Fethiye’den: Belediyemiz Dergisi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Belediyelerimiz var, hizmetleriyle biliniyor, takdir görüyor. Belediyelerimiz var, başkanları ve çalışanları aracılığıyla sadece politika yapıyorlar, hizmet üretmiyorlar.
Güneyin kültür merkezi Fethiye’den gelen, Belediye hizmetleri, her gün artış gösterirken, hemşerilerince alkışlanıp, takdir görürken, çevreye ve ülkemize örnek teşkil edecek kocaman bir görüntü ortaya çıkarıyor.
Fethiye kültürünün lokomotifleri; Ünal Şöhret Dirlik, Recai Şahin, Cahit Yargıcı, Birdal Can Tüfekçi, S.Dilek Dinçer gibi isimlerle sıralanıyor, devam edip gidiyor. Bu alandaki kültürel çalışmaların destekçisi, Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı gönüllerde taht kuran bir isim ve imza olarak biliniyor ve alkışlanmaya devam ediyor.
Fethiye Belediyesi’nin yayın organı 84 sayfalık “Belediyemiz” Dergisi, zengin bir içerik ve pırıl pırıl bir baskıyla yayınlanmaya devam ederken, getirdikleri belediyenin reklâmı, belediye hizmetlerinin reklamı şeklinde değil, hizmetlerin kamuoyuna duyurulması biçiminde karşımıza çıkıyor. Bu noktada, gerçekçiliğin kendisiyle karşılaşılıp seviniliyor, takdir ve alkışlarımızı alıyor Fethiye Belediyesi.
Fethiye “Belediyemiz” Dergisinin belediye adına sahibi: Behçet Saatcı, Genel Yayın Yönetmeni: Mehmet Divarcı. Daha pek çok isim var derginin yayımında katkısı bulunan. Dergi içinde yer alanlardan bazı başlıklar:
-Yüzümüzü denize dönüyoruz/Yanlış hesap Danıştay’dan döndü/Zihinsel engellilere dernek binası/Trafikte ilke,kazasız ilçe!,
-Türk dünyası Fethiye’de toplandı/FBKM sınırlarını genişletiyor/Gönül engel tanımaz/İkinci el pazarı... Sayfa 63’deki, ”Kriz ortamında Azerbaycan gezisi” başlığı altında verilenlerden bazı cümleler nakledelim:
-Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün deyimi ile,”Onların sevinci bizim sevincimiz, onların üzüntüsü bizim üzüntümüzdür”, yine onların ilk Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in ifadesiyle’de, ”Bir millet iki devlet”, yine Halk Cephesi Hareketi liderinin de; ”Bir milletin iki devlet olduğu nerde görülmüştür. Bu iki devlet tek devlete dönüşmelidir” ifadelerini hatırlatan Başkan Saatcı, halklar arasında hiçbir sorun olmadığının altını çizdi.
İLESAM VE AKÇAĞ YAYINEVİ’NDEN;
ROMAN- HİKAYE VE ŞİİR YARIŞMASI
Kısa Adı İLESAM olan, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği ile Merkezi Ankara’da bulunan Akçağ Yayınevi, Türk Edebiyatına yeni eserler ve isimler kazandırmak, Türk Edebiyatına ve Türk Kültürüne hizmet etmek amacıyla; roman- hikâye ve şiir yarışması düzenledi.
Bilgi için; Tel: 0.312.419 49 38-417 52 65 Faks: 0312 419 49 39
WEB: www.ilesam.org.tr
***
Mehmet Güven’den: Biz neden üşüdük Çetin?
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İzmir’den seslenen şairlerimizden biri, Mehmet Güven. Yeni bir kitabıyla bize ulaştı. Kitabın adı: Biz neden üşüdük Çetin?.104 sayfalık şiir kitabı. Kitap yiğit köylüm adlı, başlıklı şiirle başlıyor. Arkasından ”Güneş bizi güldürmedi” başlıklı şiir geliyor. Bu şiirinden:
-Sümbül açmaz, yaz olduk biz,
Ağustosta, güz olduk biz,
Tadım tadım, tuz oluk biz,
Güneş bizi, güldürmedi.
Mehmet Güven’in şiirleri, kısa, orta uzunlukta ve uzun soluklu olarak karşımıza çıkıyor. Sistem, sevgi, mutluluk, kızgınlık, kırgınlık duyguları bir arada işleniyor, sayfalara aktarılıyor Mehmet Güven’in kitaplarında. Sayfa 64’deki “Ben sana geliyorum” da, sevgi var, beklenti var, arzu var. Bir dörtlüğü bu şiirin:
-Kalbimin Erciyes’i, çınarımın gölgesi,
İçerime hapsettim, güneşten kopan sesi,
Ateşte barut olsa, gül koklatan nefesi,
Nidalı dillerimde, ben sana geliyorum.
Ben seni bende düşledim, diyerek sevgi yolunda yürümeye devam ederken, yarınlarının ıslanmakta oluşundan hüzün duyar, üzüntü hisseder Mehmet Güven. Sayfa 82’deki “Nazlıcan” adlı, başlıklı şiirin bir dörtlüğünde şöyle seslenir:
Saçlarında salkım salkım yaprağa,
Çığ dizilmiş çözemedim Nazlıcan.
Ak topukta çiğnediğin toprağa,
Cemre düşmüş, sezemedim, Nazlıcan…
Mehmet Güven:1953 yılında Nevşehir’in Kozaklı ilçesinin Aylı köyünde doğdu. Şiirleri değişik gazete ve dergilerde yayınlanmaya devam eden Mehmet Güven’in pek çok ödülü bulunuyor.
NUSRET(Nusret Turan)
-Yalın şiirle, sözün söylerdi,
Şiir dünyasında gönül eylerdi,
Dostları şiiri seven beylerdi,
Gönül ırmağında bir saldır Nusret.
*
İçi dışı birdi, söylerdi sözü,
Vefasız dostlardan silmişti özü,
Dünyanın malına dikmedi gözü,
Damlalar içinde, bir göldür Nusret.
***
Emine Genç’in: Hasat Mevsimi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Zaman içinde ortaya çıkan gerçekler. Bu gerçeklerin içindeki, şair veya şaire isimleri, şiirleri, yayınlanmış kitaplarının genel görüntüsü. İçeriklerinde yeralanlar.
Emine Genç Çelebi, Niğde - Koyunlu’dan sesleniyor. İstanbul’dan da geliyor sesi.
Hasat mevsimi adlı,128 sayfalık şiir kitabı bana geleli epey oldu. Sayfalarındaki gezinti fırsatını yenilerde bulabildim.
Ankara’da Gündüz Kitapevi Yayınları arasında günyüzü gören “Hasat Mevsimi”nin önsözü Ali Gündüz’e ait. Sonra “Hasadını biçen olur”adlı şiir başlıyor. Bu şiir aynı zamanda arka kapakta da yer alıyor. Bu şiirin ilk dörtlüğü:
-Misafir meleklerim hep gece gelir,
On ikiden sonra bin bir hece gelir,
Bana gelen bir kelime, pek yüce gelir,
İnen her bir melek armağanlı nice gelir.
Sonraki sayfalardaki şiirlere bakıyoruz, güllerden söz edilerek devam ediliyor. Anadolu’ya sığmadığını söylüyor şairemiz... Sağ kulağının selamat oluşundaki rahatlamaları dile getiriyor. “Doğru olmak” gerektiği noktasının etrafında dönüp duruyor, burada mola veriyor. “Doğru ol” adlı, başlıklı şiirin son dörtlüğü şöyle efendim:
-Kim görmüş ki, doğarken ileri geriyi,
Sultan diye göstermişler, cini periyi,
Boşa taşıyan var, başındaki sarığı,
Doğru ol!Ayağına indirirler doruğu..
Muhteşem yapılar içinde, ayrılığın adı konur Emine Genç Çelebi duyguları içinde. Yaşadığı kent “Koyunlu”ya karşı duyguları bir başka zenginlik ve tutarlılık içindedir. “Ey koyunlu; Ben sana/bakmaya doyamadım/Durgun akan çayına/Bir çare bulamadım”diye söze başlar samimi, geleceğe yönelik.
Yaşlılara hürmeti vardır, gurbete gitse de içi rahattır Emine hanımın.
Köyündeki büyüklerden başlayarak, bazı isimlere hitaben, ithaf olarak yazdıkları içten ve dost canlılığın belirtileridir.
Sayfa 110’daki “İrşat eyle beni” başlıklı şiirin ilk dörtlüğünde şöyle seslenmektedir Emine Genç Çelebi:
Haccı ekber eyle beni,
Merhametle kolla beni,
Geylani’ye yoldaş edip,
Cennetine yolla beni..
Burada Emine Genç Çelebi duyguları, mısraları arasındaki gezintimizi noktalayalım,bir başka şairimizden bir dörtlük örneği verelim:
ARTVİN’DİR (Nizamettin Usta)
Nizamettin Usta, İnfaz Koruma Baş Memuru. Serhad Artvin gazetesinin sayılarından birinde 7 dörtlükten meydana gelen “Artvin” isimli, adlı bir şiiri yayınlandı. Bu şiirin bir dörtlüğü:
-Yeşile süslüdür bütün her yanı,
Çalışkandır herkes sever halkını,
7 Mart bayramı kurtuluş günü,
Benim memleketim Yeşil Artvindir.
***
Hikmet Saadet Çakıcı’dan: Ay soyundu geceye
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şiir kitaplarının sayısındaki artışla ilgili bilgi sahibi olmak mümkün değil. Kayseri ilimiz, bir “kültür merkezi”özelliği taşıyor. Yayınlanan şiir kitapları ve dergilerin genel görünümü gurur verici, sevindirici.
Erciyes Dergisi paketi içinde bana gelen şiir kitaplarından biri, Hikmet Saadet Çakıcı imzalı “Ay Soyundu Geceye” adının taşıyıcısı.112 sayfalık şiir kitabı, Kayseri’de Laçin Yayınları arasında günyüzü görmüş. H. Saadet Çakıcı imzalı bir önsöz. Avcı adlı, başlıklı şiirle söze başlanıyor. Zaman içinde zaman adlı, başlıklı şiirle devam ediliyor.
Hecevezniyle kaleme alınan, sayfalara aktarılan şiirlerin konu çeşitliliği var. Sayfa 14’de başlayan “Kayboluyor özümüz” adlı, başlıklı şiirin bir dörtlüğü :
-Aşk ile sevgiyi pazara döktük,
Tezgâh kırıntıdan açılmaz oldu.
Ne oldu bizlere sökülmez köktük;
Kız ile gelinler, seçilmez oldu.
Ölüm feryadı, Son buse, Hacılar, Sen benimle düş bile göremezsin, İçimdeki gurbetim, Hangimiz yanmadık ki? başlıklı şiirlerle devam ediliyor kitap içindeki sayfalar. Sayfa 64’deki “İçimdeki gurbetin” serbest tarzda yazılmış, kaleme alınmış. İlk bölümü bu şiirin:
-Sensizliğin adını koyamadım bir türlü,
Hasretimsin, özlemimsin,
İçimdeki gurbetimsin, nerdesin?
Hikmet Saadet Çakıcı:1967 yılında Kayseri’de doğdu. Aslen Hacılar ilçesinden olan Çakıcı, özel bir şirkette çalışıyor ve şiirsiz bir hayatı hiçbir zaman düşünmüyor.
İNSAN SEVGİSİ (Zeki Çelik)
-Rabbimin lütfu boşa gitmiyor,
Meleklerin bile artar ilgisi..
Fikirler yetersiz akıl bitmiyor,
Çok şeyden üstündür, insan sevgisi.
*
-Günah da, sevap da geçiyor,
Kendisine döner, varsa saygısı.
Zekiler duacı kimi içiyor,
Çok şeyden üstündür, insan sevgisi.
***
İstanbul ve Mersin’den birer dergi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergiler,gazeteler,bültenler. Getirdikleriyle biliniyor,aranılıyor ve takdir görüyor. Bugün gündemimde iki dergi var,İstanbul’dan Yesevi,Mersin’den Maki. Buyrun sayfalarında birlikte gezelim:
YESEVİ DERGİSİ
İstanbul’da Yesevi Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından 17 yıldır aylık yayınlanıyor. Nisan 2010 ayına ait 196 ncı sayısı masamda bu derginin. 34 sayfalık Yesevi sayfalarına dönmeden önce kimliğinden söz edelim:
Sahibi ve yazı işleri müdürü:Erdoğan Aslıyüce. Yayın danışmanları,sanat danışmanı, halkla ilişkiler müdürü, Hukuk danışmanları var derginin. İçindekiler sayfasına bakıyoruz:
-Karadenizin en eski sakinleri(Erdoğan Aslıyüce)
-Arslan Baba(İsmetullah Yesevi)
-Tanrı bir,Kitap bir,Peygamber bir, neden mezhepler çok?(A.Vehbi Erer),
-Cemre Nedir?(Bülent Erdem)..
Sonra, Yusuf Gedikli, Ahmet Özdemir,Erol Ülgen,Şükrü Karaca,Hanifi Çakır,Ali Osman Özcan,Ramazan Özey,Nazan Sezgin,Hayati Bice imzalı yazılar. Yesevi dergisinin yazışma adresi:P.K. 30 Beyazıt-İstanbul.
MAKİ DERGİSİ
Kısa adı MEŞYAD olan,Mersin Şairler ve Yazarlar Derneğinin yayın organı bir dergi. 74 ncü sayısı masamda Maki’nin. MEŞYAD’ın yeni yönetim kurulu:Abidin Güneyli(Başkan),Atifet Gezek(II. Başkan),Günay Özdemir(Sayman),Zehra Üçgül(Sekreter),Mustafa Doğan(üye) şeklinde sıralanıyor.. Görev bölümü böyle yapılmış. Kutluyor,başarılar diliyorum efendim.
30 sayfalık Maki sayfalarında, araştırma-inceleme, deneme,öykü ve ağırlıklı olarak da şiirlerin yer aldığı görülüyor. Sayfa düzenlenmesi profesyonelce yapılmakta. Maki dergisinde her sayı,kapakta bir veya iki şairin(kapak konusu oldukları)görülüyor. Mart 2010 ayına ait 74 ncü sayıdaki kapakta,Niyazi Demir ve Meryem Özdemir’in fotoğraf ve birer şiiri yer almış. Niyazi Demir’den bir dörtlük:
-Neden yükseklerden uçarsın dostum?/İnsan olmak ayrı,insanlık ayrı/Fakir diye benden kaçarsın dostum/İnsan olmak ayrı,insanlık ayrı.
SÖYLEYEMEDİM (Meryem Özdemir)
-Günler geçer,cemalini özlerim,
Dosta çoktur söylenecek sözlerim,
Birazını yüreğimde gizlerim,
Üzülüp, hepsini söyleyemedim..
***
Mehmet Kıyat’tan: Dünden kalan
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Merkezi Ankara’da bulunan “Doku Sanat Galerileri” (kuruluşu)aracılığıyla bana ulaşan Mehmet Kıyat’ın “Dünden Kalan”isimli,adlı şiir kitabı var masamda. Mutluson yayınları arasında günyüzü görmüş.
96 sayfalık şiir kitabının ilk mısraları, Yanlış anılarda ve Taşralı, adlarıyla karşımıza çıkıyorlar,çıkarılıyorlar. Bu mısralar:
-Kaçırılmış umutlarda bekleyerek,
Yanlış anılarda tükenme güzelim..
**
-Taşralı bir vurdumduymazlıkla,
Gerçeğine gerçek katamadı kimse.
Mehmet Kıyat ismi ve imzasını yıllar öncesinden hatırladığımı, tanıdığımı kaydetmeliyim. O, sanat ve edebiyat dünyamızda,özellikle şiir dünyamızda önemli mesafelerin sahibi olarak bilinmekte ve alkışlanmaktadır. Kutluyor, sevgi ve saygıylarımı sunuyorum efendim.
Mehmet Kıyat, şiirde düzgün yolların yolcusudur. Dili arı, anlaşılır, anlatımı zenginlik ve tutarlılık içindedir. Vermek istediği mesajlarda, dolambaçlı yollardan geçmez. Açık,net ve özlü bir anlatımı vardır.
Sayfalara serpiştirilen uzun soluklu şiirleriyle, yılların gerilerinden seslenebilen bir ozan,bir usta olarak attığı her imzanın güçlülüğünü gösterir bize Mehmet Kıyat.
Sayfa 40’daki “Yürekle akmak” adlı, başlıklı şiirinin girişinden alıntı yaparak devam edelim. Buyrun:
-Çok ucuza elden çıkardığın günleri,
Kan ter içinde,şimdi ara da bulasın,
Eli kulağında bir sese çalışarak,
Tüm gedikleri kapatma savaşında,
Yozlaşmalar,bozuk yoldaşlık tutkuları,
Karanıkta göz kırpan bir vurdumduymazlıkla,
Kıvrılıp yatmadan yaban döşeklerde,
Zincirsiz kendinle koşmalısın gülüm.
Mehmet Kıyat’la ilgili çok değerli isim ve imzalarımızın görüşleri var kitabın arka sayfasında. Bunlardan biri:
-Mehmet Kıyat, pürüzsüz, sağlam bir deyiş ustalığı, simgelerinin zenginliğiyle dikkati çeken bir şair (Necati Cumalı).
***
Nail Başel’den anılar ve olgular
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kayseri merkezinde aylık yayınlanan, Erciyes, fikir ve sanat dergisi paketleri içinde bana gelen kitaplardan birinin adı: Anılar ve olgular. Şiir kitabı. Şairi: Nail Başel.
Laçin yayınları arasında günyüzü görmüş 126 sayfalık bir kitap efendim. Önsözü Nail Başel imzasının taşıyıcısı. Buranın bir yerinde; “Şiir söz sanatıdır. Sözcükler, anlam verecek şekilde dizilir, bir konu, bir olgu anlatılmak istenir. Bu anlatış, yazı veya söz ile olur”deniliyor.
İlk şiirin adı: O yerde. 1972 yılında Zonguldak-Kozlu’da yazılmış, ilk bölümü şöyle bu şiirin:
-Bir yer vardı hayalimde küçük,
Dimağımı az tırmalardı,
Düşüncelerimi yormazdı,
Açık,saçık dökük.
Hece vezni veya serbest türlerdeki anlatımlarla,şiirlerle şekillenen “Anılar ve olgular” adlı şiir kitabı içinde yer alanlar, konu zenginliğini beraberinde getiriyor. Nail Başel, anlatımda, konu seçiminde zorluk çekmemiş. Anlaşılır ve kalıcılığının geleceğe bırakılan şiirlerinde, farklı mesajların verilişinde başarılı olmuş. Tebriklerimizi sunuyoruz efendim. 90. Ve 91 nci sayfalarda yer alan “İçimde” adlı, başlıklı şiirden:
-Bitti şarkılarım,söndü hep ışıklarım,
Kalmadı gönlümde ümitli bir teselli,
Beni divane etti kalbimdeki aşklarım,
Bir şeyler eksiliyor benden biliyorum besbelli.
Nail Başel: 1942 yılında Gemerek,Karagöl’de doğdu. Erzurum, Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünden mezun oldu. Değişik ortaokul ve liselerde Türkçe eğitimi ve öğretimi için görevlendirildi.
BURDUR’UN GÜZEL İNSANLARI (Zafer Azaklı)
Burdur bizim, Burdur’a biz bakacağız,
Burdur’da biz, bizler yaşayacağız,
Burdur’un sancağını, sizlerle taşıyacağız,
Merhaba Burdur, Merhaba Burdur’un güzen insanları.
***
Mahmud Yasin Küçükoğlu’ndan:
İmbikten süzdüklerim
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Siz hiç son yıllarda elle yazılmış kitap gördünüz mü? Ben fazla gördüğümü söyleyemiyorum. M. Yasin Küçükoğlu, 98 sayfalık “İmbikten süzdüklerim”adlı kitabını el yazmalı olarak yayınlamış. Çok güzel bir görüntü çıkmış ortaya. Tebriklerimi sunuyorum efendim.
-“İmansız ebediyyen öksüz ve köksüzdür” sözü ilk sayfalardan birinde yer alıyor.
Merkezi Pursaklar (Ankara) da bulunan Yakınçağ Yayınevi, yayınları arasında günyüzü gören kitabın “güzel söz” başlığı altında verilenlerden bazı alıntılar yaparak devam edelim:
Güzel söz; ağrı kesicidir. Güzel göz pansuman tesiri yapar, acıyı azaltır, yarayı sağaltır. Güzel söz, sempatiktir. Güzel söz, yâdı bildik yapar.
Dünyada en tatlı şeyin “şefkat”olduğunu öğreniyoruz kitabın sayfalarından. Arkasından, bir özlü sözler bütünü olarak sayfalarıyla karşımıza çıkan, M.Yasin Küçükoğlu’nun İmbikten Süzdüklerim, adlı kitabının sayfalarına dönüyor, bazı söz, cümle alıntılarıyla devam ediyoruz efendim:
-Bir insanın kalitesi, konuştuklarından bellidir,
-Değirmen öğütecek nesne bulamazsa, kendini öğütür,
-Kendini değiştir, dünya değişir,
-Hikmetleri ezber okumak, hikmetleri yaşamak demek değildir,
-Sevdiği için sevilir/Mutlu olanlar mutlu ederler,
-Sıkıştırılmış maddeler gibi, sıkıştırılmış zamanlar da vardır,
-Hastalık olmasa, bekârlık iyidir,
-Karanlık kafalardan, aydınlık fikirler çıkmaz,
97 ve 101 sayfalar dahil, bu sayfalar arasındakiler, dizgiyle sayfalara aktarılmış. Bu sayfadakilerin başlıkları: Güzel söz (Taha Tahsin), Cemil-i mutlak, İdeal ve idealist...
Mahmud Yasin Küçükoğlu: Şiirleri değişik dergi ve gazetelerde yayınlandı. Zaman gazetesinin İmbik sütununda fikir yazıları okurlarıyla buluştu, buluşturuldu. Bazı şiirleri ezgi, TSM, THM formlarında besteledi. Radyolarda şiir sohbetleri yapan Mahmud Yasin Küçükoğlu, aslen Şanlıurfalı olup, 4 ncü kitabını yayınladı.
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Belediyelerimiz var, hizmetleriyle biliniyor, takdir görüyor. Belediyelerimiz var, başkanları ve çalışanları aracılığıyla sadece politika yapıyorlar, hizmet üretmiyorlar.
Güneyin kültür merkezi Fethiye’den gelen, Belediye hizmetleri, her gün artış gösterirken, hemşerilerince alkışlanıp, takdir görürken, çevreye ve ülkemize örnek teşkil edecek kocaman bir görüntü ortaya çıkarıyor.
Fethiye kültürünün lokomotifleri; Ünal Şöhret Dirlik, Recai Şahin, Cahit Yargıcı, Birdal Can Tüfekçi, S.Dilek Dinçer gibi isimlerle sıralanıyor, devam edip gidiyor. Bu alandaki kültürel çalışmaların destekçisi, Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı gönüllerde taht kuran bir isim ve imza olarak biliniyor ve alkışlanmaya devam ediyor.
Fethiye Belediyesi’nin yayın organı 84 sayfalık “Belediyemiz” Dergisi, zengin bir içerik ve pırıl pırıl bir baskıyla yayınlanmaya devam ederken, getirdikleri belediyenin reklâmı, belediye hizmetlerinin reklamı şeklinde değil, hizmetlerin kamuoyuna duyurulması biçiminde karşımıza çıkıyor. Bu noktada, gerçekçiliğin kendisiyle karşılaşılıp seviniliyor, takdir ve alkışlarımızı alıyor Fethiye Belediyesi.
Fethiye “Belediyemiz” Dergisinin belediye adına sahibi: Behçet Saatcı, Genel Yayın Yönetmeni: Mehmet Divarcı. Daha pek çok isim var derginin yayımında katkısı bulunan. Dergi içinde yer alanlardan bazı başlıklar:
-Yüzümüzü denize dönüyoruz/Yanlış hesap Danıştay’dan döndü/Zihinsel engellilere dernek binası/Trafikte ilke,kazasız ilçe!,
-Türk dünyası Fethiye’de toplandı/FBKM sınırlarını genişletiyor/Gönül engel tanımaz/İkinci el pazarı... Sayfa 63’deki, ”Kriz ortamında Azerbaycan gezisi” başlığı altında verilenlerden bazı cümleler nakledelim:
-Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün deyimi ile,”Onların sevinci bizim sevincimiz, onların üzüntüsü bizim üzüntümüzdür”, yine onların ilk Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in ifadesiyle’de, ”Bir millet iki devlet”, yine Halk Cephesi Hareketi liderinin de; ”Bir milletin iki devlet olduğu nerde görülmüştür. Bu iki devlet tek devlete dönüşmelidir” ifadelerini hatırlatan Başkan Saatcı, halklar arasında hiçbir sorun olmadığının altını çizdi.
İLESAM VE AKÇAĞ YAYINEVİ’NDEN;
ROMAN- HİKAYE VE ŞİİR YARIŞMASI
Kısa Adı İLESAM olan, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği ile Merkezi Ankara’da bulunan Akçağ Yayınevi, Türk Edebiyatına yeni eserler ve isimler kazandırmak, Türk Edebiyatına ve Türk Kültürüne hizmet etmek amacıyla; roman- hikâye ve şiir yarışması düzenledi.
Bilgi için; Tel: 0.312.419 49 38-417 52 65 Faks: 0312 419 49 39
WEB: www.ilesam.org.tr
***
Mehmet Güven’den: Biz neden üşüdük Çetin?
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İzmir’den seslenen şairlerimizden biri, Mehmet Güven. Yeni bir kitabıyla bize ulaştı. Kitabın adı: Biz neden üşüdük Çetin?.104 sayfalık şiir kitabı. Kitap yiğit köylüm adlı, başlıklı şiirle başlıyor. Arkasından ”Güneş bizi güldürmedi” başlıklı şiir geliyor. Bu şiirinden:
-Sümbül açmaz, yaz olduk biz,
Ağustosta, güz olduk biz,
Tadım tadım, tuz oluk biz,
Güneş bizi, güldürmedi.
Mehmet Güven’in şiirleri, kısa, orta uzunlukta ve uzun soluklu olarak karşımıza çıkıyor. Sistem, sevgi, mutluluk, kızgınlık, kırgınlık duyguları bir arada işleniyor, sayfalara aktarılıyor Mehmet Güven’in kitaplarında. Sayfa 64’deki “Ben sana geliyorum” da, sevgi var, beklenti var, arzu var. Bir dörtlüğü bu şiirin:
-Kalbimin Erciyes’i, çınarımın gölgesi,
İçerime hapsettim, güneşten kopan sesi,
Ateşte barut olsa, gül koklatan nefesi,
Nidalı dillerimde, ben sana geliyorum.
Ben seni bende düşledim, diyerek sevgi yolunda yürümeye devam ederken, yarınlarının ıslanmakta oluşundan hüzün duyar, üzüntü hisseder Mehmet Güven. Sayfa 82’deki “Nazlıcan” adlı, başlıklı şiirin bir dörtlüğünde şöyle seslenir:
Saçlarında salkım salkım yaprağa,
Çığ dizilmiş çözemedim Nazlıcan.
Ak topukta çiğnediğin toprağa,
Cemre düşmüş, sezemedim, Nazlıcan…
Mehmet Güven:1953 yılında Nevşehir’in Kozaklı ilçesinin Aylı köyünde doğdu. Şiirleri değişik gazete ve dergilerde yayınlanmaya devam eden Mehmet Güven’in pek çok ödülü bulunuyor.
NUSRET(Nusret Turan)
-Yalın şiirle, sözün söylerdi,
Şiir dünyasında gönül eylerdi,
Dostları şiiri seven beylerdi,
Gönül ırmağında bir saldır Nusret.
*
İçi dışı birdi, söylerdi sözü,
Vefasız dostlardan silmişti özü,
Dünyanın malına dikmedi gözü,
Damlalar içinde, bir göldür Nusret.
***
Emine Genç’in: Hasat Mevsimi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Zaman içinde ortaya çıkan gerçekler. Bu gerçeklerin içindeki, şair veya şaire isimleri, şiirleri, yayınlanmış kitaplarının genel görüntüsü. İçeriklerinde yeralanlar.
Emine Genç Çelebi, Niğde - Koyunlu’dan sesleniyor. İstanbul’dan da geliyor sesi.
Hasat mevsimi adlı,128 sayfalık şiir kitabı bana geleli epey oldu. Sayfalarındaki gezinti fırsatını yenilerde bulabildim.
Ankara’da Gündüz Kitapevi Yayınları arasında günyüzü gören “Hasat Mevsimi”nin önsözü Ali Gündüz’e ait. Sonra “Hasadını biçen olur”adlı şiir başlıyor. Bu şiir aynı zamanda arka kapakta da yer alıyor. Bu şiirin ilk dörtlüğü:
-Misafir meleklerim hep gece gelir,
On ikiden sonra bin bir hece gelir,
Bana gelen bir kelime, pek yüce gelir,
İnen her bir melek armağanlı nice gelir.
Sonraki sayfalardaki şiirlere bakıyoruz, güllerden söz edilerek devam ediliyor. Anadolu’ya sığmadığını söylüyor şairemiz... Sağ kulağının selamat oluşundaki rahatlamaları dile getiriyor. “Doğru olmak” gerektiği noktasının etrafında dönüp duruyor, burada mola veriyor. “Doğru ol” adlı, başlıklı şiirin son dörtlüğü şöyle efendim:
-Kim görmüş ki, doğarken ileri geriyi,
Sultan diye göstermişler, cini periyi,
Boşa taşıyan var, başındaki sarığı,
Doğru ol!Ayağına indirirler doruğu..
Muhteşem yapılar içinde, ayrılığın adı konur Emine Genç Çelebi duyguları içinde. Yaşadığı kent “Koyunlu”ya karşı duyguları bir başka zenginlik ve tutarlılık içindedir. “Ey koyunlu; Ben sana/bakmaya doyamadım/Durgun akan çayına/Bir çare bulamadım”diye söze başlar samimi, geleceğe yönelik.
Yaşlılara hürmeti vardır, gurbete gitse de içi rahattır Emine hanımın.
Köyündeki büyüklerden başlayarak, bazı isimlere hitaben, ithaf olarak yazdıkları içten ve dost canlılığın belirtileridir.
Sayfa 110’daki “İrşat eyle beni” başlıklı şiirin ilk dörtlüğünde şöyle seslenmektedir Emine Genç Çelebi:
Haccı ekber eyle beni,
Merhametle kolla beni,
Geylani’ye yoldaş edip,
Cennetine yolla beni..
Burada Emine Genç Çelebi duyguları, mısraları arasındaki gezintimizi noktalayalım,bir başka şairimizden bir dörtlük örneği verelim:
ARTVİN’DİR (Nizamettin Usta)
Nizamettin Usta, İnfaz Koruma Baş Memuru. Serhad Artvin gazetesinin sayılarından birinde 7 dörtlükten meydana gelen “Artvin” isimli, adlı bir şiiri yayınlandı. Bu şiirin bir dörtlüğü:
-Yeşile süslüdür bütün her yanı,
Çalışkandır herkes sever halkını,
7 Mart bayramı kurtuluş günü,
Benim memleketim Yeşil Artvindir.
***
Hikmet Saadet Çakıcı’dan: Ay soyundu geceye
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şiir kitaplarının sayısındaki artışla ilgili bilgi sahibi olmak mümkün değil. Kayseri ilimiz, bir “kültür merkezi”özelliği taşıyor. Yayınlanan şiir kitapları ve dergilerin genel görünümü gurur verici, sevindirici.
Erciyes Dergisi paketi içinde bana gelen şiir kitaplarından biri, Hikmet Saadet Çakıcı imzalı “Ay Soyundu Geceye” adının taşıyıcısı.112 sayfalık şiir kitabı, Kayseri’de Laçin Yayınları arasında günyüzü görmüş. H. Saadet Çakıcı imzalı bir önsöz. Avcı adlı, başlıklı şiirle söze başlanıyor. Zaman içinde zaman adlı, başlıklı şiirle devam ediliyor.
Hecevezniyle kaleme alınan, sayfalara aktarılan şiirlerin konu çeşitliliği var. Sayfa 14’de başlayan “Kayboluyor özümüz” adlı, başlıklı şiirin bir dörtlüğü :
-Aşk ile sevgiyi pazara döktük,
Tezgâh kırıntıdan açılmaz oldu.
Ne oldu bizlere sökülmez köktük;
Kız ile gelinler, seçilmez oldu.
Ölüm feryadı, Son buse, Hacılar, Sen benimle düş bile göremezsin, İçimdeki gurbetim, Hangimiz yanmadık ki? başlıklı şiirlerle devam ediliyor kitap içindeki sayfalar. Sayfa 64’deki “İçimdeki gurbetin” serbest tarzda yazılmış, kaleme alınmış. İlk bölümü bu şiirin:
-Sensizliğin adını koyamadım bir türlü,
Hasretimsin, özlemimsin,
İçimdeki gurbetimsin, nerdesin?
Hikmet Saadet Çakıcı:1967 yılında Kayseri’de doğdu. Aslen Hacılar ilçesinden olan Çakıcı, özel bir şirkette çalışıyor ve şiirsiz bir hayatı hiçbir zaman düşünmüyor.
İNSAN SEVGİSİ (Zeki Çelik)
-Rabbimin lütfu boşa gitmiyor,
Meleklerin bile artar ilgisi..
Fikirler yetersiz akıl bitmiyor,
Çok şeyden üstündür, insan sevgisi.
*
-Günah da, sevap da geçiyor,
Kendisine döner, varsa saygısı.
Zekiler duacı kimi içiyor,
Çok şeyden üstündür, insan sevgisi.
***
İstanbul ve Mersin’den birer dergi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dergiler,gazeteler,bültenler. Getirdikleriyle biliniyor,aranılıyor ve takdir görüyor. Bugün gündemimde iki dergi var,İstanbul’dan Yesevi,Mersin’den Maki. Buyrun sayfalarında birlikte gezelim:
YESEVİ DERGİSİ
İstanbul’da Yesevi Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından 17 yıldır aylık yayınlanıyor. Nisan 2010 ayına ait 196 ncı sayısı masamda bu derginin. 34 sayfalık Yesevi sayfalarına dönmeden önce kimliğinden söz edelim:
Sahibi ve yazı işleri müdürü:Erdoğan Aslıyüce. Yayın danışmanları,sanat danışmanı, halkla ilişkiler müdürü, Hukuk danışmanları var derginin. İçindekiler sayfasına bakıyoruz:
-Karadenizin en eski sakinleri(Erdoğan Aslıyüce)
-Arslan Baba(İsmetullah Yesevi)
-Tanrı bir,Kitap bir,Peygamber bir, neden mezhepler çok?(A.Vehbi Erer),
-Cemre Nedir?(Bülent Erdem)..
Sonra, Yusuf Gedikli, Ahmet Özdemir,Erol Ülgen,Şükrü Karaca,Hanifi Çakır,Ali Osman Özcan,Ramazan Özey,Nazan Sezgin,Hayati Bice imzalı yazılar. Yesevi dergisinin yazışma adresi:P.K. 30 Beyazıt-İstanbul.
MAKİ DERGİSİ
Kısa adı MEŞYAD olan,Mersin Şairler ve Yazarlar Derneğinin yayın organı bir dergi. 74 ncü sayısı masamda Maki’nin. MEŞYAD’ın yeni yönetim kurulu:Abidin Güneyli(Başkan),Atifet Gezek(II. Başkan),Günay Özdemir(Sayman),Zehra Üçgül(Sekreter),Mustafa Doğan(üye) şeklinde sıralanıyor.. Görev bölümü böyle yapılmış. Kutluyor,başarılar diliyorum efendim.
30 sayfalık Maki sayfalarında, araştırma-inceleme, deneme,öykü ve ağırlıklı olarak da şiirlerin yer aldığı görülüyor. Sayfa düzenlenmesi profesyonelce yapılmakta. Maki dergisinde her sayı,kapakta bir veya iki şairin(kapak konusu oldukları)görülüyor. Mart 2010 ayına ait 74 ncü sayıdaki kapakta,Niyazi Demir ve Meryem Özdemir’in fotoğraf ve birer şiiri yer almış. Niyazi Demir’den bir dörtlük:
-Neden yükseklerden uçarsın dostum?/İnsan olmak ayrı,insanlık ayrı/Fakir diye benden kaçarsın dostum/İnsan olmak ayrı,insanlık ayrı.
SÖYLEYEMEDİM (Meryem Özdemir)
-Günler geçer,cemalini özlerim,
Dosta çoktur söylenecek sözlerim,
Birazını yüreğimde gizlerim,
Üzülüp, hepsini söyleyemedim..
***
Mehmet Kıyat’tan: Dünden kalan
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Merkezi Ankara’da bulunan “Doku Sanat Galerileri” (kuruluşu)aracılığıyla bana ulaşan Mehmet Kıyat’ın “Dünden Kalan”isimli,adlı şiir kitabı var masamda. Mutluson yayınları arasında günyüzü görmüş.
96 sayfalık şiir kitabının ilk mısraları, Yanlış anılarda ve Taşralı, adlarıyla karşımıza çıkıyorlar,çıkarılıyorlar. Bu mısralar:
-Kaçırılmış umutlarda bekleyerek,
Yanlış anılarda tükenme güzelim..
**
-Taşralı bir vurdumduymazlıkla,
Gerçeğine gerçek katamadı kimse.
Mehmet Kıyat ismi ve imzasını yıllar öncesinden hatırladığımı, tanıdığımı kaydetmeliyim. O, sanat ve edebiyat dünyamızda,özellikle şiir dünyamızda önemli mesafelerin sahibi olarak bilinmekte ve alkışlanmaktadır. Kutluyor, sevgi ve saygıylarımı sunuyorum efendim.
Mehmet Kıyat, şiirde düzgün yolların yolcusudur. Dili arı, anlaşılır, anlatımı zenginlik ve tutarlılık içindedir. Vermek istediği mesajlarda, dolambaçlı yollardan geçmez. Açık,net ve özlü bir anlatımı vardır.
Sayfalara serpiştirilen uzun soluklu şiirleriyle, yılların gerilerinden seslenebilen bir ozan,bir usta olarak attığı her imzanın güçlülüğünü gösterir bize Mehmet Kıyat.
Sayfa 40’daki “Yürekle akmak” adlı, başlıklı şiirinin girişinden alıntı yaparak devam edelim. Buyrun:
-Çok ucuza elden çıkardığın günleri,
Kan ter içinde,şimdi ara da bulasın,
Eli kulağında bir sese çalışarak,
Tüm gedikleri kapatma savaşında,
Yozlaşmalar,bozuk yoldaşlık tutkuları,
Karanıkta göz kırpan bir vurdumduymazlıkla,
Kıvrılıp yatmadan yaban döşeklerde,
Zincirsiz kendinle koşmalısın gülüm.
Mehmet Kıyat’la ilgili çok değerli isim ve imzalarımızın görüşleri var kitabın arka sayfasında. Bunlardan biri:
-Mehmet Kıyat, pürüzsüz, sağlam bir deyiş ustalığı, simgelerinin zenginliğiyle dikkati çeken bir şair (Necati Cumalı).
***
Nail Başel’den anılar ve olgular
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kayseri merkezinde aylık yayınlanan, Erciyes, fikir ve sanat dergisi paketleri içinde bana gelen kitaplardan birinin adı: Anılar ve olgular. Şiir kitabı. Şairi: Nail Başel.
Laçin yayınları arasında günyüzü görmüş 126 sayfalık bir kitap efendim. Önsözü Nail Başel imzasının taşıyıcısı. Buranın bir yerinde; “Şiir söz sanatıdır. Sözcükler, anlam verecek şekilde dizilir, bir konu, bir olgu anlatılmak istenir. Bu anlatış, yazı veya söz ile olur”deniliyor.
İlk şiirin adı: O yerde. 1972 yılında Zonguldak-Kozlu’da yazılmış, ilk bölümü şöyle bu şiirin:
-Bir yer vardı hayalimde küçük,
Dimağımı az tırmalardı,
Düşüncelerimi yormazdı,
Açık,saçık dökük.
Hece vezni veya serbest türlerdeki anlatımlarla,şiirlerle şekillenen “Anılar ve olgular” adlı şiir kitabı içinde yer alanlar, konu zenginliğini beraberinde getiriyor. Nail Başel, anlatımda, konu seçiminde zorluk çekmemiş. Anlaşılır ve kalıcılığının geleceğe bırakılan şiirlerinde, farklı mesajların verilişinde başarılı olmuş. Tebriklerimizi sunuyoruz efendim. 90. Ve 91 nci sayfalarda yer alan “İçimde” adlı, başlıklı şiirden:
-Bitti şarkılarım,söndü hep ışıklarım,
Kalmadı gönlümde ümitli bir teselli,
Beni divane etti kalbimdeki aşklarım,
Bir şeyler eksiliyor benden biliyorum besbelli.
Nail Başel: 1942 yılında Gemerek,Karagöl’de doğdu. Erzurum, Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünden mezun oldu. Değişik ortaokul ve liselerde Türkçe eğitimi ve öğretimi için görevlendirildi.
BURDUR’UN GÜZEL İNSANLARI (Zafer Azaklı)
Burdur bizim, Burdur’a biz bakacağız,
Burdur’da biz, bizler yaşayacağız,
Burdur’un sancağını, sizlerle taşıyacağız,
Merhaba Burdur, Merhaba Burdur’un güzen insanları.
***
Mahmud Yasin Küçükoğlu’ndan:
İmbikten süzdüklerim
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Siz hiç son yıllarda elle yazılmış kitap gördünüz mü? Ben fazla gördüğümü söyleyemiyorum. M. Yasin Küçükoğlu, 98 sayfalık “İmbikten süzdüklerim”adlı kitabını el yazmalı olarak yayınlamış. Çok güzel bir görüntü çıkmış ortaya. Tebriklerimi sunuyorum efendim.
-“İmansız ebediyyen öksüz ve köksüzdür” sözü ilk sayfalardan birinde yer alıyor.
Merkezi Pursaklar (Ankara) da bulunan Yakınçağ Yayınevi, yayınları arasında günyüzü gören kitabın “güzel söz” başlığı altında verilenlerden bazı alıntılar yaparak devam edelim:
Güzel söz; ağrı kesicidir. Güzel göz pansuman tesiri yapar, acıyı azaltır, yarayı sağaltır. Güzel söz, sempatiktir. Güzel söz, yâdı bildik yapar.
Dünyada en tatlı şeyin “şefkat”olduğunu öğreniyoruz kitabın sayfalarından. Arkasından, bir özlü sözler bütünü olarak sayfalarıyla karşımıza çıkan, M.Yasin Küçükoğlu’nun İmbikten Süzdüklerim, adlı kitabının sayfalarına dönüyor, bazı söz, cümle alıntılarıyla devam ediyoruz efendim:
-Bir insanın kalitesi, konuştuklarından bellidir,
-Değirmen öğütecek nesne bulamazsa, kendini öğütür,
-Kendini değiştir, dünya değişir,
-Hikmetleri ezber okumak, hikmetleri yaşamak demek değildir,
-Sevdiği için sevilir/Mutlu olanlar mutlu ederler,
-Sıkıştırılmış maddeler gibi, sıkıştırılmış zamanlar da vardır,
-Hastalık olmasa, bekârlık iyidir,
-Karanlık kafalardan, aydınlık fikirler çıkmaz,
97 ve 101 sayfalar dahil, bu sayfalar arasındakiler, dizgiyle sayfalara aktarılmış. Bu sayfadakilerin başlıkları: Güzel söz (Taha Tahsin), Cemil-i mutlak, İdeal ve idealist...
Mahmud Yasin Küçükoğlu: Şiirleri değişik dergi ve gazetelerde yayınlandı. Zaman gazetesinin İmbik sütununda fikir yazıları okurlarıyla buluştu, buluşturuldu. Bazı şiirleri ezgi, TSM, THM formlarında besteledi. Radyolarda şiir sohbetleri yapan Mahmud Yasin Küçükoğlu, aslen Şanlıurfalı olup, 4 ncü kitabını yayınladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder