8 Nisan 2014 Salı

KONUK YAZAR: MELÂHAT ECEVİT

Örnek insan, Budur sevdalısı
Prof. Dr. İsa Kayacan
                                                           Melahat ECEVİT
            İsa Kayacan denilince, yeri doldurulamayacak duayen gelir aklımıza. Yarınlar için çaba harcayan, mücadele veren yapısıyla sevilen, sayılan bir şahsiyettir.
            Aynı  zamanda dostlarıyla fikirlerini paylaşmasını bilen, gönüller rehberidir. Yayınlanan yazılarının çoğunda Burdur’a olan sevdası anlatılmaktadır. Türkiye’nin bütün gazetelerinde yer alan eserlerinin Anadolu Basınında ayrı bir yeri vardır.
            İsa Kayacan, dünden bugüne, bugünden yarına örnek gösterilecek yegane insanlardan biridir. Vicdan mahkemesinde kendisini muhakeme eden, faziletli kişiliğiyle sorumluluk sahibidir.
            İnsanları, olumsuz ve yıkıcı tenkit etmeyen yapıcı bir insandır. Köyünü,şehrini,vatanını bir yuva bilen prensip sahibidir. İnsanları ayırmadan seven, fikir ve düşüncelerine saygılı bir gönül eridir İsa Kayacan.

            İSA AĞABEYİME
            Arif olan kişisin,
            İçindedir zarafetin,
            Sayılan, sevilen,
            Can içinde cansın sen,
            İnsan olmanın sırrına eren,
            Ağabeyimsin sen.

            Kendinle barışıksın,
            Ben değil, biz demeye alışıksın,
            Önce düşünür, sonra inanırsın,
            Hayata bakışta farklısın,
            Bir lokma ekmeği bölüşen,
            Ağabeyimsin sen.
            Not: İsa Kayacan’a yazılan 291.şiir, Isparta-Mart 2014.

            BURDUR SEVDALISI 
         İSA KAYACAN HOCAMA
            Gide gele hasret ektim yollara,
            Gözüm hep arkada kaldı demiştin.
            Özlem çektim beni seven kollara,
            Ankara’yı mesken tuttum demiştin.

            Uzaktan uzağa gönül pareme,
            Selam ettim, eşe-dosta yarene,
            Olur ya, elime bir gül verene,
            Burdurlu sevdiğim sandım demiştin.
     
            Az mı çektim gurbet elin elinden,
            Hiç kimse anlamaz oldu dilimden,
            Yanıp savrulurken hasret külünden,
            Ciğerlerim köz köz oldu demiştin.
  
            Baharın kokusu sarmadan beni,
            Çıkmaz sokaklarda ayak sesimi,
            Adımlarken aldım dar nefesimi,
            Bir günde ağarttım saçım demiştin.
     
            Burdur derim, başka demem üstüne,
            Dikkuyruklar konmuş gölün üstüne,
            Kuş olur uçarım yuvam üstüne,
            Aklımı Burdur’a taktım demiştin.
            Not: İsa Kayacan’a yazılan 292.şiir,Isparta-Mart 2014.

 Güçlü kalem, kültür elçisi İsa Kayacan
                                                           Melahat ECEVİT
            Burdur ilimizin Tefenni ilçesine bağlı Ece Köyü çocuklarından biri olan İsa Kayacan, edebiyatın değişik dallarında farklı eserler yayınlamıştır. Kamu kuruluşlarında,basından sorumlu görevlerde bulunarak,11 ayrı Bakanın Basın Danışmanı olarak görev yapmıştır.Çalışkan ve başarılı oluşuyla,’Bakanlıklar arası en alışkan ve başarılı Basın Danışmanı’ seçilmiştir.
            Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bulunan Üniversitelerce iki ayrı Fahri Doktora,bir Fahri  Profesörlük unvanı verilin İsa Kayacan’ın adı,Burdur’da bir caddeye,Tefenni ve Ece köyünde birer sokağa verilmiştir.
            Gece-gündüz demeden kaleminin gücüyle Ankara ve Anadolu gazetelerinde, yayın çalışmalarını sürdürmektedir.Doğum yeri Ece köyünde 8 bin civarında kitap ve dergiyle “Prof.Dr.İsa Kayacan Kütüphanesi”nin kuruluş ve açılışını gerçekleştirmiştir.Burdur’un kültür elçisi olan,basın ve kültür dünyasında sevilen,değerli bir şahsiyet olan İsa Kayacan’ın,sağlık içinde çalışmalarının sürmesini ve  başarılarının devamını diliyorum.

            BEN BİLİRİM İSA ABİM
            Elveda demeden çekip gidene,
            Nasıl aşık olduğunu,
            Aşka körkütük aşık edene,
            Nasıl yandığını,
            Ben bilirim abim,ben bilirim.

            Gece karanlığında dökülen yaşları,
            Gülmeyen yüzünde çatılan kaşları,
            Bağrına bastığın kara taşları,
            Ben bilirim abim,ben bilirim.

            Alışamadın onun yok oluşunu,
            Uzaklara bakıp gözün dalışını,
            O’nu her anışında,
            Put gibi kalışını,
            Ben bilirim abim,ben bilirim.

            Şimdi pencereyi örten perdelerini,
            Dertlerine sırdaş olup gizlediklerini,
            Yeri geldi seni çok dinlediklerini,
            Yeri geldi ‘yeter artık’dediklerini,
            Ben bilirim abim,ben bilirim.

            O’nunla tatmıştın,aşkı-sevdayı,
            Kendi yaptı,kendi bozdu arayı,
            İlk sıradaydı amma,
            O seçti son sırayı,
            Ben bilirim abim,ben bilirim.

            Çok çekti sendeki yürek,
            Kara sevdaydı sendeki dert,
            Üzdün kendini  hep severek,
            Ne hale geldiğini,
            Ben bilirim abim,ben bilirim.
            Not: İsa Kayacan’a yazılan 293.şiir. Isparta-02 Nisan 2014.

Hiç yorum yok: