Prof. Dr. İSA KAYACAN
Şairler,
yazarlar, kısacası insanlar, sevildikleri oranda toplumda ilgi görüyorlar.
Kendileriyle ilgili yapılan değerlendirmeler, onlarla ilgili yazılanlar, ortaya
konulanlar bir anlam taşıyor, önem taşıyor.
Edebiyatımızın
güney temsilcisi, eğitimci, şair, yazar, araştırmacı, yayıncı değerli dostum
Ünal Şöhret Dirlik Fethiye’den seslenmeye, yazdıklarını yayınlamaya,
kitaplarıyla karşımıza çıkmaya devam ediyor.
Yenilerde
yeni bir kitabı daha geldi Ünal Şöhret Dirlik hocanın. Adı: Sanat’ta 60 Yıl
Dost Şiirleri.. Kendisiyle ilgili yazılan şiirlerin bir araya getirildiği 44
sayfalık sevimli bir kitap bize ulaşan.
Ünal
Şöhret Dirlik, edebiyatımızın her alanında 25 ayrı kitap yayınlamış, değişik
sempozyumlarda bildiriler sunmuş, gazetelerdeki, dergilerdeki, antolojilerdeki
imzalarıyla, yazdıklarıyla takdir toplayıp, alkışlanmış, alkışlanmaya devam
eden, sayıları çok ‘az’ lara düşen birkaç dostumdan, dostlarımdan birisidir.
Yanlış
saymadıysam, kitap içinde 30 şair Ünal Şöhret Dirlik hocayla ilgili görüşlerini
şiirleştirmiş. Bunlardan bazıları: Mustafa Enhoş, Oktay Kuşkonmaz, Abdülkadir
Güler, Karozan (İsmail Kara), Ali Abdülkerimoğlu, Birdal Can Tüfekçi, Hüseyin
Tamer, Muhsin Durucan, İsa Kayacan, Cahit Yargıcı, Mithat Makal, Recai Şahin,
Fevzi Halıcı, Ali Gözütok, Kazım Poyraz vd.
Sayfa
29’da yeralan “Fevzi Halıcı Yazdı” başlığı altındaki açıklamadan sonra, şu
dörtlük yer alıyor:
Her işin başında gönül birliği,
Sağlar zaman boyu beraberliği,
Fethiye’nin destanlaşan evladı,
Kutluyorum, Ünal Şöhret
Dirlik’i.
Bu
satırların yazarı İsa Kayacan’ın “Burdur Destanı-Bensiz Olmaz” adlı kitabının
281. sayfasında yeralan Ünal Şöhret Dirlik anlatımı, şiiri, Ünal Şöhret Dirlik
hocanın kitabının 17 nci sayfasındaki İsa Kayacan fotoğrafıyla zaten öteki
şairlerin de şiirleri fotoğraflarıyla birlikte verilmiş) İsa Kayacan’ın Ünal
Şöhret Dirlik mısraları:
Fethiye kültürünün,
Zirvesinde seslenen,
Burdur’u, Burdurluyu seven,
İsa Kayacan’ı yıllardır yazıp,
Yayınlayıp, dillendiren,
Fethiyeli Ünal Şöhret Dirlik,
Benim.. Bensiz olmaz.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Bir iyiliği yapan değil, iyiliği gören
hatırlamalıdır. (Cicero)
2. İnsanlığın başına ne geldiyse eşitlik olmaması
yüzünden geldi. (Pierre Leroux)
3. Her zaman kalp kıran adam, ayakkabı içindeki taşa
benzeyen bir arkadaştır. (Elbert Hubbard)
4. Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında kalmaktan
ve ezilmekten yakınmamalıdırlar. (Kant)
***
Dr. Şemsettin Küzeci’den: Kerkük’ün Efsane Sesi Abdülvahit Küzeci
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Araştırmalar,
getirdikleriyle önem kazanıyor. Dr. Şemsettin Küzeci’nin, Kerkük’ün Efsane Sesi
Abdülvahit Küzeci, adlı araştırması, getirdikleriyle önem kazanan yayınlardan
biri.
416
büyük sayfalık kitap, merkezi Ankara’da bulunan Türkmeneli İşbirli ve Kültür
Vakfı yayınlarının 8. olarak Günyüzü gördü.
Araştırma
5 ayrı bölümden meydana gelmiş. Bu kitapla, “Abdülvahit Küzecioğlu” yani
soyadaki (oğlu) eki ortadan kalkıyor. Abdülvahit Küzeci doğrusu ortaya
konuluyor. Kitap içinde, bugüne kadar Abdülvahit Küzeci ve eserleriyle ilgili
süregelen onlarca yanlışlık ortadan kaldırılıyor, doğrular en yetkili ağız, en
yetkili kalem yeğen Dr. Şemsettin küzeci tarafından sayfalara aktarılıyor,
yanlış yapanların sorumsuzlukları ortaya konuluyor. Bu gerçekler, Dr. Şemsettin
Küzeci olmasaydı, ortaya çıkarılamayacak mıydı acaba diye kendi kendimle
konuştum. Bulduğum cevap ve cevaplar oldukça düşündürücüydü.
Birinci
Bölüm: Abdülvahit Küzeci’nin hayatı, kişiliği ve sanatı. İkinci bölüm: Abdülhvahit
Küzeci’nin okuduğu anonim türküler, Üçüncü Bölüm: Abdülvahit Küzeci’nin
bestelediği ve okuduğu türküler, Dördüncü Bölüm: Abdülvahit Küzeci’nin okuduğu
uzun havalar (Makam, gazel. Divan, hoyrat), Beşinci Bölüm: Sanat dostlarının
ağzından Abdülvahit Küzeci. Örnekleriyle veriliyor.
Sunuş,
Türkmeneli Vakfı Kültür Merkezi Başkanı Dr. Mustafa Ziya’nın, Önsöz Dr.
Şemsettin Küzeci’nin. Küzeci önsözünün bir yerinde: “Karkük Türkülerini
incelediğimizde gerek TRT arşivinde, gerekse Abdülvahit Küzeci hakkında yazılan
kitaplarda yazım bakımından bazı hataların olduğunu tespit ettik. Kitabın
içerisinde yer alan türkülerin, müzik, söz, bestecisi hakkında vermiş olduğumuz
gerçek bilgiler doğrultusunda, hem trt repertuarındaki notaların
düzeltilmesinin, hem de bundan sonra sanatçılar tarafından türkülerin yeni
düzeltilmiş haliyle okunmasının bir kültür hizmeti olduğuna inanıyoruz”
denilişi dikkat çekicidir.
Abdülvahit
Küzeci’nin okuduğu türküler, yöresi, makamı, notalayanı isimler itibariyle,
türkülerin notalarıyla sayfalara aktarılmış. Çok önemli bir belgelendirme,
bilgilendirme görevi yerine getirilmiş. Dr. Şemsettin Küzeci, rahmetli
Abdülvahit Küzeci’nin yeğeni olunca, birinci dereceden yakını ve araştırmacısı
olması bakımından, çalışmaların güvenilirlikleri, kalıcılıkları ortaya
konulmuş. Burada tebriklerimi sunmak istiyorum.
Beşinci
bölümdeki, sanat dostlarının ağzından Abdülvahit Küzeci başlığı altında isim ve
imzaları sıralananlar arasında, bu satırların yazarı İsa Kayacan’ın isminin
bulunduğunu kaydederek, noktamı koymak istiyorum efendim.
***
Gençlerin örnek alacağı eğitimci Mithat erden anıları
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İnsanların
pek çoğu, doğar, yaşar ve aramızdan ayrılıp giderken, geride ne bir eser, ne
bir isim bırakmaz.
Bazı
insanlar doğumundan kısa süre sonra başlayan, toplumla bütünleşmesi, toplumdan
bir şeyler alması, topluma bir şeyler vermesi gibi özellikleriyle,
güzellikleriyle dikkat çekmeye başlarlar.
Değişik
zamanlarda, kendisinden, araştırma ve şiirlerinden sıklıkla sözettiğim Efsane
eğitimci “Koca Müdür” Mithat Erden hocanın beklenen arıları kitaplaştırıldı.
Cumhuriyetimizin
ilk öğretmenlerinden 04 Nisan 1921 Siirt doğumlu Mithat Erden hocanın, tarihi
değeri yüksek, örnek alınması gereken onlarca anısı var, merkezi Ankara’da
bulunan Pusula Yayıncılık, yayını olarak 280 sayfayla Günyüzü gören “Mithat
erden Cumhuriyetin İlk Öğretmenlerinden Anılar” adlı kitap içerisinde.
Beşinci
sayfada, mini bir önsöz var, “90 yılı aşan yoğun ve hareketli yaşamımı;
Türkiye’nin en ücra köşelerinden, en büyük kentlerine kadar eğitimcilikle
başlayıp, proje yöneticiliğine uzanan bir yaşam öyküsünü sizlere sunmak
istedim” denilen. Önsözün bir bölümü bu.
İçindekiler
bölümüne bakdtığımızda, fotoğraflarla anılar başlığı hariç 43 ayrı başlık
altında anlatılan, sayfalara aktarılan anıların bulunduğunu görüyoruz. Bunlar
dan bazı başlıklar:
Ayşegül’ün
komposizyon ödevi, Eruh alevler içinde, Kur’an kursu, Sırıktaki insan
kelleleri, Cumhuriyet İlkokulu, Siirt’in ışık serüveni, Halkevleri-Kemal
dersleri, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ahmet Kutsi Tecer, Orhan Veli ve Behçet
Kemal hocalarım, Akçadağ Köy Enstitüsü, Alevilikle tanışma, Biraz da siyaset,
Karaköse Ortaokulu ve İsviçre, Sandıklı, Tefenni Ortaokulları, Göçmen Ali Usta,
Osmaneli Ortaokulu, Türk Hava Yollarının kuruluşu, Politikaya özenme, ODTÜ
öğrenci yurtları, Mescit hikayesi vd.
Sayfa
11’de başlayan “Eruh alevler içinde” başlığı altındaki anlatıma bakalım, Mithat
erden hoca nasıl söze başlıyor:
-“Beleğimin
en derin köşesinde saklı ilk acı anı: Yıl 1927. Henüz altı yaşındayım. Babam
Siirt’ten Eruh’a Özel İdare Memuru olarak (Eski adıyla Muhasebe-i Hususiye
memuru) naklen tayin edilmişti. Siirt’te 16 nüfuslu aile büyüklerim, sabaha
kadar telaş içinde pılı pırtı denecek ev eşyasını toplamak için çığrıştı, koşuştu”..
Mithat
Erden hocanın, masamda bulunan bu kitabının bütünlüğünü yayın öncesi inceleme
fırsatı buldum. Her yönüyle hayran kaldığım Mithat Erden hafızası ve kalemi
birleşerek, anıların harikalaşmasını sağlamışlar. Kutluyor, tebriklerimle,
sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim
***
‘Zümrüt Rize’ Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Anadolu
Basını içerisinde yeralıp, bana ulaşan gazetelerin sayfalarında yaptığım
gezintimi sürdürüyorum. Bugün sütun konuğum gazete, 8 normal sayfayla günlük
olarak okurlarının karşısına çıkan, çıkarılan 63. yayın yılı içindeki
yayınlarıyla takdir gören ‘Zümrüt Rize’ Gazetesinin öncelikle kimliğine
bakıyorum:
05
Mayıs 1950 tarihinde yayın hayatına başlayan Zümrüt Rize Gazetesinin İmtiyaz
sahibi: Faik Bakoğlu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Duygu Bakoğlu, Yazı ailesi,
Yayın kurulu ve muhabirler: Faik Bakoğlu (Başkan), Duygu Bakoğlu, Ali Gökay
Bakoğlu, İmönü Bakoğlu, Ömer Faruk Bakoğlu, Bayram Ali Kavalcı, Akın Avcı,
Mustafa Köseoğlu, F. Başyazar: İsmet Köseoğlu Rize Merkez ve Rize ilçelerinde
fahri hukuk danışmanları var. Zümrüt Rize Gazetesinin kurucusu rahmetli:
Mustafa Ardal. Tlf: 0464-217 31 47.
Zümrüt
Rize Gazetesinin 21 bin 131-21bin172. sayıları ve bu sayılar arasındaki
nüshaları masamda. Önce, gazete sayfalarında makale yazarı olarak görülenlerin
yazılarıyla okurlarının karşısına çıkanların (masamdaki sayılarda) isimleri
şöyle sıralanıyor:
Karikatürleriyle
güncel mesajların vericisi: Hikmet Aksoy, Yazarlar: İsmet Köseoğlu, İsa
Kayacan, Mahiye Morgül, M. Nevruz Sınacı, B.Ali Kavalcı, N.Çağlar Tüfekçi,
Tuncer Ergüven, Av.C.Can Bıçakçı, Burhan Okutan, G. Özen Çolakoğlu, Rafet
Suyabatmaz, R.Ali Aksoylu, İ.Hakkı Zırh, Eyüp Bektaş, Vahap Munyar, Osman
Yazıcı, Ela Karasu, Hakan Güveli, Yalçın Bayer, Orhan Yazıcılar. Şairler: Ömer
Yılmaz, Celal Cebir.
Şimdi
bu yazarların yazılarından bazı cümleler alarak devam edelim:
1.Bir zamanlar ünlü bir söz
vardı: Okullar olmasa Maarif Bakanlığını ne güzel idare ederdim. Bugün Rize’de
yaşananlar aynen bu söze benziyor (İsmet Köseoğlu)
1935 yılından beri vadilerimizdeki sellerin büyüklüğünü,
hacmini vadilerde yaşayan yurttaşlarımız bilirler (Tuncer Ergüven)
2.27 Mayıs cinayetleri:
İhtilalden sonra radyodan duyduklarımız ve gazetelerden okuduklarımız bizim
ailenin olduğu gibi birçok kişinin de midesini bulandırıyordu (Av.Cemil Can
Bıçakçı)
3.Eğer fen ve kültür derslerini
İmam Hatip Okullarından çıkartırsanız, sadece din öğretimi veren, din okulları
açırsınız. (Mahiye Morgül)
4.Gazetelerimizin sayfalarındaki
gezintilerimizle gördüklerimiz, genel bir değerlendirmeyle, gazetelerimiz
hakkında vermeye çalıştığımız bilgilerimiz. Merkezi Ankara’da bulunan ulusal
bir gazetemiz Anayurt (İsa Kayacan)
5.“Adalet mülkün temelidir”
sözü, Istılahta millet mülkü, devlet düzeni, esası adalet ahlakı olan rejim
anlamına gelir (Mustafa Nevruz Sınacı)
Zümrüt Rize Gazetesinin
masamdaki sayılarında yeralan haberlerden bazı başlıklar:
-Türk çayında konserojen madde
yoktur/Yıldızlar kayarken büyüledi/Tarih ve dostlukla dolu bir Erzurum
gezisi/Minikler marifetlerini sergilediler/Kaçak çay bir Güneydoğuyu değil, tüm
ülkeyi sardı/Çayeli’nde ‘en iyi çay demleme yarışması’/Rize Adliyesinin çevre
düzenleme çalışmaları bir türlü bitmiyor/Rize’li gençler Seyyah Ulu Çınar’ın
izinde vd,,
***
Türkmen Ozanı Süleyman Özçelik’ten:
Ankara yolculuğu
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Hatay
ilimizin, İskenderun ilçesinde yaşayan Türkmen Ozanı Süleyman Özçelik, bir
Ankara ziyareti, yolculuğu sırasında tespitlerini mısralara dökmüş,
şiirleştirmiş. Süleyman Özçelik’in “Ankara Yolculuğum” adlı, başlıklı şiiri
şöyle:
İskeleden çıktım cihan düzüne,
Ağladıkça, kan, yaş dolar
gözüme,
Benden selam edin Türkmen
kızına,
Yüreğimin içi yaralı dağlar.
Seyhan, Ceyhan nehirleri bulanık
akar,
Çukurova sıcağı yüzümü yakar,
Bu yolculuk benim boynumu büker,
Gönlüm hasret dolu, töreli
dağlar.
Adana’dan öte Karaisalı,
Akşam oldu toroslardan aşalı,
Tekir yaylasına reyhan döşeli,
Ne güzel görünür yöreli dağlar.
Gülek Boazının serindir yeli,
Miskiamber kokar Çamardı yolu,
Baharda açılır tomurcuk gülü,
Cenneti andırır sıralı dağlar.
Hasan Dağdan öte bir uzun yazı,
Issıza bürünmüş niye Bor düzü?
Bembeyaz görünür Tuzgölü tuzu,
Ondan sonra gelir aralı dağlar.
Şereflikoçhisar’a varınca,
Otobüsümüz çay molası verince,
Güneş doğar tan yerine erinci,
Tam bir gece oldu varalı dağlar.
Türkmen ozanıyım, altmış
yaşında,
Ne hayaller kurar idim düşümde,
Ben kendi halimde, kendi işimde,
Yüreğim kan ağlar, pareli
dağlar.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1.Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz. (Victor
Hugo)
2. Önce elimize, sonra dilimize düşen gerçek öyle kılık
değiştiriyor ki, kısa bir süre sonra tanımak imkansız oluyor. (Pitigrilli)
3. İş adamın en çok ihtiyacı olduğu şey, her an yardıma
hazır bir belleğe sahip olmasıdır. (E.B. Gown)
4. Dostluk, toprak bir maşrapa gibidir, önemsiz bir
nedenden birdenbire kırılır ve bir daha kullanılmaz. (Çicero)
**
Dr. Yusuf Ekinci’den: Ahilik’in yeni baskısı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Hemsehrim,
20. dönem Burdur Milletvekili, eğitimci, yazar ve araştırmacı Dr. Yusuf
Ekinci’nin ‘Ahilik’ adlı kitabının II. Baskısı masamda. Bu kitap, bir masaüstü
yayını olarak, yıllardır beğeniliyor, alkışlanıyor.
414
büyük sayfalık, genişletilmiş ve gözden geçirilmiş, ilaveli hale getirilip II.
Baskılı olarak ilgililerin, okurların karşısına çıkarılmış. Tebriklerimi, sevgi
ve saygılarımı sunmak istiyorum öncelikle.
Kapakta
Ahi Evran imzalı iki mısra var: Bunlar: Hak ile sabır dileyip, bize gelen
bizdendir/İlim, akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçin bizdendir.
Şu
iki mısranın, sözlerin zenginliğine bakınız. İnsanın ibret almaması mümkün mü?.
3. sayfada Dr. Yusuf Ekinci hocanın bir önsözü var. Bir yerinde: “Kitabı
yeniden düzenlerken, eleştirileri ve önerileri değerlendirdim. Ahi Birliklerini
günümüzle daha fazla ilişkilendirmeye çalıştım. Bu baskıda diğerlerinden farklı
olarak Toplam Kalite Yönetimi (TKY), Kalite ve Standardizasyon ile Ahilik
sisteminin karşılaştırmasına yer verdim” denildiğini görmekteyiz.
İçindekiler
sayfalarına baktığımızda, ana başlıklar olarak gördüklerimiz şöyle karşımıza
çıkıyor Ahiliğin vizyonu, misyonu, kavramlar, Ahilik, Ahi Evran, Günümüzde
Ahiliğe bakış, Ahilik Birlikleri, Ahi Birliklerinin kuruluşu, Ahi Birliklerinin
yapısı, Ahilikte Osmanlı esnaf ve sanatkârların faaliyetlerinin düzenlenmesi,
Ahi Birliklerinin çözülmesi, TKY-Standardizasyon, Kalite, Kalite, Standart ve
Ahilik, Ahi Birliklerin de eğitim, Ahilik ile ilgili konuşma ve makaleler,
Ahilikte meslekler ve meslek pirleri, Dünyanın bugünkü anlamda ilk standardı,
Bir ustalık merasimi vd.
Ahinin
üç şeyi açık, üç şeyi kapalı olmalıdır, başlıkları altında yer alanlara
bakıyoruz:
Açık
olanlar: 1-Eli açık olmalı: Yani cömert olmalı, 2- Kapısı açık olmalı: Yani
konuksever olmalı, 3-Sofrası açık olmalı: Yani aç geleni tok döndürmeli,
Kapalı
olanlar: 1- Gözü kapalı olmalı: Kimseye kötü bakmamalı, kimsenin ayıbını
görmemeli, 2- Dili bağlı olmalı: Yani kimseye kötü söz söylememeli, 3- Beli
bağlı olmalı: Yani kimsenin ırzına, namusuna, haysiyetine ve şerefine göz
dikmemeli.
Ahilik:
Türk esnafının hayat anlayışına ve dünya görüşüne en uygun olması sebebiyle,
daha çok esnaf arasında gelişimi olmakla birlikte, esnaf dışından da çeşitli
meslek erbabını bünyesinde barındıran, Ahi Evran-ı Veli önderliğinde Anadolu’da
güç ve önem kazanan, Anadolu dışında Balkanlar, Orta Doğu ve Kafkaslara kadar
yayılan sivil bir yapılanmanın adı olarak ifade ediliyor.
Yıllardır
dikkatle izlemeye çalıştığım Ahilikle ilgili, detaylı bilgi sahibi olan Dr.
Yusuf Ekinci hemşehrimi, bu önemli araştırma, çalışma ve yayınlarından dolayı
kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim.
***
Ceyhan’dan ‘İleri’ Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Anadolu’da
yayınlanan gazetelerimizle ilgili inceleme ve değerlendirmelerimi sürdürüyorum.
Bu gazetelerin bana ulaşanları arasından yaptığım bir sıralamayla
gerçekleştiriliyor bu araştırma ve tanıtım serisi.
Bugün
sütun konuğum gazete, 19 Temmuz 1949 tarihinde kurulan (Mehmet Selçuk:
1914-1987, A. Osman Selçuk: 1947-1999), günlük yayınlanışıyla 63. yayın yılı
içerisinde bulunan Adana ilimize bağlı Ceyhan İlçemizde okurlarıyla buluşmaya
devam eden İleri Gazetesi.
Altı
normal sayfalık İleri Gazetesinin kimliğine bakalım: İmtiyaz Sahibi: A.Halit
Selçuk, Yazı İşleri Müdürü: Alper Satılmış, Tlf: 0322-613 11 50. İleri
Gazetesinin 18 bin 604 ve 18 bin 627. sayıları ve bu sayılar arasındaki
nüshaları masamda.
İleri
Gazetesinde, İmran Eren imzalı analizler var. Değişik konuların ele alındığı,
detaylandırıldığı görülen analizler bunlar. Ayrıca ‘Günün Sözleri’de anlamlı
biçimde veriliyor. Şimdi, İleri Gazetesinin sayfalarında yeralan, siyasi
olmayan sosyal içerikli haberlerden seçmeler, daha doğrusu haber başlıklarıyla
devam etmek istiyorum efendim:
- Karşılıksız çeklerde ürküten
artış/Sirkeli Kazıları yeniden başladı, Çukurova tarihine ışık tutuyor/Fevzi
Özkan bu sezonda Adanaspor’da /Söğüt gölgesindeki çadırlarda deniz keyfi,
- Demirspor yönetimi görev
dağılımını yaptı/Borçlu dolmuşçulara Mobese şoku/Adanaspor İlkem ile yeniden
anlaştı/Ceyhan türküleri albüm oluyor,
- Küçükbaş hayvancılık masaya
yatırıldı/110 sürücünün ehliyetine el konuldu/Başarılı sporculara madalya,
- Dünya kan verme rekoru
denemesine Ceyhan’dan destek/Ceyhan Belediye’ye Letonyalı oyun
kurucu/Çocukların tarlada ekmek savaşı,
- Çeşitli suçlardan 4 bin 884
kişi yakalandı/Seyyarlar zabıtaya kızdı, karpuzları yola döktü/Adana
Demirspor’da kılıçlar çekildi,
- Polisten sokak
sineması/Adanaspor’da çalışmalar sürüyor/Çukurova patates üreticisi fiyattan
memnun değil,
- Görme engelli gaziye
davet/Çevre Koruma Derneği, yürüme engelli vatandaşı sevindirdi/Bin 225
hektarda 30 bin istihdam,
- Demirspor’da liste
yarışı/Ceyhan’da eğitime hayırsever desteği/Serdal Adanalı’dan Adanaspor
Başkanı Dura’ya ziyaret,
- İsken, Cto ve İşkur’dan mesleki eğitim alanında
işbirliği/Adana’da bisiklet festivali, festivale 200 sporcu katıldı,
- Türk mühendislerinin geliştirdiği mısır tohumu verimi yüzde
50 artırıyor/Sondaj çalışmasından Aşk Tanrısı Eros çıktı/Atilla Keskin:
Hedefimiz iyi basketbol oynamak/Anavarza mozaikleri yok olma tehlikesiyle karşı
karşıya vd.
***
Anılarda Dr. Tahir Kutsi Makal
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İki
vefalı isim, imza. Ünal Şöhret Dirlik ve Mithat Makal, ‘Anılarda Dr. Tahir
Kutsi Makal’ adlı 200 sayfalık, bir Tahir Kutsi Makal Ansiklopedisi
gerçekleştirmişler. Rahmetli Dr. Tahir Kutsi Makal’la ilgili yazılanlar, onlarca
dostunun kalemiyle geleceğe taşınmış.
Mithat
Makal, Dr. Tahir Kutsi Makal’ın kardeşi. Denizli’de yaşıyor, Oğuz Ofset
Matbaacılık’ın sahibi. Ünal Şöhret Dirlik, edebiyatımızın güney temsilcisi,
Fethiye’de yaşıyor. Bu iki isim, kafa kafaya vermişler, Dr. Tahir Kutsi Makal
hakkında yazılanları bir araya toplayarak kitaplaştırmışlar, anıtlaştırmışlar,
kalıcılığını sağlamışlar. Her ikisini de
kutluyorum.
Bol
fotoğraflı sayfalarla zenginleşen kitabın 3 ncü sayfasındaki yazısında,
sunuşunda giriş olarak Ünal Şöhret Dirlik; “Dr. Tahir Kutsi Makal için
yazılanları bir araya getirdiğim bu kitaba başlarken, hayli üzüldüğümü
söylersem inanın sevgili dostlar, delikanlılık çağımızda tanıştık, orta
yaşlarımız geçti, ihtiyarlık çağımızda buluştuk ve ayrıldık, 1999’da buldu
bizi. Dr.Tahir Kutsi Makal için su katılmamış bir köylü olarak yaşadı, dersem
inanın. Pırıl pırıl bir köy çocuğu” diyor.
Mithat
Makal, bu kitapta merhum ağabeyi Dr. Tahir Kutsi Makal’la ilgili yazı ve
şiirleri bulunanlara teşekkür ediyor. Ayrıca kitabın 4 ncü sayfasında, rahmetli
Hacı Mehmet Makal (Oğuzlu hoca 1902–1983) dan söz ediliyor.
Dr.
Tahir Kutsi Makal ve çalışmalarıyla ilgili yazıları yer alanların sayısı
120’nin üzerinde. Bu satırların yazarı İsa Kayacan’ın, “Tarla Dergisi’nin Dr.
Tahir Kutsi Makal özel sayısı” başlıklı yazısı kitabın 24 ncü sayfasında yer
alıyor. Dr. Tahir Kutsi Makal benim için “Ece köylü” derdi. Hemşehri olduğumuz
için sevgimiz ayrı boyutlarda, ulaşılması zor olan, sevgiye dayalı
boyutlardaydı. Özellikle Son Havadis Gazetesinde çalıştığı yıllarda, her
Ankara’ya gelişinde hasret giderme fırsatı bulurduk. Ünal Şöhret Dirlik ve
Mithat Makal’ı bu kadirliklerinden dolayı kutluyor, tebriklerimle sevgi ve
saygılarımı sunuyorum. Şimdi, Mayıs 2007 ‘de yayınladığım “Aramızdan Ayrılanlar”
adlı kitabımın 46. sayfasında fotoğraflı yer alan, Dr. Tahir Kutsi Makal
biyografisini sunuyorum:
Dr.
Tahir Kutsi Makal: 1937 yılında Denizli-Acıpayam’ın Oğuzlar köyünde doğdu. Hacı
Mehmet hocanın 13 çocuğundan üçüncüsü olan Dr. Tahir Kutsi Makal, Denizli lisesinden sonra, İstanbul’da Gazetecilik
eğitimi gördü. Denizli Tan, Yeni Gazete, Dünya, Vatan, Ekspres, Tasvir, Son
Havadis, Her gün, Ortadoğu, Güneş ve Sabah gazetelerinde muhabir, haber müdürü,
yazar, sekreter, Yazı İşleri Müdürü ve Genel Yayın Müdürü olarak çalıştı.
Yüze
yakın şiir kitabı ve romanı bulunan, gazetecilik yıllarında pek çok ödül alan,
1962-1963’te “İç Göç” dizi röportajıyla “Yılın Gazetecisi” seçilen Makal,
Petek, Yelken, Maya, İnanç, Tarla Dergilerini yönetti. Son olarak Ortadoğu
Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü ve Yazarlık yapan Dr. Tahir Kutsi Makal, 15
Haziran 1999 tarihinde vefat etti.
***
Babaeski Söz Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Gazetelerin
sayfalarındaki inceleme ve değerlendirme yayın çalışmamı sürdürüyorum. Bugün
sütun konuğum gazete, Kırklareli ilimizin Babaeski ilçesinde Salı ve Perşembe
günleri haftada iki gün sevimli bir görünümle, sekiz sayfa yayınlanarak
okurlarının karşısına çıkan Babaeski Söz Gazetesi.
Babaeski
Söz Gazetesi 09 Nisan 1974 tarihinde kurulmuş. Bugün 39. yayın yılı içerisinde.
Elimde, masamda 2 bin 431 ve 2 bin 438. sayıları ve bu sayılar arasındaki
nüshaları var. Her zaman olduğu gibi, Babaeski Söz Gazetesinin Kimliğine bakarak
devam etmek istiyorum:
Sahibi:
Mürvetin Geyik, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ayçin Candan, Muhabir: Ercan Ülger,
Sayfa Editörü: Nurşen Arslan. Gazetenin yayımında, Nevzat San dostumun da
önemli katkılarının olduğunu biliyorum.
Babaeski
Söz Gazetesinde değişik makale yazarlarıyla, değişik şairlerin imzalarıyla yer
aldıklarını görüyorum. Yazarlar: Prof. Dr. İsa Kayacan, İsmet Aday, Nevzat San,
Emre Yurdakul, vd.
Şimdi
bu yazarların yazılarından aldığım birer-ikişer cümle sunmak istiyorum:
1- Dünya gençleri 1991 yılı sonundan itibaren yapılanmaya
başlayarak “Dünya Türk Gençleri Birliği”nin kurulmasını karar vermişlerdir.
Dünya Türk Gençleri Birliği o günden günümüze kadar pek çok kurultay, konferans
ve benzeri organizasyonların altına imza atarak, sesini duyurma yönünde oldukça
önemli mesafe almıştır (İsa Kayacan),
2- İletişim ağlarının sürekli gelişmesi sayesinde sınırların her
anlamda kalktığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu değişimin kendini en çok
hissettirdiği alan iş dünyasıdır (Emre Yurdakul)
3- Okul çağındaki yavrunuz her gün bir yığın dersle baş etmek
zorunda. Ona bu zorlu dönemde ihtiyacı olan desteği vermenin ilk şartı ise
kuşkusuz doğru beslenmesi (Ayçin Candan).
Şairler: Alaeddin İkican, Erol
Alyanak, Turgay Akbulut vd. Şimdi, Babaeski Söz Gazetesi sayfalarında yeralan,
siyasi olmayan, sosyal içerikli haberlerden birkaç örnek sunmak istiyorum:
-Köy
Muhtarlarını bilgilendirme toplantısı /Kırklareli Valisi Yaman’ın açılışını
yaptığı tesislerle Pehlivanköy’ün çehresi değişiyor/ Kadirşinaslık örneği.
Kırklareli’de basın emekçilerine plaket (Nevzat San)/Makedonya’da Trakya
Günleri-Kırklareli, etkinliği sona erdi/Babaeski ‘Avrupa Kenti’ olma yolunda
vd.
GAZETECİLER CEMİYETİ GAZETESİ
Kırklareli
Gazeteciler Cemiyetinin gazetesi “Gazeteciler Cemiyeti”nin 105. sayısı masamda.
Sekiz normal sayfalık boyutuyla yayınlanan gazetenin İmtiyaz Sahibi: Başkan;
Selim Turan. Haber Müdürü: Metin Karakuş, Yazı İşleri Müdürü: Oğuz Tiran.
Reklam ve Mali Sorumlu: Mustafa Şumnulu, Genel Yayın Yönetmeni: Nadir Alp, Başyazar:
Nevzat San.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1. Ey hayat!
Ölüme şükret, seni, onun yüzünden seviyorum. (Seneca)
2. Bir sözün ardından koşmamalıyız, söz bizim ardımızdan
koşmalı, bize hizmet etmeli. (Montaigne)
3. Şen adam güneşe benzer, girdiği yeri aydınlatmış olur.
(Cenap Şehabettin)
4. Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar
dilsizdir. (Seneca)
**
‘Erciyes Dergisi’ postası daha kalabalıktı
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kayseri
ilimiz merkezinde 35 yıldır aralıksız yayınlanan, aylık, fikir ve sanat dergisi
Erciyes’in daha doğrusu bu dergimiz yöneticilerinin gönderdikleri artarak bize
ulaşıyor
Erciyes
dergisinin 413,414 ve 415. sayıları. Kayseri Türk Ocağı Dergisinin 120. sayısı.
Çıngı Dergisinin 13. sayısı. Kayseri ilimiz merkezinde yayınlanan Nevzuhur
Dergisinin 28. sayısı, Erciyes Dergisi postasıyla birlikte bize ulaşanlar
olarak görülüyorlardı.
Erciyes
Dergisi, her sayısında, kapağında bir şair ve yazarın fotoğraf ve bilgileriyle
veya önemli bir görüntüyü gözler önüne seriyor.
Erciyes
Dergisinin 413. sayısında: Peyami Sefa (D.1899-Ö.15 Haziran 1961),
414.
sayısının kapağında: Ahlat mezarlığında hece taşları,
415.
sayısında: Abdurrahim Karakoç (1932-07 Haziran 2012)
Tekrarlamak istiyorum: Erciyes
dergisinin sahibi: Nevzat Türkten, Genel Yayın Müdürü: Alim Gerçel. Hakem
Heyeti bulunan Erciyes Dergisinin her sayısı dolu, dopdolu kültürel ağırlıklı
yazılarla karşımıza çıkıyor. Şiirlerin de dengeli biçimde dergi sayfalarında
yeraldığı görülüyor.
Erciyes
Dergisinin 415. sayısında, sayfa 12’de Bedrettin Keleştimur, “Abdurrahim
Karakoç’u uğurladık” başlığı altındaki yazısının bir yerinde: “Karakoç, dünyaya
teslim olmadı!. Dünyanın geçici zevkini aldanmadı. Yürekli bir bahadır olarak
karşımıza çıktı. İçindeki fırtınalar dışarıya taştı.. Her türlü aymazlığa,
savaş açtı. 80 yılının sözünü 12 kitaba sığdırdı. Bu sözler, gönlümün fermadı
dedi” diyordu.
Kayseri
Türk Ocağı Dergisinin masamda bulunan 120. sayısının 22. sayfasında yeralan
Ozantürk’ün (Doç. Dr. Bayram Durbilmez’in) Yeter Be! Başlıklı şiiri 11 ayrı
beşlikten meydana geliyor. Bu şiirden aldıklarımız:
Bitsin bu gözyaşı, bitsin bu
terör!
Son verilsin artık akan
kanlara..
Siz vampir cellatlar, vicdanları
kör,
Nasıl kıyarsınız, nasıl canlara!
Yakışır mı ölüm genç
fidanlara?..
İşitsin bu sesi bütün yerküre!
Teröristle asla yok müzakere!
Dur/bilmez haykırır binlerce
kere;
Bu vatan minnettardır
kahramanlara!
Yakışır mı ölüm genç fidanlara?
***
Kurtuluş Altunbaş’dan: Kırmızı Beyaz Çiçekler
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Eğitimci,
şair, yazar, araştırmacı ve yayıncı Osman Baş arkadaşımızdan bir roman geldi.
Adı: Kırmızı Beyaz Çiçekler. Yazarı: Kurtuluş Altunbaş.
Kitap
İstanbul’da basılmış. Bilgeoğuz yayınları arasında Günyüzü görmüş. Tarihler
konarak anlatımların başladığı, başlatıldığı görülüyor.
Beşinci
sayfada Nisan 1919 tarihi itibariyle başlayan sözler:
-Akşam
hafif hafif yağmaya başlayan yağmur, gece şiddetlenmiş; sabaha karşı durmuştu.
Ayşe Kadın, gece boyu tavandan damlayan sulara kap yetiştirmekle uğraşmış,
uykusuz kalmıştı. Küçük Ali’si uyuyordu. Onu yağmur damlalarından korumak için
birkaç kez yatağın yerini değiştirmiş, Ali farkına bile varmamıştı. Bir ara
yorgunluktan adeta yığılıverdi Ayşe Kadın yatağın başucunda. Küçük Ali’si
uyuyordu. Onu yağmur damlalarından korumak için birkaç kez yatağın yerini değiştirmiş,
Ali farkına bile varmamıştı. Bir ara yorgunluktan adeta yığılıverdi Ayşe Kadın
yatağın başucunda. Küçük Ali’yi hayranlıkla seyre koyuldu. Ali, nasıl da mışıl
mışıl uyuyordu. Ayşe Kadın, bir süre bakakaldı Ali’ye..
Buradan
anlıyor ve değerlendiriyoruz ki, Kurtuluş Altınbaş’ın dili yumuşak, konu veya
konular üzerine doğru giderken, değerlendirmelerde bulunurken, anlaşılır bir
üslup kullanıyor. Doğayla barışık, kendisiyle barışık bir dünya bakışı var
yazarımızın.
İkinci
bölümün, ikinci anlatımın başlangıcında yine yağmur, yine bardaktan
boşanırcasına yağan yağmur ve getirdikleri var. Bu yağmur, dereleri coşturuyor,
kıyametler koparıyor. Yağmurla gelen fırtına ağaçları yerlere fırlatıyor, sonra
gökyüzü açılıyor.
Mayıs
1919 başları. Yine Ayşe Kadın.. Bu kez bir akşam üstü kıyılan nikahtan
sözediyor. Ayşe Kadın kıyılan nikahdan sonra, apar topar evine geliyor. Çift
kanatlı kapıdan içeri girince geniş nar ağaçlarıyla ve güllerle dolu bir avlu
karşılıyordu insanı.. Sağ tarafta bir kuyu vardı. Tüm karşıda kale surları
üzerine inşa edilmiş iki katlı bir ev duruyordu.
Mayıs
1919’un ikinci hafta başlarına geliniyor. Ayşe Kadın akşam yemeğini hazırlamış,
sofrayı kurmuş, Ahmet’i bekliyordu. Çocuklarda sofranın etrafına kurulmuştu.
Kapı çaldı. Gelen Ahmet’ti. Ayşe Kadın Ahmet’in elindeki ekmekleri aldı,
ikisini sofraya bıraktı, diğerlerini mutfağa götürdü. Ahmet’te bu arada
ellerini yıkamıştı. Koltuk değneklerini kapının girişine bıraktı, tek ayağı
üzerinde zıplayarak sofraya geçti.
Ve
sayfalar ilerliyor.. Romanın akışı sürüyor. Sayfa 81 deki 13 Haziran 1919
tarihi altına bakıyoruz:
Sabah
saat dokuza geliyordu. Bir grup toplanmış, Mustafa Kemal Paşayı görmek için
Saraydüzü kışlasının yolunu tutmuştu. İçlerinde parti temsilcileri de vardı.
Mustafa
Kemal Paşa, gelenlerle tek tek tokalaşıp hatırlarını sordu, buyur etti. Masaya
geçtiler. Haritayı açtı. Harita üzerinde memleketin durumunu uzun uzun anlattı.
Kurtuluş Altunbaş’ın, Kırmızı Beyaz Çiçekler adlı romanı 26 Haziran 1919
tarihinin altındaki satırlarla bitiyor. Buradan: Mustafa Kemal Paşa gece boyu
telgrafları ve notlarını toplamış, hazırlık yapmış, bir iki saat kadar
kestirmişti. Amasya’ya geldiğinden beri her gece odasındaki gaz lambasının
ölgün ışığı dışarı vurduğundan Paşa’nın Amasya’dan ayrılacağını kimse
sezmemişti bile!
***
‘Yeni Söke’ Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Anadolu
Basını içerisinde yeralan ve bana ulaşan gazetelerin sayfalarındaki gezintimi
sürdürüyorum. Bugün sütun konuğum, Aydın ilimizin Söke ilçesinde 01 Aralık 1993
tarihinde kurularak 4 normal sayfayla günlük yayınlanan 19. yayın yılı içinde
bulunan ‘Yeni Söke’ Gazetesi
Önce,
her zaman olduğu gibi, Yeni Söke Gazetesinin kimliğine bir göz atacağım:
Sahibi: Hasan Hüseyin Yavaşoğlu, Genel Yayın Yönetmeni: Şakir Aksayım, Yazı
İşleri Müdür: Muzaffer Yavaşoğlu, Yazarlar: Mustafa Uluçay, Yaşar Çağbayır,
Latif Yalçın, Mesut Şen, M. Nezir Aygün, Mustafa Genç. Tlf: 0256-518 58 50
Elimde,
masamda 5 bin 552. sayısıyla 5 bin 571. sayıları ve bu sayılar arasındaki
sayıları bulunan Yeni Söke Gazetesinin sayfalarında bir gezinti yapacağım: Önce
makale yazarlarından bir yazardan birkaç cümle:
-Sevgili
okurlarım; Türkiyedeki basını sevmiyorum desem, bilmem bana ne kadar katılırsınız?. Katılmayı
bırakın da, sende kim oluyorsun diyenleri duyar gibi oluyorum. Elbette herkesin
kendine göre haklı sebepleri vardır (Mustafa Uluçay)
Şimdi
Yeni Söke Gazetesinin sayfalarında yeralan siyasi olmayan, sosyal içerikli
haberlerden bazı seçmeler yapmak istiyorum:
-Söke’de
muhtarlar, kadına şiddet yasası hakkında bilgilendirildi/Yazar Abdülkadir
Güler’den bir kitap daha/Söke şehir stadyumu için ödenek tamam sıra ihalede,
-Kaygıllı’da
zeytinlik yolları heyecan yaratıyor/Çocuğunuz televizyon izlerken yanında
bulunan/TARİP Pamuk 39. sıraya yükseldi,
-İtfaiye
faciayı önledi/Altın Güvercin’de çıta yükseldi/Hayrına bir vatandaş otoparkı
temizlesin/Aydın’da buğday anızına doğrudan pamuk ekildi,
-İsim
benzerliği nedeniyle, trafik cezası Sökeli Yusuf’un peşini bırakmıyor/Söke Ağız
ve Diş Sağlığı Merkezi doğalgaza kavuşuyor,
-Yörük
Ali efenin kızanlarının başarısı iktidarla muhalefeti kucaklaştırdı/Kara ve
Deniz avcıları buluştu/Özdemir: Çölleşme yoksulluğun hem nedeni hem de
sonucudur/Aydın caddesi esnafı Belediyeye tepkili,
-Çete
Ayşe’nin filmi için yeniden girişim başlatıldı/İki Kardeş de sağlıkçı olmayı
istedi/Bedesten’de seramik sergisi açıldı/Sökeli canlı Kan Bankası Tevfik
Kardan rekora koşuyor/Söke’de asansörler denetleniyor/Resmi yazışma kuralları
eğitim semineri verildi/Özcan Bilgi Çiçek gelirini iki okula paylaştırdı vd.
-Kızılay
soda talebine yetişemiyor/Söke ovasında sılajlık mısır ekimi
yaygınlaşıyor/Kaygıllı’da 3800 adet delice aşısı yapıldı/Aydın Caddesi’nde
2.defa doğalgaz çalışması yapıldı/Pamuklarda gelişim yüz güldürüyor vd.
***
Serhad Artvin Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Gazetelerimizin sayfalarındaki
gezintimi sürdürüyorum. Bugün sütun konuğum Serhad Artvin Gazetesi. 16 Nisan
1962 tarihinde kurulan, 51. yayın yılı içerisinde bulunan Serhad Artvin
Gazetesinin 10 bin 438 ve 10 bin 456. sayıları ve bu sayılar arasındaki gazete
sayfalarında yapacağım gezinti, Serhad Artvin Gazetesinin kimliğine bakarak
başlıyor:
İmtiyaz
sahibi: Rıdvan Şengün, Sorumlu Müdür: Orhan Şengün, Sayfa Editörü: Demet
Şengün, Muhabirler: Ayten Öztürk, Gülten Koçak, Göksel Taşkan. Tlf:04662121129
12 normal sayfayla okurlarının karşısına çıkan, çıkarılan Serhad Artvin
Gazetesi sayfalarında makale yazarları, şairler, araştırmacılar okurlarıyla
buluşuyorlar.
Yazarlar:
Osman Demir, Ömer Yerlikaya, Şairler: Oktay Şenol, Aşık Zülfikar Devrani. Şimdi
bu imzaların ortaya koyduklarından örnekler verelim:
1-
Rahatsızlık kötü bir durumdur. Adam uçağımızı düşürür
bunu kınamak bir yana, o uçağın orada ne işi vardı? Sözleri ile haykırmak ne
kötü bir durumdur (Ömer Yerlikaya)
2-
Mübarek geceler; Allaha kendimize ve insanlığa karşı
sorumluluklarımızı hatırlatmaktır (Osman Demir)
3-
Bu şans benimdir, hiç bilemedim/Sevgi denizine ben
eremedim/Kimseden, yakınlık, dostluk göremedim/Bunları yazmakta bir
riyamıdır?(Oktay Şenol),
4-
Sabahtan çıktın işe/Akşama gelirsin aşa/Ağzındaki sedef
dişe/Ey benim fedekar babam (Aşık Zülfikar Devrani)
Serhat Artvin Gazetesindeki
haberlerin hemen hemen tamamı, yerel, yöresel haberlerden meydana geliyor.
Sosyal içerikli, (Siyasi olmayan)Serhad Artvin Gazetesi sayfalarında yeralan
haberlerden bazı başlık örnekleri:
-Yeni Artvin-Yusufeli-Erzurum
karayolunda çalışmalar devam ediyor/32. Artvin Kafkasör kültür, turizm ve sanat
festivali/Kaçkar Dağlarının eteklerinde bulunan Yüncüler Köyü yaylasında
olumsuzluklar ve doğal afetlerden korunmak için kurbanlar kesildi,
-‘Beleşçi’ ayılar, üreticiyi
mucit yaptı/Türkiye’nin en Doğal Müzesi Artvin/Hopalı atlet Esra Gaz,
Ukrayna’dan birincilikle döndü/Türkiye Gazeteciler Federasyonu 38. Başkanlar
Konseyi toplantısına ilimiz ev sahipliği yapıyor/Başkanlar Konseyi toplantıları
sona erdi,
-Köylülere verilen eğitim,
kaçakçılığı önledi/Arhavi Devlet Hastanesinin temel atma töreni yapıldı/Kızılay
Artvin Şubesi Dünya Kan Günü münasebetiyle madalya ve ödül töreni
gerçekleştirdi/Şoförler Odası Başkanı Ahmet Alparslan’dan Özel İdare’ye
teşekkür,
-1.Borçka-Karagöl doğa yürüyüşü
yapıldı/Gençlik Projesi ilimizde uygulanacak/Hasta ve refakatçiliği kursu
başladı/Karadeniz Turizm ağı Artvin’de tanıtıldı/Karagöl, doğa güzelliğiyle
büyüyor,
-Artvin’e Bitki Müzesi
kuruldu/Halk oyunları topluluğu, finallere gidiyor/Kırmızıgül Hopa’da 80
bölümlük dizi çekecek vd.
*
GÜNÜN SÖZLERİ:
1.
Bir iş adamının yeteneği; bir malı çok olduğu yerden değerli olduğu yere
getirebilmektir. (Emerson)
2.
Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da
çatışırlar. (Daniel Webster)
3.
Mutluluk, gençlikte beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda
aranır. (P. Courty)
4.
Dinlerseniz, size her zaman doğru yolu gösteren bir sesin var olduğunu
unutmazsınız. (Thomas Hughes)
**
Dergiden dergiye ses var
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Dedik
ya: Dergiden dergiye yol gider. Dergiden dergiye ses var. Dergilerin sayfa
sütunlarında gezintilerimiz var sürüp gelen:
1- AYIN TARİHİ: Basın-Yayın ve enformasyon
Genel Müdürlüğünce üç ayda bir yayınlanıyor. Bir kitap sayfa zenginliğinde,
olayların tarihi tesbitlerinin yapıldığı görülen bir yayın.
2- YENİ ULUS DERGİSİ: Antalya’da Kamil
Söker’in sahipliğinde yayınlanıyor. 16 ncı sayısı bize ulaştı Yeni Ulus’un.
3- KIBATEK BÜLTENİ: Merkezi İzmir’de
bulunan, Kıbrıs, Balkanlar, Avrasya, Türk Edebiyatları Kurumunun yayınladığı
“KIBATEK BÜLTENİ”nin 54 ve 55. sayıları yayınlandı. Bültenin sahibi: Leyla
Işık.
4- YENİSES DERGİSİ: İstanbul’da, Isparta,
Yalvaç, Sücüllü ağırlıklı olarak Ekrem Ünal’ın sahipliğinde yayınlanıyor.
5- MAKİ DERGİSİ: Mersin Şairler ve
Yazarlar Derneğince yayınlanıyor. Sahibi: Abidin Güneyli. Maki’nin 83. sayısı
yayınlandı.
6- BÜTÜN DÜNYA DERGİSİ: Ankara’da Başkent
Üniversitesi Kültür yayını olarak aylık çıkıyor. 2012 yılına ait 7 nci sayısı
yayınlanan Bütün Dünya Dergisinin sahibi: Prof.Dr. Mehmet Haberal.
7- ALKIŞ DERGİSİ: Kahramanmaraş’ta iki
ayda bir yayınlanıyor. 64 ncü sayısı bize ulaşan Alkış’ın sahibi: Dr. Oğuz
Paköz.
8- NEVRUZ DERGİSİ: Antalya’da aylık
yayınlanıyor. 28 nci sayısı bize ulaşan Nevzuhur’un sahibi: Mustafa Akbaba.
9- TUNA BOYU DERGİSİ: Bulgaristan’da
yayınlanan “Tuna Boyu” Dergisinin 73 ve 74. sayıları ayrı ayrı yayınlandı ve
bize ulaştı. Derginin sahibi: İsmail İ. Kelov.
10- KARINCA DERGİSİ: Türk Kooperatifçilik
Kurumu tarafından Ankara’da aylık yayınlanıyor. 906 ncı sayısı bize ulaşan
Karınca’nın Kurum adına sahibi: prof. Dr. Nevzat Akpek.
11- PUSULA GAZETESİ: Rize’den Faik Bakoğlu
dostumun gönderdiği gazetelerden biri olan Pusula Gazetesi 20 büyük sayfayla
Erzurum’da yayınlanıyor. Sahibi: A. Metin Karadayı.
12- ERZURUM HAKİMİYET GAZETESİ: Faik
Bakoğlu dostumun gönderdiği gazetelerden bir başkası “Erzurum Hakimiyet” 12
sayfayla yayınlanıyor. Sahibi: Yaşar Çelik.
13- KÜMBET ALTINDA DERGİSİ: Tokat’ta üç
ayda bir yayınlanıyor. Sahibi İrfan Yıldız olan Derginin 49. sayısı Günyüzü
gördü.
14- YESEVİ DERGİSİ: İstanbul’da aylık
yayınlanıyor. Sahibi Erdoğan Aslıyüce olan Derginin 223. sayısı çıktı.
15- YENİSES DERGİSİ: Osmaniye’de aylık
yayınlanıyor. Sahibi Hasan Bölük olan Derginin 199. sayısı okurlarıyla buluştu,
buluşturuldu.
GÜNÜN SÖZLERİ:
1.
Bir iş adamının yeteneği; bir malı çok olduğu yerden değerli olduğu yere
getirebilmektir. (Emerson)
2.
Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da
çatışırlar. (Daniel Webster)
3.
Mutluluk, gençlikte beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda
aranır. (P. Courty)
4.
Dinlerseniz, size her zaman doğru yolu gösteren bir sesin var olduğunu
unutmazsınız. (Thomas Hughes)
***
Tekirdağ Yeni İnan Gazetesi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Gazetelerin
sayfalarındaki gezimin devamı olan seri araştırma-yazılarımı sürdürüyorum.
Bugün sütunumun konuğu, 8 normal sayfayla Tekirdağ’da günlük yayınlanmakta olan
“Tekirdağ Yeni İnan Gazetesi.
Tekirdağ
Yeni İnan rahmetli Cahit Çelebi dostumun uzun süre yayınladığı, Anadolu Basını
içerisinde önemli bir yeri olan gazetelerimizden biri, başında geleni.
Tekirdağ
Yeni İnan Gazetesi’nin 17bin 347 – 17 bin 363. sayıları arasındaki sayıları var
masamda. Şimdi bu sayıların sayfalarında gezip, tespitlerimi ortaya koyacağım:
Önce
Gazetenin kimliğine bakıyorum: Sahibi Ayten Çelebi, Yazı İşleri Müdürü: Recep
Nahit Çelebi, Yazarlar: Hakkı Sarıgül, Mehmet Serez, Sayfa Editörü: Saadet
Aysel, Muhaberler: Necla Atakan, Hasan Sezer Hakan Baba, Yılmaz Mehmet Genç,
Mustafa Çetin, Gülcan erim. Tlf:0282-261 19 93
Tekirdağ
Yeni İnan Gazetesi sayfalarında yazıları yayınlananlar, kimlik bölümünde ismi
geçenlerle sınırlı değil. Bunlardan bazı isim sıralaması yapmak istiyorum:
Rahmetli
Cahit Çelebi dostumun “Kıssadan Hisse” köşesinin yeni adı: “Söz Keserse”,
Makale yazarları: recep Nahit Çelebi, N.
Durak Başbuoğlu, Muhsin Durucan, Mustafa Çetin, Prof.Dr. Poyraz Ülger, Hasan
Akarsu, Adem Altın, Nazif Karacam, Mahmut Gerlen, Hüseyin Bayol, Prof.Dr. Nail
Yılmaz, İbrahim Uzun, Ahmed Şahin, Cahide Ulaş Aytar.
Şimdi
bu isim ve imzalardan bazılarının yazdıklarından kısa alıntılar yapmak
istiyorum.
1-
Önümüzdeki zaman, şehrimiz için önemli. Şehrimiz
kısmetse Büyükşehir olacak. (Recep Nahit Çelebi)
2-
Atalarımız ‘Yılanın başı küçükken ezilir” demir. Demiş
de kim dinlemiş. Minicik yılanlar, çiyanlar zaman içinde büyüdükçe büyümüş ve
bizi yutar hale gelivermişler (Mustafa Çetin)
3-
Yunus Emre, geniş yelpazede tüm insanların gönlünde
yeri olan ve sevilen bir candır (Muhsin Durucan)
4-
Ne güzeldir dört gözle beklediğin bir haberin gelişi.
Ağrının dinmesi. Yıllar sonra bir gün, bir yerde çocukluğ4unda eninin senin
için yaptığı kurabiyelere rastlamak (Cahide ulaş AYtar)
Şimdi, Tekirdağ Yeni İnan
Gazetesinin sayfalarına dönelim, siyasi olmayan bazı haber başlıkları
aktaralım:
-Diplomasını torunundan
aldı/Rekolteyi artırmak için: Kiraz Eylem Planı/Fas toprakları, Tekirdağ’da
üretilen makinelarla ekilecek/Tekirdağ Limanından ihracat devam ediyor/Alt yapı
çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor,
-En çok mavi kapak, konserlerden
sonra toplanıyor/Madde bağımlılığı ile mücadele şart/Tekirdağ Belediyesi
Halkoyunları Ekibi, AKçay’da birinci oldu/14 Bakan eskiten Kültür Merkezi
inşaatı hızlandı,
-İtfaiyemiz can kurtardı/İş
Dünyası çekte sıkıntılı günler yaşıyor/Kentsel dönüşüm başlıyor/Başkan Dalgıç,
en başarılı 4. Belediye Başkanı oldu vd.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder