22 Şubat 2012 Çarşamba

KONUK YAZAR: İsmail YAĞCI

 Türk’ün Sesi, Kardelenimiz
Prof. Dr. İsa Kayacan’a sahip çıkalım
İsmail YAĞCI
            Değerli okurlarım: Elinizde bulunan Gündem Gazetesinde son zamanlarda yazılarını gördüğümüz veya okuduğumuz bir büyük üstadı, memleketimizin onuru, gururu Prof. Dr. İsa Kayacan’ı dilim döndüğünce size tanıtmaya çalışacağım.
 KİMDİR BU İSA KAYACAN?:
 Hasan Hüseyin ve Güldali’nin çocukları olarak, 20 Eylül 1943 tarihinde Burdur'un Tefenni İlçesi'ne bağlı Ece Köyü'nde doğdu. İlk şiiri Nisan 1956’da, ilk yazısı 24 Ocak 1961’ de yayınlandı. Edebiyatın değişik dallarında 129 ayrı kitap yayınladı. 42 binin üzerinde makalesi, 3560 ayrı gazete ve dergide yer aldı. Değişik kamu kuruluşlarında basından sorumlu görevler yaptı. 11 ayrı Bakanın “Basın Danışmanı” olarak çalıştı. “Bakanlıklar arası en çalışkan ve başarılı Basın Danışmanı” seçildi. “Basında 25 yılın şeref ödülü” başta olmak üzere, onlarca ödülle 227 plâket aldı.
Defalarca yılın yazarı, yılı edebiyatçısı, yılın şairi ve yılın editörü seçildi. Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de bulunan Üniversitelerce iki ayrı “Fahri Doktora”, bir “Fahri Profesörlük” payesi alan ve “Guinness Rekorlar Kitabı” na girme çalışmalarını sürdüren Kayacan’ın; Burdur merkez ve Tefenni ilçesinde Belediye Meclislerinin kararlarıyla adı birer Cadde ve Sokağa verildi. 2006 yılında Ankara ve Burdur’da “Türk Kültür ve Basın-Yayınına 50. Hizmet Yılı” kutlanan İsa Kayacan, Anadolu’da yayınlanan yüzlerce gazetenin “yazar kadrosunda” yer almaktadır.
            İsa Kayacan her ne kadar doğum yeri Tefenni Ece Köyü olarak kayıtlara geçmişse de, O bir Gölhisarlı, Yusufçalı, Konyalı, Edirneli, Erzurumlu, Bakûlüdür.
Kısaca Türkün sesidir, soluğudur. Anadolu kültürünün misyoneridir.
Bilgi birikimini hiçbir çıkar gözetmeden paylaşan bilgindir.
            Şöyle bir çevremize bakalım. Devletin milletin parasıyla okullarda okumuş eğitim almış kişiler görürüz. Bunlar ya emekli olmuş, emeklilik maaşı alarak suya sabuna dokunmadan kahve köşelerinde oyun oynayarak zaman öldürerek toplumsal bir fayda sağlamadan kafasındaki fazla bilgi(!) birikimini, paylaşmadan uzak; çalışanları, üretenleri eleştiren; öz eleştiri yapamayan, konuştuğu zaman mangalda kül bırakmayanları, ya da birilerinin paçasına yapışarak bir şeyler kazanmak isteyen yalakaları veya kendini tabiat üstü varlık gibi gören, insanları küçümseyen psikolojik sorunları olan kişileri görürüz. İşte bu açıdan da bakınca; inşallah, İsa Kayacan gibi, birikimlerini mezarda değil burada vatandaşlarla paylaşırlar.
            Bir yurttaş olarak değerlerimizi sahip çıkmak insanlık görevidir.Anadolu’nun kuş uçmaz kervan geçmez bir köşesinde toprak kokulu kerpiçten bir evden çıkmış, dişiyle, tırnağıyla, alın teriyle çalışmış ve bu çalışmalarıyla başarılara imza atmış ve ödüllendirilmiş,  araştırmacı, şair, yazar, gazeteci  Prof. Dr. İsa Kayacan’a sahip çıkalım.. (Gölhisar Gündem Gazetesi, Burdur, 20 Şubat 2012)

Hiç yorum yok: