MAKÜ’DEN: "Asım’ın Sesi"
Prof. Dr. İsa KAYACAN

Yenilerde
bir bülten, dergi geldi MAKÜ’den. “İstiklalden İstikbale Asım’ın Sesi” adıyla,
pırıl pırıl baskısı ve zengin içeriğiyle ciddi bir yayın, bülten, dergi
özelliği taşıyor. Hele, Burdur çıkışlı olunca, mutluluğumu artırdı her Burdur
sesi, Burdurlu sesi gibi.
104
büyük sayfayla yazı ve haberleriyle “işte dergicilik” dediğimiz Asım’ın Sesi, devletimizin
kurucusu yüce Atatürk’ün bir fotografı ve; “Dünyada her şey için medeniyet
için, başarı için en gerçek yol gösterici, ilimdir, fendir” cümlesiyle başlayan
uzunca bir görüşle söze başlanmış.
Mehmet
Akif Ersoy’un bir fotoğrafı ve şiirlerinden aşağıdaki dörtlükle devam edilmiş:
Alınız ilmini Garb’ın, alınız
san’atını,
Veriniz hem de mesainize son
süratini.
Çünkü kabil değil artık yaşamak
bunlarsız;
Çünkü milliyeti yok san’atın,
ilmin; yalnız.
Rektör,
Prof. Dr. Mustafa Saatcı’nın bir sunuşu, takdimi var “Korkma” başlığıyla. Bir
yerinde; “Genç Üniversitemiz bir ilke daha imza atamanın haklı gururunu
bültenimizin ilk sayısı ile yaşıyor. Üniversitemiz açmış olduğu ve eğitim
verdiği her biriminde iddialıdır ve bu iddiası her geçen gün artarak devam
edecektir. ‘Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi yaparsa iyisini yapar’ sözü bizim
sloganımız olacak ve bu doğrultudaki çalışmalarımız hız kesmeden devam
edecektir” denilişi, dikkat çekiyordu. Gerçekten, MAKÜ bizim için, Burdurlular
için bir gurur tablosudur. Kurulmadan önceki heyecan ve gayretlerimizi
hatırlıyor, bugünlerdeki sevinç, mutluluk ve gururla birleştiriyoruz.
Asım’ın
Sesi’nin ilk sayısı masamda. Sahibi: Prof.Dr. Mustafa Saatcı. Sorumlu Yazı
İşleri Müdürü: Doç.Dr. Zafer Gölen, Yayın Koordinasyonu: Burcu Doğan, yedi isim
ve imzadan oluşan yayın kurulu var. Diğer alanlarda görev yapan isimlerin
varlığında da sözedelim. Bülten içinde, dergi içinde imzaları bulunanlardan
sözedelim bir sıralama ile:
Doç.Dr.
Zafer Gölen, Yrd. Doç. Dr. Nihat Karaer, Şevkiye Kazan Nas, Yrd. Doç.Dr.Kadir
Şeker, Yrd. Doç.Dr.Hatice Ekinci, Yrd. Doç.Dr.Hüseyin Metin, vd. Bu arada,
dergi içindeki Üniversite çıkışlı haberler geniş olarak karşımıza çıkıyor. Bir
anlamda, habercilikle de Üniversite bünyesindeki olup-bitenler gözler önüne
serilmiş oluyor.
Böyle
bir bültenin, derginin yayınlanmaya başlaması, MAKÜ açısından önem ve anlam
taşımaktadır. Bu sevinç ve mutluluğumu burada belirtmek, kaydetmek istiyorum.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Değişimi başlatanların ilk işi, alışkanlıkları ortaya
çıkarmaktır; onları değiştirmeye çalışmak değil. (Gary Hamel)
2. Bütün
devletler hazımsızlıktan ölür. (Napoleon)
3. Bugünün
işinin dünün metodları ile yapabileceğine inanmıyorum. (Nelson
Jackson)
4. Bir iş
açmak çok kolaydır; zor olansa onu açık tutmaktır. (Çin atasözü)
5.
Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle
yapılacak saldırı, hiç saldırmamaktan daha kötüdür. (Atatürk)
***
Gülpınar
Dergisinde Edebi portreler
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Araştırma,
inceleme.. Sonunda değerlendirme olarak ortaya konulanların zorluğunu kabul
edenlerdenim.
Dr.
Salih Okumuş, Sabit Bayram imzalı “Gülpınar Dergisinde Edebi Portreler” adlı
araştırma 192 sayfayla Ordu’da Serüven Kitap yayınları arasında Günyüzü görmüş.
Güzide
Gülpınar ve Bilal Taranoğlu çiftinin evlatları gibi büyütüp, aylık
yayınlanışıyla 349. sayısına ulaşan, kültür, sanat ve edebiyat dergisi
‘Gülpınar’ın başlangıç yıllarından kapanış yıllarına kadar sayfalarında imzası
bulunan kalem sahibi olarak söylemek isterim ki: Güzide Taranoğlu, kızlık
soyadı olan ‘Gülpınar’ı bir dergi adıyla Mayıs 1976’da yayınlamaya başlar.
Burada, Güzide hanımın yanında, dimdik duran, dağ gibi görüntüsüyle destek olan
rahmetli eşi Dr. Bilal Taranoğlu’nun varlığı Gülpınar’ın doğuşunu, yaşayışını
sağlamıştır.
Sabit
Bayram, Güzide Taranoğlu, Gülpınar Dergisi’yle ilgili araştırmalarını
sürdürürken Ankara’daki araştırmalarında yardımcı olma gayretim olmuştu.
Elimizdeki, masamızdaki ‘Gülpınar Dergisinde Edebi Portreler’ adlı kitabın
önsözünde, Gülpınar dergisiyle ilgili bazı bilgiler veriliyor. Bir yerinde:
-‘Çalışmamızda,
derginin 1976-2005 (1-39) sayılarını esas aldık. Bazı bölümlerde özellikle
konuşa açıklık getirmek için başka kaynaklara başvuru gereğini duyduk. Derginin
muhtelif sayılarındaki bazı edebi şahsiyet incelemelerine yüzeysel ve kitap
tanıtımı şeklinde olmaları nedeniyle yer vermedik’ deniliyor.
Gülpınar
Dergisinin 348 sayısında 1848 farklı yazar ve şairin olduğu ifade ediliyor.
Derginin edebi muhitinde dikkati çeken en önemli ismin, derginin kurucusu
Güzide Taranoğlu olduğunun altı çiziliyor.
Ayrıca,
Enver Tuncalp Rüştü Burlu, H. Fethi Gözler, Burhan Sadık Yalçın, Ahmet
Ayberkin, Abdülkadir Güler, Abdullah Satoğlu, İbrahim Agâh Çubukçu, İsa
Kayacan, Mualla Anıl, Hüsnü Yurdusev, Yılmaz Aybar ve Muhsin Durucan’ın dergiye
en çok yazı kazandıranlar oldukları vurgulanıyor.
Yedi
bölümde incelenen, sayfalara aktarılan Gülpınar Dergisi incelemelerinde; Klasik
edebiyata mensup şairler, Halk Edebiyatına mensup şairler, Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e yeniliğin temsilcileri, dış Türkler ve yabancılar, Bilim
insanları, müzisyenler ve ressamlar, başlıkları altındaki görüşlerle çok önemli
ve kalıcılığı yüksek görüşler ortaya konulmuş. Sonuç bölümü ve kaynakça
başlıkları altında da detaylı bilgi ve bilgiler sergilenmiş.
Sonuç
başlığı altında verilenlerden bazı görüşler: Gülpınar, ilk sayısından son
sayısına kadar Milli edebiyat anlayışından ayrılmaz. Milli kültür ve şuurun
savunuculuğunu yapar. Gündemi belirlemek, büyük etkiler uyandırmak gibi
iddiaları bulunmayan Gülpınar, daima sessiz ve derinden giderek, bilhassa
gençlere bir okul olur, denilişi doğru bir tespittir.
Sayfalarda,
bölümlerde, yazıları incelenenlerin, kısa cümlelerle ve dipnot olarak verilişi
bilimsel bir çalışmanın ortaya konuluşunu göstermektedir. Gülpınar Dergisi ve
Güzide Taranoğlu için önemli, anlamlı ve kalıcı bir çalışmayı
gerçekleştirdikleri için Dr. Salih Okumuş ve Sabit Bayram adlı
araştırmacılığımızı kutluyor, tebriklerimi sunuyorum. Araştırmanın, 13, 14, 15,
16, 20, 21, 61, 93, 104, 105, 108, 119, 123, 126, 130, 182, 183. sayfalarıyla,
kaynakça bölümünde İsa Kayacan yayınlarından söz edildiği için, mutluluk
duyduğumu belirtiyor teşekkürlerimi sunuyorum.
***
Hacıbektaş
Veli Kültür Derneğinden
üç kitap
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Merkezi
Hacıbektaş/Nevşehir’de bulunan Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği yayınları
arasında Günyüzü görmüş üç ayrı kitap var masamda. Bu kitaplar, değerli dostum
Hayrettin İvgin tarafından bana ulaştırıldı. Kitaplar sırasıyla:
1.ULUSLARARASI
HACIBEKTAŞ AŞURE GÜNÜ
Kitap,
Merkezi Ankara’da bulunan Kültür Ajans’da hazırlanmış 128 sayfalık kitabın
sunuşu, Hacıbektaş Veli Kültür Derneği 2. Başkanı Mustafa Özcivan’a ait.
Buranın bir yerinde, “Aşure hep birleştirici olmuştur. Aşure hep paylaşmanın
simgesi olmuştur. Anadolu Aleviliğinin olmazsa olmaz ritüellerinden en
önemlisidir aşure; Muharremin 10. günü başlayan Hz.Hüseyin’in şahadeti anısına
tutulan matem orucunun bitiminde yapılan ve dualanarak dağıtılan bir anma
çorbasıdır, anma tatlısıdır” deniliyor.
Önsöz
Prof. Dr. Hayrettin İvgir’e ait. İvgin hoca, “Bu kitap; özellikle Aşure
konusunda gerçekleştirilen panelin konuşmalarını içermektedir” diyor. Panele
konuşmacı olarak; Hasan Klavuz, Doç.Dr. Nezaket Hüseynova, Doç.Dr. Robert
Langer, Cavit Mürtezaoğlu, Necati Şahin, Ekber Goşalı Yolcuyev, Piri Ere, Hıdır
Temel, Doç.Dr. Rıza Yıldırım, Fevzi Ekrem Terzioğlu, Prof. Dr. Hayrettin İvgin,
Abdülali Mücazi, Şemsettin Küzeci.
2. ULUŞLARARASI HALK
OZANLARI HACIBEKTAŞ BULUŞMASI
Hacıbektaş
Veli Kültür Derneği yayınlarının 6. olarak 208 sayfayla yayınlanmış. Önsöz,
Hacıbektaş Veli Kültür Derneği Başkanı Nafiz Ünlüyurt’a ait. Önsözün girişinde,
“Büyük ozan Mahsuni anısına düzenlenen etkinlikle başlatılan fuluslararası Halk
Ozanları Hacıbektaş Buluşması, bu yıl da Aşık Daimi anısına düzenlenen anlamlı
bir etkinlikle yürüyüşünü sürdürdü” deniliyor.
Şiir
yarışması ve sonuçlarından sözediliyor. Birinci İsmail Nar, İkinci Feyzullah
Seçkin, Üçüncü Selami Yağar. Ayrıca mansiyon alanlar da var. Bir de panel
gerçekleştirilmiş. Kemal Bülbül’ün sunuculuğunda değişik kişilerin konuşmaları
ve panelist olarak ortaya koydukları görüşler var kitap içerisinde.
UĞUR MUMCU’YA SAYGI VE FAİLİ MEÇHULLER
Hacıbektaş
Veli Kültür Derneği yayınlarının 4 ncüsü olarak kitaplaştırılmış. 96 sayfayla
şekillendirilen kitap, Uğur Mumcu’ya saygı ve faili meçhiller adıyla
gerçekleştirilen panelin sözleriyle geniş bir fotoğrafı olarak görülüyor.
İlk
sayfalarda, Ali Kaim, Fikri Sağlar, Prof.Dr.Hayrettin İvgin imzalarıyla ortaya
konulan görüşlerle başlıyor. Panelin sunucusu
Ali Kaim. Konuşmacılar var değişik isim ve imzalardan meydana gelen.
Kitabın arka sayfalarında da fotoğraflar var yine panelle ilgili.
Kitabın
arka sayfasında, Uğur Mumcu’nun ünlü sözü, hatırlatması yeralıyor. Bu söz: Bir
kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur.(U. Mumcu)
***
Samsunlu
Aşık Kemali Bülbül’de,
dünyasını değiştirdi
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Vefatla
aramızdan ayrılanların ardından yazmak, görüşlerimi ortaya koymak beni hep
üzmüştür, tarifi mümkün olmayan duygulara kapılmışımdır, karmaşık düşünceler
beni sımsıkı sararken, nefes alamaz hale gelmişimdir.
Ankara’daki
uzun süren yıllarında, hep birlikte olduğumuz, bugün yetişmiş torun sahibi
olmuş çocuklarının minik yaşlarından itibaren Samsunlu Aşık Kemali Bülbül
dostluğunu yaşamaya başlamış birisi olarak, Kemali Bülbül isminin, imzasının
yanında ayrı bir yeri ve önemi olduğunu hep yaşayageldim.
Ankara’daki
yıllarını tamamlayıp, doğum yeri Samsun’a döndüğü günden itibaren de, hemen
her hafta, hatta haftada birkaç kez
telefonla görüştüğümüzü, genellikle benim özel hayıtmda değişiklik olup
olmadığını sıklıklı sorduğunu, “Kabahat sende, sen tembel davranıyorsun” diye
yorum ve sitemde bulunduğunu hatırladıkça, onun dostluğunun ne kadar önemli ve
candan olduğnu görmenin sevinç ve üzüntüsüyle yaşadığımı belirtmek istiyorum.
Şimdi, rahmetli Samsunlu Aşık Kemali Bülbül’ün biyografisine bakalım:
SAMSUNLU AŞIK KEMALİ BÜLBÜL
Samsunlu
Aşık Kemali Bülbül’ün asıl adı Kemal Bülbül’ür. Annesinin adı Zekiye, Babasının
adı ise Recep’tir. 10 Mart 1928 tarihinde Samsun’un Kavak ilçesi Kozansıkı
köyünde dünyaya geldi. 1939 yılında babasını, 1943 depreminde de birçok
yakınını kaybetti. İlkokuldan sonra okuma imkanı bulamadı. Depremin köydeki
hayatı alt-üst etmesinden sonra Samsun merkeze geldi.
Burada
Cavit Coşkun dere’nin yayınladığı “Ali Baba” Gazetesinde muhabirliğe başladı.
1946 yılında ilk şiir kitapçığı “Kırık Sesleri” yayınladı. Aynı yıl İstanbul’a
giden Kemal Bülbül’ün basın-yayın dünyasıyla ilişkisi artarak devam etti.
Burada “Türk Çocuklarına Ahlaki Öğütler-1949) ve “Güzel İstanbul’dan
İlhamlar-1950” yayımladı. 1950 yılında “Kore Destanları” adlı kitabını
yayımladı. Ocak 1951’de “Torun” adlı iki sayı yanlayabildiği mizahi gazetyei
çıkardı. 1951 başlarında Samsun’a geri döndü ve 11 Şubat 1952 tarihinde Hanife
hanımla evlendi.
Samsun’da
yayınlanan “Büyük Cihat” adlı gazetenin sorumlu müdürlüğünü üstlenen, şiir ve
yazılarını yayınlamaya başlayan, 1952 yılında Yazı İşleri Müdürlüğünü
üstlendiği “Vicdan Sesi” Gazetesinin yayımını başlatan Kemal Bülbül, bazı
yazılarından dolayı mahkemelerde yargılandı.
1961
yılı başlarında Ankara’ya gelen, bazı gazetelrde çalışan, Kemali Bülbül 1970
yılında Tarım Kredi Kooperatiflerinde çalışmaya başladı. 1972 yılında Emlak
Bürosu açtı. 1974 yılında, Halk Ozanlarını Tanıtma ve Eserlerini Yaşatma
Derneğinin Kurucuları arasında yeralan Kemali Bülbül, 1975 yılında siyasetle
ilgilenmeye başlayarak, Milliyetçi Hareket Partisinin 2. Başkanı, 1974 yılında
da MHP’nin Kavak Belediye Başkan adayı oldu.
Ankara
Büyükşehir Belediyesi’nde işçi olarak beş yıl çalışan 1993 yılında SSK’dan
emekli olduktan sonra tekrar Samsun’a dönen Kemali Bülbül, Türk Kooperatifçilik
Kurumu Folklor Araştırmaları Kurumu v e Türkiye İlam ve Edebiyat Eseri
Sahipleri Meslek Birliği başta olmak üzere onlarca kuruluşun üyeleri ve
yöneticileri arasında yer alan Kemali Bülbül 14 ayrı kitap yayınladı. Hayatı,
sanatı ve şiirlerinin yer aldığı 418 sayfalık Dr. Şahin Köktürk’ün araştırıp
yayınladığı “Samsunlu Aşık Kemali Bülbül” adlı kitap da, Kemali Bülbül geniş
olarak ve bilimsel açıdan geniş olarak anlatıldı.
Samsunlu
Aşık Kemali Bülbül, 23 Eylül 2012 tarihinde sabaha karşı Samsun’da vefat etti.
Aynı gün 23.09.2012) Samsunda Büyük Camide öğle namazının ardından kılınan
cenaze namazından sonra Kıran Köyü mezarlığında toprağa verildi.
***
Murat
Duman’dan “Nerdesin?”
Prof. Dr. İsa KAYACAN
04
Eylül 2012 tarihinde ameliyat olmam nedeniyle, duygularını mısralara döken
şair, araştırmacı Murat Duman’ın “Atatürk Araştırma Hastanesinde ağır bir
ameliyat geçiren saygı değer edebiyatımızın unutulmaz ustası, gazeteci, şair,
yazar ve daha önemlisi edebiyat aşığı mükemmel insan, aşağıda yazdığım şiirin
her kelimesini fazlasıyla hak eden Prof. Dr. İsa Kayacan hocama sonsuz
saygılarımı sunarken sağlıklı olarak aramızdaki o güzel köşesinde okurlarına
kavuşmasını yüce Allahtan niyaz ediyorum (Murat Duman, Ankara 06.09.2012) notu
ve duyguları için teşekkür ediyorum, “Neredesin?” başlıklı şiirini aşağıya
alıyorum efendim:
NEREDESİN?
Prof. Dr. İsa Kayacan hocama
ithaftır
Şu rüzgarlı sokağın rüzgarı
esmez oldu,
Gözlerim seni arıyor hocam şemdi
nerdesin..?
Sohbetler dil vermiyor hasretin
kalbe doldu,
Yüzlerim seni arıyor hocam şimdi
nerdesin..?
Hastaneye sermişsin yaraların
derinde,
Sevenlerin hüzünlü gamlanır
kederinde,
Okurların köşende seni bekler
seferinde,
Sözlerim seni arıyor hocam şimdi
nerdesin..?
Kimlere teslim ettin, sevgi dolu
köşeni,
Sakın asla kaybetme ilim sunan
neşeni,
Bizlerden uzak kalsın yanlış
yolda koşanı,
Hazlarım seni arıyor hocam şimdi
nerdesin..?
Yanından ayrılmadı iki yavrun
Filiz Gül,
Babalar sevilmez mi onların
değirin bil,
Gündüz gece başında perişan hem
de sefil,
Hazlarım seni arıyor hocam şimdi
nerdesin..?
Sapa sağlam ayakta ömür sür kana
kana,
Allah’ım şifa versin sen
lazımsın cihana,
Bu dünya çok fanidir yazalım
haktan yana,
Gizlerim seni arıyor hocam şimdi
nerdesin..?
Dumanoğlu hüzünde haktan sağlık
diliyor,
Yine sohbet edeceğiz inan kalbim
biliyor,
Ahdi vefa bilmeyen sahte dostlar
gülüyor,
Nazlarım seni arıyor hocam şimdi
nerdesin..?
*
Not: İsa Kayacan’a yazılan 281. şiir
**
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Dünyada ümit bir direktir. (Fuzuli)
2. Her istediğini elde edememek,
mutluluğun ayrılmaz bir parçasıdır. (B. Russel)
3. İnsan uçurumun kenarına varmadan
kanatlanmaz. (Kazancakis)
4. Her ferdi, hatta her topluluğu,
hoşlandığı yem ile avlarlar. (H. Rahmi Gürpınar)
***
Orhan Şaik
Gökyay 2012 Ödülü
Osman Baş’a verildi
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Ödüllerin
yerli yerince verilmesi halinde, anlamı oluyor, ses getiren bir değerlendirme
olarak görülüyor.
02
Aralık 1994 tarihinde vefatla aramızdan ayrılan edebiyatımızın ünlü şair ve
yazarlarından, Devlet Sanatçısı Orhan Şaik Gökyay’ın aziz anısını yaşatmak
için, 2001 yılında eşi Ferhunde Gökyay ve öğrencisi Kudret Ünal tarafından
ihdas edilen “Orhan Şaik Gökyay Şiir Ödülü” 2012 yılındaki başarılı yayın
çalışmaları nedeniyle, Yeni Türk Şiiri Şairi eğitimci, yazar Osman Baş’a
verildi. Bu kararın isabetli bir değerlendirme olduğunu buradan hemen kaydedip,
Osman Baş kardeşimizi kutlayalım.
Prof. Dr.
İsmail Parlatır’ın başkanlığında, Prof. Dr. Naciye Yıldız, Nail Tan, Hayrettin
İvgin ve Kudret Ünal’dan oluşan seçici kurulun, ödül için başvuran 22 şiir
kitabı üzerinde yaptıkları değerlendirme sonunda, 2012 yılında Akçağ yayınları arasında Günyüzü gören “Har-ı
Bülbül” adlı şiir kitabı dolayısıyla ödülün şair Osman Baş’a verilmesi
kararlaştırılıyor.
Orhan
Şaik Gökyay 2012 Şiir Ödülü, geçtiğimiz günlerde, Gazi Üniversitesi Konferans
salonunda düzenlenen törenle Osman Baş’a verildi. Osman Baş kimdir, kısaca bir
göz atalım:
1959
yılında Tokat’ta doğdu. Liseyi Pamukpınar Öğretmen Lisesinde, Eğitim
Enstitüsünü Sivas’da bitirdi. Hakkari Yüksekove Yatılı İlköğretim Bölge Okulu,
Erbaa Endikpınar köyü Karayaka kasabasında öğretmen ve yönetici olarak görev
yaptıktan sonra, 1994 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Birimleri Fakültesi
Eğitim Yönetimi Teftişi Planlaması ve Ekonomisi Bölümünden mezun oldu. Tokat
Milli Eğitim Müdürlüğünde İlköğretim Müfettişi olarak görev yaparken, 15 Temmuz
2002 tarihinde Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı Bakü
TİKA program Koordinatörü olarak gönderildi. 14 Mart 2003 tarihine kadar
Bakü’de başarılı hizmetler verdi. Azerbaycan’daki görevi sırasında fahri doktor
unvanı alan Osman Baş, halen Ankara Milli Eğitim Müdürlüğünde, İl Eğitim
Denetmeni olarak görevini sürdürüyor.
Karabağ’da
Şuşa şehrinin hemen yakınında, Çıdır Ovası’nda, Har-ı Bülbül isimli bir çiçek
yetişiyor. Osman Baş’ın şiir kitabının adı bu çiçekten gelmektedir. Çıdır
ovasında Har-ı Bülbül şimdi Ermenilerin işgali altındadır.
***
Aydın’dan ‘Şafak’ Gazetesi
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Gazetelerimizle ilgili seri
yayınımızı sürdürürken bugün gündemimizde olan gazete, Aydın ilimiz merkezinde
yayınlanan ‘Şafak’ Gazetesi:
Şafak
Gazetesinin 1001 ve 1006 ncı sayıları masamda. 12 normal sayfayla Günyüzü
gören, okurlarıyla buluşan Şafak Gazetesinin sayfalarına dönmeden önce,
kimliğine şöyle bir bakalım:
İmtiyaz
sahibi: Yalçın Yıldırım, Sorumlu yazı işleri müdürü: Muhammet Ali Rıza Öziş,
Tlf: 0542 537 66 70
Şafak
Gazetesinde yerel, bölgesel haberler ağırlıklı olarak karşımıza çıkıyor. Yalçın
Yıldırı, Ganimet Yıldırım, İsa Kayacan, Nevzat Laleli, Nurullah Aydın, Mustafa
Nevruz Sınacı, Erhan Tığlı, imzalı makaleler dikkat çekiyor.
Önce
şafak Gazetesinde yerel, haber.erden bazı başlıklar aktararak devam edelim
istiyorum efendim:
- Nazilli Birlik’te neler oluyor?/ Wıkı skandal/Vekilleri
geren tartışma/En hayırlı hizmet,
- Kuşadasında göz kamaştıran düğün/1500 öğrenciye eğitim
yardımı/NATO’dan ABD gezisi,
- Üç açılış birden/İMO’dan seminer/Zam protestosu/Terör
lanetlendi/Demirdöküm’de değişim rüzgarı Nezille’de esti,
- Otel plajları halka açılacak/’Sabuncu Mehmet’vefat
etti. Çine Mehmet Tuncer’i uğurladı,
- Çin’de yol eylemi/İtfaiye haftası kutlandı/Koruma
amaçlı imar planı, Anıtlar Bölge kurulunda onaylandı, sorun çözüldü.
- Bir tarih yok oluyor/Kuşadasında 2. marka
otel/Altınkaya ailesinin mutlu günü/Türk-Yunan ticaret işbirliği,
- Aydın ürünleri tanıtıldı/Az konuşur çok iş
yapar/Araziler hacizli ve ipotekli.vd.
Sıra makale yazarlarından birer ikişer cümle almaya geldi.
1- Nazilli Belediyespor 3. ligde şampiyon olarak 2.lige
yükseldi. Belediye Başkanı Haluk Alcık’ın bu başarıda büyük payı var. Öncelikle
kutluyorum (Yalçın Yıldırım)
2-Yazmak kolay mı, zor mu bilmem ama tehlikeli iştir.
Çünkü her yazdığınızla birilerini kızdırabilirsiniz (Ganimet Yıldırım)
3- Yıllardır gözlediğim bir gerçek Dursun Erkılıç’la
ilgili. O, pek çok haberin içine, şiirsel anlatımlar da yerleştirir( İsa
Kayacan)
4- Son zamanlarda ülkemizde ve dünyada acayip (bilinmeyen)
şeyler olmaktadır (Nevzat Laleli)
5- Kurucu unsurun 1923’lerde dünyaya verdiği: ‘Yurtta
sulh, cihanda sulh’ mesajı, esas itibariyle ‘Hızır ol cenge her daim, ister
isen âlemde sulh-ü salâh’ anlamında (Mustafa Nevruz Sınacı)
***
Kürtlerin
(Kürt Türklerinin) Sosyo-politiği
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Tamer
Abuşoğlu, Gaziantep ilimiz merkezinden sesleniyor. Yayınladığı kitaplarıyla
dikkat çeken bir isim ve imza. Önce bize ulaşan şiir kitaplarının sayfaları
arasındaki gezintilerimiz sonucu gördük ki, Tamer Abuşoğlu güçlü bir şair,
güçlü öe kalıcı eserlerin altına imza atan bir kalem sahibi.
Son
yayınladığı ve bize gönderdiği kitabının tam adı: Büyük Oğuz çadırının
gölgesindeki Kürtlerin (Kürt Türklerinin) Sosyo-Politiği.
112
sayfalık kitap, merkezi Ankara’da bulunan Yıldız Yayıncılık kitapları arasında
Günyüzü görmüş.
Elimizdeki
kitap, Tamer Abuşoğlu’nun 15. kitabı olarak karşımıza çıkıyor. Abuşoğlu’nun iki
sayfalık bir önsözü var 5 ve 6. sayfalarda yeralan. Buranın bir yerinde: “İki
kutuplu dünya düzeneğinin gerekleriyle Soğuk savaş yıllarına ait koşulların
yerini alan Batı Bloğu’nun hegemonyacı anlayışını birbirine çırptığınızda elde
edeceğiniz elektrik günümüz koşullarını izah etmeye yetecektir” deniyor.
Kitabın
adı olan cümlenin altında, 7. sayfanın üst kısmındaki başlangıç cümleleri:
CIA’nın Ortadoğu Masasına bağlı uzmanlar tarafından kurgulanmış düzmece bir
tarih ve laboratuar ortamında üretilmiş yeni ve sun’i milletler”..
Kitabın
içindekiler bölümüne baktığımızda, gördüğümüz bazı başlıkların sıralanışını
şöyle görmekteyiz:
Kürtlerin
Türklüğü/Zazaların Türklüğü/Kürt dilinin Türkçeye yakınlığı ve kök
birliği/Kürtler ve Türkler, Hutular ve Tutsiler/Kürtleri özgürleştiren Kemalist
devrimlerdir/Bölücü Kürtçülüğün Emperyalizmle ittifakı,
Kürtlerin
milli kahramanı Mustafa Kemal’dir/Abdullah Öcalan’ın Şeyh Sait
itirafı/Türklerin ikinci milletleşme serüvenine PKK’nın sağladığı katkı,
Kürk-Ermeni
ve Haçlı ittifakı/Toprak reformuna duyulan ihtiyaç/Ermenilerin Türkiye’yi
kündeye getirme çabaları/Sovyet tarihçi Zavriyev’in tespitleri/İsyanların ana
karakteristiği, işbirlikçi genetik yatkınlık,
Sovyetlerin
öngörüsü/Gürcü komünistlerin karşı devrimci Kürt isyanlarına cevabı vd.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1.
Öğüt, insanın cevabını bildiği ama unutmak istediği soruyu sormasıdır. (Erica
Jong)
2.
Öylesine ciddiye alacaksın ki
yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. (Nazım Hikmet)
3.
Evren atomlardan değil hikayelerden
meydana gelmiştir. (Muriel Rukeyser)
4.
Bir babanın çocuklarına
verebileceği en büyük hediye annelerini sevmektir. (Anonim)
**
Aydın Efesi
Dergisi
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Dergilerin
sayfalarındaki gezintimi sürdürüyorum. Bir anlatım, yayın serisi içinde ele
aldığım dergilerden biri, bugün gündemimde olanı, Aydın ilimiz merkezinde iki
ayda bir yayınlanan, kültür, sanat, edebiyat dergisi: ‘Aydın Efesi’ adlı olanı
efendim.
Aydın
Efesi Dergisinin 9 ncu sayısı masamda. Kimliğine bakıyorum: Sahibi ve Genel
Yayın Yönetmeni: Şükrü Öksüz, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Güner Dokuyucu, Genel
Koordinatör: Ali Haydar Öztürk, Sayman: Savaş Sarıkaya, Basın ve Halkla
İlişkiler Müdürü: Mehmet Orhan, Reklam Müdürü: Özlem Algün Akdağ. Yedi kişilik
bir yayın kurulu var. Şimdi elimde, masamda bulunan Aydın Efesi Dergisi
sayısında imzaları bulunanlardan bazı isim ve imza sıralayalım herhangi bir
ayırım yapmadan:
Şükrü
Öksüz, İsa Kayacan, Hayrettin İvgin, Tülay Sarayköylü, Nurdane Uzun,Yücel İpek,
M. Kemal Yılmaz, Muammer Akman, Erhan Tığlı, Erkan Acar, Yılmaz Gül, Mustafa
Berçin, Osman Karaarslan, Durak Turan Düz, Engin Çır, Mehmet Işılak vd.
Şükrü
Öksüz ‘Bizden size’ başlığıyla genel bir değerlendirme yapıyor, geride kalan
günlerle ilgili etkinliklerden, sanat ve edebiyat olaylarından örnekler vererek
bir yerinde: “Dergimiz profesyonel ve amatör bütün yazar ve çizerleri
sayfalarına davet etmektedir. Kar amacıyla çıkarılmadığı için telif hakkı talep
etmeyen kültür, sanat ve edebiyatla uğraşan akademisyenlerin ve tüm araştırmacı
yazarlarımızın eserlerini bekliyoruz” diyor.
Güner
Dokuyucu her sayısındaki yazısında ayrı ayrı konular üzerinde duruyor, elimdeki
dergi sayısındaki yazısında, “Dr.Hidayet Sayın’ın üçüncü deneme kitabı
yayınlandı” haberinden sözediyordu.
Derginin
5.sayfasında yeralan, Söke’den Tülay Sarayköylü’nün üç dörtlükten meydana gelen
‘Tutku’ adlı, başlıklı şiirinden:
İlmek ilmek örmüş kader ağını,
İnce ince işlemiş seni gönül
bendime,
Senin gibi titrer gönül bacası,
Bir papatya falı tuttum kendime.
Bitmeyen emelim oldun bu yolda,
Alevlendin küllerinden doğdun
sonunda,
Bütün gücüm ile tutundum sana,
Al beni, muhabbetle sar kollarında.
Aydın Efesi Dergisi her
sayısında, daha gelişmiş olarak karşımıza çıkıyor. Tebriklerimi sunuyorum.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası
özgürlüktür. (Mustafa Kemal Atatürk)
2. Aritmetik, ayakkabılarını çıkarmadan yirmiye kadar sayabilmektir. (Mickey
Mouse)
3. Sevgililerin
birbirinden bıkmamalarının sebebi, hep kendilerinden söz etmeleridir. (La
Rochefoucauld)
4. Kaç
yaşında olduğunu bilmeseydin, kaç yaşında olurdun? (Satchel Paige)
**
‘Bolu
Gündem’ ve ‘Kerkük’ün Sesi’ Gazeteleri
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Gazetelerin
sayfalarındaki gezintimi sürdürüyorum. Bugün iki gazete var masamda. Bu
gazeteler sırasıyla:
BOLU GÜNDEM GAZETESİ
10
sayfayla günlük yayınlanıyor 8725. sayısı masamda Bolu Gündem gazetesinin.
Sahibi M.Süha Alparslan, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ayşegül Topçu.
Aykut
Karagüzel, Mustafa Namdar, Aydın Hitit imzalı makaleler dikkat çekiyor. Şimdi
Bolu Gündem’in masamda bulunan sayısından bazı haber başlıkları aktaralım:
-Su
kesintileri Bolu halkına zulüm/Elektrik direğine çarpan karı koca ağır
yaralandı/Bolu’da 6 yılda 755 kişi evlenmekten vazgeçti/Çimento yüklü tır
devrildi: 1 yaralı/Yola savrulan 6 koyun kayboldu/Gölcük tabiat parkı
incelendi/Kaplıcalarda bakım ve onarım çalışmaları başladı vd.
Makale
yazarlarından birer ikişer cümle nakledelim şimdi:
1- Ben bu şehirde yaşamaya başladığım günden beri her
maçta bu cümleyi duyarım: Boş yere hayal kurma kardeşim (Aykut Karaüzel)
2- İster bilek, ister fiziki güç, ister bilgi, ister
ekonomik güç. Kim ne derse desin bunlar geri kalmış toplumlarda birey üzerinde
kurulacak baskıda yardımcı faktörlerdir (Mustafa Namdar)
3- II.etap çalışmaları başladı. Karaçayırdaydık, Ali
dışında tam kadro. Fazla sıkmadan ortaya tempoda bir çalışma (Aydın Hitit)
KERKÜK’ÜN SESİ GAZETESİ
Bartın’da
8 sayfayla aylık yayınlanıyor. Masamda 35 ve 36. sayıları bulunan “Kerkük’ün
Sesi”Gazetesi, Kerkük sevdasıyla dolu bir anlayışla yayınlanıyor. Sahibi:
Güngör Yavuzaslan, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Göngör Yavuzaslan. Yönetim
Merkezi: Kırtepe Mhl. Lütfiye Mhl. No:15 Bartın.
Kerkük’ün
Sesi Gazetesinin elimizde, masamızda bulunan iki sayısındaki haber
başlıklarından bazı seçmelerle devam edelim:
Cephede
‘Hicran’ yasarı/Kardeşliğin belgesidir/Alptekin unutulmadı/Türkmen bayrağı
Karadeniz’de dalgalandı/Telafer sınır kapısı istiyor/Suriye Türkmenleri
hedefte/Irak’lı Türkmenler kardeşlerimizdir/Ahmet Tuzlu “Dost elinin bülbül
sesi”/Doğu Türkistan’a veda değil özgürlük,
Çin
polisi Doğu Türkistan’da evlere baskın yapmaya başladı/Hollanda’da Türkler
ciddiye alınmıyor/Urumçi’yi unatmadık/Türkmen şehitlerinin hesabı
sorulsun/Şifreye 36. paralel/Kerkük Türkmen beyini bekliyor: Bahçeli bayram
namazını Kerkük’te kılacak/Ahıska Türkleri zor durumda /Kerkük şehitleri
unutulmadı/Batı Trakya davasının büyük müdafi Dr. Sadık Ahmet/Bayraktar Ebulfeyz
Elçibey vd.
Raif Aslan’ın makalesinden: Cumhuriyet bayramı nedeniyle Kerkük’te insanlar sevinç
içinde ve şenliklere katılmak için hazırlık yapmışlar. Şehrin cadde ve
sokakları süslenmiş. İnsanlar mutlu ve bir o kadar da heyecanlıymışlar.
***
Alanya’dan
‘Güncel Sanat’ Dergisi
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Dergilerimizle
ilgili yaptığım genel değerlendirme, bu çerçevede sayfalarında gezdiklerim.
Bunların bir düzen içerisinde ortaya konuluşu. Bugün gündemimde yeralan dergi,
Antalya ve Alanya çıkışlı “Güncel Sanat” Dergisi efendim.
Derginin
kimliğine bakıyorum öncelikle: İmtiyaz sahibi: Hasan Hüseyin Bayır, Yazı İşleri
Müdürü: Mehtap Üzümcü, Genel Yayın Yönetmeni: Arslan Bayır, Sanat Danışmanı:
Mustafa Oral. Yazışma: P.K. 66 Alanya-Antalya. Tlf:0532 409 45 21, Hukuk
Danışmanı: Av.Mehmet Öztop. Yurt içinde ve yurt dışında temsilcilikleri var.
Ayrıca hakem heyeti bulunan bir dergi Güncel Sanat.
Sunuş
yazısı, başyazısı, derginin yayın prensiplerinden sözeden cümlelerden oluşuyor.
20 nci sayısı masamda olan Güncel Sanat’ın sayfalarında imzaları bulunanlardan
bazılarının sıralanışı şöyle:
Arslan
Bayır, Arzu Kök, Abdülkadir Güler, Mehmet Önder, Turan Kayıkçı, Adnan Sungur,
Aynur Şahin, Şahin Karaman, Dilek Ayan, Hamdi Alp, Refik Uğur, M. Kemal Yılmaz,
M.Türker Acaroğlu, Yılmaz Uçar, Serpil Baş vd.
Arslan
Bayır, Makedonya yolculuğundan söz ediyor, uzun uzun anlatıyor. Bir yerinde:
“Makedonya Balkanların Güneyi’nde eski Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra
ayrılan 1993’te bağımsızlığa kavuşmuş ve fazla savaş görmeyen toprak açısından
küçük bir ülke” DİYOR. Ohri’yi görünce, güzelliği karşısında dayanamayan Arslan
Bayır, bir de şiir yazıyor. Birkaç mısrası bu şiirin:
Ohri’yi gördüm bir güzel,
Ohri çok güzel,
Ohri de bir güzel,
Ohri bir başka güzel.
Ohriyi güzel, bir başka güzel.
Ohri güzel, Ohrili güzel..
Güncel
Sanat Dergisinin sonraki sayfalarında, yazılar araştırma ve değerlendirmeler
yeralıyor. Abdülkadir Güler hocanın, Alim Gerçel’e ithaf ettiği “Dost var”
başlıklı, adlı şiiri derginin 20 nci sayfasında yeralıyor. Bu şiirden:
Dost var,
Yaz sıcağında,
Tas tas sunulan,
Harman yerinde, güneş en tepede,
Ağustos’ta beklenen bir içim su
gibidir.
Güncel
Sanat Dergisi kendi çizdiği yayın anlayışı doğrultusunda ilerlemektedir. Aldığı
yayın sayı mesafesi önemlilik içindedir. Tebriklerimi sunuyorum efendim.
***
Lüleburgaz’dan ‘Hürfikir’ Gazetesi
Prof. Dr. İsa KAYACAN
Gazetelerimizin
sütunlarında, sayfalarındaki gezintimi sürdürüyorum. Bugün gündemimde, masamda,
Lüleburgaz’da günlük yayınlanan “Hürfikir” Gazetesi var. Burada bir parantez
açtıktan sonra, devam etmek istiyorum: (Anadolu’da, babadan oğla intikal eden
gazetelerin hemen hemen tamamında, evlatlar, kendilerine göre bir yayın
politikası çiziyorlar, babaların gazetecilik anlayışından, onların
dostlarından, yazar arkadaşlarından uzaklaşıyorlar, adeta yok sayıyorlar,
gazete gönderme bir yana, bir çırpıda unutuveriyorlar, kendi doğrularıyla yayın
yapmanın yanlışlığını yaşayıp gidiyorlar. Anadolu’da bunun onlarca örneği var).
Hürfikir
Gazetesinin 14 bin 442 ve 14 bin 507 nci sayıları masamda. Bu iki sayının sayfalarında
gezmek istiyorum: İmtiyaz Sahibi: Murat Mahir Altan, Yazı işleri Müdürü: Fırat
Çalışkan.
14
bin 442 nci sayısında Hürfikir Gazetesi 51 nci yayın yılında merhaba dediğine
ilişkin, mutluluk ve onur haberiyle okurlarının karşısına çıkıyordu. 4 Temmuz
1962’deki ilk sayısının görüntüsü, gazetenin kurucusu rahmetli Mahir Altan’ın
fotoğrafı bir canlılık görüntüsü sergiliyordu. 10 sayfalık normal boyutlu
Hürfikir Gazetesinin elimizdeki birinci sayısında, Remzi Yeşilyurt, imzası
yanında, Hikmet Aksoy dostumuzun karikatürlerinden bir örnek yer alıyordu.
Elimizdeki
ikinci sayısı Hürfikir Gazetesinde, Müjdat Erarslan, Ertan Bayer imzalı
makaleler karşımıza çıkıyordu. Şimdi, elimizdeki iki sayılı Hürfikir
gazetesinden bazı haber başlıkları aktarmak istiyoruz efendim:
-Mutluyuz, gururluyuz, yarım asrı geride
bıraktık/Kırkpınar etkinlikleri başladı/Sivas olayları protesto edildi,
- 4 Temmuz 1962 tarihinde merhum Mahir Altan tarafından
kurulan gazetemiz bugünkü sayısıyla 50 nci yayın yılını doldurarak 51 nci yılına
giriyor.
- TSO’da mantolama/11 evrak komisyonlara
devredildi/Kadınlar Lüleburgaz’da buluşacak/Pınarhisar’da kız kavgası,
-Yüz yıllık acı, kitaplaştı/Yeşilçam şarkıları Perşembe
akşamı/Kızılay TIR’ına yoğun ilgi/Gaziler günü kutlandı/Gazi aileleriyle sıcak
sohbetler.
Şimdi makale yazarlarından kısa
kısa cümleler nakledelim:
1- Türkçe olimpiyatları 2003 yılından beri
düzenlenmektedir. Türkçe olimpiyatları sözlü ve yazılı medya kuruluşlarında çok
farklı değerlendirmelere tabi tutulmuştur, (Remzi Yeşilyurt)
2-Sorduğu sorularla ülke gündemini etkiledi. İçişleri
Bakanı İdris Naim Şahin’in o hepimizi güldüren “Bizim biber gazımız doğal.
İçinde hiçbir katkı maddesi yok” cevabının çıkmasını sağladı (Ertan Bayer)
3-Gandi’nin 7 ölümcül günah listesi (Müjdat Erarslan)
***
KONUK YAZAR:
BURDUR’UN
SAZ VE SÖZ USTALARI–2
İsmail YAĞCI

Değerli okurum; kitabın arka
yüzünde: ”kitaplar yayınlandıkları gün, ay ve yıllarda getirdikleriyle önem
kazanırlar. Sonraki zaman dilimi içerisinde, ya aranırlar ya da tozlu raflarda
kalarak, unutulup giderler.
Folklorumuzun ve Teke yöresi’nin
başkenti; Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nin merkezi Burdur’un, değişik yönleriyle
anlatılması, Burdur çıkışlı Saz ve Söz Ustalarının tespit edilebilenlerinin
biyografileriyle bir araya getirilmesi, Araştırmacı, Gazeteci – Yazar İsa
Kayacan tarafından gerçekleştirilme çalışmalarının 2. si olan bu kitap,
içeriği, Burdur ve Burdurlu bilgileri
itibarıyla tarihe ışık tutacaktır.
Civanmert insanların yaşadığı,
Efelerin, Zeybeklerin harman olduğu, yöre sanatçılarının türkülerini coşkuyla
okuduğu, boyu küçük, sesi büyük sipsinin Anayurdu, Kütüphane ve Antik kentler
şehri Burdur’un bilinen, bilinmeyen yönlerinin anlatıldığı bu kitap uzun
araştırmalar sonucu ortaya konulması bakımından önem taşımaktadır…” ibaresi
kitabın özünü anlatmaktadır.
792 sayfalık Kitabın 167. sayfasında;
Burdur il Genel Meclisi üyesi, Gölhisar Gündem Gazetesi imtiyaz sahibi ve
mensubu durumunda olduğu Gölhisar’a hizmet için kendini adayan, vatandaşın
sorunlarını devamlı omuzunda hisseden, örnek bir aile reisi olan Bülent
Okunakol’u görmekteyiz.
Kitabın 196. sayfasında;
biyografim ve “Benim Güzel Burdur’um”adlı şiirim bulunmaktadır. Ayrıca 484.
sayfasında “Neden Atatürk” adı altında hazırladığım özlü sözlü şiirler
antolojisiyle ilgili görüşlere yer verilmiştir. 598. sayfasında da Antalya
radikal haber internet ve Gölhisar Gündem gazetesinde yazdığım “Türk’ün sesi
Kardelenimiz Prof. Dr. İsa Kayacan’a sahip çıkalım” başlıklı yazım
görülmektedir.
Memleketimizin değerlerini
anlattığım; gerek şiirin, gerekse yazımın, bu güzel kitabın altın sayfaları
arasına alınmasından dolayı şükranlarımı sunarım.
Gelecek nesillere ışık tutacak
bu eserin; titizlikle hazırlanmasını sağlayan, Burdur Valiliği İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğüne ve başarılı çalışmalarıyla ünü Anadolu sınırlarını aşmış,
bütün Türk dünyasının sesi soluğu olmuş, değerli üstat, memleketin onuru gururu
Prof. Dr. İsa Kayacan’a teşekkürlerimi sunar, çalışmalarında başarılar dilerim.
BENİM GÜZEL BURDUR’UM
Yaylalı yeşil dağları,
Meyveli üzüm bağları,
Çiçekleri ovaları,
Çalışkan insanları
Benim güzel Burdur’um!
Yapraklı barajı suları süzdürür,
Güneşi de ekinleri güldürür.
Gölü dikkuyrukları yüzdürür
Benim güzel Burdur’um!
Meyvesi bol suyu berrak,
Semaları güneşten ak,
Dirmil de buzlu kaynak,
Benim güzel Burdur’um!
Çayırları zümrüt gibi,
Çiçekleri bir tül gibi,
İnsanları bir gül gibi,
Benim güzel Burdur’um!