısın
Değilse evde kalırsın.
OĞLUM,
Cüzdanını açmalısın,
Paraları saçmalısın,
Kafeye, lokale takılmalısın,
Değilse havanı alırsın.
EVLATLARIM,
Şıkıdımlı günler sizin,
Dans, müzik, eğlence sizin,
OĞLUM sen çal, KIZIM sen oyna
Şıkıdımlı günler sizin.
Mehmet Cem YİĞİT
***
Sebahat Gümüş hocanımdan:
Ahh Annem
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şiirler var okunup geçilen şiirler var okunup, düşünülen, mısraları arasında saatlerce gezilen, gezilebilen.
Sebahat Gümüş hocanım, Burdurlu hemşehrim. Burdur Araştırmacı, Yazar ve Şairler Derneğinin uzun süre Başkanlığını yürüten, eğitimci-şair ve yazar olarak bilinen, takdir edilen bir isim ve imza. “Ahh Annem” başlıklı bir şiiri geldi yenilerde. Dokuz ayrı dörtlükten meydana gelen bu şiirin mısraları arasındaki gezintimizi, sayfa sınırlılığı nedeniyle, kendi düzenlememiz çerçevesinde aşağıda vermek istiyorum efendim:

Kanadı kırık serçeyim,
Sensiz ben biçareyim,
Yokluğunda hep divaneyim,
Ahh, annem neredesin!..

Soğuk bir kış gününde,
Kurban bayramı arifesinde,
Aralık ayının ondokuzunda,
Ahh, annem neredesin!..

Ve üçüncü dörtlük: Ağzın hep dualıydı/Hayırsever dost canlısıydı/Ne oldu anam sana/ Ah annem neredesin!..
Dördüncü dörtlük: Beni acılar alemine saldın/Boynu bükük, öksüz koydun/ Ansızın kaybolup gittin/Ahh, annem neredesin:
Beşinci dörtlük: Fotoğrafın asılı duvarımda/Bakışların etrafımda/Sanki hep yanımda/Ahh, annem neredesin:
Altıncı dörtlük: Yemyeşil gözlü, uzun saçlıydın/Dili tatlı, sevecen bakışlıydın/Ahh, annem neredesin!
Yedinci dörtlük: Haber saldım sana gizlice/Gözyaşlarım akıyor sessizce/Serin selviler altında sen/ Ahh, annem neredesin1..
Sekizinci dörtlük: Deli gönlüm sana bağlıyor/Hasretinle dağlıyor/Bulutlar bile ağlıyor/Ahh, annem neredesin!..
Dokuzuncu dörtlük: Seni çok özlüyorum annem/Rüyalarıma gir bitanem/Hoşça kal ‘canım’ her şeyim/Ahh, annem neredesin?/Ahh, annem neredesin!..
Sebahat Gümüş hocanımın “Ana yüreği” başlıklı bir de anlatımı var. Şöyle:
Sevdiği kız, annesinin ciğerini istiyor.. Oğlan, onu memnun etmek için annesinin ciğerini kesiyor, eline alıp koşarken düşüyor.
Hikâye bu ya ciğer dilleniyor:
Yavrum!! Bir yerin acıdı mı?. Ana yüreği böyle işte..

Hiç yorum yok: