23 Ağustos 2011 Salı

Somali yazıları ve diğerleri

Somali’de gördüklerim (1)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
1960 yılında bağımsızlığına kavuşan, dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Somali’deki açlık görüntüleri yıllardır artarak sürüyor. Son yıllardakiler farklı boyutlara ulaştı.
İsa Kayacan, Somali'deki mülteciler önünde (1985)
Bu satırların yazarı İsa Kayacan, Türk Kızılay’ı aracılığıyla Somali’ye götürülen toplam 2019 tonluk gıda yardımının mülteci kamplarıyla, ilgili kuruluşlar ve Somali halkına dağıtımının yapılması için oluşturulan tanıtım ekibi içerisinde, Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü temsilcisi olarak 28 Kasım 1985’de Somali’ye hareket edinilip, 25 Aralık 1985 tarihinde dönülen, “Basın mensupları” arasında yer almış, gıda yardımının yerinde dağıtımı konusunda tespitlerde bulunarak, dönüşte, “Türkiye’nin Gıda Yardımı Yaptığı Somali’de Gördüklerim” adıyla, 48 sayfayla kitaplaştırılmıştır.
İsa Kayacan Somali’de gördüklerini, aynı adla (Türkiye’nin gıda yardımı yaptığı, Somali’de Gördüklerim” ana başlığıyla, tespit ve röportaj serisi olarak; Orta Doğu Gazetesinin (05 Mart 1986 ), Burdur Gazetesinin (08 Mart 1986), 24 Saat Gazetesinin (11.03.1986) tarihlerinde başlayan yayınlarıyla kamuoyuna duyurmuştur.
Ayrıca, “Somali’de Gördüklerim” başlıklı İsa Kayacan imzalı, 1986 yılının ilk aylarında, Karınca Dergisi, Antalya Ekspres Gazetesi, Yeni Meram Gazetesi, Son Havadis Gazetesi gibi yayın organlarında yer almış;, Somali çıkışlı İsa Kayacan imzalı şiirler, Burdur Yenigün, Burdur, Sivas Anadolu, Ceyhan İleri, Tefenni’nin Sesi, Mardin Öncü, Tokat Birikim, Turhal Uyanış, Denizli Ticaret ve Ekonomi, Kooperatif Postası, gibi gazetelerde yayınlanmışlardır.
Bu arada, merkezi Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bulunan Vektor Neşirlerevi’nce yayınlanan, İsa Kayacan’ın şiirlerinin bir araya getirildiği “Sevgi Yumağı” adlı kitabın 86, 87 ve 88 nci sayfalarında İsa Kayacan’ın “Afrika’ya Yardım Marşı” ve “Somali” adlı şiirleri yer almıştır.
Somali, bir kuzey batı Afrika ülkesi... Başşehri, Mogadişu Yüzölçümü 637. 657 km2, olup nüfusu bir milyon dolayındaki mülteciler dâhil beş milyon civarında. 1975 yılında topraklar kamulaştırılmıştır. 1985 yılı verilerine göre, ülkenin çeşitli yerlerinde bulunan 41 ayrı kampta mülteciler yaşıyor. Somali’de kötü beslenmenin sonucu olarak ortaya çıkan sıtma, verem gibi hastalıklar yaygındır.
20 Kasım 1985 tarihinde, İskenderun Limanından Somali’nin Berbera şehrine hareket eden Kayseri adlı gemi 28 Kasım 1985 tarihinde şehirdeki limana varmıştır.
Söz konusu gemide bulunan Berbera şehrinde boşaltılan gıda maddelerinin yüzde 40’ı Somali halkına, yüzde 60’ı ise mülteci kamplarındaki vatandaşlara dağıtılmıştır.
Somali’nin 2 nci büyük şehri olan, Hargeisa bölgesinde 13 mülteci kampı bulunuyor. Bunlardan; Bixin mülteci kampı, 220 km uzaklıkta 35.764 kişi yaşıyor. Ganet- B Mülteci kampı, 6 km uzaklıkta 26 bin kişi yaşıyor. Darbı Hoore mülteci kampı 217 km uzaklıkta 17 bin 500 kişi yaşıyor.
Kamplarda yönetici ihtiyacının giderilmesi için aralarında seçim yapılıyor. Mülteci sorunu 1977 yılında gündeme gelmiş, 1979 yılında sayı 1,5 milyona ulaşmış. Kamplarda ayda üç defa dağıtım yapılıyor. Genelde fert başına verilenler; Prinç 250 gr, Hurma 15 gr, Yağ 30 gr, Mısır, süt, soya karışımı 50 gr, Süt tozu 30 gr, Buğday unu 100 gr (Toplam 475 gr).
Yardım alanlar yorgun, yorgun gidiyor. Bir kadının aldığı yardım malzemesi, başında taşınıyor. Kadının resmi çekilmek istenince duruyor, poz veriyor.
Kuzey Batı Bölgesi Milli Mülteci Komisyonu Başkanı, Botan Barre Jamatarre; “Bizim Uluslar arası kuruluşların yardımı olmadan bu yükün altından kalkmamızın mümkün olmadığını kabul ediyoruz. Türk toplumuyla, Türk hükümetine derin saygılarımızı sunarız. Biz bundan gurur duyuyoruz, zira siz Müslümansınız” diyor ve ekliyor: Burada Osmanlılar hâkim durumdaymış. Eserler bırakmışlar. Sizi halkımız unutamaz. Türkiye’nin merkezinim Ankara olduğunu, halkımız çok iyi bilir.
 Somali’de gördüklerim (2)
Prof. Dr. İSA KAYACAN
İsa Kayacan, Somali'de ki Mültecilerle (1985) 
Bu satırların yazarı İsa Kayacan’ın, Türkiye’nin 1985 yılında gıda yardımı gönderdiği, Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü temsilcisi olarak basın mensuplarıyla birlikte gittiği Somali’de 28 Kasım -25 Aralık 1985 tarihleri arasında incelemelerde bulundu. Gördüklerini “Somali’de Gördüklerim” adıyla kitaplaştırdı, gazete ve dergilerde yayınlandı.
İsa Kayacan’ın, merkezi Bakü’de bulunan Vektor Neşirlerevi yayınları arasında 2008 yılında yayında yayınlanan “Sevgi Yumağı” adlı kitabında yer alan “Afrika’ya Yardım Marşı” ve “Somali” adlı şiirlerini aşağıya alıyoruz efendim: 

AFRİKAYA YARDIM MARŞI (İsa Kayacan- 1985)
Cumhurbaşkanımızca, kampanyalar başlatıldı,
Her fırsatta, önemiyle gereği anlatıldı,
Türklüğün sevgisiyle, Afrika’ya uzanıldı,
Müslüman kardeşlerimiz, yeniden kazanıldı, 

Her gün büyüyor Afrika ülkelerinde açlık,
Haydi, haydi Türkiye’de yardım çığırı açtık. 

Uzaklarda çoluk, çocuk bir lokma ekmek için,
Hepsi hüzünlü bekleyişleriyle çırpınmakta,
Karınlarının doyduğunu görebilmek için,
Yokluğa yokluk, ekleyişleriyle çırpınmakta. 

Hergün büyüyor. Afrika ülkelerinde açlık,
Haydi, haydi Türkiye’de yardım çığırı açtık. 

Türkiye’den kardeşçe yardım elleri uzanır,
Açlıktan etkilenen Afrika ülkelerine…
Buruk yüzler, kömür gözlerle, dillerde duadır,
Götürülen yardımlar, Afrika ülkelerine. 

Her gün büyüyor, Afrika ülkelerinde açlık,
Haydi, haydi Türkiye’de yardım çığırı açtık. 

SOMALİ (İsa Kayacan- Berbera- Kasım 1985)
İsa Kayacan, Somali Kızılayı ekibiyle (1985)
Yıllar önce yaşayan Osmanlılar,
Somali halkı arasında, halâ hatırlılar.
Selâm verince, içten alıyorlar,
Müslüman oluşumuzdan, yakınlık duyuyorlar.

İtalya, Fransa, İngiltere’nin, izleri var,
Halkının yorulmak bilmeyen, simsiyah dizleri var,
Başşehri Mogadişu, ötekilerden çok farklı,
Yeşillik içindeki,
Bazı binalar altı- yedi katlı,

Muzları var, iki insan doyurur,
Kadınları var, pek çok çocuk doğurur.
Meyveleri var, nedir bilemedik,
Ama “yiyemeyiz” diyemedik.
Alışverişleri var,
Dükkânları öğleden sonra kapalı,
Hep düşündük, neyi nereden almalı?.

Sıcaklık zirvede, insan yakıyor,
Çocuk ve kadınlar,
Kaldırımlarda sigara satıyor.
Mülteci kampları var, yaşayanlar dermansız,
Onlar için önce gıda, sonra teknoloji gerekli,
Somali’de Osmanlı’nın izi var, mührü var.

BUTSO’dan Çin Gezisi Rehberi
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kısa adı BUTSO olan, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası’nın yayın faaliyetlerindeki artış dikkat çekici boyutlarda.
Burdur Ticaret Odasından, değişik sanayi kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan 82 kişilik bir heyet 14 Nisan’da başlayan, 22 Nisan 2011 tarihinde sona eren bir Çin gezisi gerçekleştirmiş. Bu geziyle ilgili değişik bilgi ve belgelerin bir araya getirildiği, farklı fotoğraf görüntülerinin sayfalara aktarıldığı 64 sayfalık bir kitapçık bana ulaştı.
Kitabın yazarı, hazırlayıcısı, Burdur Ticaret ve Sanayi Odasının Basın Danışmanı Gazeteci Ahmet Can. BUTSO’nun kitap serisinin 7 ncisi olarak gün yüzü görmüş. Dizgi ve grafik imzası Hulusi İlhan’a ait…
İçindekiler sayfasında yeralanlardan: Çin turu gezi programı, Çin Cumhuriyeti hakkında genel bilgiler, Çin Cumhuriyetinin ekonomisi, Sektörel yapı, Genel tavsiyeler, Vize ve oturum izni, Çinlilerle iş görüşmesi, Çin Halk Cumhuriyeti hakkında özet bilgi, Güçlü ve zayıf yönleri itibariyle Çin ve Hong Kong’da potansiyel arzeden tarım ve gıda ürünleri, Burdur Bölgesinde yatırım alanları, Sektörlere göre Burdur ihracatı, ülkelere göre 2010 Burdur ihracatı, ihracat yapan üyelerimiz, İstatistikler.
Önsöz, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik’e ait. Buranın bir yerinde Yusuf Keyik; “Günümüzde Çin, dünyanın en büyük ihracatçılarından olma özelliğine sahip bir ülke olmakla birlikte, rekor düzeylerde dış yatırım çekmektedir” diyor. Bu bir tespittir, doğru bir değerlendirme, ifade biçimidir efendim.
Kitap içindeki bilgilerden, Çin’in 23 eyaletinin bulunduğunu; 1- İç Moğolistan, 2- Tibet, 3- Guangxi Zhuang, 4- Ningxia Nanjing Hui, 5- Xinjian Uygur özerk bölgelerinin bulunduğunu öğreniyoruz.
Çin Halk Cumhriyetinin geçmişi, 4000 yıllık bir tarihe sahiptir. MS 1200’lü yıllara kadar Batı ekonomilerinden daha iyi durumda ve kişi başına gelir yüksek seviyelerdeydi. Çin’deki reformun en büyük karakteristiği Çin ekonomisinde rekabet mekanizmasının doğmasıdır.
Çin dünyada en fazla yabancı sermaye çeken ülkelerden biri… Halkın gelir düzeyi sürekli olarak yükselmektedir. Çin’de günlük kullanım malları ve gıda sıkıntısının yaşanmadığı görülüyor.
Çin’in yüzölçümü; 9.560.000 km2, Nüfusu: 1.141.000.000, Başkenti: Pekin, Dil: Çince, Para birimi: Yen. Türkiye ile Çin arasında 17 milyar Dolarlık bir Ticaret hacmi bulunuyor.
Gelelim Burdur’a; TÜİK- TİM verilerine göre; Burdur 2010 yılında da ihracat atadığını sürdürmüştür. 2010’da Burdur’da 195 milyon 604 bin Dolar ihracat gerçekleştirilmiştir.
BUTSO’nun Çin gezisinin bir de DVD’si hazırlanıp, ilgili yerlere, kuruluşlara gönderilen bu Çin gezisiyle, Ticaret ve Sanayi açısından Çin’in genel görünümü üzerinde incelemeler yapılmış, değerlendirmeler ortaya konulmuş, Burdur açısından da, “Bizim genel fotoğrafımız da bu, gelin oturalım- konuşalım, anlaşalım” denilmiştir. Tebriklerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim.
 Burdur’dan bir lider: 
Berberoğlu Un
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Kuruluşlarımız, yıllarla birlikte kıdemlileşiyor, ürettikleriyle özdeşleşip, alanlarında “marka” oluyorlar.
Burdur ilimizde ofset tekniğiyle günlük yayınlanan “Çağdaş Burdur” Gazetesinin kıdemli muhabirlerinden Halil İbrahim Kara, Burdur merkez çıkışlı önemli röportajlarıyla dikkat çekiyor.
Çağdaş Burdur Gazetesinin 2034 ncü sayısının 9 ncu sayfasında “Berberoğlu Burdur’un Lideri” başlıklı bir röportaj yer aldı. Başlıkta “Burdur’un Lideri” denilirken, “UN” kelimesi, un alanda üretim yapan fabrikadan söz ediliyordu. Güzel bir başlık ve “UN” kelimesi yerinde, anlamlı şekilde kullanılmış. Tebrikler Halil İbrahim Kara. Şimdi biz, sayfadaki röportaj metnine dönelim:
Berberoğlu Un Fabrikası, 1940 yılında Ali Berberoğlu tarafından kurulan un sektöründe faaliyete başlayan bir çalışmayla, faaliyetle harekete geçiyor, geçiriliyor. Bugün ise, Akdeniz Bölgesinin lideri konumuna geçilen bir başarı grafiği ortaya konuluyor.
Berberoğlu Un Fabrikasında bugün, son teknolojiye uygun, tam otomatik vals’ler, kare elekler ve pnömatik sistemiyle üretime emin adımlarla devam ediliyor. Akdeniz Bölgesinde marka haline gelen fabrika, merhum Ali Berberoğlu ve  oğlu merhum Mehmet Berberoğlu ve kardeşleri merhum Mustafa Berberoğlu, Ahmet Berberoğlu, Enver Berberoğlu ve Mustafa Berberoğlu’nun farklı zaman dilimleri içerisindeki çalışmalarıyla faaliyetlerini kesintisiz olarak günümüze kadar sürdürüyorlar.
Aile şirketi örneklerinin en iyilerinden biri olan Berberoğlu Un Fabrikasının Genel Müdürlüğünü Ali Berberoğlu yapıyor. 1966 Burdur doğumlu olan Ali Berberoğlu, ilk ve orta öğrenimini Burdur’da, Yüksek Öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünde tamamlamış. Fabrikadaki görevini 1990 yılında başlamış.
Burdur’daki Berberoğlu Un Fabrikası, hububat ekim- dikimi yapan çiftçilere önemli katkılar sağladığı için, çiftçilerin gözbebeği haline gelmiş. Ali Berberoğlu, 1954 yılından bu yana faaliyetini sürdüren fabrikanın dede mesleği olduğunu, 3 ncü kuşak olarak hizmetin devam ettirilmesinin gururunu yaşadıklarını söylüyor. Amaçlarının, “Daha uzun yıllar tüm halkımıza kaliteli ve lezzetli ürünler sunmak” olduğunu sözlerine ekliyor.
ISO 9000 kalite yönetim sistemi ve ISO 22000 gıda güvenliği yönetim sistemini beş yıldır uygulayan Berberoğlu Un Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Berberoğlu, ürettikleri, ekmeklik tip 550- 650- 850 ve özel amaçlı baklavalık, böreklik, pastalık, makarnalık, pidelik, yufka, ekmeklik, lavaşlık, kadayıflık ve tam buğday unlarıyla, bayiler ve marketler kanalıyla, halkın hizmetinde olduklarını ifade ediyor.
Halil İbrahim Kara’nın, Ali Berberoğlu’yla yaptığı röportajın sonunda, sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde kurulan “Berberoğlu Vakfı”yla, Burdur’a bir huzurevinin kazandırıldığını hatırlıyor, başarılarının sürekli olması dileklerimizle, tebriklerimizi sunuyoruz efendim.

Hiç yorum yok: